Boşanmak üzereyim. Çaresizim. Ne yapacağımı şaşırdım

Uzun uzun okudum yazdıklarınızı. Çok üzüldüm yaşadıklarınıza. İnsan içindeyken ve bu kadar ağır bir depresyon geçirirken anlamıyor yaşadıklarını. Sizde aslında ne kadar sağlıksız bir ilişki içinde olduğunuzu anlamamışsınız. Herşeye bir kılıf bulmuşsunuz kendinizce inandırmışsınız sevildiğinize.. Ama sizi seven olmamış çünkü sevgi bu değil. Ne güzel ki çocuğunuz yok. Bu adamı hayatınızdan bir asalak gibi kazıyabilirsiniz. Hiç bunları yaşamamış gibi hissedebilirsiniz.. Önce güzel bir destek alın. Anlatın içinizdekileri rahatlayın. Hayata karışın. İnanın bana hergün daha güzel uyanıp şükrediceksiniz o adamdan kurtulduğunuz için..
 
Seninki senelerce sürmüs bi aliskanlik, bagimlilik. Ask yada sevgi adina birsey gormedim anlattiklarindan.
Kucuk daglari ben yarattim diye ortalikta dolasan hadsiz bi egoist ve surekli ezilen aglayan kendini hasta eden sen var. Neler neler unutuluyor bu hayatta yakında kendine geldiginde gulup gececeksin o kisiye bu kadar anlam yukledigin icin.
Ne guzel mimar olacaksin kendini okuluna ve kariyerine odakla. Senin gibi 1 altin bilezige sahip olmadigi halde mecbur kalindiginda kac senelik/kac cocuklu evliliklerini bitiriyor hanimlar. Mutlulugu icin cabalayan herkes gibi.
Ailenle aran iyiyse annene git basini oksasin.Hayattaki en guzel en merhametli iyilestirici sevgidir anne sevgisi..
Hic yalniz kalma, sosyalles.
Hemen toparlan,iyi bir avukat tut ve bosan. Yasal haklarini da soke soke al derim sevgili pıtırcık.
 
Bu adam senin kanserin.. Seni hasta eden o. Bunu ayrıldıgında anlayacaksın. Lütfen kendine saygını geri kazan ve kendini sev bunu kendine borçlusun geri adım atma sakın.
O kadar katılıyorum ki size o kadar. Her şeyini ona adamış onsuz yaşayamam gibi hissediyorsun sevgili konu sahibi ama boşanıp bu manyak egoistten kurtulunca anlayacaksın seni hasta edenin, seni sömürenin, gözündeki hayat ışığını söndürenin o ve anası olduğunu. Yeniden doğacaksın. Çok seviyor olabilirsin. Sevmek insan içindir, unutmak da insan için. Yeniden bir başkasını sevmek de insan için. İnsanın her hali geçici. Boşan ve kurtar kendini. Nazar falan değmemiş size, senin eski eşin pisliğin önde gideni nazarla falan alakası yok. Mahvetmiş seni. Mutlaka psikolojik destek al, alıyorsan da devam et. İyileş ve çok mutlu kendine güvenli güçlü ışık saçan bir kadın ol 💛
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silin
 
Hayatında senden değerli hiç bişey yok. Kendine gel. Bi arkadaş çok doğru yazmış. Kocan senin kanserin. Kurtul ondan.
O seni senin onu sevdiğin gibi sevmemiş.
En baştan belliymiş herşey ama sen o kadar çok sevmişsin ki görmemişsin. Hala da görmek istemiyorsun.
Lütfen boşan ve hayatına bak.
 
