• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Ayrılmak için doğru zaman...

eşinden soğuduysan evliliğin iin çabalamaktan yorulduysan ne söylenebilir ki
çocuğun yokken ayrıl demekten başka aklıma birşey gelmiyor:50:
inşallah atanırsın herşey gönlünce olur
 
bence bir psikolog yardımı alın...
o size eşinize ve evliliğinize bakışınızdaki hatalı tarafları gösterecektir...
mükemmel uyumu yakalayabilirsiniz ama bu bakış açınızla değil...
sevmediğiniz, eleştirdiğiniz bir adama sırf anne babanızın evine dönmemek için katlanıyorsanız önce kendi ayaklarınızın üzerinde durmayı öğrenin...
siz anne-babadan kurtulmak için evlenmiş ve eşinizi farklı biri olarak algılamışsınız ama farkında olmadan anne-babanızın sorunlarını kendi evliliğinize taşımışsınız...
muhtemelen bu korkak, pısırık, ailesine karşı sizi savunamayan, sabit fikirli adam babanız yani eşiniz...
bir şekilde bu evliliğe katlanan çünkü gideceği yeri olmayan kişi de anneniz yani siz...
ama artık katlanamıyorsunuz değil mi?
işte o nedenle yardım alın ve ayrılmayı şimdilik erteleyin...
çünkü tek suçlu eşiniz değil...

Güzel tespitler yapmışsın. Evlilik terapisi desteği aldık bir süre. Sonra sınav hazırlık sürecinde olduğum için bu sürecin beni çok yıpratmaya başladığını fark ettim. Eşimin değişime kapalı olduğuna farkettim, gittiğimiz terapist yanlışları ortaya koydu ama onun değişime kapalı olduğunu gördüğüm için umudum kırıldı. Ve yarıda bıraktık, açıkçası ben de inatçı bir yapıya sahibim. Ama inanın eşim kadar değil. Çoğunlukla tükürdüğümü yalıyorum, sözümün arkasında duramıyorum, belki içselleşmiş huzurumuz bozulmasın diye veya içten içe kaybetme korkusu adı herneyse bilmiyorum. Bunu da gerçekten onu sevdiğim içinmi yoksa baba evine dönmemek için mi yapıyorum bilemiyorum.

Aslında ailesiyle ilgili mevzularda ısrarcı olmasax diğer eksileri tolere edilebilir bir insan. Ama içimde öfke var. Kendimi olduğu gibi dile getiriyorum, bazen belki kırıcı sözlerle istemeyerek ama karşımdaki insanın duyarsızlığını görünce çok inciniyorum. Öfkeleniyorum, anlayamıyorum. Eşim sınava yakın zamanlarda ailesiyle ilgili bazı şeyleri benim gündemime taşıdı ve benim en başımın kalabalık olduğu zamanlardı sınavla ilgili. Önemsenmediğimi hissettim. Kimsenin beni kaale almadığını, hala eve çağırmalarla ilgili de ailesiyle ilgili bana danışmaz, aileside beni aramaz bu konuyla ilgili. Oysaki evle ilgili her hazırlık iyide yapsam kötüde yapsam bana bakar. Asıl danışılması gereken ben değilmiyim, müsait de olamayabilirim, çalışmayan bir bayanda olsam. Bu ifade ettiğimdede yine ben suçlandım, neymiş kendimi geri çekiyormuşum. Oysaki yapmaya çalıştığım mesafe koymak, yüz göz olmamak. Duyduklarım, hissettiklerim en başından böyle davranmamı söyledi bana. Özetle bununda suçlusu ben oldum. Eşime karşı güvenim çok ciddi yara aldı benim.

