Bebeklerimiz Nasıl Büyüyorlar ?

  • Konu Sahibi Konu Sahibi febi
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi
kızlar bunu buldum nette hoşuma gitti ama randevusuz kabul edilmiyo .. pazartesi sabah 8:30 aranması gerekiyormuş.. psikoloji bölümü varmış gelişim testi filan .. güzel bişey .. alkisalkisalkis

çok teşşekürler paylaşımın için.bende duymuştum testi hatta eşime dediğimde aynen şöle demişti. sen bir patoloji buldun sanırım çocukta???ama konu hakkaen önemli. bir dr arkadaşımın 4 yaşındaki oğlunda öğrenme güçlüğü çıkmıştı hemde bir yıllık kreş dönemi sonrası öğretmeni birşey öğretemiyorum aynı sınıfı tekrarlatalım deyince. şimdilerde çocuk kötü durumda.ki dışardan hiç belli olmuyordu yada biz anlamıyorduk.
urasın kaş çatarken fotolarını çekemedim ama şaşkın pozlarını çektim ama bu sferde aktarma kablosunu bulamadım eski fotoğraflardan birini eklemeye çalıştım.((
 

Eklentiler

  • $IMG_9481.webp
    11,8 KB · Görüntüleme: 81

sağol tatlım.çok katılamıyorum aranıza sohbet bölümünüze özelikle takip edemiyorum ( zamanım olmuyor genelde bişiler araştırıyor oluyorum ama genel ve spesifik konularda temmuz annelerine bakıyorum.
ben nihal.ama maya diyor herkes ikinci ismim. uras oğlumda.
 
mayacım uras ne tatlı öyle yaaa... kaşı gözü yerim onu maaş..

istanbul da yaşıyoruz bir çok olanağa da sahibiz ama haberimiz yok maalesef.. kadın ve aile sağlığı merkezlerinde çocuk gelişimi taraması gebelik takibi kanser taramasına kadar yapılıyomuş hem de ücretsiz ..

arkadaşının oğluna daçok geçmiş olsun düzelir inş. cnm .. :Saruboceq:
 
merveyi dün gece babası aldı ama sallamadı birlikte uyudular .. uyuması yarım saat sürmüş.. dün yemek konusunda güzel anlaştık ama bugüne çok kötü bir başlangıç yaptık yine ve şu anda da beni rahat bırakmıyor .. kendi kendine oynamasını istiyorum .. ayaklarımın dibinde :umursamaz: çok inat ediyor yaa.. kime çekmiş bilmiyorum ki :kedi:
 
feride gerçekten çok güzel bi uygulamaymış.bizim elimizin altında internet var ama olmayanlar için daha geniş bi bilgilendirme yapılmalıydı bence.tv. olur gazete olur broşür olur.dediğin gibi istanbulda yaşıyoruz ama bişeyden haberimiz yok.
 
18 ila 36. AYLARDA KİŞİLİK OLUŞUR!

* sizi anlamakta zorlanan bir çocuğa daha kısa ve net cümlelerle konuşmanızı önermek bile, henüz dil gelişimi mükemmelleşmemiş bir çocukta çok önemli bir farklılık oluşturabilir. Ya da, iletişim becerileri yeterince mükemmelleşmemiş bir çocukta, televizyonun kapatılmasını tavsiye etmek, çocukta ciddi bir gelişim hamlesi doğurabilir. O yüzden de biz, çocuğa göre pozisyon almak durumundayız.

* Anne-babalar her çocuğun, kendine özgü bir huy ve tabiat yapısı olduğunu unutarak hataya düşüyorlar. Çocukların standart olmadıklarını ve kafamızdaki çocuğa göre değil de, önümüzdeki çocuğa göre davranmayı unuttuğumuzda hata yapıyoruz. Çünkü, bizim kafamızda bir çocuk var, idealimizdeki çocuk o; ama kucağımızdaki çocuk idealimizdeki çocuk değil.


