Bir borç konusu da benden

Yedirme tabi. Arkadaş konusu da öyle; sen borç iste bi bakalım noluyor, isteyebiliyor musun rahatça? Paran kadar yaşıyorsun, ona göre alıyor ediyorsun değil mi? Ama arkadaşım dediğin insanlar seni sponsor ediyor hayatlarına. Neden etmesinler, hayrat gibi dağıtıp duruyorsun. Biraz yüz eğerler işte "Sen de amma paragözsün iki kuruşun lafını ediyon" derler, hemen "Öyle biri değilim vallağğğ" ispatına gidersin. Öyle arkadaş mı olur be.

Sana çok kızdım çünkü babam biraz seni andırıyor bu vericilik olayında.
Sana kızarken eski bene ve babama da kızıyorum. :)
Babamın kızı olduğumdan 20li yaşlarımın başına kadar ben de yedirdim kendimi, babamın cebime koyduğu harçlığı, kendime harcamak yerine arkadaşlarıma(!) dağıtırdım. Kimseden zerre borç almadım-istemedim-isteyemedim ama herkese sebil gibi dağıttım. Annem derdi "Sana gönderdiğimiz parayı bi köşeye koyacak kadar akıllı olsaydın o zamanlar, altına arabanı çekerek dönerdin üni.den"...

Bi arabam olurdu da binerdim, arkadaş da parayı kesince kalmadı. :)
Çünkü öyle insanları ben topladım etrafıma, senin de böyle insanları kendi davranışlarınla çevrene çağırdığın gibi. Biraz kendine, kazandığına değer ver, bi saygın olsun. Kiraladığın ilişkiler kurma. Böyle görünmese de gözüne, iyilik gibi gelse de öyle değil işte, insanların samimiyetini kiralıyorsun. Kira ödemeyi kesince de gidiyorlar. Önce bi ilişki dinamiklerine çalış, hayır'ın olsun. Hayır dediğinde gidecek olan baştan gitsin elensin zaten.

Ayrıca yaptığın şey, kendi zayıflığını, kendinden daha zayıf gördüğün birilerine yardım(!) ederek gizlemek. Gücünü eline al da böyle şeylere ihtiyaç duyma.

Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.

Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...

Tespitleriniz yerinde...
 
Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.

Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...

Tespitleriniz yerinde...

kız o şirket T&T mi
 
Ne igrenc ne parazit insanlar bunlar.
Şu da var ki sen kendi emegine acimayip zor sartlarda kazandigin paraya emegine acimiyorsun baskalari seni dusunur mu?
Soymuslar sogana cevirmisler borclarini alacagin yerde psikolojin tahrip olmus terapiler vs sen borclu cikmissin resmen.

Biri evindeki esyana goz koyar biri para koparamadigindan abuk sabuk laf sokar biri dogmamis bebegin uzerinden ne kadar rol kesip para koparabilirim diye ugrasir. Bi de gitme bana yardim et ne demek ya? Defol git kendi basinin caresine kendin bak.Kufurler ucusuyor zihnimde. Boyle leş insanlar olmaz olsun ya.

Valla insanlik bunlar yuzunden bitecek insani iyilikten tiksindiriyorlar. Acil tum borclarini topla dusene bi tekme de sen at bundan sonra.
 
Yok ya küçük dandik bir catering şirketiydi ben çok küçüktüm ondan olayın detaylarını çok bilmiyorum ama babamın bir suçu yoktur yani muhtemelen hayır diyememek dışında.

öyle tabii

o yazdığım şirkette de yengem çalışırdı

hikaye aynı

yıllarca sadece hacizler değil dolandırıcılık ile ağır cezada yargılandı bir kısım çalışanlar içeride yattı

çocuğu perişan oldu yıllarca annesinden uzak

kadın sonra çalışamadı, girdiği bir iki yerde tanındı

emekli dahi olamadı

o nedenle dedim o adamlardan biri mi diye

zira kuzenim ile yaşlarınız da yakın
 
Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.

Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...

