Ben iyi niyetli uyelerin yazamadiklarini yazayim da konu biraz daha genis irdelensin.
1. Esiniz sizi sevmiyor. Hatta olaylar anne ve babasinin torun ozlemi nedeniyle onu ikna etmesi sonucunda bu hale geldi gibi gozukuyor. Duzenin degismesini istemedi, ama icinden bu kadin mi beni birakip gitti, kendini ne saniyorsa diye dusunuyor.
2. Esiniz pisman degil. Pismanliga yakin bile degil. Esini kaybetme tehlikesi yasayan adam bunun ardindan size hayalinde butun sulalesi ile ortak apartmanda yasayacagini soyleyemez. Size anneme git diyemez, asla diyemez.
3. Esiniz karakterli degil. Ise gitmeden once ve isten sonra her gun anne babasina ugrayan insan aslinda o evde olmayi arzuluyordur. Karisina da duzen, ihtiyaclari ve cocuk icin katlaniyordur.
4. Esinizin ailesi hatali bile sayilmaz bana gore. Esiniz evde siz yokken oturduklarinda, su an dahi, aman simariklik yapiyor; biraz gonlunu aliyormus gibi davranin da cocuk gitmesin simdi, zaten o umrumda degil bakin hep sizleyim demiyorsa ben bu hayattan hicbir sey ogrenememisim demektir.
5. Istediginiz an bosanamazsiniz. Cunku istediniz ve bosanamadiniz. Simdi olayi sundurdugunuz icin, daha onceden sizin de belirttiginiz gibi donmeniz daha zor olacak. Suclu siz olacaksiniz. Her sarti kabul ettik, memnun olmadi diyecekler. Ki zaten sorun bu sartlar degildi, esinizin size deger vermemesi idi. Hala da vermiyor.
Simdi arkadas komsu arayisiyla icinizdeki boslugu doldurmaya calisabilirsiniz. Ancak size yardim etmek amaciyla soyluyorum, o bosluk oyle dolmaz.
Bir iki şey hariç yazdıklarınızın hemen hepsine katılıyorum. Farkındayım da.
Fakat "he he şeyin geçin, poh pohlayın, şımarıklık yapıyor" kısmına katılamıyorum. Boşanma davası açılana dek ve KP beni almaya geldiğinde tavırları kesinlikle sizin dediğiniz gibiydi. Dava açılınca ben KP ile dönmeyince, onların deyimiyle olayların sandıkları gibi blöf olmadığı belli olunca, heeeepsinin şahane egoları yerle bir oldu. Artık hepsi vazgeçilmez olmadıklarını biliyorlar.
Diğer bir mevzu beni hangi sebeple burada tuttukları, sizin yazdıklarınız da yanlış, ben değilim sebep ama çocuk da değil. "Elalem"
Elalem ikinci evliliği de olmadı diyecek, kırk yaşından sonra oğlumuzu kimse almayacak, sebep biz görünüyoruz biz bunu nasıl açıklarız, bizim gibi zengin ve saygın bir aileyi gelin nasıl terk eder vs.vs...
İçimdeki boşluğa gelince, bunun sebebi eşimin beni sevmemesi, ailesinin sevmemesi vs. değil. Eşimin beni çok sevdiğini düşünseydim de bu boşluk olacaktı. Bunun sebebi de yıllarca okuyup halen daha atanamamış olmam. Bana göre evlilikte özgürlük, kendi paranı kazanmak; ayakların üstünde durmaktır. Sosyalleşmek, sadece evlilikte değil hayatta da bir yer sahibi olmak, tamamlanmak iş ile başlıyor. Benim boşluğum bu yüzden.
Son olarak tüm bunları biliyorsun da neden seni sevmeyen bir adamla devam ediyorsun diyebilirsiniz. Bana göre evlilik demek her zaman mutluluk demek değildir. Hele ki küçük bir çocuğun varsa. Ben de eşime onun bana baktığı gibi bakıyorum. Ben de düzen için devam ediyorum, ben de ailemle bir araya gelince sizin yazdığınız gibi konuşuyorum. Sevmek zorunda değiliz. Saygı duymamız gerektiğini öyle ya da böyle biliyoruz. Şimdi çocuğumu kendimden de eşimden de çok düşünüyorum. Çok mutlu güllük gülistanlık yaşamıyorum ama böyle devam ederse memnunum. Ben kendi hayatım için, oğlum için bir şeyler yapabilecek güce gelene dek, böyle devam edecek.
Boşanma da, zor olacak belki ama eski hale dönerse olaylar, öyle ya da böyle olacak.
Açık sözlülüğünüz için de çok teşekkür ederim. Yazdığınız açılardan düşünmek de kendime getirdi beni.