Beni kötü bir insana dönüştürdüler.. :(

Kimse sizi olmadığınız bir hale dönüştüremez. Her insanın içinde hem kötülük hem iyilik vardır ve her an bu konuda seçim yaparız insan olarak. İyilik tercihtir, doğal bir yatkınlık değil. İyilikten yana tercihlerde bulunamıyorsanız, kimse beni bu hale getirdi demeyin lütfen. İçinizdeki kötü yanı da kabul edin, kendinizden bağımsız bir şey gibi görmeden kabul edin ki onu ehlileştirmeye çalışın.

Unutmayın ki kendiliğinden iyilik diye bir şey yoktur. Her insan her seçiminde yeniden karar verir nasıl bir insan olacağına. Bir kere iyi oldum, bir zamanlar iyiydim, artık kötü oldum, onlar suçlu, demek sorumluluğunuzu üzerinizden atmak ve içinizde var olan kötülüğe teslim olmaktır. Hayat bu, insanın başına her şey gelebilir. Siz her koşulda iyiliğinize sahip çıkmaya çalışın. Düşmanınız da olsa birilerinin kötü hale düşmesi sizi mutlu ediyorsa seçimlerinizi ve düşüncelerinizi yeniden gözden geçirin derim. Kötü tercihlerinizin sonuçlarını zaten görmüşsünüz. Böylesi hırslar kimseye mutluluk getiremez gerçekten de.
 
Peki sence onun için değer mi?
Bu konuda nötrüm.
Şimdi şöyle bazı kişilerce, beni onun kadar kimse çekmez.
Benim şahsi görüşlerime göre, gelmiş geçmiş en büyük düşmanım olabilir. Kişiliğime saldırıda bulundu bir kere, affedemem bunu. Affedersem kendime ihanet ederim. Bu da zaten onu kötü birisi yapar. Bir de bana yapışması, zaten normal biri olmadığını gösteriyor. Ben bırakmak istesem büyük ihtimalle zorluk çıkaracak. Küçük bir esaret kurmuş olabilir üzerimde.
Bazen sürekli ilgisi boğucu olabiliyor ve de takıntısı beni korkutuyor.
Böyle bakınca çoğu yönden elverişsiz görünüyor.
Fakat Bilinmeyen bir nedenden ötürü hala yanımda.
 
Şimdi okudum bu mesajınızı, konuyu daha iyi anladım.
Dediğim gibi her an yeni seçimler yapabilirsiniz. İçinizdeki iyilik de kötülük de sizden bağımsız kavramlar değil. Bugüne kadar ne yaşanmış olursa olsun, her yeni seçiminizde yeniden kendinizi inşa edebilirsiniz. Sizi yönlendiren kimse yok, kontrol sizde unutmayın. İçinizde iki ses duyduğunuzda iyi olana kulak verin. İyi bir ses hiç duymuyorsanız, kötü sesi dinlemeyin. Kontrol sizin elinizde. İyiden yana seçimler yaptıkça daha iyi hissedeceksiniz. Zaten vicdanen rahatsız olmuşsunuz kötü düşüncelerinizden dolayı. Saflık değil de hayatı bilerek iyi olmak zor olan, ama imkansız değil. Küçük şeylerle başlarsınız, ama bir bakarsınız o iyi seçimler birikmiş ve yeniden iyi bir insan olmayı başarmışsınız.

Bunların hiç birini ahlaki kaygılarla yazmıyorum ama insanın vicdan rahatlığının en büyük mutluluk olduğuna inanıyorum. Siz de yeniden o mutluluğu yaşayabilirsiniz. Hayat siyah ve beyazdan ibaret değil neticede. Zamanla, kendi seçimlerinizle, yeniden içinizdeki iyiliği keşfedip ona yönelebilirsiniz.. Kendinize artık yüklenmeyin, geçmişi değiştiremezsiniz ama sonraki seçimlerinizle yeni zararları önler, eski zararları biraz olsun telafi edebilirsiniz.
 