avukat değil psikolog mübarek
ne kadar güzel ve anlaşılır yazmışsın :KK50:
Psikologluk değilde mesleki deneyim birazda sürekli böyle insanlarla karşılaşınca merak duygusu nedeniyle ilgi alanı diyelim. Mesleğe başlamadan sadece sahip çıkılmayan muhtaç kadınlar şiddet görür sanırdım. Ama hayat bana bunun böyle olmadığını, birçok eğitimli kadının sevgi ve aşk bahanesi ile hayatını tüm kontrolünü eşine verdiğini, zulme bırakın ses çıkarmayı, adam sıkılıp gittiğinde bile aynı konu sahibinde olduğu gibi adamı bırakmamak için her yolu denediğini bizzat gördüm. Ülkemizde bir çok kadında malesef var bu durum, çoğuda ne üzücü ki eğitimli kadınlar. Aslında bizim toplumumuzun dayatmalarının sonucu oluşuyor böyle ruhsal rahatsızlıklar, kadın ne kadar eğitimli, kendini yetiştirmiş bile olsa , evlenmediğinde başarısız ve mutsuz kabul ediliyor, ilişkilerde evlilik bir sonuç olmaktan çıkıp hedef gibi kabul ediliyor, kocanın hatları ile evlilik bitmiş olsa bile , biten bir evliliği kadınlar başarısızlık olarak görüyor, evliliği sanki bir kariyer hedefi haline getiriyorlar. Hatta kocalarının yaptığı çoğu şerefsizliğe sırf kendi içinde adamı aklayabilmek için aynı bu konuda olduğu gibi büyü nazar gibi bahanelere sığınıyorlar.Burada bile bir çok eğitimli genç kadın evlenemediğinden dert yanıp konu açıyor, onlara evliliğin sebep değil sonuç olduğunu , gerçek aşk ya da sevgi ve karşılıklı saygı olmadan yapılan evliliklerin hem kendilerime hemde evlilik içinde doğan çocuklar için mutsuzluk getirdiğini dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum. Ama toplumun bu çarpık kodlarını düzeltmek pek mümkün olmuyor.
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Kesinlikle profesyonel destek al çok üzüldüm senin için kıymetinin bilimesi gerekirken kötü muameleler yapılıyor sana Allah merhamet koysun eşinin kalbine bi boşluğa düşmüş o ya da onu nasihatleyen biri vardır annesine de dikkat et
 
Şu hayatta önce kendim diyeceksin. Önce kendini sevip, kendine iyi bakacaksın.
Sonra karşındaki sevgini, saygını hak ediyorsa ona değer vereceksin.
Senin sevgini, saygını, emeklerini hiç hak etmeyen biri için kendini, hatta sağlığını kaybetmişsin.
At arkana, evet yaşadıkların gerçekten çok zor ama bu adamla olmaz. Çok afedersin ama bu adam insanı ölüme götürür.
Sakın sakın yalvarma, boşan kurtul.
İnşallah her şey istediğiniz güzellikte olsun, mutlu olun.
Kendinizi çok sevin, okulunuz bitmediyse bitirin. Güzel bir sayfa açın kendinize.
Tüm güzellikler sizinle olsun
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Bütün konuda evet ben de mezun oldum diye yazacaksınız diye bekledim. Ama siz bu adamdan çocuk istiyorum bile yazmışsınız. Yani kendi ayağınıza sıkıyorsunuz hep. İğrenç bir adam kocanız. Boşanın. Nafaka ve altın isteyin. Tazminat isteyin. Aldatmayı ispatlayabilir misiniz bilmiyorum
 
Lutfen ayaga kalk elini yuzunu yika ve kendine gel hayat ondan ibaret degil kendine bak kilon varsa ver ozguvenli ol dik dur ve onu sevmiyormus gibi davran umursamiyormus gibi mutlu fotolar at ona yalvarmak bi ise yaramayacak sonra ben neden grurumu ayaklar altina aldim diye uzuleceksin birak o dagilsin seni kaybettigi icin...ve kesinlikle bosan
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim

Çocukluk aşklarının böyle bir riski var, yaş aldıkça aynı şekilde değişmiyor insanlar, ilişkiler hasar görüyor
Alışkanlık ve bağımlılık seninki, önce bunun farkına varmalısın, karşındaki adama eş olarak değil herşeyin olarak bağlanmışsın ve bu çocuklukta kalan bir eksiklikle ilgili muhtemelen.
Bu tür bağlanma yaşamış ve sonra yeniden doğmuş biri olarak sana tavsiyem ; OKULUNU BİTİR VE ÇALIŞ ! bak küçük harflerle de yazayım okulunu bitir ve çalış ! yıllarca saklandığın kabuğu kırdıktan sonra göreceksin aslında onu hiç sevmediğini.
İşin olsun, dostların olsun hatta bir evcil hayvanın olsun, kitapların olsun, içindeki sevgiyi böl ve dağıt. Tedavine devam et, terapi mutlaka al, kendine özen göster göreceksin ki bu durumdan çıkacak güç sadece senin içinde.
Bak bir daha yazıyorum okulunu bitir ve çalış, çalışmak insan ruhunu öyle bir iyileştiriyor ki kendin bile hayretler içinde kalacaksın, çok yaşamış bir insandır sana bunları yazan, burada birbirini tanımayan bir sürü kadın var sana anlatan, bu sana ışık olsun, bak hiç tanımadığı bir insanı bile sevebilen, ona değer verebilen insanlar var, bu dünyada yalnız değilsin, ona mecbur değilsin.
 
Benim de 12 yıllık ilişkim tek kalemde ihanetle bitti. Sana tek bir şey söyleyeceğim. Süreci yaşarken çok ızdıraplı. Ayrılmak vazgeçmek çok zor. Gelecek için kurduğun hayallerden vazgeçmek hayal kırıklığına uğramak duygusal kanser gibi ama 1 sene sonra sana yaptıkları için çok büyük aydınlanma yaşayacaksın ve ondan nefret edeceksin haklı olduğun için.

Depresyondasın yanında olması destek olması gerekirdi. Ama hayat böyle. Düşene bi tekme de en yakınların atıyor. ailene karşı bile güçlü durmak zorundasın. Zayıf olmaya hakkın yok hayatta kalmak istiyorsan
 
Karısının majör depresyonda olduğunu anlamayan doktorun diplomasına tüküreyim.

Sakın geri dönmeyin, b.kunda boğulsun. Siz de sizi seven insanlarla çevreleyin kendinizi. İlaçlarınızı alın, terapiye gidin, mezun olup güzel bir iş bulun. Yaşınız çok genç. Önce kendinizi toplayın, sonra çok istiyorsanız koca da olur çocuk da olur. Ama bir daha kimseyi kendi önünüze koymayın, kimsenin g.tünü böyle fezaya çıkarmayın.
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Öncelikle boşanmak sizin için en ama en doğru olan seçim Boşandıktan sonra bir psikoloji anlamında destek ve tedavi almalısınız ardından kendinize Yeni bir düzen Grup hayatımda devam etmelisiniz hiçbir şey için geç değil duygular sizi ikilemde bırakabilir ama boşanma aşamasında duyguları tamamen bir torbaya koyup kaldırmak en doğrusu olduğunu düşünüyorum tamamen mantığınız da düşünün davranın hareket edin lütfen,yaşadığınız şeyler kolay şeyler değil.

nazarmi degdi bize acaba diye yazmissiniz ya nazar değdi ise de kayınvalidenizin nazarı değmiştir diye düşünüyorum ne cirkef kadınmiş oda,hadsiiiz!