* Çocuğumuzu tanıma gayretine girersek, hangi özellikleri olduğunu, neyi daha iyi yaptığını, neden hoşlandığını, neden rahatsız olduğunu bilirsek… Ve özellikle de 3 yaşına kadar olan dönemde onunla temel olan ilişkimizi korumayı birinci plana alırsak, onu istediğimiz gibi yapmaya çalışmayı değil, onunla bir ilişki kurmayı ön plana alırsak, yapacağımız büyük hatalardan kaçınmış oluruz.

* Çocuğun ihtiyacı, bazen iki kaşık daha fazla mama yedirmek değil; onunla bir 20 dakika yerde oturup, hiç telefon çalmadan, televizyona bakmadan, sağla solla ilgilenmeden, çocukla burun buruna, konsantre bir zaman geçirmektir.
 
* Eşlerin bir çocuk sahibi olması, onların anne-babalık rolleriyle de karşılaşmaları anlamına gelir. Hem kendileri yeni bir rol alırlar hem de eşlerini yeni bir rolde görürler. Eşler kendi çocukluklarında gördükleri anne-babalık tutumlarından etkilenirler. Kadınlar, eşlerinin nasıl bir koca olduğundan çok, nasıl bir baba olduğu üzerinde daha yoğun olarak düşünürler. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak eşlerini babalıkları ile değerlendirmeye başlarlar. Zaman zaman eşler arasındaki ilişki sorunları, eşlerin anne-baba oluşları üzerinden dile getirilir. Yani çiftin savaş konusu anne-babalık rolleri olur ki, bu savaştan maalesef çocuklar mağlup olarak çıkar.

* 0-3 yaş dilimi ruhsal gelişim açısından şu iki ayrı evreye ayrılır: Oral dönem ve Anal dönem. Her bir evrenin çocuk açısından tamamlanması gereken hedefleri vardır.

* Oral dönem

O-l yaş aralığını kapsar. Bu dönemde hazzın temel kaynağı emmedir. Bebek dünyayı ağız yoluyla tanımaya çalışır. Oral dönemde bebeğin anneyle temas etme yollarından biri de emmedir

* Anal dönem

Ortalama olarak 1 yaşından 3 yaşına kadar olan bir dönemi kapsar. Dönemin anahtar kelimesi "kontrol'dür. Çocuğun; bireyselleştiği-özerkleştiği, anneden bedensel olarak ayrıştığı, gücünü fark ettiği bir dönemdir. Dışkısını bırakarak ya da tutarak bu eylemden haz alır. Bebeklikten, bebekliğin bağımlılığından çıkmak için adımlar atar. Özerkliğini, bireyselliğini kazanma uğraşı içindedir. Yürüme ve konuşma yetilerinin de devreye girdiği bu dönemde çocuk kendisini çevresinden ayrı bir birey olarak algılamaya da başlar. Anne-baba ya da bakımını üstlenen yetişkin tarafından konulan ilk sınırlama ve yasaklamalarla karşılaşır. "Kakanı altına yapmal", "Çıplak dolaşmal", "Çevredeki eşyalara zarar verme!" gibi...

Anal dönemde iki ana tema vardır:

Tuvalet eğitimi
İnatçılık dönemi ( 18-36 ay arası )

* İnatçılık dönemi (18-36 ay arası)

Çocukluktaki bir geçiş döneminin adıdır. 2 yaş krizi, çocukların "kontrolü, irade gücünü ve denetimi" öğrenmesi için önemlidir. Birey olduğunu kendisine ait istek, arzu ve düşünceleri olduğunu fark eden çocuk, sınırlarını genişletme çabası içine girer. İnatçılığı artar ve yoğun şekilde "hayır" kelimesini kullanmaya başlar. Anne-babasının ondan istediğini yapmaz ya da tam tersi olarak istemediklerini yapar. Ağlama ve huysuzluk nöbetleri geçirir. Bu yaşlarda çocuk, bağımsızlığını yani bireyselliğini kazanma uğraşı içindedir.

