beni seviyor mu

clair

Üye
Kayıtlı Üye
31 Mayıs 2017
18
6
6
kızlar merhaba
size bir konuda danışmak istiyorum. sizce anlatacağım şeyleri yapan biri bana aşık olabilir mi?
şöyle anlatayım, aynı üniversitedeyiz. ama o öğrenci değil, öğretici. beni yadırgamayın ne olur. o da bekar. benim için görüntüsü değil kişiliği önemli. ama çok yakışıklı olduğu için kızlar genellikle saçma sapan davranıyorlar. ben hep mesafeliyim. duygularımı anlayacak diye ödüm kopuyor. ama mesela derste bir örnek verecek olursa , tahtaya benim adımı yazıyor. kantinde kimseyle oturmaz normalde. çok mesafelidir. ama benimle oturup sohbet ediyor. bana çok samimi davranıyor. kitaplarımı taşıyamıyordum bir gün, o gözlerime baktı, senin için taşıyayım istersen dedi. bunları verirken elleri elime değdi. ben kıpkırmızı oldum.koskoca okulda başka kimseye değil bana diye sevinesim geliyor :) bazen gelip benim sırama yaslanıyor derste. ama çok saygılı.. uzak oturuyor yani. başkaları ile konuşurken ses tonu ayrı, benimle iken daha değişik. :) daha çok şey var. yazmak istiyorum ama sıkılırsınız okurken :) şimdi söyleyin ne olur , ben çok salağım da onun aşkını anlamıyor muyum? yoksa çok salağım da aşık olduğunu mu sanıyorum :)
 
Son düzenleme:
Çok tatlı ya ...
Bence senden hoşlanıyor, ama o açılana kadar sen açılma bence, elbet bi yerde patlayacak :)
 
Canım ben de üniversitede okumanın, seni uyarmak isterim ki bizim de iki okumanımız her yıl bir iki kız öğrenci ile bu tarz flörtleşiyorlar ama sevgililik-evlilik gibi bir düşünceyle değil sadece güzel bir genç kızın ilgisi ve sevgisi hoşlarına gidiyor. Çalışan 25 yaşında bir kadın kitap için de cd için de böyle heyecan duyulmaz hayatı tanıyor, evlenince nerede oturacağız der geçer ama genç kız öğrenciler bu otorite ve nezaket arasındaki iletişimden etkikenebiliyorlar ve seçilmiş hissediyorlar. Bu bahsettiğim okutmanlar bu kızlara dersleri bitince ya da dönem bitince yanıp tutuşmuyorlar, unutuyorlar yeni flört yaşamaya başlıyorlar. Sadece heyecan ve ego tatmini için.
 
Yaa. Haklısınız aslında. Belki de beklemek en iyisi. Yeni bir gelişme olursa yine yazarım. Yorumlarınız için teşekkürler :)
 
çok doğru kesinlikle katılıyrum ve hatta içlerinde evli olanları da var
 
Açıkçası lachicaguapa, söyledikleriniz beni de ürkütmüyor değil. ama ümidimi kaybetmek istemiyorum. umarım beni üzmez
 