Evet belki beni aldatmadı, üstüme yürümedi, şiddet görmedim fiziksel olarak, ama duygusal olarak çok yıprandığımı hissediyorum. Bunda tabe geçmiş yaşamımın, hassas ve alıngan yapımında etkisi inkar edilemez. Tek suçlu tabiki o da değil. Ama onunda defoları var. Özgüvensiz biri olduğunu görüyorum tıpkı benim gibi. Hayır demeyi beceremeyen, elalemi kafaya takan, duygularını ifade etmeyi bilemeyen ve çoğu zamanda bir kadına nasıl davranılacağını bilmediğini görüyorum. Ben çok hassasım içimde, örselenmişliğim çok, kendime acımak adına söylemiyorum bunu. Eskiden bu hatayı yapıyordum, ama bazı şeylere bakış açım sanki değişmeye başladı gibi. Artık 30' u geçmek mi, evlilik sorumluluğu almakmı, seni koşullu seven insanlarla çevrelenmekmi. Nedir bilemiyorum bana bunları duyumsatan.

Kafam çok karışık anlayacağınız. Ama senin dediğin gibi arkadaşım o rolleri bizlere giydirmiş olabilirim. Baba figürü arızalı bende. Yaşıyor ama yok hayatımda. Anneme yaptıklarını affedemiyorum. Annemin mutsuzluğuda bize çok yansıdı, şiddet gördük, ruhumuz örselendi, kendine güvensiz, insanlara güvensiz, çekinen, kendini değersiz hisseden, ifade etmekten aciz insanlar olduk. Bunu aşmaya çalışıyorum aklım böyle olduğuma erdiğinden beri, kendimce bir yol aldım. Ama yeterli değil tabe. Bunları bazılarını eşimle paylaştım, açıkçası onu kendime yakın buldum, ama sonrasında bütün tartışmaların suçlusu haline geldim. Çünkü mutsuz bir çocukluk yaşadım, dolayısla psikolojim iyi değildi, kendi kendime sorun çıkarıyordum. Oysaki hislerim, sezgilerim kuvvetlidir, bir miktar abartmış olabilirim o ayrı. Ama memnuniyetsizliğimi karşı tarafın anlamasına bekledim, zaman zaman anlamış gibi davrandı, ama işine geldiğinde. Belki hassaslığımdı bunları bana yaşatan bilemiyorum. Böyle işte.
 
Son düzenleme:
eşinden soğuduysan evliliğin iin çabalamaktan yorulduysan ne söylenebilir ki
çocuğun yokken ayrıl demekten başka aklıma birşey gelmiyor:50:
inşallah atanırsın herşey gönlünce olur

Evet bu yorgunluk herşeyi öldürüyor, ne için çabalıyorum demeye başlıyorsun.
Zaten devamını istemek birazda çocuk sahibi olmayı istememden.
Sanırım olmayacak, atanırsam hayatıma kimseye muhtaç olmadan kendi kararlarımla devam etmek istiyorum.
Allah nasip eder inşallah.
 
canım işin çok zor gibi görünüyor. kimin evliliği mükemmel ki!! biz ne aşkla evlendik, aileler dışında pek sorunumuz olmadı 1 yıl öncesine kadar. 1yıldır neler çekiyorum bir allah bir ben bilirim, bir de 21 aylık kızım var. dün bile ortada bişey yokken gidip yatağını ayırdı eşim ilk defa:( yani eşinle açıkça konuşsan. çünkü yuva bozmak çok zor. ya da umut yok dersen atanmayı ebkle şart koş, ya gel ya bitecek de. gelirse ailesinden uzak olmak, senn çalışman, yenni bir şehirde olmanız size ii gelebilir. gelmezzse de kendi kaybeder...


Allah seninde yardımcın olsun kardeşim. Çocuğun en azından merhem oluyordur yüreğinin ve ruhunun yangınına diye tahmin ediyorum.

Yuva bozmak zor evet, ama anlaşılamadığını görmek daha zor sanki.

Zaten ömrümün çoğu bu duyguyla geçti, sanırım kotam dolmuş artık kaldıramıyorum anlaşılamamayı.

Hakkımızda hayırlısı olsun, nasibimizde ne var onu yaşıyoruz işte. Ama bazı kararlarda bizim elimizde oluyor bazen, ben şu an bütün ömrümü onunla geçirebilirmiyim sorusuna yürek dolusu evet diyemiyorum. Daha iyisini bulmayı da ummuyorum, olmadığını biliyorum çünkü. Heralde yalnız gider bundan sonra benim hayatım.
 
