- 6 Aralık 2010
- 34.491
- 91.175
- 798
Mesele evlat yetiştirmek;
Hep başa dönmek, artık bazı şeyleri aştık derken meğer hiç yol katetmemiş olmak...
Bir de lohusa depresyonu neymiş diyen bir ben, ama doğumdan 5 ay geçmesine rağmen depresyon belirtileri devam eden.
Oğlum uslu bir çocuk, ama ciddi anlamda mızmız. Ve ilgi manyağı mı diyim ne diyim, siz karar verin.
Sabah babası okula götürüyor, okulun kapısında bir inatlaşma, bir şekilde bırakıyor. Öğle ben alıyorum sınıfın kapısından, kapıya gelene kadar yüzü gülüyor, kapıda atıyor sırtındaki çantayı yere, yok acıkmış, yok şöyleymiş. Eve yürüyerek geliyoruz, önce bir mola verip bir şeyler yiyor, sonra eve gelene kadar yüz metrede bir dinleniyor, bazen yere oturuyor bazen yatıyor ...
Akşam yemeği zamanı, özellikle aç bırakıyorum ki yemek yesin, ve sevdiği yemek sofrada, o açlığını giderecek kadar bir kaç kaşık yiyor, sonra ben yemicem yüzü düşüyor. İyi tamam yeme diyip kaç kez aç gitti yatağa saymadım. Hani brokoli yedirmeye çalışmıyorum da, ya dün akşam makarna vardı düşünün en sevdiği, yine aç yattı.
Sabah deli gibi aç kalktı, bir bardak süt o kadar, ki sevmediği hiç bir şey yok tabağında. Hep inatlaşma.
Bugün dışarı çıkacaktık, iptal ettik, çünkü bu şekilde dışarıda da mızmızlanıyor, aç olunca hemen yoruluyor zaten, yine yere yatmalar falan...
Geçen ay bisiklet aldık, aylardır istiyor, inanın sanki biz zorla almışız.
Ya bunları atlatmıştık, geçmişti, yeniden. Ve daha öncesinde de atlatmıştık...
Gelelim bana... Bende olmayan bir şey var, her gün kendime moral aşılayarak başlıyorum güne, çoğu akşam da ağlayarak uyuyorum. Bazı günler çok mu yoruluyorum da böyleyim acaba diyorum, hiç iş yapmıyorum mesela, değişmiyor. Bazen eşime çocukları bırakıp dışarı çıkıyorum (çok nadir), o da işe yaramıyor. Kitap okuyamıyorum, doğumdan beridir odaklanma problemi yaşıyorum okurken. Film izlersem eşime sarıyorum, adam kadını aldatmış neden aldatmış.
Daha çok var da, haftasonu yeni başlıyor.
Herkese iyi tatiller
Hep başa dönmek, artık bazı şeyleri aştık derken meğer hiç yol katetmemiş olmak...
Bir de lohusa depresyonu neymiş diyen bir ben, ama doğumdan 5 ay geçmesine rağmen depresyon belirtileri devam eden.
Oğlum uslu bir çocuk, ama ciddi anlamda mızmız. Ve ilgi manyağı mı diyim ne diyim, siz karar verin.
Sabah babası okula götürüyor, okulun kapısında bir inatlaşma, bir şekilde bırakıyor. Öğle ben alıyorum sınıfın kapısından, kapıya gelene kadar yüzü gülüyor, kapıda atıyor sırtındaki çantayı yere, yok acıkmış, yok şöyleymiş. Eve yürüyerek geliyoruz, önce bir mola verip bir şeyler yiyor, sonra eve gelene kadar yüz metrede bir dinleniyor, bazen yere oturuyor bazen yatıyor ...
Akşam yemeği zamanı, özellikle aç bırakıyorum ki yemek yesin, ve sevdiği yemek sofrada, o açlığını giderecek kadar bir kaç kaşık yiyor, sonra ben yemicem yüzü düşüyor. İyi tamam yeme diyip kaç kez aç gitti yatağa saymadım. Hani brokoli yedirmeye çalışmıyorum da, ya dün akşam makarna vardı düşünün en sevdiği, yine aç yattı.
Sabah deli gibi aç kalktı, bir bardak süt o kadar, ki sevmediği hiç bir şey yok tabağında. Hep inatlaşma.
Bugün dışarı çıkacaktık, iptal ettik, çünkü bu şekilde dışarıda da mızmızlanıyor, aç olunca hemen yoruluyor zaten, yine yere yatmalar falan...
Geçen ay bisiklet aldık, aylardır istiyor, inanın sanki biz zorla almışız.
Ya bunları atlatmıştık, geçmişti, yeniden. Ve daha öncesinde de atlatmıştık...
Gelelim bana... Bende olmayan bir şey var, her gün kendime moral aşılayarak başlıyorum güne, çoğu akşam da ağlayarak uyuyorum. Bazı günler çok mu yoruluyorum da böyleyim acaba diyorum, hiç iş yapmıyorum mesela, değişmiyor. Bazen eşime çocukları bırakıp dışarı çıkıyorum (çok nadir), o da işe yaramıyor. Kitap okuyamıyorum, doğumdan beridir odaklanma problemi yaşıyorum okurken. Film izlersem eşime sarıyorum, adam kadını aldatmış neden aldatmış.
Daha çok var da, haftasonu yeni başlıyor.
Herkese iyi tatiller