* İnatçılık döneminin ne zaman başladığı ve ne kadar süreceği her çocuğa göre değişiklik gösterir. Bu dönemin ne kadar şiddetli geçeceğini belirleyen etmenlerden biri, bu yaş dönemi öncesindeki anne-babanın çocuğun bireyselleşmesine izin vermeyen tutumlarıdır. Örneğin; kendi başına yemek yeme fırsatı verilmemiş, sürekli anne ya da bakıcı tarafından beslenmiş olan bir çocuğun bağımsızlaşmasına izin verilmemiş demektir. Bu da bu dönemi daha ağır atlatmasına neden olur.

* Anal dönemin yapılandırın geçmesini sağlayan birkaç öneri

• Bu dönemin bir keşif ve merak dönemi olduğunu unutmayın. Kontrolünüz dahilinde olmak üzere çocuğunuzun keşif ve merak duygusunu giderme çabalarını destekleyin.

• Çocuğunuzla inatlaşmayın. Güç mücadelesine girmekten kaçının. Bu durumu kazanılacak ya da kaybedilecek bir savaş gibi görmeyin.

• Öfkesinin çok arttığı ya da inatlaştığı anlarda ilgisini başka yöne çekin. Onunla tartışmayın. Yaptıklarına ilgisiz kalın.

• Korkutmayın, cezalandırmayın ve zıtlaşmayın. Bu tarz tepkileriniz çalıştığınız olumsuz davranışların yerleşmesine neden olabilir.

•Bağımsızlaşmasına izin verin ve destekleyin.

•Bağımlılığı destekleyen aşırı koruyucu ve denetleyici tutumlardan kaçının.

• Bu dönemin geçici ve çocuğun bireyselliğinin desteklenmesi gereken bir dönem olduğunu unutmayın.

Çocuğun kontrol ve özerkliğini geliştirebilmiş olması, istekleri karşısında suçluluk duymuyor, utanmıyor olması, kurduğu ilişkilerinde aşırı inatlaşma ya da kendisini küçük ve değersiz görme temaları yer almıyorsa anal dönemi yapılandırıcı geçirdiği söylenebilir.
 
Bağlanmanın değişik tipleri vardır.

Birinci tipte güvene dayalı bir model vardır. Anne çocuğun ihtiyaçlarını anlamakta, zamanında doğru tepkiyi vermekte, çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlamaktadır. Çocuk ağladığında ona şefkatle yaklaşmaktadır.

İkinci tipte mesafeli bağlanma vardır. Anne çocuğun kendine yaklaşma çabalarını kabullenmemekte,mesafeli davranmaktadır. Çocuğun ihtiyaçları anne tarafından göz ardı edilmektedir. Bu tür bağlanmalarda kaçınan çocuk tipi ortaya çıkmaktadır. Çocuk duygularını anneye belli etmekten kaçınmakta, yetişkinlikte de duygularını kendi içinde yaşayan, ortaya koyamayan bir tip olmaktadır.

Bir diğer bağlanma tipide annenin istikrarsız olduğu tiptir. Bazen çocuğa aşırı ilgili bazen de hiçbir ihtiyacına tepki vermeyen anne olmaktadır.

Çocuk bu durumda annenin nasıl tepki vereceğini,ihtiyacının karşılanıp karşılanmayacağını bilemediği için,bu tür bağlanma sonucunda kaygılı, gelecekte stres durumlarına dayanıklı olmayan bir yapı oluşmaktadır.

Bazı görüşler, bir kişinin bebeklikte annesi ile kurduğu ilişkinin yetişkinlikte diğer insanlarla kuracağı ilişkinin niteliğini belirlediğini söyler. Çocukların 1 yaşına kadar ne tür bir bağlanma gösterdikleri, ilerdeki yaşamlarını önemli ölçüde etkiliyor olabilir.