...ama şu varki eşimin bir erkek olarak dış ortamlardaki çekingen yapısı, ev alma gibi konularda hiçbir hırsının olmaması, ailesine hayır demeyi becerememesi, dediğindede hissettiği suçluluk duygusuyla beni nedensiz yere azarlamaları, sabit fikirliliği ve hep onu ikna etmek zorunda olan benmişim gibi davranması gibi konular hep canımı sıktı.Sıkmaya da devam ediyor....

Bu saydığın özellikler çoğu erkekte var; ailelerine hayır diyemezler. Bazıları çok çekingendir, bu bizi rahatsız eder; bazıları çok ataktır, iletişiminden rahatsız oluruz. Çoğu borçtan çok korkar vs. Bunların hepsinin ve daha birçok özelliğin toplandığı çok ilişki var. Evliliğinizde şiddet yoksa, seviyorsanız değişimi siz yaratın. Bence eşiniz çok ürkek, çocuğunun olmasından bile ürküyor. Seviyorsan, seviliyorsan mücadele et...


Bir kadın sevildiğini duymak ister, hissetmek ister. Çekingen ama size geldiğinde maşallah o çekingenlikten eser kalmaz arkadaşım. İletişim sorunlarımız var doğru, birbirini anlayamamak. İlk yıla göre yine iyiyiz doğrusunu söylemek gerekirse, ama ne bilim ürkek erkek profili insanı rahatsız ediyor, çünkü benim babamda aynı eşim gibiydi. Akrabalarına, ailesine kendini ifade edemez, ne bilim konuya komşuya ifade edemez acısını annemden ve bizden çıkarırdı. Eşim hoş belki bu kadar değil ama şu var ailesine karşı kolay kolay hayır diyemez, dediğindede hissettiği suçluluk duygusunu bana nedenli nedensiz veya ısrarcılıkla yansıtır. Bu kısır döngü kırılacak gibi durmuyor. Umudum yok açıkçası. Beni kaybetmekten korkuyormu onuda bilmiyorum, beni sevdiğinden bile emin değilim. Kendince bunu ifade ettiğini söylüyor, hakkını yiyemem hiçbir şey yapmıyor değil. Ama ne bilim, sanki beni tatmin etmiyor bu. Ne istediğimide paylaşıyorum, o da kendi istediklerini paylaşıyor. Sen ne bilim işte sabah kahvaltı hazırlamadığın için bende onu yapamıyorum a geliyor olayki, ailesiyle ilgili mevzular ayyuka çıkmadan önce içimden geliyordu, sonra çok kırıldım ve benimde içimden gelmemeye başladı. Yane böyle bir kısır aptalca döngünün içindeyiz, nasıl düzelir ben tamamen kişiliğimi hiçe sayıp onun istediği kadın olurum. O zaman düzelir herşey, ama ben ben olmaktan çıkarım o ayrı. Zaten benim değişmem gerektiği düşüncesinde, sen değişmezsen hiçbir şey değişmez diyor.
 
hayatını yaşamadıysan şimdiye kadar bundan sonra yaşa arkadaşım.. allah pişman etmesin aldığın kararlardan inşallah.. inan bana ömür gelip geçiyor... canın nasıl istiyorsa, nasıl mutlu huzurlu olacaksan onu yap... inşallah ataman olur inşallah... hakkında en hayırlısı olsun.. sakın ama sakın erteleme hayatını...

Güzel dileklerin için teşekkür ederim.
 
