Birlikte olduğum insanın ailesinin mesleği

Boşboğazlık eden,ortamlarda yayılıp ouran,etrafındakileri umursamayıp ben odaklı olan,sohbet ortamında söylenilenleri dinlemeyen sevgili ya da eşi anlatırken kullanılabilecek onunla çekinmeden heryere gidemeyeceğinizi herkesle görüşemeyeceğinizi anlatan bu kelimeden başka bir kelime bulurmusunuz. Evlendik sevgili olduk diye tapmamız herşeyini sevmemiz gerekmiyor dimi.Eğitimli olup bunlardan habersiz olan nice insan var arkadaşın anlatmaya çalıştığı şey kafalarımız uyuşuyor benim gidebildiğim cafeye,girdiğim arkadaş ortamına ayak uydurabilir.Olay bu kadar basit.

"her ortama sokabildiği için sevgilisi olmuştur çünkü" sözünden siz yukarıda söylediklerinizin cevabını çıakrtamıyor musunuz kuzum..
 
ben bizzat en yakınımda bile buna şahit oldum. evlendiler ve eşi öyle saçma espriler yapıyorki. kadın bile yanında bozuluyor buna. burda bile okudum eşi annesinin yanında çok mahrem kaçan bir konu konuşmuş kadın utanmış kocasını uyarmış, diğer bir konudada gene mahrem bir espri yapmış annesi kızını uyarmış kocana söle öyle denirmi hiç diye. bunlar yaşanmıyormu. yada bazılarınıda okudum hiç konuşmuyor çok sessiz kalıyor konuya girmiyor ben daha hareketli konuşkan kalıyorum diyen bayanları. ama ben böyle biriyle birlikte değilim. konuştuğumuz konularda aynı fikirlerimiz bakış açımızda aynı. uyumluyuz sorun yaşamıyoruz. burda bahsettiğim erkek arkdaşımın babasının mesleği değil kişiliği idi. yani böyle iyi anlaştığım biri dmek istedim...

Peki.. siz öyle diyorsanız öyledir..

Burada okuduğunuz hikayelerdeki kadınların bir çoğu tıbben değil ama beyin olarak kör.

Yani önce sinek gibi olsun kocam olsun diye evlenip sonra.. ayy çok mıy mıy ayy çok sinirli ayy cimri beni dövüyor vs deniliyor. Oysa herkes kendine dair işaretler verir karşısındakine ama bazen işimize gelmez görmek. Sonra soruyoruz evlenmeden farketmedin mi eee ettim de değişir dedim :37: Evlenmeden önce birkaç kez tokat atmıştı şimdi de kolumu kırdı gibi gibi gibi..

Siz burada varolan başlıkları kriter almayın siz bence akıllı bir kızsınız..
 
valla başlığı okuyunca aklıma olmayacak şeyler geldi tövbe yarabbim. kapıcıymış. ne olmuş yani.
alnının akıyla çalışıyor evine helal para getiriyor, çocuğunu okutmuş. ben böyle insanı anca takdir ederim.
 
Cvpların tamamını okuyamadım ama herkes kendince haklı bence,annenin sözlerini de yabana atma kesinlikle onları küçümsemek için söyleyeceğini sanmıyorum.Onları tanımadan karar veremezsin,belki çok kültürsüz ve seviyesiz bir aile ya da tam tersi....Malesef insanlar gelir düzeyleri ve eğitim seviyeleri arttıkça daha uygar daha kültürlü oluyolar.Birçok kişi bu yorumuma tepki verecek ama istatiksel bir durum bu,tersi olan elbette ki var.Ama dediğim gibi bence bir ailesini tanımaya çalış zaten ilişkinde çok yeni 2 ay çok uzun bir zaman değil.Umarım herşey istediğin gibi olur.
 
ben bu kadar tepkiye anlam veremiyorum. Nurdan zaten burda annesini savnmuyor ki. Zaten annesine bunları söylediğinde tepki de göstermiş. Annesinin yanlış düşündüğünü söylüyor. Sevgilisinin ailesini aşağılamıyor ki zaten. zaten bu ne Nurdan ne de başkasının haddine de değil. kapıcı olmak tabiki ayıp değil. bu insanlar hırszlık yapmamış ya. Alınteriyle paralarını kazanıp çocuklarını okutup bu hale getirmişler. Bu fazlasıyla takdir edilecek bir durum. zaten okursanız Nurdanın da farklı birşey söylemediğini anlayacaksınız. Ama annesinin sözleri kafasını karıştırmış biraz haklı olarak. Annesinden etkilenmesi kadar normal bişeyde yok değil mi? Annesinin sözlerini dikkate almayacak umursamayacakta kimin sözlerini umursayacak.