Umarım her şey gönlünüzce olur çok çabuk toparlarsınız kendinizi
 
Çok haklısınız. Ama depresyon insanı öyle bir çembere sokuyor ki.
Karşımdaki insanı kendimden çok sevdiğim doğru.
Şu an kendime kızıyorum. O üşümesin diye üstünü örtüp, onun bencilce üstümdeki yorganı çekip sabaha kadar beni soğukta bırakmasına kızıyorum. Üşüdüğüm halde o yorganı çekemememe. Terleyince gece, onu uyandırmadan terini silmeye çalışmama kızıyorum.
O nçbetteyken telefondan fotoğrafını açıp, yastığına koyup o yanımda gibi uyuduğum günlere kızıyorum.
En çok da, bir çiçek alıp eve gelmemesine. Ama öğretmenler gününde kız arkadaşlarına çiçek göndermesine. Bir kez olsun laf etmediğim o günlere. Sadece beklediğim . Bir gün elinde çiçekle geleceğini sandığım o günlere ..
İnşallah şu depresyonu kırıp, onu hayatımdan çıkartabilirim. İnanın çok istiyorum. Omu düşünmeden geçirmek istediğim, guzurlu günlerin hayaliyle tutuşuyorum

Depresyonu kirip, onu hayatindan o zaman cikarmayacaksin. Tam tersine, önce onu hayatindan def edeceksin, zaten o zaman ortada depresyon denen birsey kalmayacak arkadasim.
Sen bir ciceksin aslinda, ilgisizlik ve sevgisizlik tipki susuz kalmis bir cicek gibi seni de icten ice köreltmis. Celladın tarafından kurtarılmayi bekleyecek duruma getirmis. Hayatta en büyük yalnisi, birileri tarafindan kurtarilmayi beklerken yapariz, kimse bizim süper kahramanimiz degildir, olmak zorunda da degil. Biz kendi kendimizi zor durumlardan kurtarmayi ögrenicez. Hayat iste suan sana bunu ögretmeye calisiyor.
Sen bu sürecten coook daha güclü bir sekilde cikacaksin, adeta küllerinden dogacaksin, kendine yatirim yapip adeta bir cicek gibi acacaksin. Öteki sahis ise kibrinde bogulsun, canı cehenneme! Onun gibiler icin üzülüyorum, sen ondan kurtulacaksin ama o kendinden hic bir zaman kurtulamiyacak!
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Sonuna kadar okuyamadım valla depresyona gircem okurken diye🙁
Bu neymis,anası ayrı danası ayrı manyak.
Peri padisahının oglu olsa cekilmez,canına yazık ablacım.
Kac kurtul ya😕
 