Bağlanma ne fazla ne de az, yeterince olmalıdır. Bağlanma sağlıklı bir şekilde gerçekleşirse çocuk, sağlam sosyal ilişkiler kurabilen, sağlıklı ruhsal yaşantısı olan, problem çözme becerileri gelişmiş ve güvenli bir yetişkin olacaktır. Anne ve baba çocuğun ihtiyaçlarını doğru şekilde cevaplayabilmeli, yakın bir ilişki kurabilmelidir. Ağlayan ya da korkan çocuğa vaktinde yanıt vermeli, kaygılarını yatıştırabilmelidir. Bu yanıtların sürekliliği olmalı,çocuk her defasında ebeveynlerinden aynı yaklaşımı görebileceğini bilmelidir.
 


ne kadar doğru.teşekkürler paylaşımların için febicim.
sürekliliği sağlamak çok zor gerçekten.biz hayır kullanmıyorduk şimdiye kadar babası da öğrenmişti. hayır deyince daha çok inatlaşıyordu.yapabilirsin ama şimdi değil şeklindeydi hep tavrımız.. bir haftadır kayınvalidem bizimle ve oldukça şımardı.kadının tepesine çıkıyor resmen.annemde hayır diyor o gene inatlaşıyor ağlıyor.bişide diyemiyorsun...
birde erkek çocuklarının özgüven gelişimi açısından hergün babalarıyla bir saat (yarım saati oyuncaklı yarım saati oyuncaksız )oynamaları vakit geçirmeleri gerekiyormuş. benimki bir saat dolunca hemen yanıma geliyor mesaimi tamamladım diye. bunada şükür:)))
 
Kişilik Farkları:

Çocuklar doğdukları andan itibaren kişilik özellikleriyle birbirlerinden ayrılırlar. ABD New York Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada uzmanlar çocukları doğumlarından itibaren mizaçları bakımından 3 gruba ayırmıştır:

1. "Kolay" çocuklar olarak tabir edilen ilk grup uyumlu; yemek ve uyku düzenleri açısından problemsiz; etraflarındaki yenı insanlar ve durumlara kolay adapte olabilen çocuklardır.

2. ıkinci gruptaki çocukların yeni durumlara ve insanlara uyum sağlamaları biraz zaman alabilmekte; yemek ve uyku düzenlerinde bazen sorunlar görülmekte; bu çocuklar kimi zaman etraflarına karşı olumsuz davranışlar sergileyebilmektedir.

3. Uzmanlar, "Zor" çocuklar olarak nitelenen üçüncü gruba her 10 bebekten 1'inin dahil olduğunu belitrmektedir. Bu çocukların yemek ve uyku alışkanlıkları oldukça problemli ve düzensizdir; sık ve yüksek sesle ağlarlar ve etraflarındaki yenilik ve değişimleri kolay kabullenemezler.

Çocuğunuzu büyütürken bu tarz kişilik farklılıklarının olabileceğini gözönünde bulundurun ve çocuğunuzu, yaşıtlarıyla kıyaslayıp gereksiz endişelere kapılmayın. Çocuğunuzun kişilk özelliklerini iyice anlamanız, onu yetiştirirken sizin için faydalı olacaktır.



Huysuzluk Nöbetleri:

