Boşanmak üzereyim. Çaresizim. Ne yapacağımı şaşırdım

Biliyorum kardeşim , bende sıkıntılı süreçlerden geçtim bende boşanmaya yaklaşmıştım ki son anda vazgeçtim . Ama şuan sorunum yok eşimle aramızda , fakat şuan o yaşadıklarımı yaşasam inanın dafaten dedim eşime kesin boşanırım. Bende sizin gibi uzun bir ilişkiye emek verdim eşimle evlendim 7 senedir birlikteyiz,1.5yildir evliyiz .fakat şöyle biseu var onun sogudugunu ilgisizliğini ve en büyük fiziksel şiddetle aldatmayı görsem boşanırım,bunları zaten kendiside biliyor.tetik altındayım çünkü sanırım büyüdüm yahut ozguvenim geri geldi . 7 senedir kendisine tapacak kadar aşık biriydim ,bende sizin gibi kendimi salmıştım,artık.kendime bakmıyor o halimle hem mutlu olduğumu baskiliyordm kendimde hemde mutsuz . Nasıl ki gerçekten diyorum eşimi eskisi gibi onemsemedim,kendimle uğraştım örnek ben 36-38 beden iken 48.bedene çıktım ,önce kafamı değiştim mesela mutsuz eden herşeyden uzak durdum ,spor yaptım kendi kendime. Kg verdim vs şimdi.ianin eşimde farkında benim ruhende kafa olarakta değiştiğini ve o da değişti davranışları . Ama sıkıntım herşeyin başı kvalide 😑🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️
Ne güzel. İnşallah bende sizin yaptığınızı yapabilirim.
Çok parçalandı bişeyler. Karşımdaki insan düşman gibi saldırıyor. Ne olursa olsun insan saygıyı kaybetmemeli. Malesef biz saygıyı kaybettik.
Mahşerin 4 atlısı diye bişey var psikolojide. Evliliğin sonunu getiriyor. Evlilikte en tehlikeli şeyler 1)aşağılama 2)eleştiri 3)sürekli savunma halinde olma 4) duvar örme.
Bunlara dikkat etmek lazım .
Kvalide sorunu, çok can sıkıcı . Ama biliyor musunuz. Ne kadar dikkate almaz kulak arkası ederseniz, hem kendiniz mutlu olursunuz, hem de o da ilk sinirlenir bu duruma, sonra da uğraşmayı bırakır.
Hayvanlar alemini örnek aldım bu konuda ben açıkçası. Fare kediyi görünce kaçıyor, kedi köpeği. Yani ne kadar güçlü durursanız, kendinizi av yerine koydurmazsanız, siz kazanırsınız. Yani şöyle ki, bir laf etti diyelim. Oyuna gelip atlayıp yemi kapmayın . O zaman sizi avlamış oluyor. :)) Gerektiğinde tırnakları çıkarmak lazım. Ama bir taraftan en önemli şey adil olmak. Sonuçta yaşlılık çok değişik bir psikoloji. Ama tabi ne yaşadınız tam bilmediğim için bu şekilde yorumlar yapabiliyorum. Yanlış bir şey söylediysem affola.
 
Bizim gibi uzun ilişkiden aşık olup çıkanlar sanıyor ki dünya bir onun üstüne kurulu ,illa sevmek değil aşık olmak değil. Bir daha yaşayamam sanıyor insan ama saçma düşünüp kendi hayatımızı mahvetmekten başka bisyr yapmıyoruz lütfen bu kadar emek verilen ilişkide siz o adamın ayrılmasını beklemeyin ağlamayın yalvarmayin ,atın gitsin hayatınızda kaldı ki yukarıda okudum insanların içinde dalga geçerek konuşması gülmesi ayrılmak istemesi ki muhtemelen o dönemde birileri hayatına girmiştir ,lütfen sakin egilmeyin ezilmeyin ...🙏🏻
Öfkeyle, üzüntüyle karar vermek istemedim başta. Sonra da herşeyin sorumluluğunun kendi üstüme atıldığını, benim de buna inandırıldığımı anladım. Sorumluluk almak istememiştim bu konuda. O ayrılsın diye. Ama haklısınız. Aslında ben hala vicdan yapıyoeum. O kadar alışmışım ki suçlu psikolojisine. Sanırım kendi elime hayatımı alıp, onun iki ağzından çıkan iki lafa bırakmamak gerekli. Benim hayatım omun ağzından çıkaxak lafa bağlı olmamalı.
 