Öncelikle merhaba pıtırcıklar,
İlk kez içimi bu denli açık olarak dökeceğim. Konuyu uzatmak istemiyorum. Ama o kadar doluyum ki.
28 yaşındayım. 3 yılı biraz aşkın süredir evliyim.
9 yıllık birliktelikten sonra lise aşkımla evlendim.
Yanar döner bir ilişkimiz vardı. Ama ne olursa olsun, ben derin bir ilişki yaşadım. Çok sevdim. Sevilmek istedim. İlgi istedim. Huzurlu bir ilişki. Şeffaf, yalansız dolansız.
Çok aşıktım. Eşime o kadar aşıktım ki, kaç yıl geçmesine rağmen, o kapıdan girerken, kalbim pıt pıt atardı.
Çok severek evlendim. Birlikte yaşlanacaktık. Biz en yakın arkadaş, sırdaş, can yoldaşıydık benim gözümde.
Aynı şehirde üniversite okuduk. Küçüktük birlikte büyüdük.
Ben mimarlık fakültesi okuyordum. O tıp fakültesi.
Her neyse o mezun oldu. Mezun olur olmaz da evlenmek istedi. Benim okulum bitmemişti. Şimdi anlıyorum da, çok başarılı bir öğrenci olmama rağmen, çok stresli bir bölümdü benim için. Ben anksiyete ve panik atak, dikkat eksikliği ve hiperaktivite'ye sahiptim. Hiö kalmadan mezuniyet projesine kadar geldim. Sonra okulu bitiremeyeceğim, başarılı olamayacağım diye evham geldi bana . Ve hiç kalmama rağmen, bir türlü işler yolunda gitmiyor ve tek dersi veremiyordum.
O da bana, evlenelim, evlendikten sonra verirsin dedi.
Ataması oldu ve dünyalar benim oldu. Bursa'ya atanmıştı. 8 yıldır ailemden uzaktaydım. Bursa'da anneannemler, dayımlar, teyzemler vardı. Her hafta sonu nerdeyse annemler bursaya gidiyordu. Evlenmemize de az bir vakit kalmıştı. Ailelerimiz de çok iyi anlaşıyordu. Tek çocuk, babasını kaybetmiş ama dayıları vardı. Yani her şey harika gidiyordu. Sadece benim okulum bitmemişti. Düğüne 3 ay kala falan, bursada atandığı bölümde mutlu olmaduğını söyledi. Önemli değil, mutlu olmadığın bişeyi yapmanı istemiyorum dedim. Her neyse atama bişeyler sakaryaya geldik.
Düğün zamanı yanımızda olmadığı için tek başıma düğün hazırlığı yapıyordum. Annesi de destek olmaya çalışıyor falan . Her neyse dayıları ve yengeleriyle birlikte iftara geldikleri bir gün kıyamet koptu. Ben onları zorlamamak için takı istememiştim. Gelinlik bakmak için bir günümüz vardı. Çünkü sevdiceğimle birlikte bakmak istiyordum . Gelinliğim hiç pahalı olmamasına rağmen, gelinliğime laf etmişler. Kız istemeye geldiklerinde, nişan da yaptık. Ve tek bir takı takmadılar. Ben böyle şeylere gene de o gün o mutluluğumla aklıma bile getirmedim. 3 gün sonra annesi geldi. Biz sana takmayı unutmuşuz dedi. Bir bilezik vardı. Onu takabilirlerdi. Ama hala da getirip de, takmadı nişandan sonra bile.
Gelinliğimi de bu aradq eşimle seçmişiz. Eşim ödeyecek zaten. Buna rağmen laf edilince ben çok üzüldüm.
Birde kalkıp bir sürü saygısızlık olunca ramazan günü, aileme de laf söylendi. Özür bile dilenmedi. Daha da ben suçlu oldum.
Her neyse geçti gitti. Evlendik. Annesi geldi 10 günlük evliyiz daha. Ben bir taraftan çalılıyorum. Bir taraftan evlilik, bir taraftan kimsenin olmadığı bir şehre gelmişim, bir taraftan okul, ev işleri. Annesi 1 ay kadar kaldı. Kalmasına yeni evli olmamıza rağmen hiç bir lafım yok. Ama ben eskişehire gidiyorum. Gelitorum eve, yatağı eşim topladı gitti ben yokken sanıp seviniyorum. Ne güzel, eşim yapıyor diye. Meğer kayınvalidem topluyormuş. Öğrenince şok oldum . Annem bile benim odama girmez, ne münasebet. Ya bir çamaşırım çıksa, yeni evliyiz sonuçta dedim .annesine de güzelce söyledim. Anne yatağı toplama. Kadın ol da gitme bir yere, kendin topla dedi. Ben senin başka bir şehirde gidip çalışıp, okulunun hala bitmediğini bilsem evlendirmezdim sizi. Benim oğlum burda yalnız dedi. Şok oldum. Ben senin oğlun için bu eziyeti çekiyorum zaten. Sırf istediği bölümde uzmanlık yqpsın diye. Zaten bir sürü sıkıntım var. İş, okul, evlilik, ev işi, ailemin bazı durumları. Depresyona girmeye başladım. Sürekli geliyor kaynanam ve her geldiğinde tartışıyoruz. Arabamız onun üstüneydi. Araba değiştirecek olduk. Benim üstüme olacak dedi, boşanırsınız falan. Gene şok oldum.
