Bağımsızlığını kazanmış biri olarak ailenin üzerimdeki baskısı

İlk 26 yılımi çöp sayıyorum..
Anne-baba atsan atılmaz satsan satılmaz derler ya bazı konularda cuk diye oturuyor.

Bizi de dışarıdan görseniz babam parmakla gösterilir. Ailemiz parmakla gösterilir. Gel gör ki adama konu siyaset diyelim ve onun söylediği asparagas; doğru haberi söylediğimde beni itham eder gözleriyle yükselen ses tonuyla anlatır bana sen nereden bileceksin sus dercesine.

Böyle gelmiş böyle gidecek değiştirmek imkansız bekleyemem de, kendi çocuklarımı asla böyle büyütmeyeceğim.
 
Bu durum birazda sizin elinizde. Sinirlarimizi cizebilmeliyiz, bu konularda anne babamizi „egitmek“ gerekiyor bazen. Tabi ki her anne baba ayni degildir, bazilari daha zordur.

Her zaman ulasmalari gerekmiyor size mesela. Müsait degilim, sonra dönerim diye mesaj atabilirsiniz. Bu o kadar zor ve kabul edilmeyecek birsey degil. Görmemis gibi de yapabilirsiniz.

Görüntülü konusmak zorunda degilsiniz, bunu neden istiyorlar? Kontrol amacli mi? Bu kadar boyun egmeyin herseye. Mesela bundan sonrasi icin ben sevmiyorum, istemiyorum artik diyin. Ne yapabilirler ki en fazla? Acmayin kamerayi.
Yani aslinda isin özeti su: istemediginiz seyleri yapmayin, herseyi anlatmayin, evet maalesef bazen yalan söyleyin, istediginiz ve dogru buldugunuz seyleri onlara ragmen yapin ve bu konuda kararli olun. Kendi ayaklari üstünde duran, akli basinda bir kadinsiniz bu sizin hayatiniz. Hoslarina gider ya da gitmez - bir süre sonra alisirlar.
 
İnce ince işledim ben. Arkadaşım X dedim hep başlarda. Sürekli laf arasına onu sıkıştırdım. "X'in doğum günü, X'le dışarıdayız"la başladı. İlk görüştüğümüz zamanlardı, arkadaşımlayım derdim, hangi arkadaş deyince X derdim. Babam da "haa X, tamam" derdi. "X'in babası beşiktaşlı, X atandı şu ilde" yani çok basit konulardan bile sürekli ondan bahsettim. Altın konuşuruz, "X kredi çekti altın aldı o şekilde birikim yaptı", iddaadan borç yapıp arabasını vs satmak zorunda kalan birini bana anlattığında "X'in okulunda bir öğretmen var, yakın zamanda çok para kaybetmiş arabasını satmış, eşi de boşamış, yazık adam hayatını kaydırdı elleriyle" diyorum mesela. Sonra geçen yıl dedim ki ben Van'a, arkadaşlarımın yanına gidiyorum. Antalyalıyım, Eskişehir'de okudum. Babam sordu kimler var, ben yeni evlenen bir arkadaşım var, onu anlattım uzunca bir süre, bir de X var dedim çekinerek. "Haa tamam X" dedi. Şimdi anlaşıldı durup dururken ülkenin öbür ucuna neden gittiğin demiştir içinden . Ben döndükten sonra da erkek arkadaşımın orada deprem olmuştu şubat ayında. Babam beni aradı, seninki hissetmiş mi, dedi. Şimdi de hep hava durumunda Van'a bakar söyler bana. Baya baya benimsedi, arada aramızda damat diyor, daha tanışmadılar hâlâ.

Bence bir iki kez sizi ilgilendirmez tarzında davransanız kırılacak o baskı. Siz onları üzmemeye çalıştıkça onlar sizi üzüyor . Ben biraz fazla bencilim açıkçası. Ailemi karıştıramam hiç. Sıkılır bunalırım. Kafama taktığımı yaparım. Ailem de onlardan gizli de olsa yapacağımı bildiği için en azından bilgilerinin olmasını tercih ettiler.