Ne güzel. İnşallah bende sizin yaptığınızı yapabilirim.
Çok parçalandı bişeyler. Karşımdaki insan düşman gibi saldırıyor. Ne olursa olsun insan saygıyı kaybetmemeli. Malesef biz saygıyı kaybettik.
Mahşerin 4 atlısı diye bişey var psikolojide. Evliliğin sonunu getiriyor. Evlilikte en tehlikeli şeyler 1)aşağılama 2)eleştiri 3)sürekli savunma halinde olma 4) duvar örme.
Bunlara dikkat etmek lazım .
Kvalide sorunu, çok can sıkıcı . Ama biliyor musunuz. Ne kadar dikkate almaz kulak arkası ederseniz, hem kendiniz mutlu olursunuz, hem de o da ilk sinirlenir bu duruma, sonra da uğraşmayı bırakır.
Hayvanlar alemini örnek aldım bu konuda ben açıkçası. Fare kediyi görünce kaçıyor, kedi köpeği. Yani ne kadar güçlü durursanız, kendinizi av yerine koydurmazsanız, siz kazanırsınız. Yani şöyle ki, bir laf etti diyelim. Oyuna gelip atlayıp yemi kapmayın . O zaman sizi avlamış oluyor. :)) Gerektiğinde tırnakları çıkarmak lazım. Ama bir taraftan en önemli şey adil olmak. Sonuçta yaşlılık çok değişik bir psikoloji. Ama tabi ne yaşadınız tam bilmediğim için bu şekilde yorumlar yapabiliyorum. Yanlış bir şey söylediysem affola.
🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️ Ben takıyorum takmak zorunda kalıyorum konu açtım bin saat önce bu yüzden bende yardim almak için ,okursanız sevinirim ona göre yorum yaparsınız. Kvalide neden diretir diye ? :)))
 
Aldatılmayı şiddetin her türlüsünü nazara bağlamanız, yaşadığınız bu saçma sapan kölelik halini sevmek sevilmek olarak adlandırmanız bence hala hastalığınızın devam ettiğinin açık göstergesi. Öncelikle siz ne seviyor ne de seviliyorsunuz. Sevilmiyorsunuz çünkü seven insan sevdiğini aşağlamaz, el kaldırmaz, karısını kaybetmek pahasına başka kadına gitmez, kocanız sizi kendine köle bulmuş, sıkıp sıkıp suyunuzu çıkardıktan sonra köşeye fırlatmış, sevmiyorsunuz çünkü sevmek böyle birşey değil, siz sadece kocanıza takıntılı ve bağımlısınız, annemin bir lafı vardır, insan sevdiğine küser, gücenir, alınır der her zaman, siz size her türlü pisliği reva gören adama bırakın alınıp, darılmayı, ayağına kapanmışsınız, daha da canınıza okusun bırakmasın diye, ben bunu kesinlikle sevgi olarak görmüyorum. Bakın zaten emin olun ekonomik ve sosyolojik mecburiyet dışında koca zulmüne ses çıkarmayan kadınların nhemen hemen hepsinin psikolojik rahatsızlıkları ve kocalarına bağımlılıkları oluyor genelde,sizinde durum bu, eşin için en yakın arkadaşım falan demişsinizde en yakın arkadaş bunları yapar mı? Siz bütün hayatınızı bıçak gibi kesmiş, adamın önüne sermişsiniz, gerçekten seven, değer adam siz böyle yapsanız bile sizi uyarırdı, mutsuz olmayın diye, bence biran evvel aklımızı başınıza alın, tedavinize yüklenin ve bir avukat bulup, adamın size yaşattığı her şeyi burnundan getirip boşanın, kocanız oyalama taktiği güdüyor, muhtemelen zaman kazanıp sizin yasal haklarınızı kullanmanızın önüne geçmeye çalışıyor,
 
