mesafe, her konuda, her ilişkide işe yarayan bi şeydir tavsiye ederim. mesafeden kastım, arkadaşlarınızla her şeyinizi konuşmayın demek değil, mesafe kalbinizle arkadaşınız, sevgiliniz, iş arkadaşınız arasına ince bi duvar örmektir. o zaman bittiğinde de üzülmeyeceğinizi göreceksiniz. ve aranız iyiyken bile, karakterinin aslında ne olduğunu bilebilirsiniz. çünkü gözünüz sevgiden körermemiş olur.
ben kavga gürültüyle olmasa da, sorun yaşayarak sadece 1 arkadaşımı kaybettim. üzüldüm tabii, ama öyle helak olmadım. hatta sevindim bu duruma, çünkü bana daha fazla zarar veremeyecekti. veremiyor da. önce bir şirkette tanıştığım iş arkadaşımdı, sonra işten çıktım daha da yakın arkadaş olduk. dost diyebileceğim biriydi. her şeyimizi, her anımızı paylaşır, sürekli telefonda ya da whatsappta konuşurduk. bize gelirdi, biz de onlara giderdik, düğün günü küçük bebeğim olmasına rağmen bütün gün yanındaydım. sonra ben bir iş yeri kurdum, ondan öncesinde de evden yaptığım bir işti, o da gelirdi arada bir beraber çalışır kazanırdık. o iş yerini kurduğumda, işi bırakıp yanıma geldi, daha bir ay olmamıştı ki bu iş yürümüyor, para kazanamıyoruz kocamla sorun yaşıyorum diye işi bıraktı. ben tabi ki o anda uzaklaşmadım, haklısın dedim. hatta malzemeleri paylaşalım, sen evden yap iş bulana kadar dedim. yok dedi, bu iş sana çok yakışıyo ama bana ancak hobi olur dedi. iki üç hafta geçmeden, öğrendim ki bu işle ilgili bi kursa başlamış. işte o zaman başımdan aşağı kaynar sular döküldü. çünkü bu resmen arkamdan iş çevirmek, yalan söylemekti. ve benim katlanamadığım yegane şeyler. üstüne üstlük bu kişi, kendini dürüst ve dobra olarak tanıtırdı hep başkalarına. yine de ben kötü bi söz söylemedim, zaten o işi de devam ettirmedi (ben hala işimi yapıyorum) bi kaç ay hiç konuşmadık. sonra bi vesileyle mesaj atmıştı, konuşmaya başladık. ben dedim ki, hayalini kurduğun işten vazgeçtiğin için, salaksın, korkaksın vs. ama hakaret gibi değil, gerçekleri söyledim, öyle kavga havası yoktu aramızda yani. o da haklısın, korktum falan demişti. bi kaç ay yine normal şekilde konuştuk, ikinci doğumumda bebek görmeye bile geldi. sonra yine koptu kendi kendine. 2 ay önce falan, mail atmış bana. "kocam yazdıklarını gördü, bana salak falan dediğin için kızdı, görüşmemizi istemiyo. bana yaşattıkların için teşekkürler" falan yazmış. sadece güldüm, çok güldüm. ben de dedim ki, kocan eğer seni sürekli pohpohlayacak, her hatana alkış tutacak arkadaşların olsun istiyosa ben zaten bu tanıma uymuyorum, doğru bilmiş. ama sen de "sözde" özgür ruhunla koca sözü dinleyip arkadaşını silecek biriysen benim arkadaş tanımıma uymuyosun. haklı olduğum bi konu olduğu halde, üzerine düşmedim, ezmedim, kötü konuşmadım.. gayet normal bir dille, mesafeyle cevapladım. şimdi iki haftada bir bende kalan eşyalarını annesine götürmemi istiyo. ben de artık kayışı koparıp, işim gücüm var, gelir alırsın diyorum..
bence çok üzülmeyin. yanınızda olması gerekseydi, zaten yanınızda olurdu. benim 10 ve 15 senelik 2 canım arkadaşlığım var ve ben onlardan daha dost, kardeş, arkadaş görmedim. her koşulda beni bi tek onlar sever biliyorum ama hatalarımı da herkesten önce onlar söyler yüzüme. ve ben arkadaşlığı böyle tanımlıyorum. beni her halimle sevecek ama hatalarımı da görmezden gelmeyecek insandır arkadaşım, dostum..