Bayan Çok Bilmiş...
Bana mail adresini yaz sana yetiştirdiğim evlatlarımın okuduğu okulları yazayım da git araştır da gör bakalım EVLAT nasıl olurmuş?
Hele kızımı özellikle ÖRNEK almanı tavsiye ederim kendisi ingilizce sayısal bölümü okuyor ve sınıf birincisi ve kızımla GURUR duyuyorum yüzümüzü hiç yere eğmediği gibi senin sahip olduğun o eşsiz meziyetlere sahip değil ÇOK ŞÜKÜR RABBİME..
Bak sana önce nasıl İNSAN sonra nasıl KADIN olunur kendimden örnek vererek yazayım.
Ben 40 yaşındayım ve bayan çok bilmiş bende Hamileyim.
Aslen Çerkes kökenli bir ailenin kızıyım bizde önce SAYGI gelir.
1684 yılın da Dağıstan'dan gelen Atalarım İstanbul Üsküdar Sancağında komutanlık yapmışlar ve dedem Çanakkale savaşın da Binbaşı rütbesiyle Şehit olmuştur.Babam dahil tüm atalarım ve büyüklerim babam dahil rütbeli Asker'dir.
13 kuşaktır Istanbul'da doğan asil soyumuz da Hırsız Katil Sapık vs olmadığı gibi aksine Vatan Millet uğruna kanlarını feda etmiş atalarımın soyuyuz.
Abim ve erkek kardeşimi tanısaydın KADIN'lığından utanırdın.
Tecavüzcü sapık diye tabir ettiğin evlat ancak senin gibi sevgisiz mutsuz hırçın ebeveynlerin çocuklarında görülür.
Ben Üniversite mezunu 4 yabancı dil bilen yıllarca yurt dışı dahil mesleğini başarıyla yapmış meslek sahibi bir Kadın bir Eş ve bir anneyim.
Ve şartlar be olursa olsun böyle bir platform da kocamı kötülemeyecek kadar haddimi biliyorum.
Benim eşim ilkokul mezunu kendi halin de bir adam kültürlerimiz eğitimlerimiz aile yapılarımız çok farklı.
Ailem kültür ve görgü olarak eşime ve ailesine çok ters olmasına rağmen eşimle hiç sorunumuz yok.
Çünkü biz eşimle birbirimize şartlarla değil AŞKLA bağlıyız.Eşimin ayağını da yıkarım tırnağınıda keserim sırtını da keselerim çorabını da çıkartırım velhasıl kocama hizmet etmekten asla gocunmam.
Eşim ezilmesin diye onun getirdiğine razı oldum mesleğimi bıraktım.Çocuklar büyüdü ve eşim gitmek istedi ardıma bile bakmadan ailemi arkadaşlarımı doğduğum büyüdüğüm şehri bıraktım ve bir köye yerleştik.
Velhasıl çok bilmiş Hırçın sevgisiz kadın buna AŞK deniyor hemde hergün tazelenen ve hiç solmayan bir AŞK.
Kocanı sevmiyorsun sürekli şikayet ediyorsun mutsuzsun ve bencilce davranıp düşünmeden karnın da ki sabiye hamile kalmışsın.
Neye güvendin kime güvendin?
Kocana güvenmiyorsun kocanı sevmiyorsun kocandan memnun değilsin kocan kocalık yapmıyor eeeee şimdi aen böyle bir adamın çocuğuna hamile kalmakla CAHİL olmuyorsan ne oluyorsun? Safsın desem maşallaj her lafa cevabın var.
Adam başından beri böyleymiş diyen sensin Kavga eden sensin sen bana davrandığın gibi adama da cevap veriyorsan adam sana ne yapsa yeridir.
Senin en büyük sorunun EGON sende ki ego Kibire dönmüş.
Ve Allah kibirli kulunu sevmezmiş.
Bir Hadiste "Kocanızın olmadığı bir yerde kocanız hakkın da konuşursanız yada evden 1 bardak un bile verirseniz kocanız eve geldiğin de durumu kocanıza anlatıp helallik isteyiniz.Helallik almazsanız çok büyük günah işlemiş olursunuz" diye buyurulur.
Bence biraz Dini ve Ahlaki açıdan kendini yetiştirmen gerek.
Allahtan korkmayan kimse kuldan utanmazmış.Ve ben Allahtan korkmayan kimseden korkarım çünkü ondan her türlü fenalık gelir.
Allah teâlâ seni ıslah ve mağfiret eylesin inşaAllah.
Senin EGONU tatmin etmeyen feminist yorum yapmadığım için kusura bakma ama sen kocasının bebeğini taşıyıp onu kötüleyen bir kadınsın.Ve olayları senin açından okuduk.
Acaba adamcağıza seni sorsak kimbilir neler diyecek?
Olgun abla öncelikle konu sahibi olan benim size vermiş olduğum cevabı aşağıda tekrar paylaşıyorum. Yazdıklarınız karşısında son derece saygılı bir cevap verdiğimi düşünüyorum. Sizin hayatınıza laf etmeyeceğim SAYGI DUYUYORUM herkes benim gibi düşünmek zorunda değil. Bu SENİN hayatın senin seçimlerin. Seçimlerinden mutluysan sıkıntı yok.Şu hayat bana hiç kimseyi eleştirmemeyi, büyük konuşmamayı öğretti. Başına geliyo illa ki. İnsan neler yaşıyor, hiç yapmam dediği şeyleri yapabiliyor.