Siz yalan söyleseniz ve başınıza bir şey gelse, nerede olduğunuzu bile yanlış bilseler hoş olmaz. Bunu anlatabilirsiniz belki. Daha iyi anlaştığınız hangi tarafsa ona sığınabilirsiniz diğerini körüklememesi açısından. "Ben tatillere gitmek istiyorum arkadaşlarımla, erkek arkadaşımla, ancak siz bana bu kadar karıştığınız, sorguladığınız için ben yalana başvurmak durumunda kalabiliyorum liseli gibi. Hiç hoş olmuyor, hem de tehlikeli bir durum." şeklinde konuşmanızın faydası olabilir belki.
 
Babam babanız gibi olduğundan 21 yaşında atandığım gibi evlendim. Evlenene kadar benim sorumluluğum evlendikten sonra kocanın kafasında bir adamdır babam. Ama evlendikten sonra da hesap vermem devam ediyor babama. Eşimin sormadığı sorular soruyor, tatile falan gitsek saklıyoruz.

Bence 27 yaşında biri olarak biraz biraz alıştırmaya çalışın. Her şeyi haber vermeyin mesela
 
Şöyle düşünün bu yaşa kadar böyle alıştırdınız diye böyle gidiyor bütün alışkanlıkları yavaş yavaş törpüleyeceksiniz ki bunu çok erken yaşta yapmanız gerekirdi ama gerekirse bu sırada biraz yalan kullanacaksınız örn görüntülü aradılar gördeniz de açmayacaksınız bir kaç saat sonra normal arayıp bir şey uydurun tel sessizdeydi uyuyordum falan yani sizi görüntülü aradıklarında her seferinde karşılık verdiğiniz için açmadığınızda sorun oluyor ama bu alışkanlığı kırarsanız sorun olmaktan çıkar görüntülü aradı evdesiniz çıkın dışarıya dışarıda konuşun o zaman neredesin sorusunu konumuna kadar cevaplandırmayın hiç öyle yürüyorum bitti kurslara yazılın korona bitince aktif bir sosyal hayatınız olduğunu kabullensinler kurslarla geziye gidin ama gezide gidip de görüntülü arayıp herkesi göstermeyin sürekli ortam resmi atmayın bunu içinde normalleştirsinler şehir dışına çıkın çıkarken arayıp şuraya gidiyorum falan filan demeyin o gün sizi ararlarsa ve sorarlarsa normal bir şey gibi falanca şehirdeyim diyin bir kaç kere tepki alırsınız ama sonra normalleşir ama hemen normalleşecek kabullenecekler diye beklemeyin 27 yaş büyük bir yaş bu zamana kadar olan alışkanlık söz konusu dediğiniz gibi özgürlük ayrı saygı ayrıdır örneğin aileme çok saygı ve sevgi duyarım annemin tırnağı kırılsın koşa koşa giderim ama hangi şehirdeyim o an bilmezler arayıp bilgi vermem o an ararlarsa söylerim ya da atıyorum ben bir seneye yakındır dans kursuna gidiyorum ama ailem bunu bundan 2 ay önce öğrendi oda tbt videosu whatsapp a atınca e söylemeyi unuttum böyle bir alışkanlığım yok çünkü bana göre markete bakkala gitmekle aynı şey mesele sadece şu önce bir birey olduğunu ve siz ne kadar izin verirseniz o kadar dahil olabileceklerini siz kabul edin sonra onlara kabul ettirin eviniz ayrıysa emrivaki çalan kapıda kim olursa olsun açmayın biraz dayanın üzülmeyin sonra ayy babacım o kadar yolu da gelmişsin kıyamam ama evde yoktum falanca grupla falan yerdeydim keşke haber verseydin diyin böyle böyle bazı şeylerin önünü alabilirsiniz ancak
 
