Biz kadınlar ilişki yaşamayı/evlenmeyi ne zannediyoruz


aslında haklısın.şimdi erkekler çok keyiflerine düşkün.herşeyi karşıdan bekliyorlar.hayat müşterektir ama erkeğin daha ağılığı olması lazım.inşallah oğullarım böyle olmaz
 
erkeklerde tuvalet eğitiminden sorası yok, bu cümle bi filmde miydi bi kitapta mıydı bilemedim ama çok doğru

Ben de kişisel eğitim seminerinde duymuştum. Erkekler sadece 3 yaşına kadar alırlarmış bütün eğitimi, yani sadece tuvalet eğitimi. Ondan sonra eğitilmeleri ancak kaliteli bir annenin maharetli elleriyle olurmuş.
 
Ben evlendiğim güne kadar evliliği toz pembe gören aptal bir kız çocuğuydum. Ordan bakınca herşey kusursuz görünüyordu. Halbuki etrafımda o kadar olumsuz örnek varken ki onlardan biride benim annemken bile evlilik kusursuzdu. Benim gözümde bunu kimse değiştiremezdi. Ta ki yaşayana kadar. Evliliğim için herşeyi yapmaya hazır bir amazon gibiydim yaptımda.. Ama baktım gördüm ki bu işler tek taraflı yürümüyor. İlk 3. ayımda tokat yedim.. Susmam mı gerekiyordu hayır çünkü benim elimde armut toplamıyor hani. Kadın delirince erkek neye uğradığını şaşırıyormuş, delirince öğrendim Tavayla tekme tokat giriştim hırsımı alana kadar sonra 1 buçuk yıl boyunca şakasına bile kalkmadı o el .. Sonra tabiki tipik kayınvalide kayınpeder sorunları bunlarda neydi ya okuduğum hiçbir masal kitabında yoktu neyse onuda yaşadık öğrendik onlarla ilgili tartışmalar sebebiyle iki kez anneme gittim evimi tekettim blörf amaçlı iki adet açılmış boşanma davam sağolsun benimki yola geldi. 2 yıl oldu daha ama anlatsam ohoooo neler neler. Sonuç ? adam yola geldi, benim içimdeki o saftirik çocuk oturduğu oturduğu yere döndüm kendi içime dedim ki o çocuğa bak çocuğum hayat senin bana zannettirdiğin kadar toz pembe değilmiş sende bunu anla ve artık beni boşu boşuna ümitlendirme ve hoşgeldin gerçek hayat ve o hayatın içindeki acı gerçekler Sonuç olarak şimdi hayatın gerçekliğinin farkına varmış yetişkin bir birey olarak evliliğimi ayakta tutuyorum ve nasipse bir de bebişimiz olacak ama yinede biliyorum ki hayatın bize sunduğu sınavlar asla bitmeyecek, kaç yaşında olursak olalım. Aşk, aldatılmak, çocuklarım için evliliğimi bitirmiyorum ve bunun gibi halka malolmuş diğer sorunların çözümü kişiden kişiye farklılık göstermekte. Bende bu tuzaklardan birkaçına düşmüş olsamda düşe kalka öğrendiğim tek şey insanın önce kendisine değer vermesi gerektiği. Çünkü kendini değerli kılan insan her varlığa değer vermesini öğrenme konusunda uzmanlaşıyor. Kime ne kadar değer verme konusunda ki ayrımı daha adil yapabiliyor. Aşk yaşayın ama aptal olmayın, acı çekin ama değsin melankoliye bağlamayın :) aldatıldınız mı kendi içinizde sorgulayın aldatılmak konusunun çeşitleri saymakla bitmez, dayak mı? Asla kabullenmeyin dişlerinizi göstermekten çekinmeyin Dayak varsa işin içinde delirmek mubahtır, hayvanlarda dahil hiçbir canlı dayağı hakketmez yok öyle bir hak hukuk.. Hayatta en önemli olan şey sağlık.. Sağlığınızı kaybedene kadar yıpratmayın kendinizi . Konuyu görünce kaptırdım kendimi nacizhane anlattım biraz konu sahibine de teşekkürler güzel bir konuya değinmişsin
Sevgiler herkese
 
