bir zamanlar rast

  • Konu Sahibi Konu Sahibi rast
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

Kelimeleri birleştirmeye hangi cümlenden başlasam karar veremedim. Aslında yazdıklarına biraz üzüldüm biraz da sevindim.
Aklından çıkmaması beni üzen taraflardan diyebilirim, sonra bu mevzuyu düşündüm, biraz uzunca sürdü bu düşünce. Çok uç bir örnek oldum sanırım. Sarsıcı... Biraz düşününce neden çıkıp gitmiyorum ki hayatlarında düşüncelerinde yer ettiğim yer aldığım bu insanların içinden, dedim kendi kendime. Hani en çok korktuğun şey ailenden birini kaybetmek ya, işte bunu tekrardan hissettirdiğim için üzgünüm. Hep aklında olduğum için üzgünüm. Üzüldüm...
Sevindiğim şeyler üzüldüklerim kadar var mıdır bilmiyorum ama onları da söylemek isterim. Tıp fakültesi isteğin çaban beni çok sevindirdi. Belki ben bu gidişle bir doktor olamam ama düşünce ve duyguları bu kadar ince bu kadar duygu yüklü biri olan sen ve senin gibiler doktor olacaklar, inşallah. İşte bu mutlu eder sevindirir beni...
Beni tanımak arkadaş olmak bir nebze yalnızlığımı dinderebilecek bir dost olamak...bunlar ne güzel düşünce ne içten bir haykırıştır.
Çok teşekkür ederim yorumun düşüncelerin duyguların için.
Ve son olarak: Günlerin, o hiç sevmediğim sobalı soğuk pazar günleri gibi geçiyor kanımca. sözünü çok beğendim. İyi ki varsın.
Hoşça kal.
 

Evet, bilirim. Bunların ne demek olduğunu çok çok çok iyi bilmiyor olabilirim ama biliyorum. Son haftalarda lösemi hastalarıyla geçiriyorum günlerimi. Nefes almak bir ele dokunmak ve yaşamak ne kadar büyük bir lütuftur bunları en iyi sanırım o büyük yürekli insanlar çok çok çok iyi bilebilir. Herkesin dolu dopdolu dertleri hikayeleri var. Bırak kaleme dökmeyi bu dert ve hikayeleriyle gözlerinde büyük bir ışıltıyla veda ediyorlar hayata. Yalnız değil miyim? Bence yalnızlığın kavramını tartışmak ortaya dökmek gerekir. Neye kime ne şartlarda yalnızlık?
Yaradan kalplerimizde her yerde... Çok teşekkür ederim yorumunuz için.
 

Hangi anne istemez ki kendi çocuğunu kucağına alıp büyütmeyi, hangi anne istemez ki çocuğunun mutlu olmasını. Dönüp dolaşım kaderde buluşuyoruz. Gideceğim varacağımız son nokta yine kader... Nereden başlayacağımı bilmiyorum ama artık ne önemi var bunu da bilmiyorum. Bir şeyler yapıyorum yapmaya çalışıyorum ama bunun hangi kapıdan geçmek demek olduğunu şartlarını nereye yöneleceğini neler ortaya atacağını nelere sebep olacağını bilmiyorum. Sadece yapıyorum. Hedefsiz bir gemi gibi...
Teşekkürler yorum düşünce ve duygular için...
 
“Bir arkadaş istiyorum. Benimle hiç konuşmadan beni tamamen anlayacak, benimle karşı karşıya saatlerce hiç konuşmadan oturabilecek bir arkadaş.” Sabahattin Ali

Bu ara Sabahattin Ali okuyorum, mektuplarından birinde bu cümleyi gördüm uzun uzun baktım uzun uzun düşündüm. Sonra uzun soluklu bi ahh çektim. Ciğerlerim soğuk havaya ihtiyaç duymuşçasına sokağa çıktım bir otobüse binip insanların gözlerine baktım yine uzun uzun. Sonra Sabahattin Ali'ye o kadar hayran kaldım ki...
 
kendimden, kendimce dert ettiğim dertlerimden utandım.. Allah yardımcın olsun, Allah sabrını versin... ama bir arkadaşımız da yazmış Rabbim gerçekten seni çok seviyor olmalı, ahirete bir sıkıntı bırakmamış(Allah beterinden saklasın) Rabbim en Sevdiğine, Sevgilisine, Peygamber Efendimize onca derdi vermiş.. bu inşaAllah sevdiği içindir... zaten biz insanlar da en çok sevdiğimizin canını yakmaz mıyız, en çok onlara nazımız geçmez mi.. psikologa ara vermişsin, eğer devam etme imkanın varsa devam et derim.. yoksa da dua, dua dua... açıkçası en iyi rehabilitasyon bence.. ağlayacaksan da O'nun karşısında ağla, konuşacaksan da O'nunla konuş.. şahsen benim en darda kaldığım zamanlarda tek çıkışım bu oluyor.. hayırsız bir kulum belki ama biliyorum O beni geri çevirmiyor.. ben de dua edeceğim senin için.. Rabbim yar ve yardımcın olsun..
 
aman yavrum sakin sabahattin ali okuma, o ki mutlu insani mutsuz edebilir. karamsarligin ve umutsuzlugun bir numarali adi.
 

