• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Babam ve Mezhep Takıntısı :((

Bi kere mezhep kelimesinin sözlük anlamı, gidilen yol demektir.Mezhepler Kuranda bazı ayrıntıları alimlerin farklı yorumlamasıyla ortaya çıkmıştır.Hak mezhepler arasında temelde asla ayrılık yoktur.Yani her hak mezhepte namaz, hac, oruç, zekat farzdır vs.Sadece ufak ayrıntılarda farklılık vardır.Mesela hanefi mezhebinde abdestli olan biri bi yeri kanadığında tekrar abdest almak zorundadır çünkü abdesti bozulur ama şafii mezhebindeki bi yeri kanasada abdestli sayılır.Yni demek istediğim hak mezhepler arasında temelde farklılık yokken hangi alevi bna bizde de farklılık yok namaz kılıyoruz,zekat veriyoruz hacca gidiyoruz ve orucuda aynı şekilde hak mezhepler gibi tutuyoruz diyebilir?
 
Son düzenleme:
Bi kere mezhep kelimesinin sözlük anlamı, gidilen yol demektir.Mezhepler Kuranda bazı ayrıntıları alimlerin farklı yorumlamasıyla ortaya çıkmıştır.Hak mezhepler arasında temelde asla ayrılık yoktur.Yani her hak mezhepte namaz, hac, oruç, zekat farzdır vs.Sadece ufak ayrıntılarda farklılık vardır.Mesela hanefi mezhebinde abdestli olan biri bi yeri kanadığında tekrar abdest almak zorundadır çünkü abdesti bozulur ama şafii mezhebindeki bi yeri kanasada abdestli sayılır.Yni demek istediğim hak mezhepler arasında temelde farklılık yokken hangi alevi bna bizde de farklılık yok namaz kılıyoruz,zekat veriyoruz hacca gidiyoruz ve orucuda aynı şekilde hak mezhepler gibi tutuyoruz diyebilir?

yahu benim anlamadığım illaki böyle olursak mı hak mezhebi midir nedir ondan oluyoruz?biz de ibadet ediyoruz
peki ben sana sorayım kaç kere bizim yaptığımız ibadeti yaptın?
 
yahu benim anlamadığım illaki böyle olursak mı hak mezhebi midir nedir ondan oluyoruz?biz de ibadet ediyoruz
peki ben sana sorayım kaç kere bizim yaptığımız ibadeti yaptın?

Sizin yaptığınızı yapmam için Kuranda öyle bi ibadetin yer alması lazım önce.
 
Sizin yaptığınızı yapmam için Kuranda öyle bi ibadetin yer alması lazım önce.

:1: haklısın biz kendi kafamızdan uydurduk bunları sadece gülüyorum buna!
her neyse farkında mısın bilmiyorum ama konuyu fazlasıyla saptırıyorsun!!!!
 
Valla nerden uydurduğunuzu gerçekten bende merak ediyorum.

bence haddini aşan kelimeler kullanma!sana daha fazla yorum yazmıycam haa bilgisizlik yada senden korktuğum için değil sadece bu gibi konuşmalara tahammül edebilecek biri değilim!her neyse sana hoşça kal diyorum.
 
bence haddini aşan kelimeler kullanma!sana daha fazla yorum yazmıycam haa bilgisizlik yada senden korktuğum için değil sadece bu gibi konuşmalara tahammül edebilecek biri değilim!her neyse sana hoşça kal diyorum.

Bencede yazma canim
Gelen cevaplar sadece bizi yaraliyor haksiz miyim izin vermeyelim buna
Biz kendimizi biliyoruz gerisi onemli mi
 
bence haddini aşan kelimeler kullanma!sana daha fazla yorum yazmıycam haa bilgisizlik yada senden korktuğum için değil sadece bu gibi konuşmalara tahammül edebilecek biri değilim!her neyse sana hoşça kal diyorum.

