Benimde bir anım var...

Benimde bir ogretmenim vardi tipki sizinki gbi zengin aile cocuklarina ayri ilgi gosterirdi yeri gelir onu kendi arabalariyla evine birakirlardi cunku.birgun bi ders kitabimi unutmustum benimle birlikte onun gozde ogrencilerinden bir kizda unutmustu ikimizi tahtaya cikardi sirf kitap unuttum die buarada ilkokul 2 ye gidiyorum bana oyle bir tokat attiki kulagimin agrisini halen hatirliyorum yuzum kipkirmizi olmusti dier kiza yavasca dokundu sadece siniftan bir oglan ogretmenim neden limon sekerine hizli dier arkadasimiza yavas vurdunuz dedi ogretmen olacak kiside limon sekeri benim uvey evladim x kisi oz evladim cunku dedi onun yuzunden ilkokul zamanlarm hep icime kapanik korkak gecti.hakkim asla helal degil.
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...

O zamanlar cocuktunuz kendinizi koruyamadiniz. Ben olsaydim simdi izini bulur bir güzel intikamimi alirdim. Gidip saldırın adama demiyorum ama şöyle 2 güzel okkali laf edip milletin icinde yerin dibine sokardim.
 
Öyle herkes öğretmen olamıyor çoğu insanlıktan nasibini almamıs ki insan insan olsun mesleği ne olursa olsun
Hak ettiysek yine ben yedigim tokatlara razıyımda hak etmedigim bi kaç anım var hala hatırlarınca üzülürüm üstünden nerdeyse 20 sene geçmesine ragmen :işsiz:
 
Yaa nasıl bir zalimliktir çok üzgünüm inanın ne diyeceğimi bilemedim.ama okadar dayak atmaya hiç bir cengaver bir arkadaşınız ne yapıyorsunuz hocam demedi mi??Ben dayak yediğimde arka siramdaki arkadaşım hocam yapamazsınız böyle diye ağlamisti kadın bı silkelendi..Şuan beni o hadisede savunan arkadaşımla hala görüşüyorum.
 
20 yıl önce diyorsun.. ailene söylesende o zmn yapılacak bşe yoktu.. Çok şükür ki şimdi bi tokata bile şikayet etme hakkımız var önceden böyle değildi..
bizim ilk okul hocamız kızlara kızmazdı ama erkekleri önlüğünden tutup kaldırıp tahtaya vururdu ve yere atardı defalarca.. evdeki stresini zavallı çocuklardan çıkarırdı..
 
Son düzenleme:
Benim anim kötü değil aklıma geldikçe hala gulerim kendime :) 1. Siniftaydim. Beni Okula hep babam arabayla götürürdu. Babam indi aşağı bnde sonra indim. Aklım 5 karis havada galiba okul cantami evde unutmuşum. Babamda farketmedi. Dışarıda Andımızı okuduk sınıfa girdik öyle farkettim cntami unuttuğumu. Oturdum agliyorum. Öğretmen geldi neden ağladıgimi sordu. Bnde anlattım. Beni teselli etmişti üzülme herkesin başına gelebilir sen bugun eve git dinlen yarın gelirsin dedi bir büyükle beni eve gondermisti. Vefat etmiş. Allah rahmet eylesin. Çok iyi bir öğretmendi.


Baska bir animda var. Lisede tarih sınavına girdik. Hoca soruları yazdıriyor. Yanımdaki arkadaşım biliyomusun diye sordu bnde dudak büküp bilmiyorum dedim. Hoca gördü beni kopya veriyorsun diye kitapla kafama defalarca vurdu. O sınav bnm için çok kötü geçti aglayarak yazdım ne yazdiysam. Kopya versem yada kopya ceksem bu kadar zoruma gitmezdi kafama kitap yemek heralde.
 
Ogretmen olmus ama insan olamamis yazik..
Benimde var boyle bir anim.Ama yazmak bile istemiyorum.Dusundugumde sinirim bozuluyor cunku..cezasini doguda bir okula gonderilerek cekmisti gerci ama yinede hakkim helal degil..
Lanet olsun bu tip ogretmenlere.
 