Annesine gelince annesininde niyetinin aşağılamak gibi bişey olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta kızı için en iyisini istiyordur. Sonuçta ilk izlenimleriyle ilgili kızına bir yorumda bulunmuş. Kendi aralarında ufak bir konuşma geçmiş. Bundan ne sevgilisinin ne de ailesinin haberi de yok sonuçta. Karşılarına çıkıpta siz şöylesiniz böylesiniz kızımın yanında sizi istemem gibi bişey dememiş. (ki zaten böyle bir durum olsa olumsuz yazılan herşeye hak verirdim.)Kendi aralarında konuşmakta bir anne kızın hakkıdır heralde değil mi? Hangimiz annemizle ilişkimiz hakkında konuşup en kötüsü de olsa yorum istemedik. annenin düşüncesine katırlırsınız yada katılmasınız sonuçta en kötüsünü de söylemek annenin görevidir. Sonuçta kızım karar senin diyerek düşüncesini dile getirmiş ki bu her annenin babanın hakkıdır.
 
arkadaşlar fikrinize ihtiyacım var. 2 aydır biriyle birlikteyim. beni gerçekten seven, sayan, değer veren, düşünceleri bana uyan, iyi anlaştığım biri. hiç çekinmeden her ortamıma sokabilirim oturup kalkmasını bilir çevresindede sevilir. babası site görevlisi yani kapıcı. aynı zamanda mısır tezgahları var bazı günler sahilde mısır satıyorlar. anneme az önce biraz çıtlattım biri var falan diye. bahsettim ondan işinden gücünde falan. kendisi mühendis ve garanti bir işi var. kendini geliştirmiş zeki biri. herşey tamamdı annemde bir görüş istersen falan dedi (görüştüğümü sölemedim sadece fikrini almak istemiştim.) babasının mesleğinide söyledim. fakat annem olmaz o iş boşver demez mi. yarın öbür gün sende utanırsın. sorsalar kayınvaliden kayınpederin ne iş yapıyor ne diceksin dedi. genede sen bilrsin ama uyuşamayız falan dedi. ben çok şaşırdım. oysaki annemde çok fakirlik görmüş zamanında bu zamanlara kadar gelmiş benimde babam emekli olduktan sonra esnaf olarak çalışmaya devam ediyor. annem en azından emekli olsaydı babası kimbilir ne fakirdirler falan dedi. annem öyle biri değildir ama beni çok şaşırttı.(annem buarada ferihadan pek etkilenmiş olcakki bak onun ailesine ne kadar geri kalmış, ezik duruyorlar falan dedi) bizimde durumumuz çok iyi değil sonuçta orta hallli kendi halinde bir aileyiz. hem bu insanlar fakirliklede olsa çocuklarını okutmuşlar. ben istediğimi söylesem annem engel olmaz buna. ama genede ben çok rahatsız oldum bu durumdan. sizce evlenceğiniz veya eşinizin ailesinin mesleği, ailelerin anlaşması açısından bu kadar önemli mi? annem yanlış mı düşünüyor. ilerde aileler aynı ortama girince sorun yaşarlar mı?

Ben sadece bu son bölüm hakkındaki yorumlarımı bildirmek istiyorum. İnsanların mesleklerini eleştirmek haddime değil çünkü...
Ben kesinlikle "davulun dengi dengine" çalacağına inananlardanım.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış anlaşılmasın.
Burada ne statü farkından ne de maddiyattan bahsediyorum.
Ben hayata bakış anlamındaki denklikteyim.