Hoşçakall .. :))
 
Bencede yazma canim
Gelen cevaplar sadece bizi yaraliyor haksiz miyim izin vermeyelim buna
Biz kendimizi biliyoruz gerisi onemli mi

ya ben güzel cvp veririm de boş bi insan için yediğim banla kalıcam :1::1:
hem zaten konuyu öyle bi yere taşıdı ki bi de çok haklıymış gibi hala daha konuşuyor!
hale bak kendi fikirlerini söylersin eyvallah buna zaten karışamam beni alakadar etmez ama olayı aldı getirdi şudur budur bilmem nedir zaten en baştan beri Alevilik adına atıp tutuyor yok yani konu burda alevi-sunni-Hristiyan..vs değil ki
konu burda bi arkadaşımızın yaşadığı bi sıkıntı
yorum yazacaksan buna bağlı olarak yazarsın
insanların duygu düşünce inançlarına hakaret etme noktasına getirmezsin olayı!
ben buna kızıyorum başka bişeye değil!
sonuçta ben de insanım uzaydan gelmedim,benimde belki yorumlarım var?ne yani olamazmı kardeşim?belki bende atıp tutmak istiyorum
hayret bişey yaaa!!
sen gelll bizim inancımıza laf et bi de çok komikmiş gibi gülll!!!
yok böyle bi dünya!
ya valla şuan susuyorum!gerçekten susuyorum!
 
Son düzenleme:
Bi kere mezhep kelimesinin sözlük anlamı, gidilen yol demektir.Mezhepler Kuranda bazı ayrıntıları alimlerin farklı yorumlamasıyla ortaya çıkmıştır.Hak mezhepler arasında temelde asla ayrılık yoktur.Yani her hak mezhepte namaz, hac, oruç, zekat farzdır vs.Sadece ufak ayrıntılarda farklılık vardır.Mesela hanefi mezhebinde abdestli olan biri bi yeri kanadığında tekrar abdest almak zorundadır çünkü abdesti bozulur ama şafii mezhebindeki bi yeri kanasada abdestli sayılır.Yni demek istediğim hak mezhepler arasında temelde farklılık yokken hangi alevi bna bizde de farklılık yok namaz kılıyoruz,zekat veriyoruz hacca gidiyoruz ve orucuda aynı şekilde hak mezhepler gibi tutuyoruz diyebilir?

Ben diyebilirim evet. 'butun mezhepler Gibi biz de oruç tutuyoruz, namaz kılıyoruz bizler de haca gidiyoruz bizler de Kuran'a inanıyoruz üstüne üstlük diğer mezheplerden bir de ayrıcalığımız olduğunu düşünüyoruz:
Bu öyle bir ayrıcalık ki sadece 1 cümle gibi görünmek ile beraber biz alevilerin hayata bakış acısını ele alıyor:
'eline, beline, diline sahip ol'
Az evvel anlattığınız hayal mahsulü Alevi inançsızlığını(!) vurgulayan cümlelere inat gözümüzle görsek bile bir insanın yaşamını yargılanamamak, bu söze ornek sayılabilir.
Çünkü anlattıklarınız itham ettikleriniz hak yemektir ki Allah kul hakkı yiyenleri asla affetmez. Biz bilinçli müslümanlar olarak bunun farkındayız.
Umarım siz de bir gün farkında olur, yanlış yolda olduğunuzun bilincine varırsınız.
 