Bu arada iyiliği kendi haklarınızı savunmamak olarak algılamayın da lütfen. Size zarar veren insanlarla aranıza sınır koyun. Sizin kişiliğinize bu kadar sızmalarına izin vermeyin..
Ayrıca eşinizin iddia oynamasının da beddualarınız yüzünden olduğunu düşünmeyin bence. O bambaşka, sizden bağımsız bir mesele.
 

Haklısın.
Ben de bilinmeyen bir nedenden ötürü normalde daha katı biri olmama rağmen ona kıyamıyorum.


Bundan sonrası için iyi seçimler yaparım umarım.
Teşekkür ederim.
 
İyi olmanın tek faydası vicdan rahatlığıdır, o da bence dünyaya bedeldir.

İnsanlara sınır koyun. Eşiniz hata yapıyorsa küsün. Çok büyük hata yapıyorsa ayrılın. Hem içiniz kaldırmazken hem çekmeye çalışmak sizin ruh sağlığınızı bozar elbet. Sonra bu karmaşaları yaşarsınız, çok normal.

İnsan - bir evladı yoksa - önce her olayda kendini, kendi içindekileri korumalı. Siz de iyi değerlerinizi korumaya çalışın. Bu insanlara hak etmedikleri halde iyilik yapmak değil. Evliliği beceremeyen eşten ayrılmak da kötülük değil mesela. İyiliği hak etmeyene nötr olun, uzak olun. Size kötülük yapandan da uzak durun. Kim olursa olsun, eşiniz de olsa ayrılın. Kötülüğe kötülükle yanıt verince içiniz hiç soğumaz. Bir de haklıyken koca bir vicdan yüküyle baş başa kalırsınız.

Bunları da geçmiş için değil bundan sonrası için naçizane tavsiye olarak yazıyorum.
 

Bana bir kötülük ama büyük kötülük yapmış eşimin tüm iyiliklerini silip gidemediğim için bu durumdayım.
Bir insan düşünün ki pişmanım diye ağlıyor, bakışları yalvarırcasına. Her şeysiz yaparım, her engeli aşarım ama
sen yanımda ol yeter diyen adam.

Evliliği beceremiyorsun işte diyerek gitmek ona kötülük gibi geliyor evet.
Çünkü benden başka kimsesi yok, varken yok hem de.

Evet şu durumda haklıyken koca bir vicdan yükü ile başbaşayım.

Ama onu böyle bırakıp gittiğimde de, daha kötü olduğunu bilerek daha iyi olmayacağım.
Tersine bana elimi bırakma dedi, belki elini tutsaydım böyle olmayacaktı.
Her şey dediği gibi düzelecekti belki diyeceğim.

Bu büyük bir karmaşa, Allah kimseye yaşatmasın.
Doğru olan ne? Bilemiyorum..
 
Peki sizin yanında olmanız onun hatalarından dönmesini sağladı mı? Eski hatalarını tekrarlıyor mu? Artık hata yapmadığı halde mi olanları affedemiyorsunuz yoksa?
 
İnsan kırıla kırıla artık duygusuz oluyor. .
Bende çocuk masumiyetindeydim. .
Artık insanlara inancım kalmadı . .
Rabbim iyilerle karşılaştırsın hepimizi. .
Eşinle Görümcen küstü ama
Vicdanın rahatsız demi ,
hep bu iyiliğimizden. .
İyi niyetimizden su istimal olmaktan usandım. .
 
Peki sizin yanında olmanız onun hatalarından dönmesini sağladı mı? Eski hatalarını tekrarlıyor mu? Artık hata yapmadığı halde mi olanları affedemiyorsunuz yoksa?

Sözde sağladı. Sözde artık yapmıyor.
İnan bana, güvenini tekrar kazanacağım yanımda ol yeter diyor.
Bu sözleri beni rahatlatmıyor.
Çünkü istese yapar ve çok güzel gizleyebilir, benim de ruhum duymaz.

Bu düşüncelerle hep acabadayım.
O ne derse desin, beni kuruntulu bir insan yaptılar diyorum ya işte bu yüzden.
 