Tespitleriniz yerinde...
ayyyy aynı benım babam :KK57: yemın edıyorumm benzerı ancak bu kadar olur
 
Bence bu bir tür psikolojik zayıflık, kilitlenme. Verdiğim parayı hayır işlemek için vermedim hayır işlemek insana iyi ve güçlü hissettirir, bir şey başarmış bir işe yaramış hissettirir, zayıflıktan değil güçlülükten ve iradeden kaynaklıdır ama benimki bana güçsüz ve çaresiz hissettiriyor. Bu yüzden "fazla iyiyim" gibi şeylerle kendimi kandırmak istemiyorum, iyi değilim sadece ilişkilerle başa çıkacak gücüm yok, kendi bakış açımı savunacak gücüm yok etki altında kalıyorum.

Bu arkadaşım mesela sevgilisinden ayrıldı ve dünyası yıkıldı, ve her gün bana yazdı. Her gün konuştuk onu teselli ettim.

Benim bir manitam vardı burda, 100 kişinin katıldığı bir konferansta beni terk etti, o kadar kişinin önünde hıçkıra hıçkıra ağladım kendimi tutamayıp, soranlara "ailevi bir durumum var" diye rezil bir yalan attımo derece. Çünkü 2015ten bu yana hayatıma girmiş ilk erkekti. Bunu arkadaşımla paylaştım "sen de zenci y...ı peşindesin, azıcık yalnız kal be!" oldu cevabı.

Sonrasında ama bir mesaj yazıyor "beni işten atacaklar intihar edeceğim" diye işi gücü bırakıp teselli ediyorum. Sonra "sen benim tek arkadaşımsın" diyor işte ne bileyim bütün bunları göz ardı ettirecek şeyler oluyor... Ben terk edilince veya yalnızkalınca intihara kalkışmadığım için mi bu muameleyi yapıyor bana anlamıyorum ki. Ama son laf sokmalarıyla artık benim için durum netlik kazandı defolsun gitsin valla.
Senin bir yorumuna denk gelmiştim çok güzeldi, terapistinin ekolünden falan bahsediyordun :)) yani kendim de dahil çoğu insan yaşadığı problemin kendisini bile hemen tanımlayamazken sen yaşadığın problemle ilgili aldığın terapinin yöntemine hakimdin :deli: Bu yorumunda da mesela olayı çok güzel tahlil ediyorsun, farkındalığın çok yüksek. Ben asıl buna şaşırıyorum, bunları bilirken neden hala zarar görmeye devam ediyorsun :KK43: veya bir dönüşüm, sınırlarını inşa etme sürecinde misin, o da kabul :)) yeter ki hak etmediğin şeyler yaşama varsın zaman alsın.
 
Kesinlikle haklısınız. Bana da babadan genetik miras. Babam patronu ona genel müdür diye zorla çek imzalattığı için "batan gemiyi terk eden fare olamam" diye racon kestiği için batan şirketten senelerce yargılanıp sonunda berat etmiş bir adamdır. Adam maaşla çalışan genel müdürdü, asıl suçlu patron Amerika'ya kaçtı, hacizler bizim eve geldi.

Ben aslında yalnız kalmaktan korkuyorum denemez, inanın biraz asosyal, evde sıkılmadan yalnız saatler geçiren bir insanım ama biri benim hakkımda en ufak bir eleştiri yapsın veya beni sevmesin o baya sarsıyor beni. Suçlu hissediyorum. Bu mesela ertesigün hiç görmeyeceğim bir insan da olabilir. O yüzden insan kiralamak gibideğil de tek seferlik bile olsa onay satın almak gibi bence...

Tespitleriniz yerinde...
Geçmiş olsun babanıza.
İşte iyilik mi etti? Sizi ve kendini yordu... Yoran iyilik olmaz öyle.