Musluman dunyanin buyuk kismi sunni islamdir, ve sunni islamin hic bir uyesi sii mezhebindekileri musluman kabul etmez, siilerde sunnileri. Bugun Turkiye'den tutun , Malezya'ya kadar cogu musluman nufus sunnidir buna kadinlarin sokaga yalniz cikmasina bile izin vermeyen Suudi Arabistan'dan tutun, Bosnaya kadar ve hepsi farkli farkli sekilde yasar sunniligi ve asla homojen degildir zaten olmasida beklenemez. Geriye kalan muslumanlarsa siirdir ki, sii muslumanlarin hukumeti oldugu yer Iran'dir. Simdi hak mezheptir bilmem nedir tartismalarina girmeyecegim, ama bu sii sunni kavgasi pek Turkiye'de bilinmesede Ortadogu cografyasinda bin yildir birbirini oldurmekten geri durmayan, ve hala bugun Irak'in kan golune donmesine sebep olan nedenlerden biridir. Bu mezhepler hak mezhebidir su degildir, bunlar siyasi mezheptir diye sanirim bizim okullarimizda gosteriliyor ama takdir edersiniz ki dinlerde ki butun mezhepler siyasi nedenlerle ortaya cikar, hic bir din,ileride ikiye, sonra uce boluneyim diye ortaya cikmaz, zamanla insanlar kendi yasayis sekillerine, ve ya mantiklarina uymayan kural ve kaideleri farkli yorumlama yoluna gitmisler, ya da tamamen iktidar savasidir onlari kesin yol ayriligina goturen, eh Turkiye'de butunden farkli olmadigina gore,herhalde okullarda bizim inandigimizdan farklida inaniyorlar ama bizim ki hak mezhep onlarin degilden baska ne ogretecek, en guzel en cici bizimkisi digeri tu kaka. Neyse, aleviler kendilerini anlatmiyorlar demis arkadaslarin bazilari, yani kendilerine karsi on yargi olusmasinda yine suclu alevilermis, ilginc bir yaklasim, iyi niyetle soylendigini bilsemde, ne onerirsiniz alevilere, mesela harikalar kumpanyasi gibi mahalle mahalle gezip tiyatro yapar gibi, once teorik olarak inanislarini, sonra da pratik olarak uygulamalarini mi gostermelerini uygun gorursunuz. Ote yandan sanki alevilik ortadoks islam'a yaklasirsa mi kabul edilebilir hale geliyor, yani sunnilege ne kadar benzerse o kadar iyi midir, kendilerine benzeyen cici aleviler ve alevilik yaratma hakkini kim verdi bu insanlara, oructa tutar,5 vakit namazda kilar, ah benden ondan, bildigim sunnilerden daha iyi sunni ibadetlerini yapar ama alevidir. Bumudur bir aleviyi kabul edilebilir yapan, aleviliginden uzaklasip sunnilige yaklasmasimidir! Sunni islamin teori ve pratiklerini yerine getiren bir alevi ne kadar alevidir, bunlar soru isareti olarak kalsin ve bu asimilasyon icinde alevi koylerine zorla cami yapmalarina, yillardir yaptiklari kasitli gorsel ve yazili basinda cikan haberlere, ve akademik yayinlara tesekkur edilebilir, zira Turkiye yillarca kurtler dag turkudur diye adademik yayinlar yapanlarin ulkesi, alevilerde payini aliyor tabi bu surecten. Yok gusul abdesti almiyorlarmis yok bilmem ne, bir dini metinde yer almazsa, orada belirtilmezse yikanmayacak insanlar var demek ki bu ulkede, bir baskasinin inanisinda inatla "gusul abdesti almalisin' seklinde bir metin, dikta ariyorlar. Ne butun aleviler sus bitkisi gibi dunya tatlisi ve guzelidir, ne de yere batasica rezil insanlardir tipki sunniler gibi. Iyi ve kotu insan her dilde, dinde ve irkta vardir, bir tanesinde ozellikle super tatli olanlar digerinde kotuler agirlikli olanlar yer almaz. Aleviligin gelisim sureci, teolojisi farklidir sunni islamdan, onun kabuledilir olmasi icin kimseye benzemesine gerek yok. Insani kamil olmaya calisir insan alevilikte, butun kotu yonlerinden, hirslarindan, ac gozluluklerinden, onu saf ve duru olmaktan uzaklastiran herseyden uzak durmasi arinmasi gerektigi anlatilir. Hirsizlik yapan, insan olduren (din, din ve irk ayri mi olmadan) toplum disina atilir, yani alevilikte ki en buyuk ceza olan"duskun" ilan edilir, ne selam verilir, ne selami alinir, yok olmus gibi davranilir. Hic bir ceme hirsiz arsiz olan giremez hatta esini haksiz yere bosayanlar dahil, ta ki cezalarini cekene tekrar toplum icine kabul edilebilir hale gelene kadar.
Ote yandan eger evleneceginiz kisi ile anlasamadiginizda bunu ikinizin bir evliligi yuretemedigi, anlasamadigi seklinde algilamak yerine , iste alevi ya ondan oldu, butun aleviler boyle iste, ya da ah butun sunniler boyle iste, kotu hepsi seklinde yorumlarla sonlandiracaksaniz, yani bence henuz yeterince olgunluga ulasmadiysaniz evlenmeyin, ama eger tam aksi ise, simdiden mutluluklar diliyorum. Babanizda fikrini degistirir zamanla merak etmeyin, ustune gitmeyin bence, biraz zaman verin, yillarin verdigi on yargilarini, bel ki kapali kapilar ardindan hakkinda iyi seyler konusmadigi bir mezhebin mensubunu aileye kabul etmek agir gelmis olsa gerek, ama kabul eder zamanla.
 