Ben hayatımda hiç 'çapkın' olmadım. Çapkınlık nedir biliyor musunuz, çapkınlık en adisinden bir indirgemecilik ve manipülasyondur. Kadında adamın üzerinde ‘çalıştığı’ takdirde onu törpüleyebileceği, arazlarından arındırıp uzun vadeli bir birliktelik için makul bir eşe çevirebileceği sanısını yaratabilme becerisidir.
Benim tanıdığım çapkınlar hiçbir kadının derinine nüfuz edememiş adamlar .Bir kadınla birlikte olmalarına yetebilecek veri toplandığında o insana yaptıkları sondaj da bitiyor. Hedefe ulaşmayı sağlayacak kadar veri toplanmış oluyor ve sonra doğru stratejiyi tespit ve zamanlama kalıyor geriye. Bu süreçte o kişini hakkında öğrenilen şeyler: takıntıları, ukdeleri, karakter zaafları saplantıları o kişi ile bütüncül, sahici, içten pazarlıksız bir hukuk oluşturmanın tuğlaları olarak kullanılmaktansa kısa vadeli ve onun sadece , atıyorum, %30’u ile muhatap olunacak bir bağ kurmada kullanılıyor.
Birden fazla kadın/insan arasında illa ki bir seçim yapmak zorunda kalırlarsa da kafaları, Şebnemin marjinal faydası/Şebnem için ayırılan vakit, harcanan emek, para = Müjgan’ın marjinal faydası/ Müjgan’a harcanan...... denklemine göre çalışıyor.
Gündemlerinde “Onun benden sonrası nasıl olacak?” düşüncesi yok. “Hayal kırıklıklarına yenisini ekleyip yaralarının kabuğunda bir katman da ben mi olacağım, gasp ettiğim vaktinin telafisi olacak mı?” vs.
Kadıköy'deyiz bir gün. Babam yolda yürürken 16 yaşındaki bana dönüp, nedense, “Bak oğlum, kızların hayallerini kendi zevkinin mezesi yapma. Onlarla gönül eğleme, ayıptır günahtır.” dedi birden. Devamını da getirmedi. Salak salak yürümeye devam ettik. Ya ben yanılıyorum ve bunlar çok arkaik, anakronik, ataerkil düşünceler ve belki de rahmetli babam çok daha ‘renkli’ geçebilecek hayatımın içine etti ya da...
Ya da... bilmiyorum işte. Netice olarak, kartlarınızı açık oynayın. İnsanları porsiyonlara ayırıp, sadece %30larıyla muhatap olup, o %30luk bölüme yapacağınız operasyonlar size fayda getirdiği sürece ilişkiyi devam ettirip, muhatabınız sizlerden diğer %70’i de dikkate almanızı istediğinde Sadri Alışık selamı verip sırra kadem basmayın. Hadi onu boşverin, kendinize de bir kıyak yapın: bir insanın bütünüyle ilişkinizin olması güzelliğinden kendinizi mahrum bırakmayın. Varsın erkek meclislerinde anlatacak biraz daha az anınız oluversin.
 
geçenlerde facebook hesabında bunları yazmıştı. güvenmek istiyorum ya hemen üzerime alındım :)
 
peki nasıl anlayacağım duygularını ? okul bitene kadar beklemeli miyim? yani o zaman da benimle irtibatını ve ilgisini kesmezse gerçek midir davranışlarındaki samimiyet?
 
Telefonunu annesi açtı. Evdeymiş meğer. Sizden çok bahsediyor dedi annesi. Ismimi biliyordu üstelik. Kendisi sordu siz o musunuz diye . Yine olumlu düşündüm ama ne düşünmeliyim
 
Kesinlikle katiliyorum size
 
Bence böyle devam edin kendinizi umutlandirmadan ama. Sonra çeker gider siz hayal kırıklığına uğrarsınız.diyelim ki gerçek duygular besliyor. O zaman zaten ille harekete geçer bir gün sizi kaybetmemek adına.ama şunu belirteyim,bu durumu kimseye çaktırmayın söylemeyin.en yakın arkadaşınıza bile.çünkü üniversitede böyle durumlar hoş karşılanmaz.birilerinin kulağına giderse işinden olur.ama inşallah duygularınıza hayırlısıyla karşılık bulursunuz
 
Çok teşekkür ederim. Yapılacak en mantıklı şey bu sanırım. Bekleyeceğim. Ama kendimi hazır hissettiğimde hiç değilse buraya yazacağım O'nu nasıl sevdiğimi. .. benim için bu da bir teselli...
 