Bilenler bilir, ben Batı eşim Doğu kültürü ile büyümüş, iki farklı aileden gelmiş iki farklı bilinciz.
Eşim 32 senedir İstanbul'da ama ailesi o kadar kapamışlar ki kendilerini dış dünyaya (ki fazlasıyla hak veriyorum onlara) 7 çocukla İstanbul'da namusuyla para kazanıp, evlatlarının başına bişey gelmeden tertemiz yetiştirebilmek için bu savunma mekanizmasını geliştirmişler. En iyi muhitlerde oturmuşlar ama yan komşu ile sadece selamlaşmışlar. Evlatlarının hepsini okutmuşlar. Her birinin altın bileziği var kollarında, çok şükür haller vakitler gayet yerinde, ama aile içine girdiğin anda hala aynı kapalılık devam ediyor. (bahsettiğim kapalılık türban değil aman yanlış anlaşılmasın)

Ben evlenmeye karar verdiğim anda annemin ilk tepkisi
-"aman kızım." oldu "sakın. yapamazsın".
-"niye, anne"dedim "ben onunla evlenicem ailesiyle değl"
- "ya, ya şimdi sana öyle geliyor, evlen ve gör" dedi.
Evlendim ve gördüm.

En ufak bir şeyde bile ayrılıyor bakış açımız. İlk aklıma gelen örnekler:
*Bize göre tırnak uzatmak, manikür yaptırmak ne kadar doğal ise de, k.validem mesela eğer ellerim ojeli ise benim yaptığım ne salatayı ne köfteyi yemez.
*K.pederin yanında gelinler yemek yemez, çocuklarını kucağına almaz, eşine seslenmez. (bunları ben yapmadım çünkü eşime göre saçma bunlar)
*Denize-havuza erkek ailesinin yanında girilmez. (aslında hiç girilmemesi daha iyi de ille girilecekse mümkünse k.biraderler ve k.peder görmesin sizi öyle cıbıl cıbıl)
*Evde yemek ziyafeti verildi dimi, önce erkeklere masa hazırlanır, onlar doyurulur, arkadan çocuklar, en son gelinler yer.

Bunlar ilk aklıma gelenler. Çok büyük çoğunluğunu benim evimde yapamadılar. Ama mesela ben onlara gittiğim zaman onların kurallarına, adet-göreneklerine uydum. Çünkü herkesin bakış açısı, hayat görüşü farklı.

Burda iş sende ve erkek arkadaşında bitiyor.
Eğer yeterince seversen onu, tolere edebiliyorsun bazı şeyleri, aksi halde gerçekten çok büyük sorunlar çıkabilir.

 
Son düzenleme:
ben bu kadar tepkiye anlam veremiyorum. Nurdan zaten burda annesini savnmuyor ki. Zaten annesine bunları söylediğinde tepki de göstermiş. Annesinin yanlış düşündüğünü söylüyor. Sevgilisinin ailesini aşağılamıyor ki zaten. zaten bu ne Nurdan ne de başkasının haddine de değil. kapıcı olmak tabiki ayıp değil. bu insanlar hırszlık yapmamış ya. Alınteriyle paralarını kazanıp çocuklarını okutup bu hale getirmişler. Bu fazlasıyla takdir edilecek bir durum. zaten okursanız Nurdanın da farklı birşey söylemediğini anlayacaksınız. Ama annesinin sözleri kafasını karıştırmış biraz haklı olarak. Annesinden etkilenmesi kadar normal bişeyde yok değil mi? Annesinin sözlerini dikkate almayacak umursamayacakta kimin sözlerini umursayacak.

Annesine gelince annesininde niyetinin aşağılamak gibi bişey olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta kızı için en iyisini istiyordur. Sonuçta ilk izlenimleriyle ilgili kızına bir yorumda bulunmuş. Kendi aralarında ufak bir konuşma geçmiş. Bundan ne sevgilisinin ne de ailesinin haberi de yok sonuçta. Karşılarına çıkıpta siz şöylesiniz böylesiniz kızımın yanında sizi istemem gibi bişey dememiş. (ki zaten böyle bir durum olsa olumsuz yazılan herşeye hak verirdim.)Kendi aralarında konuşmakta bir anne kızın hakkıdır heralde değil mi? Hangimiz annemizle ilişkimiz hakkında konuşup en kötüsü de olsa yorum istemedik. annenin düşüncesine katırlırsınız yada katılmasınız sonuçta en kötüsünü de söylemek annenin görevidir. Sonuçta kızım karar senin diyerek düşüncesini dile getirmiş ki bu her annenin babanın hakkıdır.

annesinin aşağılandığını sanmıyorum ben..bir yorumumdada demiştim hatta öle anlama sadece düşüncesine diyorlardır dedim kendisine.annesi en ii şekilde yaşamasını ister kızının tabikide ama arada kapıcı kelimesini burada millet uydurmadı bizzat kendi kelimesidir..ki annesi demiş zaten uyuşamaz gözüyle balmış olumsuz konuşmuş ille bunu gidip sevgilisinin yüzüne demesi gerekmiyorki...kız üzülmüş işte sonuçta..olumsuz tepkiyle karşılaşmış beklemediği halde..
 
