- 24 Aralık 2011
- 2.723
- 3.865
- 133
- Konu Sahibi nomunomuchua
-
- #61
Kimse sizi olmadığınız bir hale dönüştüremez. Her insanın içinde hem kötülük hem iyilik vardır ve her an bu konuda seçim yaparız insan olarak. İyilik tercihtir, doğal bir yatkınlık değil. İyilikten yana tercihlerde bulunamıyorsanız, kimse beni bu hale getirdi demeyin lütfen. İçinizdeki kötü yanı da kabul edin, kendinizden bağımsız bir şey gibi görmeden kabul edin ki onu ehlileştirmeye çalışın.Evet fazlasıyla iyi niyetli, saf bir insandım ben.
Kolaylıkla inanırdım, güvenmeyi severdim.
Herkesi kendim gibi sanan bir aptaldım.
Ama mutluydum..
Kimseyle bir derdim yoktu.
Hakkımı yemek isteyenlere hesap sordum diye canımı yaktılar.
Beni başlarına gelecek kötülüklere sevinen bir insan yaptılar.
Ohh olsun dedim. Zerre kadar acımadı içim.
Daha dursun neler görecek, ama çok mutlu olurum o zaman dedim.
İnşallah tez zamanda görürüm o günleri diye ucu nereye gider diye düşünemeden dualar ettim.
O kötülük isteyen dualarımın zararının bana dokunacağını düşünemedim.
Sonunda o gün geldi ama gülemedim.
Çünkü yine herkesten çok bana koydu koyan.
Allah bu kötü niyetli halimi sevmedi kendine gel dedi.
Oysa beni onlar bu hale getirmişti.
Şimdi ince hesaplar yapan, belki iyi niyeti bile sorgulayan biriyim.
Her şeyi ama her şeyi bilmeliyim aldanmamak için.
Ne güzelmiş oysa saflık, bilmemek, habersiz yaşamak..
Kurcalamadan yaşamak hayatı.
İnanmak ve koyvermek ne büyük rahatlıkmış.
Şüphelerle, paranoyalarla yaşamak ne zormuş.
İçimden hiç susmayan, devamlı fitneleyen şu şeytanı çıkarsın biri onunla yaşamak çok zor
Bana masumiyetimi geri verin!
Bu konuda nötrüm.Peki sence onun için değer mi?
Şimdi okudum bu mesajınızı, konuyu daha iyi anladım.Görümcem beni haksız yere çok üzdü, bu yüzden ondan nefret ettim.
Eşimle çok iyi anlaşırlardı ve onunla saatlerce konuşması bile batardı.
Ve keşke küsseler bir gün küserler mi diye düşündüm bunu yürekten istedim resmen.
Sonra küstüler hem de çok çirkin bir şekilde ama küsme sebebi eşimin iddaa yolunda herkesten gizli büyük borçlar yapması!
Bu konu hepsinden çok benim canımı yaktı tabi. Küstüler işte dileğim oldu ama böyle
Nefretimi öyle uçlarda yaşadım ki kendimi kaybettim.
Kimse için vicdan azabı çekmiyorum aslında herkes haketti kötü düşüncelerimi ama haklı da olsam isteklerimle
kötü bir insan oldum ben ve bu bana zarar veriyor artık birilerinin acısına sevinecek olmak çok çirkin işte bu yüzden mutsuzum
Bu konuda nötrüm.
Şimdi şöyle bazı kişilerce, beni onun kadar kimse çekmez.
Benim şahsi görüşlerime göre, gelmiş geçmiş en büyük düşmanım olabilir. Kişiliğime saldırıda bulundu bir kere, affedemem bunu. Affedersem kendime ihanet ederim. Bu da zaten onu kötü birisi yapar. Bir de bana yapışması, zaten normal biri olmadığını gösteriyor. Ben bırakmak istesem büyük ihtimalle zorluk çıkaracak. Küçük bir esaret kurmuş olabilir üzerimde.
Bazen sürekli ilgisi boğucu olabiliyor ve de takıntısı beni korkutuyor.
Böyle bakınca çoğu yönden elverişsiz görünüyor.
Fakat Bilinmeyen bir nedenden ötürü hala yanımda.
Şimdi okudum bu mesajınızı, konuyu daha iyi anladım.
Dediğim gibi her an yeni seçimler yapabilirsiniz. İçinizdeki iyilik de kötülük de sizden bağımsız kavramlar değil. Bugüne kadar ne yaşanmış olursa olsun, her yeni seçiminizde yeniden kendinizi inşa edebilirsiniz. Sizi yönlendiren kimse yok, kontrol sizde unutmayın. İçinizde iki ses duyduğunuzda iyi olana kulak verin. İyi bir ses hiç duymuyorsanız, kötü sesi dinlemeyin. Kontrol sizin elinizde. İyiden yana seçimler yaptıkça daha iyi hissedeceksiniz. Zaten vicdanen rahatsız olmuşsunuz kötü düşüncelerinizden dolayı. Saflık değil de hayatı bilerek iyi olmak zor olan, ama imkansız değil. Küçük şeylerle başlarsınız, ama bir bakarsınız o iyi seçimler birikmiş ve yeniden iyi bir insan olmayı başarmışsınız.