Babam çok otoritedir evde herkesin üstünde sanki elf soyundan. Annem hep alttan alan biri olduğu için anneme davrandıgı gibi davranmaya calısıyor bana.
Sen de alttan aldığın için sana da aynı şekilde davranıyor işte.
Annenin yaptığı bir gün olsun fedakarlık gibi gelmiş midir babana?
Asla
İnan senin bunca kendini sıktığın da onun gözüne gelmez.
Benim annem de aşırı sıkı bir insan. Ogrenciyken sadece ev yerleştirmeye yardıma gelmisti, gitmiş komşularımin numarasını almış gizli gizli. Bana ulaşamadığı bir gün komşuyu gönderdi yanıma
Ama bu bir kere oldu, bir daha tasinsam da taşındıktan sonra soyledim.
Aşırı kontrolcü birisi, ama tek bana değil, anne babasına da sadece birkaç arama ulaşamasin hemen köyden birilerini arar, kontrole bakmaya gonderir. Geçen babam sokağa çıkma yasagini biraz geçti, oncesinde haber vermiş, "bir alacağım var, şuraya gideceğim. Trafiğe takılıp biraz geç kalabilirim" diye. Adamı iki kere aramış, açılmamış. Kadincagizin beti benzi attı, aklına ilk gelen de 'ya alacağını vermemiş de silahla yaralamişlarsa' bu arada babam mafya değil aklına bunu getirmesi için bir yasanmislik falan da yok,buna benzer bir olayın ihtimali bile asla yaşanmadı daha önce.
Ama kontrol manyağı olmak bunu gerektirir:))
Yıllar içinde anladım ki, onun psikolojik problemleri, anksiyiteleri onu ilgilendirir.
Kendi korkularını benim üzerimde kullanamaz , çünkü beni de etkiliyor.
Telefonda bağırıp çağırınca telefonu kapatıyorum mesela artık, genelde saat 11 falan, onun arayıp bağırma saati. O yüzden o saatte dışarıdaysam ya hiç açmıyorum, sms atıyorum 'gelecem' diye, ya da açıp en ufak bir ses yükselmesinde 'canimi sikmana izin veremem,benimle böyle konuşamazsin' diyip yüzüne kapatıyorum.
Ve sana bir şey söyleyeyim mi? Bunu yapmaya başladığımdan beri (bir yapıp bir yapmamaktan bahsetmiyorum. Her zaman yapmaya başladığımdan beri) yıllar oldu benimle bağırma aramaları gerçekleştirmiyor. Çünkü yüzüne kapatacağımi çok iyi biliyor. Bir nevi 'deli deliyi görünce comagini saklar' hikayesi.
Ayrıca benim annem bana iki aramada ulaşamayınca bile hemen eli ayağı tutulan, o panikle 3 gün midesini bozan bir insan
Buna rağmen defalarca tek basima yurtdışına gittim, ona son haftalarda söyledim. Aynı şekilde her sene üç beş defa tek başıma tatile cikiyorum, hatta kamp yapıyorum...
Bir şey demiyor mu?
Artık eskisi kadar umursamıyor , diyebilirim
Ama dese de yine de gidiyorum, çünkü neden onun anksiyiteleri var diye ben hayatımı istediğim gibi yaşamayayim ki? Evlenmeden ana baba baskısına karşı çıkamayan, evlendikten sonra koca kaynana baskısına karşı çıkabilir mi???
Hiç sanmıyorum.
Dünyaya bir kere geldim ve ömrüm ne kadar bilmiyorum, belki de arkamdan 'vah vah çok da gencti' denecek bir yaşta öleceğim. Yani bir ömrü annemin istediği gibi yaşamaya değer mi?
Ha, söylediğim kadar kolay değil. Bileti aldıktan sonra haftalarca soylemek için karın agrisi çekip en son saniye söylüyorum falan, hatta terapiye gidiyorum, bunun üzerine de konusmak istemiştim Psikoloğumla. O da bir çeşit kaçma davranışında bulunduğunu söylemişti. Yani farkında olup cozmeye çalıştığm bir konu.