Onay satın almak, samimiyet kiralamak, ispat çabası hepsi...
Bu zayıflığını gidermelisin, psikolojik destek mi ne alırsın, ama çalış üzerine.
Onaylanma istemini yoğun yaşarmışım ben de eskiden, sonrasında duvar örme dönemim oldu; her evetin tamamen hayırlara döndüğü dönem ki hala daha durup dinlenme zamanlarım olur, bi çekilirim tartmak için. Dengeye gelene kadar bunu da yaşayabilirsin. Ne herkesi geçir, ne herkesi reddet; seçici ol arkadaşım biraz seçici.
 
Yani evet mesela suçluluk ve stres devreye girdiği zaman zaten insan efektif çalışamıyor. İşi yapıp bitiricem bu kadar diye düşününce ise güzel çalışıyorum.

Mesela bizim kamptan resettlement yok ama insanlar sürekli temelsiz claimlerle üçüncü ülkeye yerleştirme için zorluyor, ben bunları ilgili kişiye yönlendiriyorum, adam reddediliyor diyelim, yine geceyarısı bir yerden telefonumu bulmuş beni arıyor buradan cevap veremem yasak diyorum kampa gidiyorum işim var ama konuşarak 1 saatimi alıyor, adama yüz kere açıklıyorum, claiminiz reddedildi benim yapabileceğim bir şey yok diyorum son umudum sizsiniz diyor bunun gibi bir sürü şey. İşte hiçbir zorluk yok roket bilimi değil de insanlar zor.
boyle yuzgoz olunacak bir ortaminizin olmasi kotuymus. ben de bircok kisinin dosyasini reddettim.ama kurumsal yapi iyi kotu oldugu icin burada insanlar gelip yalvarip yakaramiyor.zaten temyiz etme hakkiniz var dedigimiz icin direk dava aciyorlar. bi de genelde ben mulakatinizi yapip gonderiyorum degerlendirmeyi buyuk mudurluk yapiyor deyince cok birsey diyemiyorlar.tabi sizin oradaki kurumsal yapinizi bilmedigim icin belki bu soylediklerim birsey ifade etmez size.ama yine de turkiyede cok daha rahat ediceginize eminim.
 
Bence bu bir tür psikolojik zayıflık, kilitlenme.

Tam olarak bu kilitlenme anında ne hissediyorsun?
Hayır demek istemiyorsun ama diyemiyorsun.
Aklından aynı anda bir sürü düşünce geçtiğine eminim.
Fazla empati mi yapıyorsun?
Hayır deyip kötü olmamak, onaylanmak mı istiyorsun?
Korku, kaygı mı hissediyorsun? Korktuğun şey ne?
Onu belirleyip üstüne gitmelisin. Üzerinde düşünmelisin.
Terapistinle konuştun mu bu konuyu?
O ne diyor?
 
Tam olarak bu kilitlenme anında ne hissediyorsun?
Hayır demek istemiyorsun ama diyemiyorsun.
Aklından aynı anda bir sürü düşünce geçtiğine eminim.
Fazla empati mi yapıyorsun?
Hayır deyip kötü olmamak, onaylanmak mı istiyorsun?
Korku, kaygı mı hissediyorsun? Korktuğun şey ne?
Onu belirleyip üstüne gitmelisin. Üzerinde düşünmelisin.
Terapistinle konuştun mu bu konuyu?
O ne diyor?

O an sanırım hiçbir şey hissetmiyorum. Düşünüyorum da evet hiçbir şey hissetmiyorum. Ne düşündüğüme gelirsek, ilk aklımdan geçen "neyse az bir şey yaparım ya" oluyor. Yani ilk düşüncem bu istenen angarya işin- veya borcun bana o kadar da koymayacaği, bir seferlik taviz verebileceğim oluyor. Bu seferlik sınır koyma kuralıma istisna yapayım, sussun gibi hisle ağzımdan "olur" çıkıyor. Son zamanlarda istenen şeyde pazarlık yapmaya başladım "şu kadarını yapabilirim kalanına malesef zamanım/ param yok" gibi. Bazen de o an "bakarız" diyip sonra mesajla "olmaz malesef" yazıyorum. Ama bunlara yeni başladım.