Bence böyle şeyleri ya o pisliklere söyleyin ya da unutun çünkü kendinize zarar. Ben olsam mesaj atardım facebook'tan falan bulup. Unutun demek kolay gerçi, ben hiç öğretmen dayağı yemedim ama çok dayak yiyen çocuk izledim. Okuyamadı diye, yazamadı diye, toplama işlemini yapamadı diye bangır bangır tahtanın önünde azarlandıkça yerinden zıplayan, eski süveterinin içinde soğuktan değil korkudan titreyen, elleri, yüzü, kulakları kıpkırmızı olmuş o arkadaşım, ta köyden gelip muhtemelen köylü çocuğu, sesi çıkmaz diye eziklenen küçük arkadaşım, kardeşim okumaktan vazgeçmemiş, okuldan soğumamış, Ziraat Mühendisi olmuş. Görünce öyle duygulandım ki.
Bizim öğretmen de yaşlanmış, 5 kişi falan ziyaretine gitmişler, fotoğraf koymuşlar ordan gördüm. Yine içim bir garip oldu onu öyle görünce ne bileyim. Ziyaretine gidenler de ondan az da olsa dayak yiyenler. Ne biçim dünya.
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...
Okul müdürünün kavga eden iki ortaokul öğrencisini yakalayipta birbirlerine öldüresiye tokat attırdığını gördüm ben yüzleri birbirlerine vurmaktan morarmisti
 
Ağlayarak okudum konunuzu :(

2.sınıftaydım henüz. 40 lı yaşlardaki bayan öğretmenimiz resmen bir psikopattı. Her gün bize yerleri sildirir temizlik yaptırırdı. Haftada bir de sınıfı su dökerek bildiğiniz yıkar ve camları silerdik. O gün yine ilk ders sınıfı yıkadık teneffüs oldu zil çaldı 2.ders başladı. Birisi gelip çamurlu ayağını benim masamın kenarına sıyırmış. Kocaman bir tabaka oluşmuş. O insan müsveddesi bir hışımla geldi yanıma. Bu çamur ne böyle diye sordu. O kadar korkardım ki ondan, ne diyeceğimi bilemedim. Sabahçılar yapmıştır öğretmenim ben yapmadım diyebildim sadece. Sus yalancı diye bağırdı, daha yeni yıkandı bu sınıf dedi var gücüyle bi tokat savurdu yüzüme. Sonra bi tane daha. Küçük bedenimi zapt edemedim masanın üstüne düştüm. Yüzüm alev alev yanıyordu. Kalk süpürge getir dedi ama titriyordum resmen. Uzun saplı süpürgeyi daha taşıyamıyordum bile. Zorla getirdim becerip süpüremedim aldı elimden tartaklayarak itti beni bi kenara kendisi süpürdü. Hiç unutmuyorum o günü saniye saniye gözümün önünde. Ve geçmeyen yara içimde. Ölmediyse eğer onu bulup hakkımı helal etmiyorum diye haykırmak istiyorum.

Edit: bana yaptığı en basitiydi belki. Bir arkadaşımı parmakları morarana kadar dövdü sopayla. Günlerce yazı yazamadı. Başka bir arkadaşımın başına defalarca sopayla vurdu bayıldı kızcağız. Masaları birleştirtti bize kızı yatırdık oraya. Altına montlarımızı koyduk. Ayılmadı bir türlü. Sigara yaktı başucunda. Dumanını yüzüne yüzüne üfledi. Öksürerek ayıldı kız. Annesini çağırttı ve bi hastalığımı var durup dururken bayıldı dedi. Kimseden çıt çıkmadı. Keşke susmasaydık. Keşke..

Yaşıyorsa da öldüyse de yatacak yer bulamasın inşallah.
 
Yaa nasıl bir zalimliktir çok üzgünüm inanın ne diyeceğimi bilemedim.ama okadar dayak atmaya hiç bir cengaver bir arkadaşınız ne yapıyorsunuz hocam demedi mi??Ben dayak yediğimde arka siramdaki arkadaşım hocam yapamazsınız böyle diye ağlamisti kadın bı silkelendi..Şuan beni o hadisede savunan arkadaşımla hala görüşüyorum.