bence evet bu saydıklarının hepsini sanıyorlar.ben bazen acaba diyorum ben kimseyi sevmedim mi hayatımda çünkü kimse için ailemi karşıma almayı düşünmedim (pek iyi bi ailem yoktur) yada özgürlüğümün kısıtlanmasına izin veremedim en fazla 6 ay katlandım buna yani.
e şimdi ben hiç mi sevmedim.
tüm bayanlardan özür dileyerek yazıyorum ama genelde kadınlar kendilerini ezdiriyorlar.şimdi görüyorum kadın dışarıda calısıyor eve geliyor evdede çalışıyor adam işten geliyor oh devir popoyu yat kadın yapsın yemegi temizliği hizmeti sen ye.e ama o kadında çalışmış ya ortaklaşa görülecek bütün işler yada eski usul adam çalışacak karısına verecek parayı kadında eve bakacak yoksa hem kadın parasını ye hem işini yaptır yok öyle yağma.
aşk dediğin bir gün bitiyo geriye paylaşımlar kalıyo e sen o kadınla hiç bir şey paylaşarak yapmassan o kadında artık saf mı parası var calısıyo boşanıyor dolayısıyla yalnızca kendisine bakmaya başlıyor e hizmetçi değil neticede.
ama kadınlrında çok hatası var erkekler bakılmaya muhtaç ev işi yapamayan insanlar olarak sanki bu bir meziyet gibi kendimizi kandırıyoruz onlarda bu kandırmadan kendilerine fırsat yaratıp biz yapamayız edemeyiz ki ev işi biz aciziz diyip kenara çekiliyorlar.halbuki zorda kalınca öyle güzel yapıyorlar ki.benim ne erkek arkadaşlarım var öğrenci evleri pırıl pırıl kız olsa o kadar yapamaz demek ki yapabiliyorlar iş ama herkes rahatı ister biri ona hizmet etsin ister erkeklerde türk kadının hizmet etme özelliğinden yararlanıp bu şekilde davranıyorlar.
 

Eski sevgilisinin çalıştığı dükkanı basıp,herkesin içinde beni aldattın diye (internet hesabında gördüğü bir şeyden şüphelenip) ağız burun dövdüğü kız bunu benim ev arkadaşıma nasıl anlatmış peki???
Gözlerinde buğulu bir ifade "onu hiç böyle kıskanç görmemiştim"
 
Konu çok güzel, insanları düşünmeye sevk etmek adına çok güzel bir konuya değinmişsin Hayalcim =)

Şartlanmalarla büyüdüğümüz için bu sorunları yaşıyoruz. Seçilmiş kadın olmak, evlenerek statü değiştirmek mantığı ile yaşıyoruz. Biz kadınlar iki gün biriyle konuşsak ne zaman evleneceğiz hesapları yapıyoruz. Asıl olanın, yoldaş olmak, paylaşmak, birlikte yaşamak olduğunu unutup, sadece evlenmeye odaklanıyoruz. Evlilik olsun da ne olursa olsun mantığıyla yaşıyoruz. Hepimiz küçücük birer kızken buna şartlandırıldık. En modern dediğimiz ailelerde bile, kızım okuyacak, meslek sahibi olacak, kendi gibi okumuş, hali vakti yerinde bir kocası olacak denmedi mi =)

Kimse bize yaşa ve doğruyu keşfet demedi, amaç sadece evlenmek oldu, biraz içimiz kıpırdadı mı tamam bu yeterli, bu adam hayatımın erkeği deyiverdik. Ve erkeklere atfedilmiş her üstünlüğü kabul ettik, erkek adam şöyle olur, böyle olur, kızar,kıskanır, töresi olur uzar gider bu liste. Bizi büyüten kadınlar da dahil olmak üzere hiç bir zaman neden diye sormadık. Neden idare eden biziz, neden yuvayı dişi kuş yapar da erkek kuş hep sefa sürer demedik.