seni hastan eden o yavaş yavaş.Resmen onun hayatının üzerine kendi hayatını kurmaya çalışmışsın.Hayatının merkezine aldığın için şimdi onu çıkarmak oyuzden zor gelıyor.Sağlıklı düşünemıyorsun ama mutsuzluğunun sebebi o.Sadece fiziksel şiddet değil psikolojık şiddeti de var.Lütfen önce kendini sev .Sen kendini seversen dünyan değişecek etrafındakilerde seni sevecek.Sen kendini değersizleştirmişsin.Adam istemiş şehir değiştirmişsin.O gitmiş çalışmış arkadaşlarıyla vakit geçirmiş sen okulunu bitirememişsin.Kendine bakmamışsın seni resmen uçuruma sürüklemiş yalnız bırakmış seni sevmemiş ki.Çok bencil çok.Lütfen yalvarma bitir çok gençsin bu senin için daha hayırlı bitecek geçecek .Kendine geldiğinde kendini toparladığında okulunu bitir mesleğine uygun iş bul.Kendine bak kendine sev bak dünyan nasıl güzelleşecek.Kurtul bu kan emicinden.İnşallah mutlu olmayı başarırsın bunu tüm kalbimle diliyorum💐
 
Aldatılmayı şiddetin her türlüsünü nazara bağlamanız, yaşadığınız bu saçma sapan kölelik halini sevmek sevilmek olarak adlandırmanız bence hala hastalığınızın devam ettiğinin açık göstergesi. Öncelikle siz ne seviyor ne de seviliyorsunuz. Sevilmiyorsunuz çünkü seven insan sevdiğini aşağlamaz, el kaldırmaz, karısını kaybetmek pahasına başka kadına gitmez, kocanız sizi kendine köle bulmuş, sıkıp sıkıp suyunuzu çıkardıktan sonra köşeye fırlatmış, sevmiyorsunuz çünkü sevmek böyle birşey değil, siz sadece kocanıza takıntılı ve bağımlısınız, annemin bir lafı vardır, insan sevdiğine küser, gücenir, alınır der her zaman, siz size her türlü pisliği reva gören adama bırakın alınıp, darılmayı, ayağına kapanmışsınız, daha da canınıza okusun bırakmasın diye, ben bunu kesinlikle sevgi olarak görmüyorum. Bakın zaten emin olun ekonomik ve sosyolojik mecburiyet dışında koca zulmüne ses çıkarmayan kadınların nhemen hemen hepsinin psikolojik rahatsızlıkları ve kocalarına bağımlılıkları oluyor genelde,sizinde durum bu, eşin için en yakın arkadaşım falan demişsinizde en yakın arkadaş bunları yapar mı? Siz bütün hayatınızı bıçak gibi kesmiş, adamın önüne sermişsiniz, gerçekten seven, değer adam siz böyle yapsanız bile sizi uyarırdı, mutsuz olmayın diye, bence biran evvel aklımızı başınıza alın, tedavinize yüklenin ve bir avukat bulup, adamın size yaşattığı her şeyi burnundan getirip boşanın, kocanız oyalama taktiği güdüyor, muhtemelen zaman kazanıp sizin yasal haklarınızı kullanmanızın önüne geçmeye çalışıyor,
Doğruları söylemişsiniz 👍🏻👍🏻 kesinlikle bu yukarıda alintiladigim arkadaşın dediklerini dikkat almalısınız ,çünkü bu genelde takıntı bağımlılık ..yoksa ne nazar ne başka bişey
 