O vakit tartışmaya bir şarkı ile ara verelim efem.

Mune gelir hoş gelir
Ley ley limi limi ley
Banları ne hoş gelir
Mune mune güzel gel bize

Duydum Mune bize gelmiş
Ley ley limi limi ley
Sefa gelir hoş gelir
Mune mune güzel gel bize

Konu sahibi arkadaşım, bizim milletimize dert anlatırken asırlardır çözülememiş ayrılıkların derdinin önüne geçeceğini tahmin etmelisin. Derdin kaynamış gitmiş arada. Haydi hep beraber, mune gelir hoş gelir...


 
cnm benim üzülme sen,çünkü elbet vardır bi çözümü ve o çözüm pat diye çıkacaktır..sen içini ferah tut umursama bile olanları

Umursamıyorum da onlarda beni umursamıyor ki..ne yapsam nafile.ağlamaktan bıktım.gittiğim gezdiğim hiçbirşeyden zevk alamıyorum,hep bi acı yüreğimde,tarifsiz,keder dolu,..bazen cok pişman olmak istiyorum bu adamla olduğuma ,olamıyorum,hatasını da günahınıda cok seviyorum.herseyiyle kabul ediyorum.ne olacak böyle diye ailesi sorup dürüyor,çıldırıcam.o da bende evlenmeden nereye kadar yaşarız..onsuz olamıyorum niye anlamıyorlar ..görücüye çıkmayacağım ,kimseyle görüşmücem...bakalım neyapacaklar..evde kal,mutsuz ol mu dicekler...off offffff...
 
Cebrail'in karıştırdığını söylerken aradaki yaş farkını dikkate alamamışlar (:
Alevi arkadaşlar yanlış anlamasınlar, her grupta olduğu gibi ileri götürenler olmuş.




Yanlış anlamak için çok zorlamışsınız.
Asla alevilere ve aleviliğe karşı bir şey söylemiyorum.
Alevi bir komşumuz var, komşular arasında her türlü dinî etkinliğe iştirak eden.
Inanç sistemi farklı değil, Kur'an'dan geldiği gibi.
Ama bazı alevi gruplar var, biz nasıl bir işe başlarken 'Allah'ın adıyla' diyorsak o grup 'Ali'nin adıyla' diyor.
Farklı inanç sistemi.

Bunu siz problem olarak görmeyebilirsiniz.
Sizin için ahlak ön plandadır.
Benim için inancın paralellik göstermesi ahlak kadar önemlidir, buna yanlış diyemez ve beni bu düşüncemden dolayı yargılayamazsınız.
Lütfen yanlış anlayış farklı yönlere çekmeyin yazımı.


Nasil yanlis anliyabilirim? Resmen diyorsunuz aleviler farkli, hatta dinleri farkli, müslüman olmadiklarini iddia etmeye calisiyorsunuz!

Evet Aleviler ya Allah, ya Muhammed, Ya Ali diyorlar, insan sirf bundan evlilikten vaz gecermi?