Bu dönemlerde çocuğunuz, istediği birşeyi yapmadığınızda ya da istemediği birşeyi yapmak zorunda kalınca, kimi zaman ise ortada görünür hiçbir sebep yokken huysuzluk ve ağlama nöbetlerine tutulabilir. Bu nöbetler özellikle diğer insanlarla birarada bulunduğunuz mekanlarda sizin için zor ve yıpratıcı olabilir. Örneğin kalabalık bir markette, kasada ödeme için kuyruk beklerken çocuğunuz aniden bir ağlama krizine tutulabilir, kucağınızda hiddetle tepinmeye başlar. Sebep beklemekten sıkılması ya da elindeki kurabiyenin tadnı beğenmemesi olabilir. Bu nöbetlerin oluşma sebepleri tam olarak açıklanamamakla birlikte, kimilerine göre bu bebeklikle çocukluk arasında yaşanması olağan bir geçiş dönemi, kimilerine göre ise küçük çocuklar için çözemedikleri ya da anlayamadıkları durumlar karşısında bir rahatlama, stresi dışa vurma yöntemidir. Bu nöbetlerin çocuk açken, yorgunken ya da aşırı uyarılmış durumdayken daha sık meydana geldiği belirlenmiştir. Ancak sebep her ne olursa olsun, çocuğunuzu büyütürken bu tip huysuzluk nöbetleriyle karşılaşmanız kaçınılmazdır. Bu nöbetlerle daha kolay başa çıkabilmeniz için aşağıdaki yöntemler faydalı olabilir;
. Çocuğunuzun huysuzluk nöbetlerini inceleyip analiz etmeye çalışın. Hangi durumlarda daha sık bu nöbetleri yaşıyor belirleyip onu bu durumlardan uzak tutmaya çalışabilirsiniz.
. Çocuğunuzla ortaklaşa yaptığınız bir aktiviteyi sonlandırırken bunu aniden değil, alıştıra alıştıra yapın. Çocuklar genellikle ani değişikliklerden hoşlanmaz ve bunlara karşı olumsuz tepkiler verirler.
. Eğer çocuğunuzun bir ağlama nöbetine kapılmasıyla sonlanacak bir aktivite ya da oyun içinde olduğunu hissederseniz, bunu bir an önce sonlandırıp çocuğunuzun dikkatini başka bir yöne kaydırın.
. Huysuzluk nöbetleri kalabalık içindeyken daha kötü bir hal alır. Bu sebeple çocuğunuzun huysuzlaşmaya başladığını hissettiğinizde onu sakin ve kalabalıktan uzak bir mekana getirip, rahatlaması ve sakinleşmesi için ona zaman tanıyın.
. Bu nöbetler esnasında soğukkanlı ve sabırlı olun. Sizin de sinirlenip bağırmanız sadece durumu daha da kötüleştirecektir.
 
• Bu aylarda sağlıklı uyku alışkanlıkları edinmesini nasıl sağlayabiliriz?
Hayatının bu ilk yıllarında çocuğunuzun uykularının sürekli bir düzene oturmasını beklemeyin. Bir kaç gün hatta ay boyunca geceleri düzenli uyuyup, sonra tekrar ilk doğduğu günlerdeki gibi geceleri sıklıkla uyanmaya başlayabilir.
Bebeğiniz daha küçükken yaptıklarınız dışında pek yeni birşey yoktur. Şu andaki en iyi kozunuz bebeğiniz yaklaşık altı aylıkken başladığınız stratejileri sürdürmektir;
Gece uykusu rutini; banyo yaptırmak, masal okumak, ninni mırıldanmak gibi, bebeğinizi sakinleştirip uyumasına yardımcı olacaktır. Unutmayın bütün bu aktiviteleri hep aynı sırayla ve oldukça sakin ve huzurlu hareketlerle uygulayıp bebeğe gece uykusunun huzur ve mutluluk verici olduğunu hissettirmek gerekir. Unutmayın bebekler ve çocuklar düzeni sever, aktivitelerin hep aynı sırayla yapılması ve arkadan ne geleceğini bilmeleri onları heyecanlandırır ve mutlu eder. Eğer bebeğinizin hala harcaması gereken fazla enerjisi varsa onu çok zorlamadan biraz daha oyun oynatıp veya masal anlatıp tekrar yatağına götürebilirsiniz.