[QUOTE=A_L_A;19171199]Ben sadece bu son bölüm hakkındaki yorumlarımı bildirmek istiyorum. İnsanların mesleklerini eleştirmek haddime değil çünkü...
Ben kesinlikle "davulun dengi dengine" çalacağına inananlardanım.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış anlaşılmasın.
Burada ne statü farkından ne de maddiyattan bahsediyorum.
Ben hayata bakış anlamındaki denklikteyim.
Bilenler bilir, ben Batı eşim Doğu kültürü ile büyümüş, iki farklı aileden gelmiş iki farklı bilinciz.
Eşim 32 senedir İstanbul'da ama ailesi o kadar kapamışlar ki kendilerini dış dünyaya (ki fazlasıyla hak veriyorum onlara) 7 çocukla İstanbul'da namusuyla para kazanıp, evlatlarının başına bişey gelmeden tertemiz yetiştirebilmek için bu savunma mekanizmasını geliştirmişler. En iyi muhitlerde oturmuşlar ama yan komşu ile sadece selamlaşmışlar. Evlatlarının hepsini okutmuşlar. Her birinin altın bileziği var kollarında, çok şükür haller vakitler gayet yerinde, ama aile içine girdiğin anda hala aynı kapalılık devam ediyor. (bahsettiğim kapalılık türban değil aman yanlış anlaşılmasın)

Ben evlenmeye karar verdiğim anda annemin ilk tepkisi "aman kızım." oldu"sakın. yapamazsın". "niye, anne"dedim "ben onunla evlenice ailesiyle değl" "ya, ya şimdi sana öyle geliyor, evlen ve gör" dedi.
Evlendim ve gördüm.

En ufak bir şeyde bile ayrılıyor bakış açımız. İlk aklıma gelen örnekler:
*Bize göre tırnak uzatmak, manikür yaptırmak ne kadar doğal ise de, k.validem mesela eğer ellerim ojeli ise benim yaptığım ne salatayı ne köfteyi yemez.
*K.pederin yanında gelinler yemek yemez, çocuklarını kucağına almaz, eşine seslenmez. (bunları ben yapmadım çünkü eşim izin vermedi)
*Denize-havuza erkek ailesinin yanında girilmez. (aslında hiç girilmemesi daha iyi de ille girilecekse mümkünse k.biraderler ve k.peder görmesin sizi öyle cıbıl cıbıl)
*Evde yemek ziyafeti verildi dimi, önce erkeklere masa hazırlanır, onlar doyurulur, arkadan çocuklar, en son gelinler yer.

Bunlar ilk aklıma gelenler. Çok büyük çoğunluğunu benim evimde yapamadılar. Ama mesela ben onlara gittiğim zaman onların kurallarına, adet-göreneklerine uydum. Çünkü herkesin bakış açısı, hayat görüşü farklı.

Burda iş sende ve erkek arkadaşında bitiyor.
Eğer yeterince seversen onu, tolere edebiliyorsun bazı şeyleri, aksi halde gerçekten çok büyük sorunlar çıkabilir.

[/QUOTE]

Bunu yaşayan biri olarak ben de katılıyorum. Bizim ailelerimiz hastalık dışında görüşmez çünkü görüşseler bile sohbet edebilecekleri ortak bir noktaları yok ama benim eşimle bir sorunum yok.
 
Uvvvv Kapıcılarla kk hatunları arasında ne büyük uçurum varmış yahu ..

Amanın ülkenin %3 lük kaymak tabakası üye galiba hep kk'ya..

Benim yorumlarım orta sınıf yorumlarıydı yanlış anlaşılsın istemem..

Eee doğal olarak ailem de ,eşimin ailesi de öyle..

Ona göre değerlendirin.. Konaklarda, lalalarla büyümüş arkadaşlar ciddiye almasın beni.

Konu sahibinin müstakbel kayınpederi hiçbirine layık değil zira..
 