Allah yardımcın olsun Insallah.. Gercekten zor bir durum. Ama aşılmaz denen yollar bile aşılıyor canım yaa. Unutulmaz dedıgın hersey unutulmaz dedıgın insanlar da silinip gıdıyor akıldan... Yeterki iste.ama senin destek alman en dogru su. Bunu sakın ihmal etme. Benim kuzenim 8 senelık sevdıgınden vazgecti. Nisandan donduler..evet cok zor unuttu ama unuttu.. Kendide unutamam sanıyordu ama gecti gıtti.bazen konusuyoruzda gecti gıttı dıyor. Ne cekmıstım aslında hıcte zor degılmıs diyor... İnsan alısıyor zaten unutmak yok alışmak var diyor... Buda zaten en onemlısi.. Onu basarırsın sende... En onemli ılk adım KABULLENMEK.
 
okul bitti mi
onu sorgulamayıp ne yapacakmışsın sorgulayınca ne oluyormuş
 
Aldatılmayı şiddetin her türlüsünü nazara bağlamanız, yaşadığınız bu saçma sapan kölelik halini sevmek sevilmek olarak adlandırmanız bence hala hastalığınızın devam ettiğinin açık göstergesi. Öncelikle siz ne seviyor ne de seviliyorsunuz. Sevilmiyorsunuz çünkü seven insan sevdiğini aşağlamaz, el kaldırmaz, karısını kaybetmek pahasına başka kadına gitmez, kocanız sizi kendine köle bulmuş, sıkıp sıkıp suyunuzu çıkardıktan sonra köşeye fırlatmış, sevmiyorsunuz çünkü sevmek böyle birşey değil, siz sadece kocanıza takıntılı ve bağımlısınız, annemin bir lafı vardır, insan sevdiğine küser, gücenir, alınır der her zaman, siz size her türlü pisliği reva gören adama bırakın alınıp, darılmayı, ayağına kapanmışsınız, daha da canınıza okusun bırakmasın diye, ben bunu kesinlikle sevgi olarak görmüyorum. Bakın zaten emin olun ekonomik ve sosyolojik mecburiyet dışında koca zulmüne ses çıkarmayan kadınların nhemen hemen hepsinin psikolojik rahatsızlıkları ve kocalarına bağımlılıkları oluyor genelde,sizinde durum bu, eşin için en yakın arkadaşım falan demişsinizde en yakın arkadaş bunları yapar mı? Siz bütün hayatınızı bıçak gibi kesmiş, adamın önüne sermişsiniz, gerçekten seven, değer adam siz böyle yapsanız bile sizi uyarırdı, mutsuz olmayın diye, bence biran evvel aklımızı başınıza alın, tedavinize yüklenin ve bir avukat bulup, adamın size yaşattığı her şeyi burnundan getirip boşanın, kocanız oyalama taktiği güdüyor, muhtemelen zaman kazanıp sizin yasal haklarınızı kullanmanızın önüne geçmeye çalışıyor,
avukat değil psikolog mübarek
ne kadar güzel ve anlaşılır yazmışsın :KK50:
 
Güçlü olduguna inanman lazım..emin ol zannettigin kadar sevmiyorsun onu bi anne evlat acisina nasil katlaniyor bunun tarifi bile yokken sen bir adam için kendini bu kadar hiç edemezsin
.bi kere güzel bir isin var ayaklarin üstünde durabilen bi kadınsın kimseye ihtiyacın yok..sadece onu gözünde o kadar cok büyütmüşsün ki onsuz yasayamami kafana yerleştirmişler bak sende farkındasın aslında .. .insanın en iyi doktoru kendisidir sende artık evliliğininbittiğini eşinin seni sevmediğini anladığın an hersey daha kolay olacak senin için..suan sende gördüğüm at gözlüğünü takmışsın onsuz yapamam onsuz ölürüm takıntı haline gelmiş..yok öyle bisey canim bal gibi de yaşarsın hemde hakettigin gibi saygı sevgi görerek yaşarsın..sürekli evliliğini ve eşini düşünmekten kurtul bence arkadaşların vardır illa kafa dağıtacak seyler yapmaya zorla kendini..son olarak sen gercekten değerlisin kiymetini bil ve kendini daha fazla üzme
 