Günlük aktivitelerde de hep aynı sırayı ve saatleri uygulamaya özen gösterin, bu düzeni benimsediğinde uyku vaktini daha kolay kabullenecektir.
Bebeğinizin uykuya her gece kendisinin dalmasına özen gösterin. Uyuyabilmesi için sallanma, ilgi ve ninni söylenmesi gibi aktivitelere ihtiyaç duymaması gerekmektedir. Eğer uyuyabilmesi için özel bir aktiviteye ihtiyaç duyuyorsa gece her uyanışında aynı aktiviteyi sağlamadan tekrar uykuya dalamayacaktır.

Bu yaştaki bebeğiniz geceleri uykuya dalma güçlüğü veya gece sık uykudan uyanma gibi sorunlar yaşayabilir. Bu yaştaki problem muhtemelen artık ayağa kalkıp yürüyebiliyor olmasından kaynaklanmaktadır. Daha önceki aylarda yeni öğrendiği aktivitelere ve başarılarına karşı duyduğu heyecan gibi bir heyecanla uyumak istemeyebilir. Uyumak istemezse uzmanlar bebeğinizi birkaç dakika süreyle yatağında bırakmanızı ve sakinleşmesini beklemenizi öneriyor.

• Bebeğin kendi kendine uyuması amacı ile ağlamasına göz yummak doğru mudur?
Bebeğe yalnız uyumayı öğretirken duygularını gözardı etmemeniz gerekir. Bebekler tek başlarına uyumayı öğrenmeleri için ağlamaya terk edildiklerinde ailelerinin onları rahatlatmak için ilgilenecek kadar sevmedikleri hissine kapılırlar. Ağlamayı kestiklerinde sebep yardımın geleceğinden ümidi kesmiş olmalarıdır. Burada sorulması gereken soru "bebeği en az ilgilenerek nasıl uyuturum?" değil, "bebeğimin huzurlu, kendine güvenli ve sevildiğini ve önemsendiğini hissettirerek nasıl kendi kendine uyumasını sağlayabilirim?" olmalıdır.

Bebeği uykusunun geldiğini gördüğünüzde yatağına koyun ve ona şarkı mırıldanın, sırtını okşayın ve huzurlu olmasını sağladıktan sonra odadan ayrılın. Eğer ağlarsa yeniden odaya dönüp onu rahatlatıp tekrar çıkabilirsiniz.

ılk yıl içinde pek çok kereler bebeğinizin odasına dönüp onu sakinleştirmeniz, beslemeniz gerekebilir. Bebeğiniz onun ihtiyaçlarına cevap verdiğinizi ve size güvenebileceğini öğrenip huzur içinde uykuya dalabilir. Bebeğiniz ne kadar sizin onun ihtiyaçlarınıza cevap vereceğine inanırsa o kadar az ağlayacak ve huzurlu bir şekilde uyuyacaktır. Her ne kadar bebeğinize ihtiyacı olduğunda yardım etmek onu ağlamaya bırakmaktan daha fazla zaman harcamanıza neden olsa da, bebeğinizin şu anda ve ilerde daha mutlu ve huzurlu bir insan olmasını sağlayacaktır.
Eğer çocuğunuz gece uyandığı zamanlarda sizden yakın ilgi görmeye alıştıysa, onu yavaş yavaş bu durumdan vazgeçirmeye başlayın. Örneğin gece uyandığı saatlerde rahatlatmak amacıyla onu sütle beslemek yerine, sadece su verin ya da hiçbirşey vermeden tekrar uyutmaya çalışın. Geceleri uyandığında ışığı yakıp onunla oynamaya alıştırdıysanız, buna devam etmeyin. Işığı yakmadan, onu kucağınıza almadan sadece konuşarak rahatlatmaya çalışın.
Alıştığı uyku rutinlerinde bir değişim çocuğunuzda uyku problemine yol açabilir (örneğin odasının ya da yatağının değişmesi veya mutlaka birlikte uyuduğu ve sevdiği bir oyuncak hayvanının kaybolması gibi). 12-14. aylar arasında bebekler aktif olarak rüya görmeye başlarlar, bu da onun şaşkınlıkla ya da korkuyla uykusundan uyanmasına sebep olabilir.
Bu period anne ve babalar için gerçekten zor, stresli ve yorucu olabilir. Ancak uyku eğitimi konusunda sabırlı ve istikrarlı davranırsanız, bir süre sonra olumlu sonuçlarını almaya başlayacak ve yaşadığınız zorlukları unutacaksınız.
 