Proje dönemi çok sıkıntılı zaten. O sırada bilgisayarımda çökmez mi . Ben kaldım. Zaten okulun bitmesine tek ders vardı. Depresyona girdim. Hiç arkadaşım yok sakarya'da. Eskişehirde bir sürü arkadaşım vardı oysa ki. Eşim de demez mi, ee bir daha mı gideceksin şöyle böyle. Maddi durumumuz iyiydi. Ama hep yoK gibi yaşıyorduk. O ayda 12 gün nöbetçiydi. Bu şu demek. Hafta içi her gün mesai ve 12 gece evde değil. Nöbetleri 36 saat. Evde duvarlar bana bakıyor ben duvarlara. İyice kötüleştim. Geliyor işten uyuyor. Uyumazsa arkadaşlaruyla dışarı çıkıyor. Bir kez bile demedim çıkma etme benle ilgilen diye. zaten çol çalışıyor, kafayı dağıtsın dedim. Ama ben git gide daha kötüleştim. Ona da dedim ben işyi hissetmiyorum. O da bana normal geçer falan minvalinde bişeyler dedi. Geçecek diye bekliyprum artık. Gece uyuyamıyırum. Sürekli ağlıyorum.haberi bile olmuyor. İşte ya, kafası bulanmasın. Bir süre sonra ağlamam kesildi. Ama kötüyüm. Hiç dışarı çıkmak istememeye başladım. O kadar kötüydüm ki yataktan çıkamamaya başladım. Temel ihtiyacım olan yemek yeme, su içme ihtiyacımı bile karşılayamıyorum. Meğer majör depresyondaymışım. Kendime bakmamaya başladım. Kilo alıyorum. Uyuyorum sğrekli. Onun gelöesine yakın yemek yapıp evi topluyorum. Ama hiç bişeyden zevk alamıyorum. Çok kötüydüm. Birde kızacak diye endişeleniyorum. Eskiden makyajsız ojesiz dışarı çıkmayan, kıyafetlerin birini giyip birini çıkaran ben, hiç birşeyden zevk almamaya başladım. Ama onun da etkisi oldu bunda. Makyaj yaparım, laf eder, yapmam laf eder. Kırk yılın başı kuaföre giderim ne kadar tuttu der. Varken yok gibi yaşıyoruz. Her harcadığım kuruşun hesabı soruluyor. Ben zaten okurken bile çalıştığım için, para isteyemiyorum bile. Sigara içmeyen ben sigara içmeye başladım. Saçımı taramak şöyle dursun, su içmek bile içinden gelmez mi bir insanın. Hiç mi bişeyden zevk almaz. O hale geldim. Depresyonmuş majör depresyon olmuş. Çok hastaymışım. Birde diyorum ki kendime . Sen çok kötüsün, sana iyi dayanıyor. Sürekli kendime kızıyorum. Birde o da gelip bana kızıyor. Sürekli her konuda suçlanıyorum. Daha da iyleşmedim kötü oldum. 2 sene öyle şiddetli yaşadım ki bunu. Beni doktor plmasına rağmen, doktora götürmesi gerekmesine rağmen, depresyonda bir insana yapılmaması gereken herşeyi yapıyor. Özenip bezenip yemek yapıyorum. Mantı açıyorum. Herşeye burun kıvırıyor. Ki elimin lezzeti çok iyidir. Kendime güvenimi, inancımı iyice kaybettim.ölmek istiyorum. Ailemle telefonda bile görüşmek istemiyprum.herşey çok anlamsız, zevksiz geliyor. Neyse psikoterapiste gittim. Majör depresyondasın, yalnız kalma, hiç iş yapma. İstemediğin hiç birşey yapma dedi.o hafta ev taşıdık. Herşeyi ben yapmak zorunda kaldım. Ama beceremiyorum. Koca ev
Bir koliyi çıkartıp yerleştirmedi bile. Çalışıyor ya beyfendi.Bir de köpemiz var. O konuya girmeyeyim çok uzun.
Pandemi döneminde covidli hasta baktığı için sadece, 3 gün evde 1 gün 24 saat çalışacaktı. Nasıl sevindim. Yalnız kalmayacaktım artık.
Ama bu kez yalnız değilken, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğrendim. Çok kötüydü. Ama gene de evde diye depresyon gerilemişti. İlaçsız geçmez dedi doktorum. İlaçlarımı da kullanıyorum. Aöa evde herşeye karışıyor. Burnumdan getiriyor herşeyi. Çayı az atmışsın açık olmuş, çok atmışsın koyu olmuş tartışması bile çıkardı. Ayağımı bile uzatamıyorum evimde. Gene mi uzanıyorsun diye laf ediyor. Banyoda saatlerce kalıyordum. En azından daha rahatım diye.İnsanların içinde rencide etmeler. Kırk yılın başı misafir çağırsam, şu şöyle olmuş, bu böyle demeler. Çalışmıyor diye arkamdan konuşmalar.Neyse gene de diyorum. Birbirimiz seviyoruz şöyle böyle.
Ahh kızlar çok uzun. O kadar olay var ki ben yazmaktan yoruldum. Yaşarken nasıl neler yaşadım bilmiyorum inanın.