O cengaverlerden biri de benim :)
Öğretmenin psikolojik baskısından diş gıcırdatan ve altına kaçıran çocuk olmuştum ama fiziksel şiddet sıra dayagı ve attığı bir kaç tokat hariç(!) bana diğerlerine nazaran pek gösteremedi.
Babam her sabah o zamanın lüks araçlarından biri ile okula bırakırdı. Muhtemelen bu yüzden.
Ama Kaya diye bir çocuk vardı, babası apartman görevlisi idi. Çocuğa indirdiği tokatla çocuk savrulup yere düştü. Ardından yerde tekmelerken koşup hoca ile kaya nın arasına girdim. Bir iki tekme anlık yedim ama durdu ve geçin yerinize dedi.
Tokat, kafa tokuşturma ve sıra dayagı harici en ağır şiddeti bu olmuştu.
Zaten diğerleri normaldi(!)
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...
Burda anlatmandai nbze rahatlatır ama ben olsam karsinina çıktığımda veya denk geldigimde hatırlatır hakkımı helal etmediğimi söylerdim vicdani yoksa da ölmesine yakın aklına gelir belki sızlar vicdani


Allah ıslah elesin boylelerini
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...
Ne pislik bir insanmış
Allah ım ya olur mu böylr bir şey soysuz haysiyrtsiz..arkadaşlarınız daha çocuk olmasına rağmen ondan daha adam daha insan... Hayvan herif..
 
Ay öf nasılda sindiryorlar ufacık bebeleri...

Ben kolejde çalışırken 2.sınıflardan birinin öğretmeni de döverdi öğrencilerini. Bahane olarak da sınıfın toplama olduğunu, baş edemediğini falan söylerdi. Okul sahipleri de bilirdi bu durumu ama önemsemezdi. Veliler desen onlar ayrı zaten, hoş sınıftaki çocuklardan bir acayipti. Pipisi ortada gezen vs vs.

Ay neyse sinir oldum bulup dövesim geldi o insancıkları.
 
Cok uzuldum:( keske susmayip ailenize söyleseydiniz belki sizin elinizden gelmezdi ama aileniz sizin yerinize ona güzel bi ders veriridi boyleleri kendini öğretmen sanıyor iste bizim zamanimizdada vardı kati mi kati vicdansız hocalar beni sırf gıcıklık olsun diye ilkokulda iki erkeğin arasına oturtmuştu anneme söyledim o hocayı dövmeye gelmişti hep onlar mı bizi dövecek. Annem okul aile birliği başkanıydı o zamanlar ondan dayak yemedim sanırım ama hep gıcık olurlardı abimi bi hocası tokat atmıştı kulağı kanam yaptı hala hasarlı evli 3 çocuklu hala kulağı az duyar öyle pislikler vardı zamaninda
 