Ben onun narsist olduğunu düşünüyorum. Ve narsist kurbanı olduğumu. Çünkü yaşadıklarım tıpkı narsist kurbanı gibi. Ailemle konuşmadan o konuşmuş. Konuşmasını da iyi becerir. İlk başta brni suçladılar. Ama sonra neyseki anladılar. Ama o desteği göremedim ya başta. En çok ailemin bu tutumuna üzüldüm. Şimdilerde destek olmaya çalışıyolar. İnşallah yoluna girer herşey. İnşallah. yani gerçekten sevgiyi çok seviyorum . Sevmeyi sevilmeyi. Bu duyguyu hepimizin iliklerine kadar yaşaması gerekiyor. İnşallah heğimizin hayatını sevgisiyle güzelleştiren insanlar olsun. Teşekkür ederim deateğiniz için


Sevgiyi iliklerinize kadar yaşamak size iyi gelmemiş . Kimseyi kendin
izden çok sevmeyin.
Ne demişler

"Önce can sonra canan "
 
Adam doktor diye havalanmış. Ne yazıkki bu iş bitmiş geri donsene ei sou boşanırsın sana soyeyim bu sabah uyandığında şunu yaptı kendine bir söz ver sanki onu hi bir kağıda onun adını çok büyü harflerle yaz sonra evine yakın birkonteye4re git o kağıda bakıp seni hayatından def ediyorum de yırt çöpe at ve asla arkana bakmadan evine git kendine temiz bir sayfa al üstüne mutlu olacağım yaz onu soran olursa sanki sırad sokaktaki bir adam miş gibi davran bide onu engelle heryerden avukatın l a iletişime geçsin bundan sonra hiç bişey eskisi gibi olmasın 😊😊
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Hepsını okudum.Neye nazar değecek tam olarak?Eşinin bencil ,Terbiyesiz,Ukala tavırlarına mı ?İğrenç bir adam bence .Aılesıde ıgrenc.Oyle anneden böyle evlat .Midem bulandı yemın ederım.Boşan kesınlıkle boşan .Ama senı soktugu bu durumları ıspatla.Resmen senı annelı ogullu hasta etmısler .Bır sen drıldın boşanan?Bunu hiç unutma .Senın yasadıgın sevgı deıl.Adam saygısız .
 
Rabbim yaşadığın şu karanlık kuyulardan aydınlığa çıkartsın. Her şerr de bir hayır her hayırda bir şer vardır. Kayınvaliden insan değil eşin olacak kişi ayrı bir yaratık canavarların içinde mutlu olmayı beklemek samanlığın içinde iğne aramak demektir, o yaratıkların içinde hiç bir zaman mutlu olamazsın sakın davadan dönme. Yeni pırıl pırıl bir hayat seni bekliyor kendin için ayağa kalk ❤️
 
Merhaba pıtırcık ❤️

Bunu laf olsun diye söylemiyorum, hepsi geçecek. Bir süre sonra tüy gibi hafiflemiş hissedeceksin. Sadece biraz zamana ihtiyacın var. Tertemiz misss gibi yepyeni bir sayfa açacaksın. Kariyerin için güzel adımlar atacaksın, arkadaşlarınla yine çok güzel anılar biriktireceksin. Karşına bir sürü kişi çıkacak. Yeniden sevip sevileceksin. Tüm bu yaşadığın tecrübeler sayesinde daha doğru kararlar alacaksın bu kez. Daha emin adımlarla yürüyeceksin. Önünde çooook güzel günlerin var 🕊❤️ Sürekli kafanı meşgul et, olabildiğince düşünmemeye çalış. YouTube’da çok güzel meditasyon videoları var. O kadar iyi geliyorlar ki, mutlaka bak. Her şey gönlünce olsun.
 