Birey olamamış, sınırlarını koyamayan iki ikişinin evliliği çok sancılı oluyor sanırım. Çünkü 3. kişilerin hayatımızın çok içinde olduğunu hissediyorum. Bu bana böyle geliyor tabe. Eşim aynı fikirde değil.
 
bence kendinizi doğru ifade ediyor ve kendinizle yüzleşebiliyorsunuz...
ben çok beğendim ve gerçekten samimi olduğunuzu sezebiliyorum...
belki otuz yaşına kadar tırtıldınız, şimdi kozanız değişiyor çünkü kelebek olmak durumundasınız...
kimbilir...
değişim hepimiz için kaçınılmaz ve siz değişince hayat partneriniz değişiyor değişmek durumunda çünkü...
erkekler zaten değişmiyor, bazısı kadının değişimine ayak uydurup kalabiliyor hayatında birlikte daha güzel bir ilişkiye adım atabiliyorlar bazıları ise kaldığı yerde kalıyor...
yapmanız gereken herkesi kalmak istediği yerde bırakmak...
şimdi kafanız karışıksa sadece kendi üzerinize titremelisiniz...
kendinizi yeni baştan yaratmalısınız...
anne - babanızın evliliği ve bir biriyle iletişimi ya da iletişimsizliği nasıl kararlar aldırmış bunları bulun sonra...
en önemlisi neden eşinizi kendinize hayat partneri olarak seçtiniz...
kendinize dürüst ve samimi davranırsanız zaten işin yüzde ellisi sonuçlanır...
sonra ne yapacağınız net bir şekilde belirir...
ilk önce tayininiz çıksın, sonra tek başınıza bir yaşam kurun kendinize...
eşiniz zaten sizinle gelmesin...
sonrası kendiliğinden gelir zaten...
 
Birey olamamış, sınırlarını koyamayan iki ikişinin evliliği çok sancılı oluyor sanırım. Çünkü 3. kişilerin hayatımızın çok içinde olduğunu hissediyorum. Bu bana böyle geliyor tabe. Eşim aynı fikirde değil.

iki tarafta birey olamamışsa sorun olmuyor çünkü sorunlar bastırılıyor...
ama bir taraf artık yeter dediğinde başlıyor sorunlar...
yoksa kör topal birbirlerini ağırlayabiliyorlar...
siz sanırım gidişattan rahatsız olan tarafsınız...
işte eşinizin ne yaptığı, ne düşündüğü sizi ilgilendirmesin bu durumda...
kimseyle de aynı fikirde olmayı beklemeyin...
hatta mümkünse dünyaya yeni gelmiş gibi kendi fikirlerinizi, kendi düşüncelerinizi oluşturun...
anne-babanız olun ve o küçük kızı yetiştirin...
ve çocuk sahibi olmayı erteleyin...
önce kendiniz...
kendi hayatınız...
 
sizi çok iyi anlıyorum.değer verilmediğini düşünmek ya da bunu hissetmek insana ümitsizlik veriyor
yaptığınız hiçbir şeyin önemi olmadığını,hayatınızı boşuna harcadığınızı düşünüyorsunuz.
kısa bir süre önce ben de aynı duygu ve düşünceler içerisindeydim
üstelik düzeleceğine dair umut ta taşımıyordum içimde
bununla ilgili konu da açmıştım
ama hayat bana öyle bir sürpriz yaptı ki inanamadım
eşim şimdi o kadar ilgili bir adam oldu ki
sürekli olur olmaz şeye çocuk gibi küsen adam şimdi değil küsmek ben yüzümü az da olsa ekşitsem hemen panik oluyor
üstelik benim ona allahın bir lütfu olduğumu dahi söyledi
bunları neden anlatıyorum
sizin ve benim gibi umutsuzluğa düşmüş,ne yapacağını bilemeyen
bilse de sonuçlarından çekinen hanımlara bir ümit olur diye
ben biraz daha dayanın derim naçizane
tabii ki sonuç herkeste aynı olmayabilir ama neden şansınızı denemeyesiniz
belki de denemediğiniz yollar vardır
yıkmak için göstereceğiniz gayreti yapmak için gösterin
baktınız hiç umut yok
o zaman en azından vicdanınız rahat olur
allah yardımcınız olsun
 
