Eşyaları zorla bıraktık çünkü huyuna gidilmediğinde takıntılı bir psikopata dönüşmesinden korkuyorduk, ona daha rahat hayatı sunduk boşamayı zorlaştırmaması için, yani eşya seçimi mecburi verdiğimiz bir karardı kendi seçimimiz değil. Şimdi annem sıfırdan bir ev kurucak kendine, onlar gibi hazır kurulu evde yaşamayacak. Ve bir erkek olarak kendi teklif etmesi beklenirdi esyaları sen al diye ama bu bekleyiş onun karakteri için çok büyük birşeydi bizde mecburi herşeyi bıraktık. Sürekli bi kadın suçlamasından bahsetmissiniz, sucladıgım babam. Bende ki yaralarını telafi etmeden baska bir kadının bir cocugun yaralarının sarması olan zor durum bende ki, keske bunu anlasaydınız. Elin kadını tanımam etmem hayatımda hıc görmedım bıle neyini suclıycam. O yüzden kadının hayatı, babamla ne durumda evlendiği, kucuk cocuguyla sıgınması durumu o yüzden evlenmesi vs bunlar tabiki beni zerre ilgilendirmiyor gerçekten şuan kalkıp kadına neden üzülebilirim ki. Olan biten annemin hayatına olmuşken. Önceliğim bu olmamalı mı? Ek olarak; yasadıgımız ev bütün akrabalarımızla aynı sokaktaydı kendim görmdim, çevremden duyduğum bu. Ben şahsen tek üzülücek kişi olarak annem gördüm hep. Kadın evlenmeyebilirdi madem üzünücek halde, ikinci evliliği onunda iyi düşünüp taşınması lazımdı. Ama annemin kucuk yasta asık olup kactığı bır evlılık ve ailesi tarafından dıslandığı. Yani önceden bosanamazdı bızım duzenımızı bozmak istemedi, ve gidicek yeride yoktu malesef ailesi kabul etmedi mecbur cekmek zorundaydı hayat ona bunu zorladı. Keske bende tanımadıgım bırı ıcın uzulsem sahsen annem ıcın degıl. O kadar cok isterdim ki. Ve evet destek alma konusunda kesınlıkle sizi haklı görüyorum, alıcam da