Neyse. benim depresyonum iyileşti. Çocul düşünmeye başladım . O da sıcak bakıyordu.
Yüzme havuzu ve spora yazıldım. Kilolarımı verip, kendimi hamileliğe hazırlayayım diye. Bir gin çok yoruldum. Uzak bir yer, arabayı da hiç bana bırakmıyor. Eve gelip uyuyakalmışım. Geldi. Arkadaşlar bisiklet binmeye çağırıyor dedi. Ben yorgunum sen git aşkım güzel fotoğraflar çek, kusura bakma bitanem, özür dilerim ama uyumak istiyorum dedim. Ki o istediği zaman asla yalnız bırakmadım şimdiye kadar.
Buna takmış. Ben onu yalnız bırakmışım. Yeterince iyi ev hanımı değilmişim. Ev pismiş, köpek tüyü varmış, amaçsız yaşıyormuşum.
15 gün eve sadece uyumaya geldi sarhoş sarhoş. Her gün yemek yapıp yapıp döktüm. Yalvardım gel artık. Bana böyle davranma diye .neyse bir pazar nöbetinde arayıp yalvardım. 15 gündür seni bekliyprum. Kızgınsın, istersen hiç konuşmayalım ama yeter ki gel diye. Tamam dedi. Güzel aüslendim yemekler yaptım . 4 de çıkıyor işten. Saat 7 oldu. Canım nerde kaldın, arkadaşlarlayım. Haber verseydin ya dedim. İşte şimdi haber verdim ya dedi. Arkadaşları da gülüyor arkada. Neyse geldi. Söz verdi bir yere gitmeyeceğim diye. Ben yemek yemicem arkadaş bekliyor dedi. Ama söz verdin . Falan dedim. Bana sen biraz annenlere git bence dedi.ki beni göndermezdi annemlere. Gittiğimde gel diye ağlardı. Aramız kötü gitsem anlarlar dedim . Ne dicem anneme dedim. Boşanmayı düşündüğümü söylersin dedi.
Yaşadığım şoku tahmin edemezsiniz. O kadar ukala idi ki. Bu böyle mi söylenir bana dedim. Daha önce hiç boşanmadım nasıl söylenir dedi. Ama gülüyor bir taraftan salak salak . 15 gün içinde bitsin dedi. Ben gidiyorum dedi, gitme kaç gündür seni bekliyorum. Neden ? Neden diye ağlıyorum. Yalvarıp ayağına kapandım. O kadar aşıktım ki . Gitti. Ben zaten majör depresyondayım. İlaçlar almaya başladım. Aradım onu da dedim ben ilaö alıyorum dön lütfen.
Döndü. Ben ağlıyorum. Lütfen gitme diye. Evdeki ilaçları topladı .sen ne kadar iğrenç bir insansın, senle evlediğim güne lanet olsun, kararsozdım ama defol git bu evden 15 günde boşanacağız dedi. Ve gitti.
Sonra ben bir süre işte annemlere gittim.
6 aydır neler yaşadığımı bir bilseniz. Bir düzeltecek olduk. Başka bir kadın çıktı. Aldatmadım dedi yalvardı ama bana düzgün bir açıklama yapmadı.
Bugün artık 7. Ay . Ve neler yaşadık bu süreçte anlatsam şok olursunuz. Saygı kalmadı. Kaç kez fiziksel şiddete, psikojik şiddete uğradım. Bana seni beğenmiyorum, çekici bulmıyorum bile dedi. Dürüstmüş. .. ama nedense aynı dürüstlüğü ilişkisi olup olmama konusunda söylemedi. Ben takıntılıymışım. Takıntı haline getirmişim.
Her neyse boşanıyorum. Bir taraftan çok kararlıyım. Ama dıygular var ya. Bir taraftan nasıl sevdiysem bitmiyor bitmiyor.
En yakın arkadaşım sevgilim . Beni anlayan destek olan yaşlanacağım insandı. Ben çocul istiyordum artık.
Nasıl ayağa kalkacağım. Bu sevgi nasıl geçecek bilmiyorum. Kararsızım. Çünkü şunu şöyle yaparsan, beni sorgulamazsan boşanmayız diyor. 12 yıl az değil. Boşanma konusunda da, çünkü bir ara pişman olup düzeltme yoluna gitmişti. Ama ben 3.kişi olayını öğrendikten sonra.
Biraz huzura ihtiyacum var.birbirimizi çok seviyorduk. Nasıl bu hale geldik anlamadım. Nazar mı değdi. Ne oldu artık bilemiyorum. Ama gurur onur bişey kalmadı bende.
Napmalıyım. Napıyorum onu da bilmiyorum. Ama çok hastayım artık. Depresyon iyice ilerledi.
Buraya kadar okuyabildiyseniz. Lütfen fikirlerinize ihtiyacım var. Çok üzgünüm. Çok dağıldım. Çok aşıktım . 12 yıl kolay silinmeyecek. Ama bu yaşadıklarım da kolay silinmez artık.
Ne yapmalıyım bilmiyorum. Çok çaresizim
Sonuç olarak mezun olmadınız mı?
Lütfen önce okulunuza dönün.
Allah aşkına ne nazarı ? Adamın nazarlık neyi var ?
Psikiyatriye de devam edin lütfen. Aşktan ziyade bağımlılık sizinkisi, canını devam hiç kimse böyle bir adama aşığım diyemez.
Allah yardımcınız olsun.
 