Bunların hiç birini ahlaki kaygılarla yazmıyorum ama insanın vicdan rahatlığının en büyük mutluluk olduğuna inanıyorum. Siz de yeniden o mutluluğu yaşayabilirsiniz. Hayat siyah ve beyazdan ibaret değil neticede. Zamanla, kendi seçimlerinizle, yeniden içinizdeki iyiliği keşfedip ona yönelebilirsiniz.. Kendinize artık yüklenmeyin, geçmişi değiştiremezsiniz ama sonraki seçimlerinizle yeni zararları önler, eski zararları biraz olsun telafi edebilirsiniz.
İyi olmanın tek faydası vicdan rahatlığıdır, o da bence dünyaya bedeldir.Öncelikle canımın acısı ile onun da canı yansın gibi bir duygu beni rahat bırakmıyor.
İkincisi iyi olmanın hiç bir faydasını görmedim, iyi olmak bana aptallık ve değersizlik olarak döndü sanki.
Bunu kabullenmeyen kalbim isyan etti, her şeyi sorgulayan, kuruntucu bir tip oldum çıktım.
Sanırım kendi kendime bir savunma mekanizması oluşturdum.
İyi olmanın tek faydası vicdan rahatlığıdır, o da bence dünyaya bedeldir.
İnsanlara sınır koyun. Eşiniz hata yapıyorsa küsün. Çok büyük hata yapıyorsa ayrılın. Hem içiniz kaldırmazken hem çekmeye çalışmak sizin ruh sağlığınızı bozar elbet. Sonra bu karmaşaları yaşarsınız, çok normal.
İnsan - bir evladı yoksa - önce her olayda kendini, kendi içindekileri korumalı. Siz de iyi değerlerinizi korumaya çalışın. Bu insanlara hak etmedikleri halde iyilik yapmak değil. Evliliği beceremeyen eşten ayrılmak da kötülük değil mesela. İyiliği hak etmeyene nötr olun, uzak olun. Size kötülük yapandan da uzak durun. Kim olursa olsun, eşiniz de olsa ayrılın. Kötülüğe kötülükle yanıt verince içiniz hiç soğumaz. Bir de haklıyken koca bir vicdan yüküyle baş başa kalırsınız.
Bunları da geçmiş için değil bundan sonrası için naçizane tavsiye olarak yazıyorum.
Peki sizin yanında olmanız onun hatalarından dönmesini sağladı mı? Eski hatalarını tekrarlıyor mu? Artık hata yapmadığı halde mi olanları affedemiyorsunuz yoksa?Bana bir kötülük ama büyük kötülük yapmış eşimin tüm iyiliklerini silip gidemediğim için bu durumdayım.
Bir insan düşünün ki pişmanım diye ağlıyor, bakışları yalvarırcasına. Her şeysiz yaparım, her engeli aşarım ama
sen yanımda ol yeter diyen adam.
Evliliği beceremiyorsun işte diyerek gitmek ona kötülük gibi geliyor evet.
Çünkü benden başka kimsesi yok, varken yok hem de.
Evet şu durumda haklıyken koca bir vicdan yükü ile başbaşayım.
Ama onu böyle bırakıp gittiğimde de, daha kötü olduğunu bilerek daha iyi olmayacağım.
Tersine bana elimi bırakma dedi, belki elini tutsaydım böyle olmayacaktı.
Her şey dediği gibi düzelecekti belki diyeceğim.
Bu büyük bir karmaşa, Allah kimseye yaşatmasın.
Doğru olan ne? Bilemiyorum..
Peki sizin yanında olmanız onun hatalarından dönmesini sağladı mı? Eski hatalarını tekrarlıyor mu? Artık hata yapmadığı halde mi olanları affedemiyorsunuz yoksa?
Sözde sağladı. Sözde artık yapmıyor.
İnan bana, güvenini tekrar kazanacağım yanımda ol yeter diyor.
Bu sözleri beni rahatlatmıyor.
Çünkü istese yapar ve çok güzel gizleyebilir, benim de ruhum duymaz.
Bu düşüncelerle hep acabadayım.
O ne derse desin, beni kuruntulu bir insan yaptılar diyorum ya işte bu yüzden.
Haksız değilsiniz bunca kuruntuda. Kuruntu kötülük değildir neticede. kendinize bu kadar yüklenmeyin öncelikle.
Anladığım kadarıyla şu an devam ettiğine dair elinizde bir kanıt yok, bu yüzden kalıyorsunuz. Ancak affedememişsiniz haliyle, ama sizin güveninizin de tamir edilmesi lazım. Hala affetmediğinizin o da farkında sanıyorum.