Arkadaşım siz birisiyle tanıştığınız ilk gün sevgili oluyor 2. gün de evleniyor musunuz?
Sizin birisiyle sevgili olmanız için bir süreç gerekmiyor mu?
Adam benden hoşlanıyor ben adamdan giderim bir kahve içerim..
baktım kahve gelmiyor diye garsona küfür etti,bana yandaki erkekleri mi baktın dedi?
örnek yani
bildiğin öküz gibi,yallahhhhh.
ben bu adamla sevgili olmam ki?
sevgili olduysam davranışlarında beni rahatsız etmeyecek biridir zaten..
o yüzden de onu anlatırken öyle birini buldum ki her ortama sokuyorum demem.. ki bende ingiliz kraliyet ailesinin son temsilcisi falan değilim ..bu kadar büyük egolarım yok yani.
hayata bakış açılarımıza farklı farklı..
bazılarımız kendimizi o kadar çok önemsiyoruz ki hayatlarımıza aldığımız herkes bize minnettar.
sözüm meclisten hem içeri hem dışarı :61:
iyide canım adam kahve içmeye gittiğin bir yerde yada ilk günlerde kalkıp yanınızda küfür edecek, yada hemen yüzünü nasıl gösterir ki. ben 3 sene birlikte oldum eski erkek arkdaşımla inan benden önceki ilişkisinde ve ilk senemizde üstüme titrerdi sonradan tanıyamaz oldum. ve en sonunda ilaç kullanmaya başladı falan yani insanlar seneler geçsede bazen tanıyamayabiliyorlar.
 
Ben sadece bu son bölüm hakkındaki yorumlarımı bildirmek istiyorum. İnsanların mesleklerini eleştirmek haddime değil çünkü...
Ben kesinlikle "davulun dengi dengine" çalacağına inananlardanım.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış anlaşılmasın.
Burada ne statü farkından ne de maddiyattan bahsediyorum.
Ben hayata bakış anlamındaki denklikteyim.

Bilenler bilir, ben Batı eşim Doğu kültürü ile büyümüş, iki farklı aileden gelmiş iki farklı bilinciz.
Eğer yeterince seversen onu, tolere edebiliyorsun bazı şeyleri, aksi halde gerçekten çok büyük sorunlar çıkabilir.


arkadaşım,

konu sahibinin sıkıntısı sizinki gibi kültür farkı değil ki.. ortada statü farkı da yok..

kızın anne babası esnaf, oğlanınki kapıcı.. derdi bu.. yani sınıf aynı sınıf.. statü benzer.. çatışma kargaşa yok..
 
Ben sadece bu son bölüm hakkındaki yorumlarımı bildirmek istiyorum. İnsanların hayatlarını eleştirmek haddime değil çünkü...
Ben kesinlikle "davulun dengi dengine" çalacağına inananlardanım.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış anlaşılmasın.
Burada ne statü farkından ne de maddiyattan bahsediyorum.
Ben hayata bakış anlamındaki denklikteyim.

Bilenler bilir, ben Batı eşim Doğu kültürü ile büyümüş, iki farklı aileden gelmiş iki farklı bilinciz.
Eşim 32 senedir İstanbul'da ama ailesi o kadar kapamışlar ki kendilerini dış dünyaya (ki fazlasıyla hak veriyorum onlara) 7 çocukla İstanbul'da namusuyla para kazanıp, evlatlarının başına bişey gelmeden tertemiz yetiştirebilmek için bu savunma mekanizmasını geliştirmişler. En iyi muhitlerde oturmuşlar ama yan komşu ile sadece selamlaşmışlar. Evlatlarının hepsini okutmuşlar. Her birinin altın bileziği var kollarında, çok şükür haller vakitler gayet yerinde, ama aile içine girdiğin anda hala aynı kapalılık devam ediyor. (bahsettiğim kapalılık türban değil aman yanlış anlaşılmasın)

Ben evlenmeye karar verdiğim anda annemin ilk tepkisi "aman kızım." oldu"sakın. yapamazsın". "niye, anne"dedim "ben onunla evlenice ailesiyle değl" "ya, ya şimdi sana öyle geliyor, evlen ve gör" dedi.
Evlendim ve gördüm.