Sosyal medyada falan görürüz, insanlar kedilerini lordum, paşam diye paylaşır, kediler evin sahibi, kediler şöyle kral böyle paşa... Köpekler ise hep şapşik, şebek muamelesi görürler. Azarlanan kedi videoları neredeyse yoktur ama azarlanan köpek videoları bir sürü. İnsanlar kendilerini tırmalayan kedilerinin videolarını gülerek paylaşırlar ama bir köpek sahibini ısırsa, olay olur kimse de gülmez. Bunun sebebi kedilerin minnet etmeyen, eyvallahı olmayan tavırlarıdır. Köpek ise daha bir çılgın sever, çokça da belli eder, insanlar için canını bile veren köpek haberleri her yerde var mesela. O yüzden köpekler çok sevilse de, insanlar tarafından daha lakayıt bir muameleye maruz kalırlar.

Bende kedi de var köpek de, ayrı ayrı aşığım. Ama bu örneği verdim, çünkü insanoğlu karşılıksız sevgi ve çok fazla fedakârlık görünce maalesef karşıdakine saf salak muamelesi yapıyor, "önce ben" tavırlı olunca ise her durumda en iyisi sen oluyorsun... Bu kadar düz mantıklı varlıklarız aslında. Benim için her iki tür de candır, evlattır ama siz bence durup bir düşünün, bu hayatta kediler gibi mi muamele görmek istersiniz, köpekler gibi mi ?

Hayatınızı ve kendinizi toparlayıp, yeniden o ışıl ışıl genç kadın olduğunuzda, bu adam sizin peşinize düşecek. Ancak sağlıklı bir psikolojiyle, O'nun aslında ne kadar aciz olduğunu göreceksiniz. Ayrıldığınız için bugün canınız yanacak ama o gün geldiğinde şükredeceksiniz. Sırf o günleri görmek için bile ayağa kalkın, yapabilirsiniz. Umarım çok mutlu olursunuz, sevgiler.
 
Evet, hiç sağlam değil hemde. Asıl sıkıntı da en yakınlarımdan destek görememek oldu. Neydim, ne oldum durumu yaşıyorum. Zaten depresyonun son evresindeymişim. O yüzden bu kadar güçsüzüm. Ah eskiden olsa, çeker kapıyı çıkardım. Şu an sanki o olmasa, hayatımda bir daha mutlu olamayacakmışım gibi bir hissiyatım var. Kalbimin attığını sadece o eve geldiğinde hissediyordum. Ona sarılınca hissediyordum çünkü. Psikoterapi alıyorum. Psikiyatriste gidiyorum. İlaç kullanıyorum . Eskisi gibi yüzüm gülsün iyi olayım istiyorum. İnsanlar işte yaşadıklarından şikayet eder ya, ben her gün, gücüm kuvvetim yerine gelsin de, işe gidebileyim sabah diye hayal kuruyorum
Majör depresyon yasamis biri olarak size tavsiyem ilaclarinizi sakın aksatmayin ayrica majör depresyon yasarken cocuk dusunmek sacmalik daha kotu olurdunu hamileyken.
Inanin karsinizdaki insan normal biri degil sizi iyice kotu yapacak biri kurtulun biran once yalvarmayi birakin silkelenin kendinize gelin bu adama yalvarmak neyin nesi?
Okulun bitti mi bilmiyorum ama biran once bitir zaten suan uzaktan egitim bitirmeniz icin harika bir fırsat.
Boyle bir insana cevap bile verme tenezzulunde bulunmayin.
 
Güzel kardeşim benim. Herkesin ruhu senin ki kadar naif değil. Senin yaşadıkların değil onun işleri görülsün bu daha önemli bu tarz erkekler için. Ben de eşimin baskıları ve ilk evlendğim yıl sorumluluklar sonucunda bi yıl böyle geçirdim. Uyudum, uyudum, uyudum. Çünkü adam beni mahvetmişti. Hiçbirşey beğenmez, herşeye karışırdı. Sen de çok naif kalmışsın. Birazcık sert ol. Alışmış seni süründürmeye. Depresyon evet elimizde değil ama durumunu belli etmeye bilirsin. Belli ettikçe seni ciddiye almaz zaten derdi senin ne yaşadığını anlamak değil ki.. Ve boşan bence kendin bilirsin ama düzelmiyorlat hasta olduğunla kalırsın
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Kolay kolay kimseye boşan demem ama sizin başka çareniz yok gibi duruyor.
 
X