Aynen öyle.
İşte bakıyorum çevremdeki herkes Ya evlenmiş Ya nişanlanmış ve sıkıldım artık hayatında biri yok mu ne zaman evleneceksin vs sorularından. Hatta evlen de işte sende çocuk yap diyenler oluyor. Diyeceğim bir gün öyle diyene evlenirim evlenmesine de tatlın çocuğum olmuyor benim diye içine dert olur belki patavatsızca herkese çocuk çocuk koca demelerini bırakmaları için( bu arada öyle bir şey yok tabi Allah bilir kim çocuk sahibi olabilir kim olamaz )
Kibir Ya da proje üretme değil. Kendimden daha aşağı kıstasta bir erkek istemem açıkçası
Aslında tam mesela işte etkilenememek kimseden
Ya kendi de demiş, için ısınır, çok yakışıklı olmasa bile hoş bulursun ya. Öyle bir şey istiyormuş. Dünyanın en normal beklentisi ya. Bu kadarcık bile yoksa o adamla aynı yatağa nasıl gireceksin ki? Mümkün değil yani.%1000000000000
Olmuyorsa olmuyordur beğenmediysen kendini zorlayamazsın ki
Benim içinde öyle mesela iri olcak uzun boylu olacak. Hani yakışıklı dediysem de bana yakışıklı gelecekAynen öyle.
Benim sevgilim de çok yakışıklı değil. Ama sevince seviyorsun, gözüne acayip şirin görünüyor. Beğenmek deyince illa Kıvanç Tatlıtuğ gibi birini beğenmek gelmemeli. Ben iri, boylu poslu severim mesela. Sevgilim de öyle biri, geriye kalan her şeyi güzel geliyor bana, göbeği de dahil.
Huyu iyi, mükemmel biri diye aşırı zayıf ve kısa boylu biriyle olamam ben.
Çünkü Türk kadını, genel ortalamanın üstünde ve Türk erkeği de ilgili ortalamanın altında. Yurt dışından gelen insanlar, Türk kadını için: "Oo çok egzotik, gerçekten bakımlı, giyinmeyi kuşanmayı biliyor," yorumu yapıyor. Türk erkeği ise daha yeni dişlerini fırçalamaya başladı. Eğitim, aile, kültür denkliğini bilemem, orada denginizi aramanız zaten sağlıklı olanı ama dış görünüş konusunda -ha olursa yine olur, ne de güzel olur ama- beklentilerinizi şimdiye kadar düşürmüş olmanız gerekirdi.
Ya işte beklentilerini düşürürse beğenmeye başlayacak, farklı gözle de bakabilecek çünkü. Kendine heykel gibi bir kalıp yaratmış, gerçekçi değil.
Mesela beğendiğim bir bey vardı iri uzun boyluydu ve yakışıklı olmamasına rağmen dünyanın en yakışıklı erkeği gelirdi bana çnkü bir zamanlar beğeniyordum. Demek istediğimde buAynen öyle.
Benim sevgilim de çok yakışıklı değil. Ama sevince seviyorsun, gözüne acayip şirin görünüyor. Beğenmek deyince illa Kıvanç Tatlıtuğ gibi birini beğenmek gelmemeli. Ben iri, boylu poslu severim mesela. Sevgilim de öyle biri, geriye kalan her şeyi güzel geliyor bana, göbeği de dahil.
Huyu iyi, mükemmel biri diye aşırı zayıf ve kısa boylu biriyle olamam ben.
Bence aşırı uç beklentileriniz yok ki.
Hayır aksine Türkiye de doğdum büyüdüm. Belki de hani mesela çevremde en basitinden kardeşim çok bakımlı bir erkektir :) diş fırçalamasından kıyafetlerinin ayakkabılarının tonlarına kadar dikkat eder keza babamda öyledir mesela o gömlek o pantolona uyacak alta giyilecek çorap ayakkabı içinde kalsa bile her an çıkma ihtimaline karşı uyumlu olacak ütüsüz olmayacak :)
Işte çok çok iyi olmasına rağmen sempati duyamadığm da oluyor ve bir süre sonra itici ve yapmacık geliyor o iyi halleri açıkçası
Ya hepimizin bir tipi vardır hani. Kadın da iri ve boylu seviyormuş. Şimdi kriter düşüreceğim diye 50 kilo adamı beğenmeye zorlayamaz ki.
Ben anladım sizi. Bana göre bakış açınızda bir sorun yok. İnsanlar beğenilerinde özgürdür, kimse karışamaz buna.
Ya işte tüm kriterlerinizi yerle bir edecek maymun gibi birine aşık olacaksınız ki aklınız başınıza gelecekYa hepimizin bir tipi vardır hani. Kadın da iri ve boylu seviyormuş. Şimdi kriter düşüreceğim diye 50 kilo adamı beğenmeye zorlayamaz ki.
Ben de öyleyim yani, o yüzden anlayabiliyorum. Bir kere denemeye çalıştım, olmadı yani.
Ya benim başım bağlı sayılır.Ya işte tüm kriterlerinizi yerle bir edecek maymun gibi birine aşık olacaksınız ki aklınız başınıza gelecek
Yakışıklılık değil mevzu aslında. Benimki de yakışıklı değil, ama benim aradığım gibi biri. Bana şirin görünüyor, çekici buluyorum, yeterli.Bir hikaye anlatırdı dedem bir insan bir gül bahçesine girmiş öyle güller varmış ki hepsi birbirinden güzel bahçe sahibinden bir gül istemiş bahçenin sahibi de demiş ki tek bir şart ile bir gül veririm yanından geçip almadığın güller e tekrar dönüp isteyemezsin... peki demiş bu misafir girer girmez bir gül ilişmiş gözüne çok güzelmiş tam elini uzatacakken yanındakini görmüş bütün gülleri böyle böyle geçmiş gitmiş aklında artık tek şu varmış en sonda ki gül en güzel güldür düşünmeden koşmuş bahçenin sonuna giderek güzelleşen güllerin en sonunda en solgun ve en çirkini duruyormuş artık ondan başkasını da alamazmış.. hayat hikâyelerimiz de böyle değil midir en güzeli ararken en kötüye kalmak şöyle düşün dünyada eğer şanslıysak 70 yaşına kadar yaşayacağız belki biraz fazla.. ömrünü kariyer sahibi duygusuz biriyle mi geçirmek isterdin yoksa gönlünü evi gibi bilen kalbini taşırken kırarım diye korkan biriyle mi? Illa ki vardır altında yatan sebebler ama lütfen kendi değerinizi evleneceginiz kişinin mesleğiyle parasıyla ölçmeyin nice okumuş paralı cahillerden değer göremiyorken bir gönüle nadide bir çiçek gibi bakan insanları küçümsemeyin .... ve ben şunu anladım ki varlıklı biriyle evlenip ayrıldıktan sonra eğer değer görmüyorsan huzurlu değilsen koluna taktiğin iki altın bileziğin oturduğun 60 bin liralık koltuğun da değeri olmuyor..
Acele etmiyorum ama çevremdekiler işte yaşın geçiyor lafını söylemeye başladı artık
Allah korusun :))Ya işte tüm kriterlerinizi yerle bir edecek maymun gibi birine aşık olacaksınız ki aklınız başınıza gelecek
Zengin olsun demiyorum bana denk olsun diyorum yani para anlamında değil kültürlü olsun mesela