bence kendinizi doğru ifade ediyor ve kendinizle yüzleşebiliyorsunuz...
ben çok beğendim ve gerçekten samimi olduğunuzu sezebiliyorum...
belki otuz yaşına kadar tırtıldınız, şimdi kozanız değişiyor çünkü kelebek olmak durumundasınız...
kimbilir...
değişim hepimiz için kaçınılmaz ve siz değişince hayat partneriniz değişiyor değişmek durumunda çünkü...
erkekler zaten değişmiyor, bazısı kadının değişimine ayak uydurup kalabiliyor hayatında birlikte daha güzel bir ilişkiye adım atabiliyorlar bazıları ise kaldığı yerde kalıyor...
yapmanız gereken herkesi kalmak istediği yerde bırakmak...
şimdi kafanız karışıksa sadece kendi üzerinize titremelisiniz...
kendinizi yeni baştan yaratmalısınız...
anne - babanızın evliliği ve bir biriyle iletişimi ya da iletişimsizliği nasıl kararlar aldırmış bunları bulun sonra...
en önemlisi neden eşinizi kendinize hayat partneri olarak seçtiniz...
kendinize dürüst ve samimi davranırsanız zaten işin yüzde ellisi sonuçlanır...
sonra ne yapacağınız net bir şekilde belirir...
ilk önce tayininiz çıksın, sonra tek başınıza bir yaşam kurun kendinize...
eşiniz zaten sizinle gelmesin...
sonrası kendiliğinden gelir zaten...

Ben evet bunu itiraf etmekte zorlansamda artık gelenekçi kalıplarla büyüyen bir insan olmama rağmen zincirlerimi kırmak istiyorum. Eşimin farkı, ataerkil anlayıştan uzak olduğunu düşünmemdi. Bir de evde çok huzurlu bir ortamım yoktu, sürekli evde huzursuzluk yaratan kişi olarak annem beni suçlardı. Aynı huzursuzluk evde devam ediyor. Şimdi anlıyorumki mutsuzluğundan yapıyordu bunu. Sonumun annem gibi olmasından korkuyorum. Bu korkuyla 29 yaşına kadar evlenmedim. Sonra eşimle tanıştım, onun farklı biri olduğunu düşündüm. Mutlu olmak istedim. Kendi hayatım, düzenim olsun istedim. Ben evliliği iki kişilik düşünmüştüm. Biz iki kişi uyumlu olduktan sonra herşey vız gelir diye. Ama o uyumu yakalayamadık gibi geliyor bana. Görüntüde yakalanmış gibi, ama eşimin sabit fikirli bir insan olması, ailesinden getirdiklerine körü körüne bağlanması beni ondan soğuttu. Ben bu kadar gelenekçi bir adam olduğunu anlamamışım.Erkek olmanın getirdiği konforu o da elinden bırakmak istemiyor.

Kendimle yüzleşmenin bu yaşa kalması çok acı, zorlanıyorum, içim çok acıyor. Bu öğrenilmiş çaresizlik duygusundan silkinmek istiyorum. Ama kanadı kırık bir kuş gibi hissediyorum kendimi. Tek arzum memur olmak, çalışmak, iyi kötü kendime bir düzen kurmak.Emek verdim bunun için, stresle dolu 8 ay geçirdim. Umarım olur.

Dediğin gibi canım kendi üzerime titremeliyim. Kendini değersiz hisseden biri, kurtuluşu hep başkalarının onayında arıyor anladımki. Tıpkı benim gibi. Artık onay istemiyorum, yalnız kalmayı tercih ediyorum. Zaten hep öyleydim.
 