Din sizin icin önemli olabilir, ama sirf bu neden ile kaygili olmaya hic gerek yok. Siz atiyorum, bir sünni birini isteyebilirsiniz, ama önemli olan karsidaki kisinin senin mutlu etmesi. Ondan dolayi babanin bu anlamda kaygilanmali.

Simdi damat sünni olmus olsaydi, but otomatikmen onu daha iyi bir damat, ve esmi kilardi? O zaman baba niye kaygilanmiyor?
 
Son düzenleme:
arkadaşım inançlı insan derken??? alevi diyince inançsız olmak mı geliyor aklınıza. sadece ibadet şeklimiz farklı ve ben bağıra bağıra ibadetimi göstermem içimde yaşarım. sadece ali yi değil HZ. MUHAMMED'İ de severiz. Bir işe başlarken deriz ki YA ALLAH, YA MUHAMMED, YA ALİ

Yanlış anlamak için çok çaba sarf etmiş olmalısınız. Yazdığım yazının tümünü okuyunca öyle demeyeceğimi bilmeniz gerekir aslında. Aleviler inançsızdır gibi bir genellemede bulunmuş muyum? Konu sahibesinin babası müslüman olsun, sünni olsun gibi bir cümle sarf etmiş. Esasen çok kırıcı ve ne yazık ki çok çirkin bir cümle olmuş. Ama iyi yanından bakmak gerekirse sevgilisinin inançlı olup olmadığıyla ilgileniyormuş daha ziyade. İstediği kadar dindar olsun aleviyse bitmiştir demesinden iyidir öyle değil mi? İnançlıysa sorun yok yani dedim. Bunun neresinde aleviler inançsızdır anlamı yatıyor ki?
 
arkadaşım 29 yıldır aleviyim vallahi bu denilenleri yeni sizden duyuyorum haha :) sizde bunlara inanaıyomusunuz ya gerçi aleviler hakkında daha çok çirkin şeylere inanılıyoken buna mı inanılmayacak değil mi? bakın yine hönk oldum. ay bunlarıda mı duyacaktımmm bilgilendim sayenizde



:) bende valla okudum sabah ne alaka diyorum hayatımda duymadım,hayatımın ilkini yaşadım yani :):):)
ne bilim çok şey biliyorum hakkımızda ileri geri konuşulanlardan da bu biraz daha ilerisi olmuş
yine kulaktan dolma,aslı olmayan,saçma sapan bişey işte
he de geç :)

he he he he he deyi deyi öldük valla ama yine diyelim he öyleymiş yok o peygamber olacakmışta yanlışlıkla HZ MUHAMMED olmuş :) o söyleyenleri bana getirin Alevilikten aforoz edecem :)

Bir de yazdıklarımı doğru düzgün okusanız keşke kendi çapınızda dalga geçmeden önce. :34:
Aleviler bu söylediklerime inanıyor demedim, öyle olduğuna inananları BİLE var dedim.
Aleviliğin onlarca çeşidi var. Nasıl desem, "çeşitli fraksiyonları" var. Nusayriler, Caferiler, İsmaililer, Kızılbaşlar vs... Bunlardan her birinin farklı inançları var. Sizin inancınıza göre bu yazdıklarım saçma ve hatta bizlerin uydurması olabilir ama kabul etmeseniz de bunlara inanan aleviler var.
 
Kimseyi Alevi,Sünni,Şafii,Hambeli,vs,vs şeyler itham ederek yada sen şusun ben buyum dost olamayız diyerek aşagılama hor görme hakkımız olmadıgı gibi Rabbime Efendime küfretmedigi hakaret etmedigi sürece insanlıgına saygı duyarım,
Yalnız Alevilik bir mezhep degildir
Mezhep olmadıgı içinde alevilere Müslüman degildir denilemez
Hanefiler gibi Ramazanda oruç tutmazlar ama sonra tutarlar,abdest namaz gusülleri farklı olsada İslamın şartında oldugu gibi abdestin mekruhları bozan ve bozmayan halleri degişmekte
Her koyun kendi bacagından asılır misali kişinin dini düşüncesi neci oldugu onu ilgilendirir bizim kimseyi bu konuda yargılama hakkımız yoktur
Konu sahibi arkadaşım bu konuda babana zaman vermek zorundasın yaşını başını almış senin atan olan kişinin çocujkugundan beri kulagına küpe edilen önyargılarını düşüncelerini biranda yıkıp atman olanaksız
Zaman kavramı senin en büyük ilacın olacak ailenle ortayı bulup artılarını eksilerini tartacaksın ona göre yolunu çizeceksin