En ufak bir şeyde bile ayrılıyor bakış açımız. İlk aklıma gelen örnekler:
*Bize göre tırnak uzatmak, manikür yaptırmak ne kadar doğal ise de, k.validem mesela eğer ellerim ojeli ise benim yaptığım ne salatayı ne köfteyi yemez.
*K.pederin yanında gelinler yemek yemez, çocuklarını kucağına almaz, eşine seslenmez. (bunları ben yapmadım çünkü eşim izin vermedi)
*Denize-havuza erkek ailesinin yanında girilmez. (aslında hiç girilmemesi daha iyi de ille girilecekse mümkünse k.biraderler ve k.peder görmesin sizi öyle cıbıl cıbıl)
*Evde yemek ziyafeti verildi dimi, önce erkeklere masa hazırlanır, onlar doyurulur, arkadan çocuklar, en son gelinler yer.

Bunlar ilk aklıma gelenler. Çok büyük çoğunluğunu benim evimde yapamadılar. Ama mesela ben onlara gittiğim zaman onların kurallarına, adet-göreneklerine uydum. Çünkü herkesin bakış açısı, hayat görüşü farklı.

Burda iş sende ve erkek arkadaşında bitiyor.
Eğer yeterince seversen onu, tolere edebiliyorsun bazı şeyleri, aksi halde gerçekten çok büyük sorunlar çıkabilir.


kESİNLİKLE KATILIYORUM sana....Evlenecek olan kişilerin yaptığı en büyük hata "ya ailesinden bana ne ben eşime bakarım"Böyle değil işte.Evlendinmi bi kere o kişinin ailesiyle de evleniyosun teker teker resmen...Benim ilk eşim k.denizliydi bende g.doğuluyum ve hayatımda köyün k sini bile görmedim memlekette bile merkezde yaşadık çünkü.kendinin mesleği vardı ama ailesi çiftçiydi.Kimseyi küçümsemek için söylemiyorum ama ailesinden çok çektim.Bana evlene kadar evinde oturur yazdan yaza gezmeye gelirsin köye diyen aile.Evlendikten 6 ay sonra beni köye çağırdı mecburen gittim.Başıma gelecekleri bilmeden.Bana orda etmedikleri hakaret kalmadı ne biçim insanmışım inek sağmayı bilmiyomuşum tarla ekmeyi bilmiyomuşum.Tavuktan bile korkuyomuşum vs vs...
Banada sakın evlenme anlaşamazsınız demişlerdi ama dinlemedim.Tabi 3 yıl sonra olay bitti.Boşandık.% 60 da ailesinin bu tutumu yüzünden...Evlilik oyun değil.Çok ince hesaplar yapılmalı.Ama hepsi de kötü olacak diye bişey yok..
 
arkadaşım,

konu sahibinin sıkıntısı sizinki gibi kültür farkı değil ki.. ortada statü farkı da yok..

kızın anne babası esnaf, oğlanınki kapıcı.. derdi bu.. yani sınıf aynı sınıf.. statü benzer.. çatışma kargaşa yok..

işte benim de vurgulamak istediğim bu idi.
eğer hayata bakışlar aynı ise, sorun edilesi bişey yok gibi geliyor bana.
kimin yarın ne olacağı belli olmadığına göre, her an her şeyde roller değişebilir.
o yüzden hayata bakış, olayları yorumlama, kültür-anane-gelenek-görenek birbirine paralel ise bence hiç sorun yok demek istemiştim.
 
Ben sadece bu son bölüm hakkındaki yorumlarımı bildirmek istiyorum. İnsanların mesleklerini eleştirmek haddime değil çünkü...
Ben kesinlikle "davulun dengi dengine" çalacağına inananlardanım.
Kesinlikle ve kesinlikle yanlış anlaşılmasın.
Burada ne statü farkından ne de maddiyattan bahsediyorum.
Ben hayata bakış anlamındaki denklikteyim.

Bilenler bilir, ben Batı eşim Doğu kültürü ile büyümüş, iki farklı aileden gelmiş iki farklı bilinciz.
Eşim 32 senedir İstanbul'da ama ailesi o kadar kapamışlar ki kendilerini dış dünyaya (ki fazlasıyla hak veriyorum onlara) 7 çocukla İstanbul'da namusuyla para kazanıp, evlatlarının başına bişey gelmeden tertemiz yetiştirebilmek için bu savunma mekanizmasını geliştirmişler. En iyi muhitlerde oturmuşlar ama yan komşu ile sadece selamlaşmışlar. Evlatlarının hepsini okutmuşlar. Her birinin altın bileziği var kollarında, çok şükür haller vakitler gayet yerinde, ama aile içine girdiğin anda hala aynı kapalılık devam ediyor. (bahsettiğim kapalılık türban değil aman yanlış anlaşılmasın)

Ben evlenmeye karar verdiğim anda annemin ilk tepkisi
-"aman kızım." oldu "sakın. yapamazsın".
-"niye, anne"dedim "ben onunla evlenicem ailesiyle değl"
- "ya, ya şimdi sana öyle geliyor, evlen ve gör" dedi.
Evlendim ve gördüm.