Son düzenleme:
sizi çok iyi anlıyorum.değer verilmediğini düşünmek ya da bunu hissetmek insana ümitsizlik veriyor
yaptığınız hiçbir şeyin önemi olmadığını,hayatınızı boşuna harcadığınızı düşünüyorsunuz.
kısa bir süre önce ben de aynı duygu ve düşünceler içerisindeydim
üstelik düzeleceğine dair umut ta taşımıyordum içimde
bununla ilgili konu da açmıştım
ama hayat bana öyle bir sürpriz yaptı ki inanamadım
eşim şimdi o kadar ilgili bir adam oldu ki
sürekli olur olmaz şeye çocuk gibi küsen adam şimdi değil küsmek ben yüzümü az da olsa ekşitsem hemen panik oluyor
üstelik benim ona allahın bir lütfu olduğumu dahi söyledi
bunları neden anlatıyorum
sizin ve benim gibi umutsuzluğa düşmüş,ne yapacağını bilemeyen
bilse de sonuçlarından çekinen hanımlara bir ümit olur diye
ben biraz daha dayanın derim naçizane
tabii ki sonuç herkeste aynı olmayabilir ama neden şansınızı denemeyesiniz
belki de denemediğiniz yollar vardır
yıkmak için göstereceğiniz gayreti yapmak için gösterin
baktınız hiç umut yok
o zaman en azından vicdanınız rahat olur
allah yardımcınız olsun

Senin adına sevindim herşeyin düzelmesine. Anlaşılamamak çok acı birşey, insanı çok yaralıyor ve umutsuzluğa sürüklüyor. Hele benim gibi hayatı boyunca bu konuda sorun yaşamış biri için çok önemli ama herşeyden çok önemli. Eşimin beni kaybetme korkusu varmış gibi durmuyor, zaten duygularını göstermeyen biri varsada ben bilmiyorum. Sevdiğinide bilmiyorum.

Dayanın demişsiniz ama artık yoruldum birşey yapmak gelmiyor içimden.
Dün konuşmaya çalıştım işte hatta ifade ettim hep benden bekliyosun ilk adımı diye, üzülmemi, kırılmamı hiç önemsemiyorsun, gayet televizyonunu izliyor, bilgisayarınla uğraşıyor, uykunu uyuyorsun. Umurunda bile değilim. Eskiden ağlardım üzülürdüm ama bende onun gibiyim artık sanki. Yinede konuşmak istedim, bazı meseleler var objektif ol dedim, ne yazıkki yine ben haklıyım dedi çıktı işin içinden. Bende eğer böyle konuşacaksan, objektif davranmayacaksan, konuşma bitmiştir dedim, kalktım, gel konuşalım falan dedi, beni anlamayan bir adamla konuşcak şeyim yok, yol ayrımındayız zaten bitsin bu iş dedim.

Siz neler yaptınız onu merak ediyorum? Nasıl verdiniz çabanızı, özel değilse paylaşırsanız?
 
Ani çıkıştım belki bitsin diyerek ama canıma tak etti arkadaşlar. Şimdiye kadar böle ifadelerim oldu, ama blöf olarak kaldı. Ama şu an inanın çok ciddiyim, atamayı bekleyecek sabrım bile yok. Babaevine dönmeye razıyım, bir süre orada kalırım, sonra atamam olur giderim diye düşünüyorum. Hayırlısı bakalım.
 
Merhaba,
Buradan sana ne söylersek söyleyelim senin yaşadığın durumu tam anlamıyla bilemeyeceğimiz için yanlış yönlendirmeler yapabiliriz.
Ben sana farklı bir tavsiyede bulunacağım. David Burns isimli bir yazarın "İyi Hissetmek" isimli kitabını okumanı şiddetle tavsiye ederim. Öyle saçmalıklar yazan gelişim kitaplarından değil. Ama sana bir çıkış noktası olacağına ve yol göstereceğine inanıyorum. Çok pahalı da değil 10 tl gibi birşey. Lütfen ihmal etmeden al ve vazgeçmeden oku.
Allah hakkınızda hayırlısını nasip etsin inşallah..
 
Senin adına sevindim herşeyin düzelmesine. Anlaşılamamak çok acı birşey, insanı çok yaralıyor ve umutsuzluğa sürüklüyor. Hele benim gibi hayatı boyunca bu konuda sorun yaşamış biri için çok önemli ama herşeyden çok önemli. Eşimin beni kaybetme korkusu varmış gibi durmuyor, zaten duygularını göstermeyen biri varsada ben bilmiyorum. Sevdiğinide bilmiyorum.