Terapistimle sadece bu konuyu konuşuyrum diyebilirim. Bilinçdışının izin verebildiği kadarını yaptığımı, geri kalan reddetmeyi yaparsam suçluluk hissimin beni rahat bırakmayacağını, suçlulukla baş etmek için fidye veriğimi söylüyor. İnsan gibi davrandığımda suçlu hissediyormuşum, bir tür melek, iradesiz bir melek veya koyun olmaya çalışıyormuşum. Sıvı formdaymışım yani esnek ve insanların her talebine uyum sağlayan. Bu bana güç de veriyormuş, mesela yeni koşullara çokçabuk uyum sağlamak. Yaşadığım zorlukların sebebi Jung teorisine göre gölge yönümle karanlık tarafımla henüz barışamamammış. Şimdilik yapabildiğim şeyleri, çizebildiğim sınırları düşünüp kendime aferin dememi söylüyor. Kendinden komando performansı bekleme henüz acemisin diyor. Zamanla duygusal olarak büyüyeceğimi söylüyor. Gördüğüm rüyaların da bazı obsesyonlarımın azaldığının habercisi olduğunu ve ne melek ne tam bir insan bir tür ara forma yavaş yavaş geçtiğimi düşünüyor. Şu aralar yaşadığım uyku problemi, aşırı yeme gibi sorunlarımın artmasını kişiliğimin yabancı topraklarında gezinmeye başlamamdan dolayı oluşan boşluktan kaynaklanan geçicibir gerileme olduğunu söylüyor. Çok şiirsel bir adam, tıp doktoru psikiyatrist ama bu Freud Jung takılanlar böyle sanırım. Benim de çok hoşuma gidiyor bu yaklaşımları.
 
Merhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.

Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.

Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.

Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.

En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.

Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.

Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.

Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.

Hepsine engeli basmak istiyorum.

Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Siz esyaları nıye bırakasınız ev sahıbıne bu 1 .2. Si neden o kişiye yardım efıp gıdedınız?Para kolay mı kazanılıyor .Şaka gıbı ya
 
İnsanlara acıdığın kadar kendine acımıyorsun. Zor şartlarda kazandığın paranın elinden alınması için istemek yeterli. Seni resmen dolandıran insanlara bile bu kadar vericiyken diğer "normal" kişiler azıcık zorlasa evine haciz getirecek kadar borca sokar. İnsanlar seni sevsin diye veya kendine yakıştıramadığın iyi veya kötü özelliklerin kefareti olarak veriyorsun bence. Ama yapma, sonu yok bu işin. Starbucks'ta keyif süren de senden alabiliyor, ev sahibin de, çalışanın da... Bir daha biri bir şey istediğinde "ben istesem onlar ne yapardı? Bu parayı hangi şartlarda kazandım?" diye düşün.
 
Merhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.

Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.

Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.

Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.

En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.

Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.

Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.

Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.

Hepsine engeli basmak istiyorum.

Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Ciddi bir terapi alın Türkiye’ye dönünce bence. Çünkü oluşturduğunuz şemalarınız çok yanlış. Sizi altta motive eden duygu her neyse yanlış aşılanmış bu yüzden sürekli kullanılıyorsunuz aptal yerine konuyorsunuz ve iyi niyetiniz suistimal ediliyor. Büyük ihtimalle kendinize değer vermiyorsunuz
1- yardımcı kadın sizi defalarca kandırmış ve iyi niyetinizi suistimal etmiş. Sizi tanıdığı için ne koparsam kardır nasılsa enayi gözüyle bakıyor kanmayın. Hakkını doldurmuş
2- kendi paranızla aldığınız eşyaları satın çünkü ev sahibi bedavadan aldığı eşyalarla evi daha pahalıya kiralayacak. Yine kullanılacaksınız
3- arkadaşınız vb insanları hayatınızdan çıkarın. Saygı duymayana saygı duyulmaz merhamet etmeyene merhamet edilmez
 
Merhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.

Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.

Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.

Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.

En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.

Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.

Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.

Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.

Hepsine engeli basmak istiyorum.

Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Başkalarına acirken acınacak duruma dusmussunuz. Su saatten sonra kimseye borc vermeyin, bence Türkiye ye dönünce de bir psikologdan yardım alin.
Biri bana kendini acindirdigi zaman "benim ne haddime ki ona acıyorum "diye kendime hatirlatiyorum. Çünkü bence gerçekten haddim değil ve başkaları üzerinden vicdanımı rahatlatmak istemem
 
Okurken icimden gecen: Allahim ne verici bir insan
Ama baskasina hayir diyemediginiz hayirlari kendinize diyerek ruhunuz yoruluyor, kilo almanin altinda da kendini korumaya almak yatiyormus ben de uzun süre diyetisyen spor vs onca uğraşa rağmen veremiyorum bu düşünce beni aydinlatti cidden doğru yani
Ev sahibine hibe etmeyin ama belli bir ücret karşılığı bırakabileceğinizi söyleyin eger yeni eve göturmeyecekseniz. Nakliye pahalıya mi gelir çünkü yeni evde de ihtiyacınız olacak.
Yardimci kadinin da duygu sömürüsü tavirlarini görmeyin hatta gerekirse beni bu zamana kadar kandirmissin ama hamilesin diye sesimi çıkarmadım lütfen israrci olma benden 3 kat aldiklarinin yerine say demelisiniz.
Feda-kar denkleminde biri feda ederken diğeri kar ediyorsa orada bir dengesizlik vardir. Alma verme dengesi bozuluyor yani alan hep almak ister verense hep vermek zorunda kalir.
Hayir güzel bir kelime gercekten, sonradan öğrenen ve insanlarin gerçek yüzünü gören biri olarak söylüyorum bolca kullanin
Zor bir yerdeymissiniz kurtuluyor olmaniza da sevindim gozunuz aydin
 
Son zamanlarda istenen şeyde pazarlık yapmaya başladım "şu kadarını yapabilirim kalanına malesef zamanım/ param yok" gibi. Bazen de o an "bakarız" diyip sonra mesajla "olmaz malesef" yazıyorum. Ama bunlara yeni başladım.

ama o yardımcı kadına ne yapabilirsin mesela

şu anda nasılsa gidecek ne koparabilirim aşamasında

ona yapılacak en büyük iyilik "yerime geleceğe tavsiye etsinler diye ofise not bırakırım"dan ötesi olmaz ki

ya da işte makul hediye olur ama gerçekten makul

bence senin en büyük sıkıntın makul kavramında yani sen dolarla para kazanırken 4,5 liralık şeye 5 TL versen de olur

bahşiş bırakmak gibi düşün

85 liralık bir şey yedim 100 TL verdim üstünü bıraktım makul

ama 85 liralık bir şey yiyip 200 TL verdim üstünü bıraktım yani yediğimden daha fazlasını bahşiş bırakmam makul değil

gelirim daha da sınırlı ise 85 liralık bir şey yediğimde en fazla 5 TL bahşiş bırakırım daha da sınırlı ise hiç bırakmam

kimse de bahşiş bırakmadım diye arkamdan koşmaz

ama sen "şuna bak, bıraka bıraka 15 TL bahşiş bıraktı " denileceği düşüncesi ile 115 TL bahşiş bırakıyorsun

oysa o 5 TL lik bahşiş zaten mutlu edecek ama sen daha fazlasını verdikçe seninki görev gibi oluyor ve her zaman 115 bıraktığın için bir kere 15 TL bırakman sena karşı tavır alınmasına sebebiyet veriyor

makul olanı yap ötesine geçme

zira böyle de kendine karşı suçluluk duyuyor, yine girdabından çıkamıyorsun
 
Biraz kendinizi düşünmeye başlamalısınız . Belli ki yumuşak yanınızı görmüş herkes sömürmeye çalışıyor. O ülkedeki kadın sizi zaten yeterince sömürmüş daha fazla duygu sömürüsü yapmasına izin vermeyin. Tek başınıza bir kadınsınız nihayetinde. İnsanları boşverin bindirirsin bindirirsin bi kere indirirsin indirdi derler. Ne güzel ülkeye dönüyormuşsunuz kendinize odaklanın.
 