Dert dediğimiz şeyin çok farklı anlamlara geldiğine inanıyorum. Senin dertlerin dert olarak gördüklerin benim dertlerim dert olarak gördüklerim. Daha uç noktalara taşırsak eğer kanserle mücadele eden etmeye çalışan bir insanın derdi dert olarak gördükleri... Bu biraz yere zamana kişiye ve kadere göre değişir sanırım. Tabii ki sadece önümüze bakacağız bakmalıyız demiyorum fakat yaşama göre dertler farklılaşabiliyor. Kimi tatlı peşinde kimininse tuzu yok, der Barış abi. Önemli olan durup bakabilmek bu ibret tablosuna.
Psikolog mevzusuna pek girmek istemiyorum aslında ama şunu söyleyerek ucundan değinmiş olayım, şu sıralar bırak gitmeyi uzak kalmayı yanına bile yaklaşmamayı tercih ediyorum. Sebebi sanırım beni kısıtladığından. Özgürlüğümü ruhumu yüreğimi elimden aldığından.
Düşüncelerin için teşekkür ederim. Duaların için de öyle...
 
aman yavrum sakin sabahattin ali okuma, o ki mutlu insani mutsuz edebilir. karamsarligin ve umutsuzlugun bir numarali adi.

Bu düşüncene çok üzüldüm ve de haddim olmadan kızdım. Neden? Neden okumayayım Sabahattin Ali? Mutlu bir insanı mutsuz ettiği için mi? Karamsarlığın umutsuzluğun bir numaralı adamı olduğu için mi? Sadece bunlar için mi okumayayım?
Eğer öyleyse yanılıyorsun, yanılmakla birlikte haksızlık ediyorsun Sabahattin Ali'ye.
Sabahattin Ali ilk yazısını ilk yazıları zamanında babasına göstererek nasıl olmuş baba diye sorardı, babası ise büyük bir azarla azarlardı Sabahattin Ali'yi. Yazdığı yazıda bir bölümü yanlış abartı olduğu için. Git doğruyu yaz biz bunları böyle yaşamadık derdi. Sabahattin Ali'nin dürüstlüğü doğruluğu gerçekliği o günlerde atıldı toprak altına yeşermesi için. Nitekim yeşerdi de.
Öldürülmesi olayına hiç girmeyeceğim.
Bilmiyorum Kürk Mantolu Madonna'yı okudun mu, oradaki mutluluğu aşkı okurken kalbin küt küt atışını duydun mu? Ya da mektuplarını okudun mu? Karısına seslenişini mesela...
O mutlu bir insanı mutsuz etmez edemez, ancak gerçeği görmesini sağlar. Mutluluğunun sahte olduğunu ispatlar mesela. Ben onun gibi umutlu bir insan daha görmedim desem yalan söylemiş olmam. Hayatındaki bir sürü olanaksızlığa aksamalara rağmen bir çıkış yolu bir ışık arayan bir insan Sabahattin Ali. Her defasında yanlış insanlara denk gelmiş bu denk gelmeyle hüznü ciğerlerine çekmiş fakat asla yılmamış asla yarı yolda kalmamış bir insandır Sabahattin Ali. Doğrusu böyle söylemene çok çok üzüldüm...
 

:) sadece hikayelerini okudum. edebi yonu cok guzel olayin icine cekiyor seni sonra da pat diye acikli son. kucuk cocuklarin soguk icinde titreyerek olumleri, gece karanlikta sokakta kalip anne diye aglamalari bir de dalga gecer gibi mutlu hikaye yazicam diye bahtiyar kopegi yazmis, hayir dunyadaki butun insanlar da mutsuz degil ya. diger kitaplari nasildir bilmiyorum. kurk mantolu madonnayi da okuyacagim. belki fikrim degisir :) yeterki sen bu kadarcik sey icin kendini cok cok uZme.
 
Bende hayatta cok seylere karsilastim kaybettiklerim uzuntulerim Rabbime yalvarislarim... hiçbirisi gitmiyor aklimdan gidemezde zaten.. yasadiklarimi teker teker anlatmicam ama emin ol cok zordu ogunler.. tek yaptigim sey hergun yalvara yalvara Rabbime dua etmek oldu.camiden neredeyse hic cikmadim namazlarimi hic aksatmadm hep dua ettm. Erken yada gec Rabbim yardim etti o sabiri o gucu verdi bana genc yasimda.. beterin beteri vardir diyorum.diyebiliyorum artik.. bazende diyorum Rabbim beni unutmadi bu bi imtihan .. daha cok seyler demek isterdim belki teselli yada yardim bilmiyorum ama kitlendim suan..
 

Her yazısının içinin dolu olduğuna inanıyorum. Anlaştık gerçi Kürk Mantolu Madonnada da üzüleceğin şeyler olabilir ama olsun :)
 

Çok şeyler demek... Bence gerek yok, yardıma da teselliye de gerek yok bence şuan. Bir şeyler dediniz ya, bence yeter bu kadarı ben gerçekten anladım neredeyse iliklerime kadar da hissettim... Çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…