Kadın olduğumu, güzelliği ve değer verilmeyi sonuna kadar hak ettiğimi, nikahın erkeğin bana verdiği bir ödül değil benim ona verebileceğim bir mutluluk olduğunu, onun da gücünün sınırlı olduğunu, verdiği değerden fazlasını hak etmediğini ben ancak yaşayarak, görerek 30 yaşımdan sonra anladım. Şimdi den sonra evleneceğim diye bir kural yok, benimle evlenmeyi hak edecek, yoldaşım olacak adam var. Fedakarlık ve emek karşılıklıdır, benim kadar elini taşın altına koyabiliyorsa evlenerek bu sevgiyi bir adım ilerisine, çocuklarımızın olacağı zamanlara taşırım. Sevgimi hak ettiği yere koyamıyorsa onun da benim hayatımda konulacak yeri yoktur diye düşünüyorum.
 

Aslında kırmızı ile işaretlediğim kısımı temsil eden kadında çok fazla Türkiyede malesef.
İyi bir mesleği olan ailesi arkasında duracak kadınlarımızda şiddet görüp,aldatılıp boşanmaya cesaret edemiyor.Bunun en önemli sebebide toplumda çocukluktan itibaren kadınlarımıza öğretilen değerler.Hepimiz önce anneyiz mesela.Anne olduğumuzda kendi hayatımızdan vazgeçiyoruz.Kocasından dayak yiyip,çocuklarının önünde şiddet görmediğini kar sayan,şiddet gördüğü eşi çocuklarına iyi bir baba olduğu için boşanamayan kadınlarımız var.Veya ailesine laf gelmesin diye şiddeti ,aldatılmayı gözardı eden kadınlarımız.
Bir arkadaşım var mesela kocasının 2 senedir kendini aldattığını öğrendi.Kadının işide ,maddi durumuda kocasının 2 katı daha iyi.Aldatıldığını öğrendiğinde kocası ağladı,tövbe etti ve arkadaşım hem küçük kızı için,hemde kalp hastası babasını üzmemek için boşanmadı,affetti.1 sene mutluluk oyunu oynadılar,ve adam aynı kadınla arkadaşımı tekrar aldatmaya başladı.Arkadaşım öğrendi ve bu sefer bildiğini söylemedi bile.Çünkü boşanamayacağını biliyor.Kendince fedakarlık yapıyor.Çocuğu ve babası için fedakarlık....
Bizim toplum olarak en büyük sorunumuz sanırım ''''fedakar anneler'' olmamız.Kendimiz için yaşamayı öğrenemeyip,çocuğumuz,anamız,babamız huzurlu olsun diye kendimizden vazgeçebilen kadınlarız biz Türk kadınları.
Kız çocuklarımıza belkide ''bencil ''olmayıda öğretmeliyiz.
Ve bir Atasözümüz varya ''kol kırılır yen içinde kalır'' öncelikle bu sözü unutturmalıyız kadınlarımıza.
 
aslında haklısın.şimdi erkekler çok keyiflerine düşkün.herşeyi karşıdan bekliyorlar.hayat müşterektir ama erkeğin daha ağılığı olması lazım.inşallah oğullarım böyle olmaz

Onların da rol modelleri var. Yapacak olsalar bile elbet kıyısından köşesinden dönerler.
 
Kendime dert ettim de açtım, güldürdüm eğlendirdim...
Yok mu başka fikri olan? :26:
Aldatıldım dövüldüm desem, sürtünmeyle hamile kaldım napacağım desem yorumlar uçmuştu...
 
Hımmm bir de şöyle birşey var. Kadınlar evliliklerini aldatıldığı için bitirmiyorlar. Aldatılmak onlar (ben, biz siz) için yara alıp yola devam etmek gibi bir şey. Tüm kurşunlarını bitirdikleri icin boşanıyorlar.

Nerden mi biliyorum; kendimden :)
 

Seni örnek mi alsam ne...
Maaşallah adamı dize getirmişsin
İnsan kendine değer vermezse başkasına hiç veremez...
Bir kadın hiçbir zaman kimliğini kaybetmemeli... Mutlu bir ilişki de evlilik de bundan geçer...
Güzel ve örnek bir yazıydı teşekkürler angel lost


Annelere maharetsiz demek doğru olmaz ama oğullarını fazlaca şımartıyorlar mı ne?
 