Merhaba arkadaşlar açılmış konuya sürekli yorum yaptığımı fark edip kendi konumu açayım bari dedim.

Yaklaşık 3 senedir Doğu Afrika'da izole bir köyde mülteci kampında çalışıyorum. Gönüllü statüsündeyim ve maaşım çok fazla değil. Dolar üzerinden kazandığımız için TLye çevirirsek evet iyi bir para ama burası çok pahalı şöyle söyleyeyim. Kurumun güvenlik oturmamıza izin verdiği beş altı tane ev var köyde. Ve paragöz ev sahipleri yüzünden expatlere verilen bu evlerin kirası 700 dolardan başlıyor. Elektrik su masrafları Türkiye'nin kaç katı bilmiyorum. Korona döneminde otobüsler yasaklandı. En zaruri ihtiyaçlar için başkente gitsen özel arabalar 200 dolara götürüyor. Türkiye'ye yılda bir gidiyorum bilet 1000 dolar. Ve hayatım çok zor. İşim de zor.

Neyse ki Türkiye'de aynı mülteci kurumunda Güneydoğu illerimizden birinde işe girdim. Mart başında ülkeyi terk edeceğim. Şu an birkaç gün izin aldım toparlanmak için. Taşınacağım ilde ofise yakın oturmak istiyorumçünkü pandemide toplu taşıma kullanmak istemiyorum. Ofise yakın evler çok pahalı çünkü anladığım kadarıyla şehrin biraz ciks bir yerinde ofis. Eşyaları filan da sıfırdan almam lazım beyaz eşyalar çok pahalı.

Benim sorunum şu ki bu ülkede herkes benden sürekli borç istedi beyaz olduğum için. Ve ben de herkese verdim. Yetmedi Türkiye'deki arkadaşlarım da habire istedi, dolarla kazandığım için. Ve ben mülteci kampında tecavüze uğrayan insanlarla çalışarak eşşek gibi travmatize ola ola kazandığım parayı ona buna yedirdim. Şu an ev taşıyacak param yok.

En son mesela şu oldu. Bu köyde çamaşır makinesi yok ve haftada iki defa yarım gün çamaşır yıkayan ve evi temizleyen bir yardımcı hanım geliyor evime. Bu hanım bana köyde temizlik için normalde verilen fiyatın 3 katını söylemiş. Ve ben bunu fark ettiğimde parayı azaltmadım veya kadına artık gelme diyemedim çünkü emek sömüren pozisyonuna düşmek istemedim. Bu arada arada bana su filan da alıyordu, 3400 frank olan fiyatı bana sürekli 10 bin frank diye söylemiş. Bunu da bana ofisin evde görevlendiği güvenlik görevlisi kadın söyledi, "Seni çok seviyorum ve bu kadının sana yalan söylemesini istemiyorum bunu bilmen lazım" yazmış Whatsapptan. Bunu öğrendiğimde çok kızdım ama sadece öğrendiğimi söyledim, işten çıkaramadım çünkü hamileydi. Bu arada evlendiğinde bir sürü para verdim, evlilik hediyesi aldım. Bebek beklediğini öğrendiğimde bir sürü bebek eşyası getirdim Türkiye'den onun için. Maaşımdan avans istiyorum kocam pandemi sebebiyle işten çıkarıldı dedi bir sürü para verdim avans diye hiçbir garantim olmadığı halde. Pandemide uzun süre hiç gelmedi çamaşırlarımı kendim yıkadım yine de maaşını yatırdım mağdur olmasın diye. Hamile kalınca "emin misin çalışabilir miymişsin doktor ne dedi, bak gelmeyebilirsin hiç sorun değil" diye yüz kere sordum. Ama o karşılık olarak bana yalan söyleyip benden para koparmaya devam etmiş. Bebeği olacak diye göz yumdum.