Size değer vermemiş sevgisi bitmiş. Ayrılmasın diye yyalvarmisinizz o kim ki ona yalvarıyorsunuz? Sevmiyorsa değer vermiyorsa ilgilenmiyorsa defolsun gitsin. Işten eve gelmediğinde de yalvarmışsınız. Niye neden? Hiç mi kendinize değer vermediniz? Kim bu adam neden bu kadar değerli?
Birini sevmişsiniz tmm. Size değer vermeyince yaptığınızi eleştirince soğumadınız mi? Mesela yemek çay yapmışsıniz bu nasıl yemek dediğinde bir daha aynı istekle nasıl yapabildiniz?
Her insan kendine değer veren birini hak eder.
Çocuk düşünüyorduk fln yazmışsınız bir de.. Çocuğunuzun yanında sizi aşağılasa yine değer vermese o çocuğa ve size yazık değil mi?
Bir silkelenin kendinize gelin bence
 
İlk kez zamanın bir an önce akıp o günlere gitmeyi istiyorum. Ama inşallah dediğiniz gibi olur. Bu bataklıktan çıkarım . İnancım yok. İnşallah dediğiniz gibi olur
Canım seni bu hale getiren evde kalıp kendini dinlemek olmuş. Eşine göre ne var işe gitmiş kafa dağıtmış oh arkadaşlarıyla falan gününü gün etmiş .Lütfen bir iş bul kendine ne olursa olsun garsonluk olsun temizlik olsun kafa dağıtacağın sorumluluk alacağın arkadaş çevresi edineceğin bir iş .
 
X