Aşk olayına gelince bende aşık oldum eşime, onun için çok sevdiğim memleketimi bıraktım işimi gücümü ayarladım ve onun yaşadığı şehre yerleştim. O özelde çalıştığı için gelemeyecekti, ben gittim. Ama büyük konuşmayayım işimi bırakamam. Eşim hayatıma girmeden önce hatta çocukluğumdan beri benim ideallerim hedeflerim var, bırakırsam mutsuz olurum. Mutsuzken de kimseyi mutlu edemem işler çok daha kötü olur, kaldıramam duramam evde.
Eşimi kötülemeye gelince, eşimin iyi yönlerini yazmak için bir derdim var a girip konu açmadım. Bu çok saçma olurdu değil mi. Dışarda konuşamadıklarımı rahatça konuşmak için burdayım, dertleşmek için. Elbette eşimin çok iyi güzel yönleri de var, ama ben yazmaya gerek görmedim burda. Örneğin çok romantiktir, özel günleri unutmaz asla, mutluluktan ağlattığı da olmuştur ( mutsuzluktan daha çok ağlasam da ne kadar :)) iş yerime gelir çiçekler getirir, kavgadan sonra gönül alır şebekliklerle, özür diler falan. Ama özünde odunluk olduğu için yine yapar. Kırar kırar onarmaya uğraşır. Dedim ya dengesiz bir ilişkimiz var iyiyken çok iyi, kötüyken çok kötü.Sadece konunun başında yazdığım kadarıyla değerlendirmek eksik oluyo diye düşünüyorum.
Kocamı sevme konusunda gelince ne hissettiğimi ben bile bilmiyorum.
İşte sana daha önce vermiş olduğum cevap aşağıda.
Yazdıklarımın hepsini okumamışsınız bu çok belli.
Keşke sizin gibi düşünebilsem, davranabilsem o zaman şu dünyada benden daha mutlusu olmazdı. Yazdıklarınızın bir kısmında çook haklısınız, bir kısmında ise sizin gibi düşünmüyorum, düşünemiyorum zorluyorum kendimi ama olmuyor. Benim düşünceme göre ( eleştirebilirsiniz feministçe de gelebilir) ama kadın eğer ki çalışıyorsa her ikiside eve para getiriyor, her ikisi de dışarda yorulup geliyor ( kadın yattığı yerden kazanmıyor ve erkekler bizden daha güçlü) o zaman ev işleri beraber yapılmalı. Ben yorgun argın iş yaparken adam içerde tv karşısında yatıyorsa ben bunu kaldıramıyorum. 1,5 yıl oldu alışamadım buna. Eşim hiç mi yardım etmiyo evet arada ediyo tabi ki geliyo yanıma tatlı dille sarılıyo öpüyo ben yaparım sen bırak diyo yoruldun tamam yapma diyo ama bana sonra kendisi de yapmıyo. Çok tembel ve üşengeç olduğu için yapmıyor. Ya yorgun oluyo ya bi işi çıkıyo ya da ders çalışacak oluyo. Ben lafta kalsın ya da göstermelik olsun istemiyorum, gerçekten evde beni rahatlatsın iş yükümü azaltsın istiyorum. Size yanlış gelebilir ama ben istiyorum bunu.
Yanlış eş seçimine gelince ben bunu daha önce de açıklamıştım. Evet o zamanlar gerçekten cahildim, çocuktum. Daha öğrenciydim tanıştığımda ve eşimle konuştuğumuzda bana ev işlerinde yardım etme konusunda sonsuz bir güven vermişti. Yani bana kendini yanlış tanıttı. Yardım etmeden kastı sofrayı getirip götürüvermekten ibaretmiş. Ahlaki açıdan hiç bir yanlışı olmadı ve aşıktım. Eşim aşırı dominant sanırım bende de var çatışma da sürekli olarak kaçınılmaz oluyor. Şuna da değineyim hiç bir zaman eşime senden daha fazla kazanıyorum demedim. Benim param senin paran diye bir şey yok diyen bir insanım.
Bu arada mesleğinizi merak ettim. Eve iş getiriyor musunuz, yetiştiremediğiniz işler yüzünden işinizden olma ihtimaliniz var mı? Bir de işi bırak o zaman diyenler olmuş. Ben buraya hiç kolay gelmedim, o kadar kolay değil bir çırpıda herşeyi silmek.
''Bazen diploma insana hiç birşey kazandırmaz.Hatta saygın bir meslek kariyer yada dolgun maaş almak bunların hiç biri MUTLULUK getirmez.
Mutluluk senin çevrene ve dünyaya bakış açınla alakalıdır.'' bu söyledikleriniz de çok haklısınız. Keşke o bakış açısını değiştirebilsem ama ben böyle düşünüyorum.
Bu arada yapan yapıyo valla hemde nasıl yardım ediyo. Adam cam siliyo, mutfak dolabı siliyo, stor yıkıyo, lavabo temizliyo. Ben bunlardan geçtim evi süpürüverse arada şükredecem.