merve 2. grupta sanırım .. uyku konusunda da her kafadan bir ses çıkıyor.. bir kısım bırakın ağlasın zamanla alışır derken bir kısım da aman ağlamasın psikolojisi bozuk olur .. yani benim şimdiye kadar anladığım tek doğru tüm çocuklar farklıdır ve gereksinimleri de tazrları da farklı onlara olacak doğru yaklaşımlar da değişken dolayısıyla.. her çocuk için doğru değişiyor yani....
 
feridecim topiğin hayırlı olsun ne zamnadır aklımdaydı ancak gelebildim.
sanırım en gündemde konu uyuku konusu. Melis de çok gazlı bir bebekti 8 aya kadar devam etti gazı, hep kucakta gezerek uyuturduk küçükken büyüyüp ağırlaşınca bu zor oldu tabi ben de ağlatarak uyutma konusunda çok şey okudum çok zaman uygulamaya çalıştım ama çok ağladı kıyamadık babasıyla. Ben artık çok takmıyorum bu konuyu. Çok uyukusu gelince beraber bizim yatağa uzanıyoruz meme emiyor sonra arkasını dönüp uyuyor uyukusu deinleşince de yatağına götürüyorum. Bazen tvnin karşısında uzanıyoruz uyuyor. Bazen başıma göğsüme koyuyor öyle uyuyor, bazen ben uzanıyorum o üzerime uzanıyor göğsüme başını koyuyor öyle uyuyor, günden güne değişiyor, mutlu olsunda nasıl uyuduğu öenmli değil. Hiç ayakta sallamadan hyada beşikte. Bakıcısı ilk zamanlar battaniye ile bile sallamış annemle birlikte uyutamadığı için, o halaa ayağında sallayor ama melis bunu benden istemiyor ben yapmaya kalkıncada çok sinirleniyor istemiyor.
 
çocuklar artık çok büyüdüler inanın konuştuğumuz herşeyi anlıyorlar, biz asabi olunca onlar da asabi biz mutlu olunca onlar da mutlu oluyor, bunu hiç unutmamamız lazım. Ben melisle çok konuşuyorum, akşam eve gelince uyuyana kadar tüm vaktimi onunla geçimeye çalışıyorum.

Geliştirmek için abc yayınlarının dokun hisset kartları var onları almıştım onlardan çalışıyoruz bayaa tanımaya başladı artık nesneleri hayvanları, tüm vücud organlarını, 5e kadar saymayı daha birçok şeyi biliyor. Ama çocuğun çevresindeki herkesin çok çenesi düşük benim bakıcısını babasının anneannenin dedenin hepimiz birşeyler öğretmeye çalışıyoruz beyinleri boş kapıyorlar hemen.
 
maaşallah melis e..

ferdacım başka ne tür eğitici oyuncaklar aldın cnm melis e .. ben de yeni bişeyler almayı düşünüyorum da.. ben de kızıma resimli bebekler için sözlük var ondan aldım .. resimlere bakıp isimlerini söylüyorum .. sorunca göstermesini istiyorum ..

bi de okuduğunuz beğendiğiniz kitaplar varsa isimlerini yazarmısınız arkadaşlar..
 