En ufak bir şeyde bile ayrılıyor bakış açımız. İlk aklıma gelen örnekler:
*Bize göre tırnak uzatmak, manikür yaptırmak ne kadar doğal ise de, k.validem mesela eğer ellerim ojeli ise benim yaptığım ne salatayı ne köfteyi yemez.
*K.pederin yanında gelinler yemek yemez, çocuklarını kucağına almaz, eşine seslenmez. (bunları ben yapmadım çünkü eşime göre saçma bunlar)
*Denize-havuza erkek ailesinin yanında girilmez. (aslında hiç girilmemesi daha iyi de ille girilecekse mümkünse k.biraderler ve k.peder görmesin sizi öyle cıbıl cıbıl)
*Evde yemek ziyafeti verildi dimi, önce erkeklere masa hazırlanır, onlar doyurulur, arkadan çocuklar, en son gelinler yer.

Bunlar ilk aklıma gelenler. Çok büyük çoğunluğunu benim evimde yapamadılar. Ama mesela ben onlara gittiğim zaman onların kurallarına, adet-göreneklerine uydum. Çünkü herkesin bakış açısı, hayat görüşü farklı.

Burda iş sende ve erkek arkadaşında bitiyor.
Eğer yeterince seversen onu, tolere edebiliyorsun bazı şeyleri, aksi halde gerçekten çok büyük sorunlar çıkabilir.


çok haklısınız..yani kültür farkı oldumu zor cidden..mesela kadı eşnin ailesinin yanında çocuğuna bağıramaz kolaysa bağırsında görsün anyayı konyayı..yada kalkıp sevemez mesela..yaptırmazlar..kültür farkı varsa zor gerçekten..ama başlığı açanda bu gibi kültür farkı yada böle düşünceli insanlar olduklarını sanmıyorum sonuçta tanımıştır onları azçok biliyordur..
 
iyide canım adam kahve içmeye gittiğin bir yerde yada ilk günlerde kalkıp yanınızda küfür edecek, yada hemen yüzünü nasıl gösterir ki. ben 3 sene birlikte oldum eski erkek arkdaşımla inan benden önceki ilişkisinde ve ilk senemizde üstüme titrerdi sonradan tanıyamaz oldum. ve en sonunda ilaç kullanmaya başladı falan yani insanlar seneler geçsede bazen tanıyamayabiliyorlar.

Verdiğim örnekler uç örneklerdi.
Daha başka bin türlü kriter var,oturuşu bile benim için kriterdir.bacaklarını açıp oturuyorsa karşımda yine yallah.. illa büyük hareketler yapmasına da gerek yok.
Binlerce örnek verebilirim..
25 yıllık evliliklerde tanıyamayabiliyor insan eşini bahsettiğim o türlü birşey değil.

siz her ortama sokabiliyorum ifadenize iki aydır birlikteyiz ifadesini de ekleseydiniz.
sanıyorum bu noktaya gelmeyecektik..

şunu da yazayım sizin istediğin maddi manevi olanaklarda bir erkekle evlenmeniz en büyük hakkınız.
aileniz de sizin için en iyisini en zenginini en eğitimlisini ister.
ancak ya siz ailenize erken açılmışsınız yada aileniz madem kapıcılık statüsüne sıcak bakmıyor ilişkinizi devam ettirmeyecektiniz.
öğrendiniz ailesi kapıcı bitirecektiniz. ve ailenizin hayallerine uygun bir damat bulacaktınız.
bakın aşkı pek kriter almıyorsunuz o yüzden böyle yazıyorum.konumuz statü ve para.
hala geç kalmış değilsiniz.. birlikte olduğunuz erkeği de incitmenin alemi yok.
ikiniz için de vakit kaybı..
kararı siz vereceksiniz..
 
Uvvvv Kapıcılarla kk hatunları arasında ne büyük uçurum varmış yahu ..

