- 3 Haziran 2015
- 36.936
- 119.180
- 798
- 36
- Konu Sahibi Deryakuzusu88
-
- #161
Şöyle ki elbette bekarken de bitki değildik, işimiz, okulumuz, sorumluluğumuz vardı. Ama şimdiki gibi değil. Ben şahsen iş yapsam da canım istemiyorsa sallardım işi gücü. Bir kısmını ben yapsam bir kısmını annem yapıyordu. Evin düzeni anneme aitti. Evde bir yerde sorun olsa( kırılma, dökülme, tadilat, boya) benim değil annemin meselesiydi. Evin ekonomisini planlayıp uygulamak anne babamın göreviydi. Çocuğun okulunu, dersini, öğretmenini, ihtiyaçlarını düşünmek zorunda değildim. Hasta olsam yatıyordum, ne de olsa telafi edecek insan vardı evde(Şimdi sürünerek kalkıp iş yapmam gerekiyor bazen). Sevmediğim insanlar eve gelecekse onları anneme paslayıp ben direkt uçuyordum arkadaşlarımla buluşmaya. Bir de onlara yemek ya da pasta börek hazırlamak zorunda değildim. Davet ya da düğünlere istemiyorsam gitmiyordum, ne de olsa giden vardı ben gitmesem de olurdu. Eşimin ailesi gibi bir derdim yoktu. İstemediğim insanları hayatımdan çıkarmayı doğru bulanlardanım. Ama çıkarmam mümkün değildi, senelerce idare etmek zorunda kaldım eşim üzülmesin diye( Şimdi yine görüşmüyorum o ayrı) Evin, eşimin, çocuğun sorumluluğu katlanarak arttıkça kendime ayırdığım zaman azaldı, kendimi özlüyorum bazen. Bu ve benzeri şeyler işte :)) Evlendikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmuyorBekar hayatının nesi kolay ki her gün ordan oraya koşturuyorum ben. Bu saat olmuş ders çalışıyorum, dışarda sürüyle sorumluluğum var ve elbette evde de sorumluluklarım var 22 yaşına gelmiş bir insan olarak. Asalak değilim sonuçta, evlenince eşimle paylaşacağım sorumululukları şuan ailemle paylaşıyorum.
Evlenince değişen ne ki?
Valla evlilik buysa ben almıyım.Şöyle ki elbette bekarken de bitki değildik, işimiz, okulumuz, sorumluluğumuz vardı. Ama şimdiki gibi değil. Ben şahsen iş yapsam da canım istemiyorsa sallardım işi gücü. Bir kısmını ben yapsam bir kısmını annem yapıyordu. Evin düzeni anneme aitti. Evde bir yerde sorun olsa( kırılma, dökülme, tadilat, boya) benim değil annemin meselesiydi. Evin ekonomisini planlayıp uygulamak anne babamın göreviydi. Çocuğun okulunu, dersini, öğretmenini, ihtiyaçlarını düşünmek zorunda değildim. Hasta olsam yatıyordum, ne de olsa telafi edecek insan vardı evde(Şimdi sürünerek kalkıp iş yapmam gerekiyor bazen). Sevmediğim insanlar eve gelecekse onları anneme paslayıp ben direkt uçuyordum arkadaşlarımla buluşmaya. Bir de onlara yemek ya da pasta börek hazırlamak zorunda değildim. Davet ya da düğünlere istemiyorsam gitmiyordum, ne de olsa giden vardı ben gitmesem de olurdu. Eşimin ailesi gibi bir derdim yoktu. İstemediğim insanları hayatımdan çıkarmayı doğru bulanlardanım. Ama çıkarmam mümkün değildi, senelerce idare etmek zorunda kaldım eşim üzülmesin diye( Şimdi yine görüşmüyorum o ayrı) Evin, eşimin, çocuğun sorumluluğu katlanarak arttıkça kendime ayırdığım zaman azaldı, kendimi özlüyorum bazen. Bu ve benzeri şeyler işte :)) Evlendikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmuyor
Çocuktan sonra 2-3 sene kendini unutuyorsun, zombi gibi geziyorsun zaten. Aile desteği yoksa -ki benim yoktu- o uykusuz gecelere ek diğer günlük sorumluluklarını yerine getirmek çok zorluyorValla evlilik buysa ben almıyım.
Çocuğunuz varsa bir nebze normal karşılanabilir bu durum ama iki kişi baş başayken evlilikten yakınmak bana hiç anlamlı gelmedi.
Aynen öyle, eşin melek gibi adam olsa bile sen yine de hizmetçisin ve evlilik yine de sıkıcı :)))Vay be herkes mutlu evlilikten bi ben mi çok özlüyorum bekarlıği.eşim çok iyi olmasına rağmen çok güzel bir bekarlık yaşadığım için inanılmaz özlüyorum. Evlilik sıkıcı ve kadın için çok yorucu bi durum.gönüllü hizmetcilik..
O konuda haklısınız çocuk ciddi emek istiyor. Çok zor bir şey başarıyorsunuz gerçekten. Ben kendimi unuturum o ara sanırım.Çocuktan sonra 2-3 sene kendini unutuyorsun, zombi gibi geziyorsun zaten. Aile desteği yoksa -ki benim yoktu- o uykusuz gecelere ek diğer günlük sorumluluklarını yerine getirmek çok zorluyor
Tercih etmem bekarlığı.
Kendi evim, kendi düzenim, eşim, doğacak çocuğum.
Bekarlıktaki mutlulukla kıyaslanmaz bence bunlar.
Eminim yaşadığınız tüm zorluklara rağmen bugünleriniz için de iyi ki yapmışım dersiniz. İnsan yaşlanınca en azından bayramlarda kapısını çalacak birilerini istiyor, annemden biliyorum. Bayramda ya da özel günlerde ailesi olmadan çok bomboş geliyor herşey. Elde ettiğin en büyük kazancı yani evladını sana hediye ettiği için bile değer
Şöyle ki elbette bekarken de bitki değildik, işimiz, okulumuz, sorumluluğumuz vardı. Ama şimdiki gibi değil. Ben şahsen iş yapsam da canım istemiyorsa sallardım işi gücü. Bir kısmını ben yapsam bir kısmını annem yapıyordu. Evin düzeni anneme aitti. Evde bir yerde sorun olsa( kırılma, dökülme, tadilat, boya) benim değil annemin meselesiydi. Evin ekonomisini planlayıp uygulamak anne babamın göreviydi. Çocuğun okulunu, dersini, öğretmenini, ihtiyaçlarını düşünmek zorunda değildim. Hasta olsam yatıyordum, ne de olsa telafi edecek insan vardı evde(Şimdi sürünerek kalkıp iş yapmam gerekiyor bazen). Sevmediğim insanlar eve gelecekse onları anneme paslayıp ben direkt uçuyordum arkadaşlarımla buluşmaya. Bir de onlara yemek ya da pasta börek hazırlamak zorunda değildim. Davet ya da düğünlere istemiyorsam gitmiyordum, ne de olsa giden vardı ben gitmesem de olurdu. Eşimin ailesi gibi bir derdim yoktu. İstemediğim insanları hayatımdan çıkarmayı doğru bulanlardanım. Ama çıkarmam mümkün değildi, senelerce idare etmek zorunda kaldım eşim üzülmesin diye( Şimdi yine görüşmüyorum o ayrı) Evin, eşimin, çocuğun sorumluluğu katlanarak arttıkça kendime ayırdığım zaman azaldı, kendimi özlüyorum bazen. Bu ve benzeri şeyler işte :)) Evlendikten sonra hiçbirşey eskisi gibi olmuyor
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?