Sen de bir adım at ve geri dönme.
'Bu benim hayatim' de.
Baktın bağırıp çağırıp 'gelme' mı dedi?
Gitme... Bu kadar basit. Git o sömestrini gönlünce yaşa. İnan yaz tatilinde aynı atari yapamayacak.
Ha, "reddeder diye korkuyorum" falan demişsin.
Pardon ama sen iki kere asi geldin diye seni reddedecek bir baban varsa zaten asi gel de reddetsin. Öyle kolaysa eğer evlat reddetmek, pire için yorgan yakacak,basit şeylerden seni silebilecek bir adamsa zaten bunca fedakarlığa değmez. Bugün değil yarın, yarın değil evlenince ilk ters dusmende zaten reddeder...
Kaldı ki benim annem de bizi canı sıkıldıkça reddederdi bir keresinde ablamla böyle bir muhabbet olmuş - vize tatiline bile gelmemişti, 6 aya yakın annemle teleofnda konuşmamısti. O böyle kararlı çıkınca geri adım atan annem oldu. Beni de en son iki sene kadar önce reddetmişti, dogurdugunda ne kadar pişman olduğunu söyleyip. 3 aya yakin evi otel gibi kullandım. Asla sofraya oturup mutfaktaki yemeği yemedim, karnım açsa mutfak boşken girip kendi yemeğimi yaptım, bir gulen yüzümü görmedi annem aylarca aynı evin içinde. Sonra babamla bir konuşma yaptık, sonrasinda annemle karşı karşıya geldik
Ona ,ne anne ne koca , kimsenin bana hakaret edemeyeceğini, kenarda köşede (zaten çok istediğim) kendi evime çıkmak için birikimim oldugunu, bu seferlik sadece babaciğimın hatri için bu evde kaldığımı ama bir daha en ufak bir hakaret isittigimde koşa koşa kendi evime cikacagimi ve bunun tek sorumlusunun kendisi olacağını söyledim, anlaştık,barıştık.
Ve iki yıldır hakareti geç, ses bile yükselmiyor evde.
Çünkü gideceğimi biliyor.
Hesapta 'onun işte dilinde' olan bir insan, yıllardan sonra o dilini biraz da olsa tutmayı öğrendi...
Bunu da yapan bizdik yani, ben anneme baş kaldiramasam, ohooo... Berbat bir hayatım olurdu...
Benim toksik ebeveynle mücadele şeklim bu, tavsiye ederim.
Dediğim gibi sen da anababana kendi haklarını savunamazsan yarın eşine de savunamazsin ve kendi çocuğu savunamayan, ezdiren annen gibi bir anne olursun.
Sırf bunun için bile kendi hayatin için söz sahibi olmaya çalış bence. Hem pratik olur,ileriki hayatın için:) her zaman herkesin suyuna gidemeyiz
 
Hak verilmez alınır
 

Bırakın kopsun kıyamet biraz.
Bir cinnet her şeyi çözer. Aileniz sizi tek başınıza başka şehire göndermişse çok tutucu değil bence. Siz kırmanız gerekeni kıramıyorsunuz.
Çoğunluk ergenlikte kırıyor bu kabuğu kırın siz de, dövecek, öldürecek değillerse...
 
Sen onları kontrol edemezsin ama kendini kontrol edebilirsin. Maalesef özgürlükleri isyanla elde edebiliriz ülkemizde. Ben okuduğum yerde erkek arkadaşımla yaşamaya başladım. Onaylamadıkları halde tekvandoya başladım. (Bir kız koşu bile yapamazdı onlar için) Bunu söyleyince harçlığımı kestiler ve konuşmadılar. Erkek arkadaşımla evlenmem yönünde şart koştular. Ama ben iş buldum çalıştım ve aylarca konuşmadım. Şu an annemle aramız iyi. Telefonla konuşurken erkek arkadaşıma da selam yolluyor. Ama kişisel sınırı çizmek böyle emek ister ülkemizde maalesef
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…