Amanın ülkenin %3 lük kaymak tabakası üye galiba hep kk'ya..

Benim yorumlarım orta sınıf yorumlarıydı yanlış anlaşılsın istemem..

Eee doğal olarak ailem de ,eşimin ailesi de öyle..

Ona göre değerlendirin.. Konaklarda, lalalarla büyümüş arkadaşlar ciddiye almasın beni.

Konu sahibinin müstakbel kayınpederi hiçbirine layık değil zira..

iyide ben kendimi yüksek görüp ailesini ezici konuşmadım ki. burda sölediklerimin neyi yanlış anlamadım. ben baştan biliordum sevgilimin ailesinin yaptığı iişi ama böyle birşey düşünmek aklıma bile gelmedi. annemdende öyle bir tepki ile karşılaşınca şaşırdım üzüldüm tepkimi gösterdim. hatta bizde orta halli bir aileyiz annemde fakilrlikle büyümüş nie böyle düşündiki dedim daha ne diyim başka. sadece belki başka sorunlar çıkar diyemi düşündü annem mantığını çözmeye çalıştım ondan fikir almak istedim. kimseyi ezik gördüğüm falan beğenmemişliğimde yok. çocuklarını okutup meslek sahibi etmişler saygı duyduğumu söyledim zaten.
 
iyide canım adam kahve içmeye gittiğin bir yerde yada ilk günlerde kalkıp yanınızda küfür edecek, yada hemen yüzünü nasıl gösterir ki. ben 3 sene birlikte oldum eski erkek arkdaşımla inan benden önceki ilişkisinde ve ilk senemizde üstüme titrerdi sonradan tanıyamaz oldum. ve en sonunda ilaç kullanmaya başladı falan yani insanlar seneler geçsede bazen tanıyamayabiliyorlar.

bende 3 senelik eski erkek arkadaşımı çok sonra tanıdım..ne yap ne et yok tanınmıyor..haklısın..
 
2 ay o kadar kısa bir süre ki...Henüz tanıma ve flört dönemi sayılır.
Bu kadar taze bir ilişkide hareketlere ve konuşmalara ekstra dikkat edilir.
Evlilik hakkında çok da fikir vermez diye düşünüyorum.
 
iyide ben kendimi yüksek görüp ailesini ezici konuşmadım ki. burda sölediklerimin neyi yanlış anlamadım. ben baştan biliordum sevgilimin ailesinin yaptığı iişi ama böyle birşey düşünmek aklıma bile gelmedi. annemdende öyle bir tepki ile karşılaşınca şaşırdım üzüldüm tepkimi gösterdim. hatta bizde orta halli bir aileyiz annemde fakilrlikle büyümüş nie böyle düşündiki dedim daha ne diyim başka. sadece belki başka sorunlar çıkar diyemi düşündü annem mantığını çözmeye çalıştım ondan fikir almak istedim. kimseyi ezik gördüğüm falan beğenmemişliğimde yok. çocuklarını okutup meslek sahibi etmişler saygı duyduğumu söyledim zaten.

ben şöyle anladım yanlışsam düzeltin; tüm bunları ifade ettikten sonra "bu sorun yaratır mı" sizce diye fikir almak istemişsiniz. ben bunu sormanızın bile yanlış olduğunu düşünüyorum..bunu siz sorun yapacak olursanız evet sorun yaratır...yani annenizin söylediği gibi ailesi ne iş yapıyor dendiğinde kapıcı derken ezilecekseniz evet sizin için sorun olur...ama siz bunu sorun yapmayıp burada dile getirme ihtiyacı bile hissetmeden annenizle net konuşsaydınız sorun olmazdı.

ben sanırım böyle yapardım...bu soruyu başkalarına sormak aklıma bile gelmezdi...doğruyu en bilirdim zaten
 
Ben 5 yıllık evliyim 5 yıldır hiçkimse kayınpederin ne iş yapıyor diye sormadı eşin ne iş yapar diye sorarlar. Sorsalarda gocunmadan utanmadan söylerdim.Konu başlığınızı görünce ben direk acaba aile pavyon falanmı işletiyor diye düşünmüştüm.Kapıcılığın veya mısır satmanın neresi utanılacak birşeydir.O kapıcı maaşıyla kıt kanaat çocuk okutan babanın mesleği gururlanılarak söylenmeli sende öyle yap bence.
 
Son düzenleme:
Back
X