Değerli kardeşimiz;
Alevîlik aslında bir fırka veya mezhep değildir. Âl-i Beyt’in muhabbetini esas alan bir tarikat şeklinde ortaya çıkmıştır.

Meselenin tarihi seyrine baktığımızda Alevîliğin bir tarikat şekline gelişmesi şöyle olmuştur:

Timur, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayazıt’ı yendikten sonra Anadolu’dan aldığı otuz bin kadar esiri İran’a götürmüştü. Bunları Erdebil’e yerleştirmişti. Bunlar zamanla, Şah İsmail’in dedesi olan ve Erdebil Şeyhi olarak ta bilinen Şeyh Ali’ye intisap ettiler ve ondan tarikat dersi aldılar. Bir süre sonra Timur, ara sıra ziyarete gittiği Erdebil Şeyhinin kendisinden bir arzusu olup olmadığını sorduğunda, şeyh, “Hiçbir dileğim yok, sadece Anadolu’dan esir olarak getirmiş olduğun Türkleri serbest bırakmanı istiyorum.” dedi. Timur, şeyhin bu arzusunu memnuniyetle kabul etti ve onları serbest bıraktı. Bu esirler, bu vesile ile, şeyhe olan muhabbetlerini aşırı derecede ziyâdeleştirdiler. Şeyhin bu sofilerinin bir kısmı Anadolu’ya döndü, bir kısmı da Erdebil’de kaldı.

Erdebil Şeyhi, Anadolu’ya dönen bu müritleriyle alâkasını devam ettirdi. Erdebil Şeyhi’nin tarikatında “Hz. Ali muhabbeti” esas alındığı için, bu tarikata devam edenler Hz. Ali sevgisi ile tamamen boyandılar. Bunlara bu niteliklerinden dolayı “Alevî” denildi. Aslında bu esirlerin ecdatları ve kendileri, bu tarikat ile bağ kuruncaya kadar, Ehl-i Sünnet inanışında idiler. Bu tarikatla irtibatlarını yoğunlaştırdıktan sonra, tamamen Erdebil tekkesinin emrine girdiler. Oradan gelen her emri, harfiyen yerine getirmeye gayret gösterdiler. Öyle ki, bu müritler vergi, sadaka ve zekâtlarını bile Erdebil’e tahsis ettiler. Bunların bu fedakârane gayretleri ve karşılıklı diyalogları, gidip gelmeleri devam etti. Hattâ Erdebil’den gönderilen ve şeyhin “halifesi” olarak isimlendirilen şahıslar, Anadolu’da “nezir” ve “sadaka” namıyla para topluyor ve bu paraları gizli olarak İran’a gönderiyorlardı.

Böylece Erdebil Şeyhi’nin tekkesi gittikçe genişliyor, müritleri çoğalıyordu. Bu Şeyh’in asıl amacı, gerek İran’da, gerekse Anadolu’da müritlerini çoğaltarak irşat postundan saltanat tahtına, şeyhlikten şahlığa geçmekti. Ancak bu arzusuna nâil olamadan ölünce, yerine oğlu Şeyh Cüneyd geçti. O da babasının gizli emelini sürdürmeye devam etti. Bunu hisseden o zamanın İran hükümdarı Cinahşah, kendisini İran’dan sürdü. Bunun üzerine Şeyh Cüneyd Anadolu’ya geldi. Onun altı yıl süren bu Anadolu ziyareti, tarikatına çok mürit kazandırdı. Sadece bir şeyh değil, aynı zamanda bir “seyyid” unvanı ile de dolaştığı için beklediğinin çok üstünde taraftar topladı.