Haksız değilsiniz bunca kuruntuda. Kuruntu kötülük değildir neticede. kendinize bu kadar yüklenmeyin öncelikle.
Anladığım kadarıyla şu an devam ettiğine dair elinizde bir kanıt yok, bu yüzden kalıyorsunuz. Ancak affedememişsiniz haliyle, ama sizin güveninizin de tamir edilmesi lazım. Hala affetmediğinizin o da farkında sanıyorum.

Ayrıca bence bu süreçte mutlaka evlilik terapisine gitmelisiniz. Eşinizin sorunu kumar sanırım, bir bağımlılık oluşmuş mu oluşmamış mı terapist de değerlendirir. Umut varsa devam etmeniz için sizi teşvik eder terapist. Sorunlarınızı onun desteği ile aşıp yeniden güvenebilirsiniz. Yeniden güvenemeyecek gibiyseniz de terapist ayrılmanız gerektiğini size söyleyecektir. Kusura bakmayın, konunuza pek hakim değilim, sorular soruyorum ama.. Peki terapist fikri hiç açıldı mı? Hiç gitmediyseniz bu evliliğe şans vermek için terapist şartını öne sürmeniz gerekir diye düşünüyorum. Aksi sizin için çok yıpratıcı olur bana kalırsa..
 

Bunların hepsini konuştuk.
O bağımlı olmadığını iddia ediyor.
Mesleğinden ötürü de böyle bir tedavi sakıncalı bu sebeple üstüne gidemedim.
Mesleğinden olma durumu bizi tümden bitirir.

Evlilik terapisini düşündük, ama kendisi kendine çok güveniyor.
Seni bu hale ben getirdim ben düzelticem diyor.

Ben biraz zaman verdim kendime daha iyi olmazsam mutlaka gideceğim artık diye karar verdim.

Her gün ama her gün onu affedemediğimi, ona artık hiç güvenmediğimi belirten bir konuşma geçiyor aramızda.
Tüm sinirime, haksız yere bile olsa suçlamalarıma karşılık sakince beni ikna etme çabasında.

Bu konuda hakkını yiyemem.

O sıra rahatlıyorum ama geçici bir rahatlama.
Sonra kendi içimde acabalara dönüş yapıyorum.
 
Aile terapisi konusunu zaten düşünmüşsünüz madem, bu konuda sizi desteklediğimi bilin. İnsansınız siz de, bunlar çok da kendi başınıza aşabileceğiniz konular değil. İnşallah bir an önce aile terapisine başlarsınız... Başlayamazsanız da siz bir psikiyatriste gidin isterseniz, biraz güç kazanırsınız. Sizi, kuruntularınızı, güven duymayışınızı anlayacaktır doktor, o bile size iyi hissettirebilir. Bir de kendinizi suçlama kısmını en azından öyle aşabilirsiniz.
 

Teşekkür ederim, inşallah aşabilirim.
 
Aha yine geldim senin konuna :) biliyorsun benzer durumdayız. Bunu yapma kendine. En kötü ihtimali dusun. Nedir? Eşinin tekrar bir suru borç yapmasi, yeniden kumara bulaşması vs. Bu durumda sen ne kaybedersin? Hiçbir şey. Çünkü artık onu terk etmek için geçerli bir sebebin olur. Ardına bakmadan gidersin. Denedim, şans verdim ama olmadı dersin. O da kendi pisliginde boğulur. Zaten bir kez hayal kırıklığı yasadigin için de yikilmazsin merak etme.

Al en kötü bu olur işte. Ölüm yok ki sonunda. Evet çok iyi biliyorum kuşku insanı eritiyor. Ama en kötü ihtimali ve sonuçlarını dusunursen emin ol rahatlarsin.
 
Bak nomu ben bu kuşkular yüzünden kendimi kaybettim aylarca. İnsanlıktan ciktim. Sonra bir gün o kadar kendimde değildim ki oğlumu cekyatta unuttum. Ağlama sesine kostum. Bir baktim yerde oğlum. Dusmus... Ben onun dusme ihtimalini bile dusunemeyecek durumdaydim. Benim kendime geldiğim gün o gundur. Evet hala kuskularim var. Lakin ne yapmam gerektiğini biliyorum artık.