Ayrıca bence bu süreçte mutlaka evlilik terapisine gitmelisiniz. Eşinizin sorunu kumar sanırım, bir bağımlılık oluşmuş mu oluşmamış mı terapist de değerlendirir. Umut varsa devam etmeniz için sizi teşvik eder terapist. Sorunlarınızı onun desteği ile aşıp yeniden güvenebilirsiniz. Yeniden güvenemeyecek gibiyseniz de terapist ayrılmanız gerektiğini size söyleyecektir. Kusura bakmayın, konunuza pek hakim değilim, sorular soruyorum ama.. Peki terapist fikri hiç açıldı mı? Hiç gitmediyseniz bu evliliğe şans vermek için terapist şartını öne sürmeniz gerekir diye düşünüyorum. Aksi sizin için çok yıpratıcı olur bana kalırsa..
Aile terapisi konusunu zaten düşünmüşsünüz madem, bu konuda sizi desteklediğimi bilin. İnsansınız siz de, bunlar çok da kendi başınıza aşabileceğiniz konular değil. İnşallah bir an önce aile terapisine başlarsınız... Başlayamazsanız da siz bir psikiyatriste gidin isterseniz, biraz güç kazanırsınız. Sizi, kuruntularınızı, güven duymayışınızı anlayacaktır doktor, o bile size iyi hissettirebilir. Bir de kendinizi suçlama kısmını en azından öyle aşabilirsiniz.Bunların hepsini konuştuk.
O bağımlı olmadığını iddia ediyor.
Mesleğinden ötürü de böyle bir tedavi sakıncalı bu sebeple üstüne gidemedim.
Mesleğinden olma durumu bizi tümden bitirir.
Evlilik terapisini düşündük, ama kendisi kendine çok güveniyor.
Seni bu hale ben getirdim ben düzelticem diyor.
Ben biraz zaman verdim kendime daha iyi olmazsam mutlaka gideceğim artık diye karar verdim.
Her gün ama her gün onu affedemediğimi, ona artık hiç güvenmediğimi belirten bir konuşma geçiyor aramızda.
Tüm sinirime, haksız yere bile olsa suçlamalarıma karşılık sakince beni ikna etme çabasında.
Bu konuda hakkını yiyemem.
O sıra rahatlıyorum ama geçici bir rahatlama.
Sonra kendi içimde acabalara dönüş yapıyorum.
Aile terapisi konusunu zaten düşünmüşsünüz madem, bu konuda sizi desteklediğimi bilin. İnsansınız siz de, bunlar çok da kendi başınıza aşabileceğiniz konular değil. İnşallah bir an önce aile terapisine başlarsınız... Başlayamazsanız da siz bir psikiyatriste gidin isterseniz, biraz güç kazanırsınız. Sizi, kuruntularınızı, güven duymayışınızı anlayacaktır doktor, o bile size iyi hissettirebilir. Bir de kendinizi suçlama kısmını en azından öyle aşabilirsiniz.
Aha yine geldim senin konuna :) biliyorsun benzer durumdayız. Bunu yapma kendine. En kötü ihtimali dusun. Nedir? Eşinin tekrar bir suru borç yapmasi, yeniden kumara bulaşması vs. Bu durumda sen ne kaybedersin? Hiçbir şey. Çünkü artık onu terk etmek için geçerli bir sebebin olur. Ardına bakmadan gidersin. Denedim, şans verdim ama olmadı dersin. O da kendi pisliginde boğulur. Zaten bir kez hayal kırıklığı yasadigin için de yikilmazsin merak etme.
Al en kötü bu olur işte. Ölüm yok ki sonunda. Evet çok iyi biliyorum kuşku insanı eritiyor. Ama en kötü ihtimali ve sonuçlarını dusunursen emin ol rahatlarsin.
Bak nomu ben bu kuşkular yüzünden kendimi kaybettim aylarca. İnsanlıktan ciktim. Sonra bir gün o kadar kendimde değildim ki oğlumu cekyatta unuttum. Ağlama sesine kostum. Bir baktim yerde oğlum. Dusmus... Ben onun dusme ihtimalini bile dusunemeyecek durumdaydim. Benim kendime geldiğim gün o gundur. Evet hala kuskularim var. Lakin ne yapmam gerektiğini biliyorum artık.
Bir daha hiçbir şartta oğlumun onune hiçbir kuşku ve delilik gecmeyecek mesela. Baslarim kocanın kuskusuna. Ben oğlumun düştüğü günün akşamında esime "bir daha senin sebep oldugun bir bunalımın neticesinde ogluma annelik yapamazsam seni terk edecegim" dedim ve konuyu kapattim. O günden beri rahatim. Kuskulardan arinmadim. Sadece rahatim. Sen de lutfen kendini yıpratma artık. Senin kendine gelme sebebin benimki gibi kötü bir olay olmasın. Silkelen :)
Annelik her şeyin üzerinde bir şey, seni ayakta tutan bir sebep ne güzel.
Durumunu benden daha zorlaştıran ama aynı zamanda sana güç veren bir şey.
Beni ayakta tutan şey ise, durumu anneme duyurmadan temize çekmek.
Annem öğrendiğinde, sanırım olan oldu diyerek salacağım kendimi.
Ve belki onu da düşünemez olacağım
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?