Artık Erdebil tekkesi Anadolu’da güçlenmiş, küçümsenmeyecek kadar büyük bir etki sahasına sahip olmuştu. Şeyh Cüneyd de babasının âkıbetine uğradı. Yerine geçen oğlu Şeyh Haydar da aynı gayeyi takip etti. Bütün gayret ve ihtiraslarına rağmen o da siyasî amacına eremedi. Nihayet oğlu Şah İsmail, babasının ve dedelerinin rüyalarını gerçekleştirmeye maalesef muvaffak oldu. 13 yaşında iken Anadolu’daki müritlerinden teşkil ettiği bir orduyla, o gün İran’da hâkim olan Akkoyunlulara harp ilân etti ve Akkoyunlu hükümdarını devirerek irşat postundan saltanat tahtına çıkmaya muvaffak oldu ve Safeviler Devleti’ni kurdu. Bununla beraber Şah İsmail Anadolu’dan elini çekmedi. Zaman zaman birçok halifeler göndererek Anadolu’daki nüfûzunu kuvvetlendirmek için çalıştı. Bu çeşit faaliyetler, Çaldıran Muharebesi’ne kadar artan bir hızla devam etti.

Bu muharebeden sonra İran’la Osmanlı Devleti arasında kesin hudutlar çizildi. Böylece Erdebil sofileriyle Anadolu arasındaki irtibat kesilmiş oluyordu. Bunun neticesi olarak Anadolu’daki müritler, pirlerin tesirinden gitgide uzaklaştılar. Bu tarikatın Anadolu’da kalan mensupları, Erdebil tekkesinden aldıkları tesirle, kendilerinin dışında kalan Müslümanları Ehl-i Beyt’e gerektiği gibi muhabbet beslemedikleri zannına kapıldılar. Onların bu anlayış ve davranışları diğer Müslümanlarla aralarında bir soğukluk ortaya çıkardı. Bu soğukluk, zamanla ayrılığa dönüştü.

Bu ayrılık sonucunda, Erdebil tekkesine bağlı Anadolu Türkleri medreseden uzak kaldıkları için, İtikada, ibadete,... ait birçok hükümleri gereği gibi öğrenemediler. Sadece babadan oğula intikal eden birtakım telkinlerle yetindiler. Diğer Müslümanlar ise, bunlarla yakın alâka kuramadı ve onlara karşı görevlerini lâyıkıyla yerine getiremediler. Ölçüsüz tartışmalar, yersiz tenkitler ve davranışlarla, aradaki soğukluk gittikçe büyüdü ve derin bir ayrılığa dönüştü. Buna bir de idarecilerin ihmali eklenince, Anadolu Müslümanları arasında Sünnîlik ve Alevîlik şeklinde bir ikilik ortaya çıktı.

Aslında bir Müslüman’ın veya bir tarikatın Hz. Ali muhabbetini meslek ve meşrebine esas almasının dinen hiçbir mahzuru yoktur. Diğer sahabelere tecâvüz etmemek, Kur’an ve Sünnet’in ışığında namazını kılmak, orucunu tutmak ve diğer sorumluluklarını yerine getirmek kaydı ile, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt muhabbetini rehber edinmenin hiçbir mahsuru yoktur. Gerçek şu ki, Kitap ve Sünnet’i bilen ve gereği gibi yaşayan hakikî bir Alevî, ancak Allah-ü Teâlâ’yı ma’bûd olarak tanır. Kendisini, İslâmiyet’in bir ferdi olarak bilir, Peygamberimizi, en son Peygamber, Kur’ân-ı Kerîm’i de son semavî kitap kabul eder.

Bu sun’î ayrılığın ortadan kalkmasının tek yolu, Kur’an’ın ışığı altına girmek ve O’nu yegâne ölçü kabul etmektir. Nitekim Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerim’de, “Hepiniz Allah’ın ipine sımsıkı sarılınız ve ayrılmayınız.” buyurmakla, bütün Müslümanların Kur’an etrafında toplanmasını emretmektedir.