O kadar üzgünüm ki... nereden başlasam bilmiyorum. Son kalan derslerimi de verip okuldan mezun oldum. Mezun olduktan sonra O'na uzun bir mail atıp hislerimi anlattım. bir aydan fazla bekledim ama ne yazık ki bana cevap yazmadı. çok üzüldüm, çok kırıldım. okuldaki bir arkadaş da o nişanlıymış dedi. telefon numaramı değiştirdim, sosyal medya hesaplarımı kapattım. herşey tamamen bitsin istedim. iyileşmek için böyle yapmak iyi gelir diye düşündüm ama hiçbirşey beni teselli etmedi. eve kapanmak daha da kötü olmama sebep oldu. ben üniversiteye gitmeden önce benimle evlenmek isteyen biri vardı. annem birşeyler mi hissetti bilmiyorum, aynı kişinin beni beklediğini ve babam da olmadığı için artık evlenmem gerektiğini söyledi. seni seveni al kızım dedi. benim de kaç yıl yaşayacağım belli değil vs. ben de o kadar ümidimi kesmiştim ki, kabul ettim. nişan yapıldı. mutlu olmaya çalıştım. nişanlım iyi biri. mutlu olmayı hak ediyor. benim de yaram zamanla geçer diye düşündüm. geçmedi ama acısı azaldı belki. bir akşam otobüs durağında bekliyordum. bir araba yaklaştı. bakmadım içeri ama ismimi duyunca baktım. üniversitedeki hocam. arabasını hiç görmemiştim. otobüsle gidip geliyordu okula. başımdan aşağı kaynar sular boşaldı sanki. gülümseyerek arabadan indi, yanıma geldi. nasılsın diye sordu. gülümsemeye çalıştım. iyiyim dedim mecburen. saçını değiştirmişsin, çok yakışmış dedi. içimden kızsam da teşekkür ettim. durağın arkasında bir büfe var. önünde birkaç masa var. orayı işaret etti. oturabilir miyiz biraz dedi. acelem var aslında dedim. fazla zamanını almam dedi. kabul ettim. oturunca ilk dakikalarda hep önüne bakıyordu. sonra söze başladı. ben söyleyecek hiçbirşey bulamıyordum zaten. o söze başladı. 2.5 yıl önce biriyle nişanlanmış. nişandan sonra çok fazla problem yaşamış ve ayrılmışlar. geçen yıl yeniden ona gelip barışmak istediğini söylemiş. o kabul etmemiş. insanlara zor güvenen biriyim ve sanılanın aksine bazı konularda çok kolay açılabilen biri değilim dedi. başka birşey söyleyecekti ama parmağımdaki yüzüğü gördü. saçından başka değişiklikler de var galiba hayatında, dedi. ben de , nişanlandım, dedim. gönderdiğin maili yeni aldım, dedi. birkaç gün önce... ama artık bir önemi yok sanırım , dedi. bir kez daha şok geçirdim. ağlamamak için kendimi zor tuttum. bunca zaman niye okumadı bilmiyorum. çünkü toplamda 5 ay kadar bir süre oldu ben nişanlanana kadar. hiçbirşey söyleyemedim. o kadar çok ağlamak istedim ki... kalkalım istersen acelen vardı , dedi. sonra bana baktı: hayatının bir döneminde senin için çok önemli olduğum için mutluyum, artık bir ailen var sayılır, enişteme benden selam söyle, sağlıcakla kal eski sevgilim, dedi. yani herşey sonsuza kadar bitti... hele o son sözü beni kahretti. şimdi beni teselli edecek tek şeyi soracağım size, konunun en başında da sorduğum gibi. o da beni seviyor muydu? bundan sonra hiçbir umudum olmasa bile, hayatımı tamamen ve sadakatle başka birine bağlayacak olsam da, bu sorunun cevabını bilmem gerek.
 
Bu konuyu actiginda, yani 31 mayista nisanlisi var miydi? Nisanlisi olmasa bile muhtemelen o zamanlarda sevgilisi vardi? Ya da ben mi yanlis dusunuyorum...

Seninle az cok ayni seyleri yasamisiz ben de aldandim, bana ilgi gösterdi sevdim ondan sonra da bir kac ay sonra nisanlandi... simdi ayrildi ve geri döndu ama kabul etmedim. Nasil guvenirim tekrar, bana sevmek yetmiyor
 
Nişanlısından ayrı mıydı o zaman bilmiyorum. Şunu bilmek isterdim ama soramadım, o zaman biri var diye bana olan ilgisini bastırmaya mı çalıştı acaba? O kişi hayatından çıkınca da artık özgür olduğu için bana mı geldi? Yoksa ben sadece beğendiği ve gururunu okşayan aptal aşık olduğum için mi bana geldi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…