Bence çoğu kişi toplum baskısından evlenmeye bakıyor Hayyal. Mesela nişanlanıyor, evleniyor bir sürü şey yaşıyor dayak, aldatılma, saygısızlık vs.. sırf etraf ne der diye katlanıyor. Bir de bir grup bayan var kendisine yapılan aşırı baskıyı sevgi (!) zannediyor. Bence bütün bayanlar değerini farketse, birbirlerine destek olsa ( mesela teyzelerimiz 3o yaşına gelip evlenmeyen bir bayana evde kaldın demese) bazen bitirmeyi bilse, etrafın ne diyeceğini düşünmese yapılacak olan evlilikler daha sağlam ve amacına uygun olucak. Ya aklıma geldi bir arkadaşım vardı sevgilisi tokat atmıştı. Sen neden katlanıyosun dediğimde beni çok seviyor ondan vurdu ben onu çok kızdırdım dedi ya şaka gibi
 
Doğru bir bakış açısı
Biz kadınlar erkekleri tepemizden indirmezsek sahibimiz gibi davranırsak adamlar aldıkları nefesi bile bize aldıracak yahu



Teşekkür ederim attreantecim...
İnsan yaş ilerledikçe kendinin kıymetini daha da fazla anlıyor...
'Sevgimi hak ettiği yere koyamıyorsa onun da benim hayatımda konulacak yeri yoktur diye düşünüyorum.'
Bu cümleye bayıldım keşke heres yapabilse...



Hoşgeldin yandaşım topikdaşım
Dediklerine katılıyor sen öpüyorum
Hata yapana şanslar vermeyi marifet ya da kadınların deyimiyle 'kadınlık' zannediyoruz.
Sorunların başlangıcı...
 
 

Evet seven insan kıskanır mantalitesi içinde yapılan baskıyı sevgi gösterisi gören kadınlarımız var...
Atılan dayağı ama ben de onu sinirlendirdim diyerek 'hoşgörme' var.
Var da var...
Bunun meslek sahibi olmayla düzeleceğini de düşünmüyorum, çünkü bunu kabullenen o kadar çok çalışan kadın var ki...
 
çok farklı kadın profili var ve bunun en güzel örneği de bu site aslında :)

bazen şaşırarak okuyorum bazı şeyleri bazen helal olsun diyerek..
 
evlilikten beklenti biraz da yetiştirilme tarzıyla alakalı bence
insan ne görüyorsa onlar normal geliyor çünkü
evliliğimi baba evinden kaçış yolu olarak görmedim mesela
2 abiye büyüdüğüm halde kısıtlanmadım düşüncelerime önem verilirdi
işte bu yüzden hiç sevmem kısıtlanmayı

hele kocam o kadar çok seviyor ki beni çalıştırmıyor
o kadar çok kıskanıyor ki okumamı bile istemiyor
çocuk evliliği kurtarır mı düşüncelerine hiç girmiyorum çünkü sinirlerim bozuluyor
 
bir de ben şu "güven" ve "kıskaçlık" kelimelerinin birbirine karıştırlamasına kızıyorum..seven kıskanır evet, kıskanılmak güzeldir bazen evet ama aşırıya kaçıp karşı tarafı bunaltacak derecede olmamalı

mesela bir arkadaşım vardı, 3-4 yıllık evlilerdi, kız da pek hanım hanımcık her şeyi eşiyle yapardı, alış veriş, gezme vs...bi gün iş çıkışı bu kız ders erken bitti diye iş yerinden arkadaşlarıyla yemeğe gitmişler, eşine de haber vermiş yani düşünün akşam evde kıyamet kopmuş, yine olaydan birkaç gün sonra bunlar bize geldi ve otururken laflafı açtı(bizden başka 1-2 çift daha var ortamda) aynen şunları anlatıyor:
"-yaa ahmet dün benim telefonumu kurcaladı ve ayşe isminden neden iki tane var diye baya bi azarladı beni ve ikna etmeye çalıştım ama olmadı, en son o kızları aramamı istedi, ben de aradım ve ahmet'te kulağını telefona dayayıp dinledi, sonradan inandı bana ama haftada bir benim telefonumu kurcalar, çok kıskanç yeeeaaaaaaaa"

kızlar aynen böyle bi konuşma yaptı arkadaşım ve biz yani düşünün eşim ve diğer beyler dahi şokta..allah aşkına sorarım size bu kıskaçlık mı güven mi?
büyük konuşmak istemiyorum ama eşim bana böyle bir soru sorsa, bırak sormayı hissettirse valla boşanmaya kadar gider bu
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…