Dün ülkeye döneceğimi haber verdim ağlamaya başladı. Biz ev yaptırıyoruz sen gidince ikimiz de işsiz kalıcaz ne olur gitmeden bana yardım et dedi. Bende öyle bir para zaten yok arkadaşlar yani evet biraz biriktirdim ama dediğim gibi ancak taşınmaya yeter o da zar zor. Evet bebek arefesinde işsiz kalması kötü ama ne yapabilirim. Benim de durumum kötü. Ama her gün arıyor duygu sömürüsü yapıyor. Kendimi kötü hissediyorum.

Ev sahibim de kendi paramla aldığım eşyaları bana bırakabilir misiniz bana yardım edebilir misiniz diye darlıyor bir yandan.

Türkiye'den 20 yıllık sözde en iyi arkadaşım artık borç vermedim ve ona bu konuda birkaç laf soktum diye ortak arkadaşlarımızın olduğu Whatsapp grubunda bana "sen beni anca güreşte yenersin" "siz ailecek delisiniz" gibi mesajlar yazdı. Artık içim soğudu ona karşı da. Ha sen beni ancak güreşte yenersin dediği de şu, bir halay videosu paylaşmış birinin düğününden, manyak manyak oynuyor ben de "kanka benim koordinasyonumu da bozmuşsun" yazdım. Bu bana "sanki normalde maddi manevi çok dengedesin de" dedi. Ben de "ama damat halayında seni yenerim kabul et" yazdım, o da "sen beni anca güreşte yenersin" yazmış kötü kalpli insan. Burada kiloma atıf yapıyor. Bu kiloları yaşadığımçok büyük bir travma sonrasında aldığımı, majör depresyon hastası olduğumu, 25 kilo verdiğimi, hepsini biliyor, yine de süreklikiloma laf sokuyor. Sonra da sürekli "seni çok seviyorum, en yakın arkadaşım, ruh eşimsin" yazıyor. Böyle yazınca kendimisuçlu hissediyorum, çok zor zamanlar geçirdi o da, sabırlı ol diyorum. Ama artık kalbimde o muhabbeti hissedemiyorum malesef.

Hepsine engeli basmak istiyorum.

Aslında durum çok açık ve net ama yine de suçlu hissediyorum. Bu insanlarda mı suç yoksa bende mi? Haklıyım değil mi ya? Cevap vermek zorunda bile değilim değil mi bu insanlara?
Offf izim skldi sizi okurken gercekten artik sizinki iyiligin disinda enayilik. Yani banlanacagim belki ama boyle acik acik yazayimki anlayin. Cevremde olsaniz bayginlik geciririm.ev sahibi ne hakla esyalari bana birak yardim et diyor ya sizin akliniz ytmiyormu ona soyle cevap veremeidnzmi benden zenginsiznki senin evinde kirada oturuyorum .evine gelen hamile kadina bie yarim edersin iki edersin ucte dersinki cocuk yaparken banami sordun. En yakin arkadasinizla muhabbetinizde cok sacmala geldi paranizi vermeyin. Bakin evet arkadaslaik insan iliskilerimiz cok onemli bir 20 yil once olsaydi evet insan insana lazim derdim ama bu devirde ailenizden baska kimseye guvenmeyin kimaeye para yedirmeyin vermeyin kolaymi kazaniyorsunuz ya. Ben bir dilenci gorserm cebimde 2 lira olsa bir lirasini veriyorum.. onida dusunuyorum kendimide. Ama siz fazla abartmissiniz
 
Sizi tutup çılgınca sarsmak istedim.
Bu halinizin altında yatan sebepler için terapi alıyor musunuz? Almıyorsanız almalısınız.
İnsanlar çıkarları için değil, siz olduğunuz için sevmeli sizi. Ama önce siz kendinizi sevmelisiniz. Bu şekilde devam ederseniz sağlıklı ilişkiler geliştiremezsiniz maalesef.

Diğer çakal sürüsünü geçtim, hadi onlar eşiniz dostunuz değil, ama arkadaşınız çok rezil bir insanmış gerçekten. Böyle insanlara zamanınızı, emeğinizi harcamayın.
 
X