  • emeklemeye başlamasından 2. doğum gününe kadar olan dönem emekleme dönemidir. keşfetme adeta her yerin altını üstüne getirme dönemidir.
  • bu keşifleri gerçekleştirirken kendinden duyduğu şüpheyi oluşturduğu kendine güven duygusu ile yenmeyi öğrenecektir .
  • çocuk çevresini araştırmakta ve keşfetmekte serbest olmalıdır. böylece kendisine olan güveni gelişecek hayatının ilerleyen yıllarında özgüveni olan bir kişi olarak yaşayacaktır..
 
dokun hisset kartlarımız bizimde var bizde tanıdığımız hayvanları öğrendik. kiminin adını diyor kiminin dediklerini mesela kediye kedi diyor köpeğe hav hav ata at diyor eşeğe aiii bide horoz gibi ötüyor ben onu çok seviyom üüürüüüü diye çok salak:)))
yapbozlarımız var bir sürü fotolarını çekebilirsem haftasonu eklerim.migrostan kipadan toys shopdan çok ucuza denk getirip bir sürü aldım. 3er 5 er milyona. genelde ahşaptan. birde mıknatıslı yapbozumuz var buzdolabına yapıştırıyoruz orda mutfaktayken benle onlarla çok oynuyor.
bolca kitabımız var kitap karıştırmayı çok seviyor. birde parmak boyalarımız var tavsiye etmem heryer boya oluyor ama suyla çıkıyor bizde ahşap parkenin üstüne döküyoruz yada sinimiz var onun üstüne döküp parmakla şekiller yapıyoruz ...
suyla çıkan boya keçe kalemlerimiz var ama ağzından çıkarmadığı için artık vermiyorum. sanırım şekerli tadı kemirip duruyor.
şu aralar en favori oyuncakları ip geçirilen tahta küçük parçalar. ayakkabı bağı şeklinde ipi delikleden geçiriyor.henüz ipi delikler küçük olduğundan geçiremiyor ben ucunu az sokuyorum o çekip uzatıyor.
 
1 yaşından 2 yaşına kadar çocuğunuz kitabı var. ay ay çocuk gelişimi ile bilgiler var. mesela bu 14-16 ay arası önerilen oyuncaklara baktım itilip çekilen oyuncaklar diyor. bizimde top şeklinde dönen baston sapı gibi sapı olan bişimiz var.sesi biraz gıcık ama uzun zamandır oynuyor onunla.
çocuğuma nasıl davranmalıyım diye bir kitabım var çok kısa kısa tüm hastalıklar gelişim vs problemleri konuları var.Dr. koray karabekiroğlunun.
çocuk eğitiminde sevgi diliyle özgüven kazanımı adlı kitabım var. çok oldu okuyalı tekrar bi gözden geçireyim.
şimdilerde okuduğum etkili anne baba eğitimi diye bir kitabım var.çok güzel bir kitap.
bide ş,iddetle tavsiye ettiğim (babalara) çocuk eğitiminde babanın rolü kitabım var. eşim hala özet çıkarmamı bekliyor((
kitapları almadan önce mutlaka bir göz gezdirin kitapçılarda derim. ben burda internetten sipariş veriyorum çoğu zaman umduğum gibi olmuyor.
 

bir de kartondan kitaplarımız var diğerlerini yırtıyor bunlar kalın iyi oluyor çoğu konuşan kitaplar onlara basıp dinliyor.
Ben çok kitap okumak istiyorum ama okutmuyor cadı hemn elimden çekip alıyor ben de atmasyon hikayeler anlatıyorum aklımdan.



ben hiç yapboz almadım erken diye düşündüm hep, şekilli kutumuz varbir tane rengini şeklini denk getirip içine atıyor ya ondan onu bile çıkarmadım henüz 18 ay üzeri yaıyor diye becerebilirmi ben de alayım. Bir bakarım hafta sonu. Melisde kalemlerle yazmayı çok seviyor ama verip de bırakamıyorum tabi yaa heryeri çiziyor ya da elinde kalem koşuşturuyor evde korkuyorum.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…