bütün evli insanların sonu aslında bu anlattıkların.. hoş evlenmesen dahi bir zaman sonra o eski aşk, büyük ilgi, heyacan hissettirecek o duygu kaybolack ya da azalıcak.. doğanın kanunlarından derler ya bu olayda onlardan.. hayat kavgası, koşuşturması, zamana karşı koyamamamız, önceliklerimizin yer değiştirmesi,.. bu duyguları alır götürür insanoğlundan.
ne kadar şanslı olduğunun farkında bile değilsin öyle evlilikler varki kadına destansı aşk yaşatıp evlendikten sonra sallamayan erkek profili.. bu hislerini, yaşadıklarını eşinle paylaşmışsın ve ardından eşinin sana karşı olan büyük ilgisi, çabası, açık bir dille gocunmadan sana muhtacım demesi falan filan.. bunları nasıl önemsememezlikten gelebilirsin.. bunlar nasıl hala senin gönül telini titretmez.. aşkı sonsuza kadar yaşamak imkansız bilim adamları avaz avaz bağırıyor tecrübeye dayandırarak bu tezi.. belli bir zamndan sonra aşk ya nefrete ya sevgiye ya da alışkanlığa dönüşür diye.. sen hala o ilk günkü aşkı istiyorsun.. millet yuvasında en ufak bir ilgiye hasret, muhtaç.. bunu seni yermek için yazmıyorum benim haddime de değil bunları kafana kakmak.. sadece gerçkleri gör ve nasıl mutlu olduğunun farkındalığına var.. eşin çocuğun yuvan başını koyack bir evin, tok bir karnın, anlayışlı bir kocan var.. keşke diyip bunları arzu eden kaç insan var bir bilsen.. meşhur bir söz vadır ve çok severim bu sözü: ''Şikayet ettiğiniz yaşamınız bir başkasının hayalidir ''