O zamanlar 13 yasında filandım.ortaokula gidiyordum genc kızlığa doğru ilerleyen yaslardaydim.Ögretmen masasının en önündeki masa da oturuyordum.Turkce öğretmenimiz vardı.40-50 yaşlarında erkek.Genelde bakımlı güzel kızlarla daha çok ilgilenirdi sınavlarda onlara soruların cevaplarını bile söylediğine şahit olmustum.Hep zengin,üstü bası iyi giyimli güzel görünümlü öğrenciler onun gözdesiydi.Bense orta halli bir ailenin çocuğuydum üstün basım her zaman temizdi ancak Yen'i değildi eskiydi formam filan.Yine de öğretmenimin beni de sevmesi icin,değer vermesi icin elimden gelen herşeyi yapıyordum ama nafile hep aşağılanan gözlerle bana bakar hep terslerdi.
Saygida kusur etmezdim de ama cocuk aklımla niye böyle diye sorgulamadan edemezdim.Bir gün teneffüs arasında sınıf arkadaşlarımdan bu ogretmenimin bizlere dersle alakalı verdiği ödevi yarın değil Bugun kontrol edeceğini duyduk.Benim gibi haberi olmayan birkacimiz panikledik notla tehdit ederdi hepimizi ve gerçekten kötü Notlar verirdi.soyle de bir durum vardı ben o ödevimi yapmıştım çoğu arkadaşımızda öyle fakat Bugun bakmayacak diye evde bırakmıştık o defterimizi.guzel yazı defteri olabilir 20 sene kadar geçti üzerinden.
Neyse sınıf arkadaşlarım hemen diğer teneffüs öğretmenimizin yanına gidip izin istediler eve gidip defterlerini getirmek icin.onlara gözümün önünde izin verdi.Hemen hemen hepsi bir koşu eve gidip gelmişlerdi.o gün öğretmenimiz koridor nöbetçisiydi.cesaretimi toplayıp diğer teneffüste ben gittim.Ödevimi yaptığımı bana da izin vermesini istedim ama izin vermedi herkesi evine yolladı ama o kadar yalvardım ki beni eve yollamadıgi gibi kopek kovalar gibi bağır çağır sınıfa gönderdi.çok üzülmüştüm o sınıfa nasıl girdim bilmiyorum.sinifin pencereleri acıktı bende içeri hızlı bir şekilde girmemle cereyan yapıp kapı sert bi şekilde çarptı.koridorun diğer ucunda bekleyen ogretmenim o kapinin çarpılisini kendisine bir tepki zannedip,bir hışımla sınıfa girdi elinde her zaman ki sopası vardı.sen nasıl kapıyı çarparsın dedi ve kendi sıramda oturuyordum üstüme saldırdı resmen elindeki sopayla.ogretmenim penceler acık ceryan yaptı tutamadım kapıyı desemde beni duydu ancak dinlemedi.
Elindeki sopayla kafama,yüzüme omuzlarıma nereme denk gelirse öyle sert vuruyordu ki canim cok yanmıştı.Ama bitmek bilmedi nereme denk gelirse vurdu vurdu vurdu...sınıfta bütün arkadaşlarım buz kesilmişti.sanarsiniz ki kimse yok içerde öyle derin bir ssessizlik...vurdukça vurdu dayanamadim ellerimle kafami kapadim sıraya yüzümü kapakladim o şekilde 5 dakika kadar daha vurmuştur.canim değil kalbim acıyordu artık...neyin öfkesi kiniydi bu böyle...Allah'a dua ediyordum gitsin artık diye neyse ki sonunda bıraktı beni...o halde sıraya kapaklanmış şekilde kala kaldım.Nasil ağlıyordum epey öylece ağladım kafamı kaldıramadım sıradan.Arkadaslarim yanım gelip beni sarıp sarmaladılar ellerim tutmuyordu kırık gibi agriyordu adeta.o gün bütün gururum,onurum kırılmıştı.oysa ki benim sucum yoktu kapı cereyan yaptı desemde dinlemedi velev ki kapıyı ben çarpmış olsam bile cezası böyle mi olmalıydı.Omrum boyunca yedigim o dayagi unutmadım.Aileme de anlatmadım.icime kapandım.Az sayı da arkadasım varken o yedigim dayaktan sonra bana acidiklari icin tum sınıf benimle bir müddet ilgili davranmıştı.Hakkimi helal etmiyorum.Evet ben orta halli bir ailenin çocuğuydum ailem beni cicili bicili giydirip yollamıyordu okula,her öğretmenler gününde pahalı hediyelerde alamiyordum ama ailemden en iyi öğrendiğim şey saygı idi.Saygisizlik etmemiştim ben oysa ki...şimdilerde yaşıyor mu hala bilmiyorum.o gün bana bi böcek misim gibi bakan o insana hakkımı helal etmiyorum....içimi dökmek istedim kızlar...
Gözümden yaş aktı. Okurken içim parçalandı.. Çok üzgünüm. Allah büyük, elbet bulur yaptıklarının karşılığını.. İnsan; yaşattıklarını yaşamadan ölmezmiş..
 
Ben öğretmenlerden nefret ederim bu yuzden. Ben de hic iyi öğretmene denk gelmedim. Iyi öğretmenler ustune alınmasın benim de ogretmen arkadaslarim var kendim de yaptim ama bu bi algi meselesi. Bana da ilkokul ikide sinif ogretmeni hic sucum yokken oyle bi tokat atti ki kulağım bir ay duymadi çın diye bi ses muhtemelen kulak zari yirtildi doktora goturen de olmadi soylememe rağmen. Cok dayak yemisimdir cok da dövdüğüm olmustur bosver dusunme hayat boyle bisey fiziksel olmasa bile sozel siddet de her yerde var. Insanlar kötü. Yalniz degilsin uzulme.
 
Back
X