Dayanın demişsiniz ama artık yoruldum birşey yapmak gelmiyor içimden.
Dün konuşmaya çalıştım işte hatta ifade ettim hep benden bekliyosun ilk adımı diye, üzülmemi, kırılmamı hiç önemsemiyorsun, gayet televizyonunu izliyor, bilgisayarınla uğraşıyor, uykunu uyuyorsun. Umurunda bile değilim. Eskiden ağlardım üzülürdüm ama bende onun gibiyim artık sanki. Yinede konuşmak istedim, bazı meseleler var objektif ol dedim, ne yazıkki yine ben haklıyım dedi çıktı işin içinden. Bende eğer böyle konuşacaksan, objektif davranmayacaksan, konuşma bitmiştir dedim, kalktım, gel konuşalım falan dedi, beni anlamayan bir adamla konuşcak şeyim yok, yol ayrımındayız zaten bitsin bu iş dedim.

Siz neler yaptınız onu merak ediyorum? Nasıl verdiniz çabanızı, özel değilse paylaşırsanız?

tabii ki paylaşırım
gerçi çok uzun
kısaltmaya çalışayım
evliliğm boyunca tüm fedakarlıkları ben yaptım
inanın objektif ve vicdanlı bir şekilde söylüyorum bunu
benim ailem dış kapının mandalı gibiydi
bense onun ailesini sürekli sırtımda taşıdım
gerekmeyen yerlerde bile
mesela benim odun bir kaynım var
ben yeni doğum yaptığımda bile bizdeydi
neymiş sınav sonucu bekliyormuş
sobalı evdeydik
çocuğumu emzirmek istediğimde odadan çıkmak yerine maç izliyorum
git yatak odasına diyen bir tip
eşimse idare etmemi söyleyen bir tip
bu arada diğer bir kaynım okumak için bizde
tam 4 yıl
4 kaynımın düğün merasimleri benim başımda
ana baba sağ ama kız istemeye bile biz gidiyoruz
evimde hiç rahat değilim biri gelir biri gider
kapıdan kovsam bacadan girerler
neymiş abilerinin eviymiş
18 yaşında evlendim bu daha çocuk diyen olmadı
kaynanamın yaptıklarına hiç girmiyorum bile
eşim işi gereği ya il dışında ya yurt dışında
eşimin gittiğine mi üzüleyim kayınlarımdan birinin muhakkak gelmesine onunla yalnız yaşadığıma mı
bu arada evin iç dış bütün işleri bende
hamileyken kontrollere bile yalnız gittim
gerek işinden dolayı gerek keyfinden
bu arada da kıymetimi bilmek yerine olur olmaz herşeye küsen bir koca
diğer yaşadığım sıkıntılar neyse de
inanın 20 yıllık evliliğimin en az 12 senesi küs geçmiştir hiç abartısız
ailem derseniz hemen hemen aynı kafada
kocan nasıl isterse öyle olacak dedi babam
annemse küslük konusunda ne olmuş küser küser barışırsınız dedi
mart ayında kvalidemlerin evi yandı
elimden gelen herşeyi yaptım
evimi ve çocukları bırakıp hastanede onunla kaldım
allah var nankörlük etmedi hep dua etti
başka bir ildeydi hastane bu arada
2.5 ay eltimde kaldılar sonra bize geldiler
yeni ev yapılana kadar kalacaklar
bu da iyi
ama benimki evde anam babam misafir hareketlerime dikkat edeyim demedi
çocukça sebeplerden ayrı yatakta bile yattı
rezil olduğumuza mı yanayım yaşadığıma mı
k valide buna kızdı falan
neyse bir gün pazara g,ittik eşimle
kendi istediği kayısıyı almadım diye yine küstü bu
 
Geçici olarak soğumuş olabileceğini düşün.Kendine biraz zaman tanı.Sonra fikirlerin değişebilir.Biraz ailenin yanına git istersen..uzak kalınca belki özlediğini soğumadığını hissedersin..Atamaya katıl yine de ,onun fikri ne?
 