Bir daha hiçbir şartta oğlumun onune hiçbir kuşku ve delilik gecmeyecek mesela. Baslarim kocanın kuskusuna. Ben oğlumun düştüğü günün akşamında esime "bir daha senin sebep oldugun bir bunalımın neticesinde ogluma annelik yapamazsam seni terk edecegim" dedim ve konuyu kapattim. O günden beri rahatim. Kuskulardan arinmadim. Sadece rahatim. Sen de lutfen kendini yıpratma artık. Senin kendine gelme sebebin benimki gibi kötü bir olay olmasın. Silkelen :)
 

Ona böyle söylüyorum evet.
Bir daha oynamak yerine al silahı vur kendini çok ciddiyim, çünkü bu işin sonu ölüm dedim.
Ailene duyuracağım, baban seni gebertir mi siler mi en iyi ihtimal evlatlıktan reddeder,
annenle bile görüştürmez, zaten annen de muhtemelen derdinden hasta olur.
Ben seni terkederim bir başına bu pisliğin içinde batar gidersin.
O yüzden oynamak yerine git kendini vur gerçekten kısa yoldan git bari eziyet çekme dedim.

Aynen böyle..

Bunlar ona söylediklerim, aslında o kadar da basit değil.

Bir daha yaparsa biz biteriz evet.
Bunun yanında ben kötü haberlerini duyup duyup
kendine bunu neden yaptı, gencecik yaşında böyle bir sonu mu olmalıydı diye kahrolacağım.

Benim eşim de bunu yaptıysa zaten herkesten her şeyi umarım, bir daha hiç bir erkeğe güvenemeyeceğim.

Benim ailem, özellikle annem bu dertle nasıl yaşayacak?
Zaten yüzü evlatlarının evliliklerinden yana hiç gülmedi.
Beni sorunsuz sanıyor ve bir tek seni hiç düşünmüyorum diyen kadın bu.
Eşime de o kadar güveniyor ki, bu kadın bununla nasıl yaşar bilemiyorum


Yani bitecek gidecek kadar basit gelmiyor bu düşüncelerle
 

Annelik her şeyin üzerinde bir şey, seni ayakta tutan bir sebep ne güzel.
Durumunu benden daha zorlaştıran ama aynı zamanda sana güç veren bir şey.

Beni ayakta tutan şey ise, durumu anneme duyurmadan temize çekmek.

Annem öğrendiğinde, sanırım olan oldu diyerek salacağım kendimi.
Ve belki onu da düşünemez olacağım
 

Emin ol kimseye bir şey olmaz. Annene bile. Biraz uzulur, tansiyonu yükselir o kadar. Benim annem ölümden döndü. Üzülmemesi gerek, strese girmemesi gerek. İlk zamanlar boşanmayı düşündüğümde ben de çok tereddüt yaşadım. Anneme benim yüzümden bir şey olur mu diye. Sonra Abim sağolsun kotu bir olay yaşadi. Annemden gizleme ihtiyacı da hissetmedi. Anneme hiçbir şey de olmadı. Evet üzüldü ama o kadar. Bir şey olsaydı da sebebi Abim olmayacaktı.

Hayatta hiçbir şeyin akışını değiştiremezsin. Etki edebilirsin ama değiştiremezsin. O yüzden ihtimaller üzerine kafani yorma. Annen dahil hic kimseyi de luzumundan fazla düşünme. Oğlum benim dirilmem için bir sebepti ama emin ol lohusalikta senin yaşadıklarının bin katini yaşadım. Dayanması çok daha zordu. Bunalınca kendimle kalma şansım bile yoktu. Bakmak zorunda olduğum bir canlı vardı. Hala var... Sen iyi olmazsan kimseye faydan olmaz. Anneye de evlada da. Önce sen iyi olmalısın.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…