Müslümanların birlik ve beraberlikleri ancak böylece temin edilebilir, ayrılıklar onun prensipleriyle ortadan kaldırılabilir. Her türlü hurafe ve safsatalardan ancak böylece uzak kalınabilir.

Kur’an ayetlerinin Allah’a ait beyanları her insanı ikna edecek bir kuvvettedir. Sıradan halk, O’nun beyanının sadeliğine meftûn, bilim adamları da fesahat ve belagatına hayrandır. “Kalpler O’nun zikriyle tatmin olur.” ve her seviyedeki fikir adamı, inanma ihtiyacını O’nunla karşılarlar, O’na uymakla kemâle ererler.

Kur’ân-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır: “Gerçekten bu Kur’an, insanları en doğru yola götürür.” (İsrâ, 9)

Bir insan nelere, nasıl inanmakla iman dairesine gireceğini ve hangi amelleri işleyip nelerden çekinerek İslâm dairesinde kalacağını Kur’an ve Sünnet’ten öğrenecektir.

Madem ki, bütün Müslümanların ölçüsü Kur’an ve Sünnet’tir, o halde bir Müslüman beşerî her fikri, her iddiayı, her inancı, her itikadı Kur’an’a ve onun birinci derecede tefsiri olan Hadîs-i şeriflere göre değerlendirecek ve muvazene edecektir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
 
Aynen oyle, cok guzel yazilmis bu yazi arkadasim tesekkurler. Onceki cevaplarimda da belirtmistim Alevilik bir mezhep degil tarikattir diye. Bu yazi da beni destekliyor. Okuyan arkadaslar ne diyecek bakalim merak icerisindeyim...
 
Babam eşim müslüman diye evlenmemizi kabul etti, ama eşim bir süredir ateist. :-) mezhep olayını neden bu kadar abartıyorlar anlamıyorum. İyi insan olmak için, iyi anlaşabilmek için, iyi bir evlilik sürdürebilmek için aynı dini düşünceye sahip olmak şart değil. Umarım babanız bunun farkına varabilir.
 
Aynen oyle, cok guzel yazilmis bu yazi arkadasim tesekkurler. Onceki cevaplarimda da belirtmistim Alevilik bir mezhep degil tarikattir diye. Bu yazi da beni destekliyor. Okuyan arkadaslar ne diyecek bakalim merak icerisindeyim...

Benim bildiğim tasavvuf anlayışına göre tarikata girmenin şartları vardır.Şimdi siz demişsiniz ya Alevilik tarikattir diye ben Aleviyim eşim Alevi eee oğlum var çok şükür o zaman benim oğlum Alevilik "tarikatına" mensup bir üye olarak mı doğdu? Yani doğuştan mı tarikatçı? Yoksa Sünni olarak doğdu da ileride Alevilik tarikatına geçiş mi yapacak? Yüzyıllar önce yaşanmış bölünmeleri hala yaşatan insanlar sayesinde oğullarımız kızlarımız yıllar sonra bile bu mezhep ayrımının cezasını çekecek.Bizler hala yok o mezheptir bu tarikattir diye düşünmeye devam edersek bu ayrım hiçbir zaman bitmez.Yaradan tektir yarattığı insanlar da eşittir Allahın eşit yarattığının kul ayrımını yapamaz.Bu arada biz bir işe başlarken YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ deriz bilmeyenler öğrensin.Tabi ki farklı düşünen Aleviler vardır ama bu fark onların Alevi olmalarından değil zihniyetlerinden kaynaklanır aynı durum ateist olan Sünniler için de geçerlidir ateist olması Sünni olmasından değil zihniyetindendir.Mezhebi inançla bağdaştıramazsınız.Bu arada yazı kimden alıntı bilmiyorum ama hamile kadınlar dışarıda gezmesin diyen de ilahiyatçı bir din adamı değil miydi her söylenene inanıyorsak buna da inanalım o zaman.
 
Back
X