Son düzenleme:
ondan sonra bana gelenler geldi
biz annenle neler yaşadık o bile nankörlük etmiyor
sen neden kıymet bilmiyorsun seni rahat mı tepiyor
hayatımı mahfettin diye ağlamaya başladım
büyük bir sinir kriiz geçirdim
annemi de arayıp ben boşanmaya karar verdim size mi geleyim başka yere mi gideyim dedim
onun da etekleri tutuştu tabi
k validem başladı oğluna laf saymaya
nedir senin bu suratsızlığın çocuk musun sen diye
neyse benimki bayağı bir korktu
yelkenleri suya indirdi
20 yılın birikimini 15 dakikada saydım döktüm
ilginçtir ki bazı şeyleri bir türlü ifade edemiyordum
o an sanki dilim çözüldü
sonra bizim problem bir elti var
k valideyle küs
bu arada bu kadın bana hırsız demişti 2.5 yıl önce
o zaman bile eşim benim duygularımı anlamayıp sadece takma kafana demişti
özür dilerim çok uzun oluyor ama inanın kısaltıyorum
o yüzden arada kopukluklar da olabilir
neyese bu elti bayramda yeni yapılan eve geldi
ama kvalidenin elini öpmedi
1 saat dahi durmadı gittiler
bu arada şehirden köye geliyor
yaklaşık 2 saat mesafe
tabi herkes şok
 
ondan sonra bana gelenler geldi
biz annenle neler yaşadık o bile nankörlük etmiyor
sen neden kıymet bilmiyorsun seni rahat mı tepiyor
hayatımı mahfettin diye ağlamaya başladım
büyük bir sinir kriiz geçirdim
annemi de arayıp ben boşanmaya karar verdim size mi geleyim başka yere mi gideyim dedim
onun da etekleri tutuştu tabi
k validem başladı oğluna laf saymaya
nedir senin bu suratsızlığın çocuk musun sen diye
neyse benimki bayağı bir korktu
yelkenleri suya indirdi
20 yılın birikimini 15 dakikada saydım döktüm
ilginçtir ki bazı şeyleri bir türlü ifade edemiyordum
o an sanki dilim çözüldü
sonra bizim problem bir elti var
k valideyle küs
bu arada bu kadın bana hırsız demişti 2.5 yıl önce
o zaman bile eşim benim duygularımı anlamayıp sadece takma kafana demişti
özür dilerim çok uzun oluyor ama inanın kısaltıyorum
o yüzden arada kopukluklar da olabilir
neyese bu elti bayramda yeni yapılan eve geldi
ama kvalidenin elini öpmedi
1 saat dahi durmadı gittiler
bu arada şehirden köye geliyor
yaklaşık 2 saat mesafe
tabi herkes şok
 
ondan sonra bana gelenler geldi
biz annenle neler yaşadık o bile nankörlük etmiyor
sen neden kıymet bilmiyorsun seni rahat mı tepiyor
hayatımı mahfettin diye ağlamaya başladım
büyük bir sinir kriiz geçirdim
annemi de arayıp ben boşanmaya karar verdim size mi geleyim başka yere mi gideyim dedim
onun da etekleri tutuştu tabi
k validem başladı oğluna laf saymaya
nedir senin bu suratsızlığın çocuk musun sen diye
neyse benimki bayağı bir korktu
yelkenleri suya indirdi
20 yılın birikimini 15 dakikada saydım döktüm
ilginçtir ki bazı şeyleri bir türlü ifade edemiyordum
o an sanki dilim çözüldü
sonra bizim problem bir elti var
k valideyle küs
bu arada bu kadın bana hırsız demişti 2.5 yıl önce
o zaman bile eşim benim duygularımı anlamayıp sadece takma kafana demişti
özür dilerim çok uzun oluyor ama inanın kısaltıyorum
o yüzden arada kopukluklar da olabilir
neyese bu elti bayramda yeni yapılan eve geldi
ama kvalidenin elini öpmedi
1 saat dahi durmadı gittiler
bu arada şehirden köye geliyor
yaklaşık 2 saat mesafe
tabi herkes şok
 
Back
X