Ailesiyle olan hikayem şöyle

evlendik, 2 yıl sonra onlarla aynı şehirde yaşamaya başladık. Ve ben yavaş yavaş onları tanımaya başladım. Namazlarını 5 vakit kılarlar Allah kabul ederse, ama gözleri kulakları sürekli dışardadır, kim ne yapmış, kim ne demiş.. Ve bunu 'komşuluk' adı altında yaparlar. Ve en tiksinci, hakkında konuştukları insanların yüzlerine gülerler. Eğer eşimin ailesi olmasaydı ben onlarla aynı masada 1 bardak çay içmezdim. Ama defalarca gittim, defalarca çağırdım ve her seferinde dört dörtlük ağırladım. Bana sormadan plan yaptılar, bozmadım. Bu kız çalışıyor azıcık kendine ailesine vakit ayırsın demediler, tepki vermedim. Evime gelen herşeyin yarısını onlara verdim. Çocuk olunca eşime yalvardım, 'halimiz vaktimiz yerinde bakıcı tutalım' diye. 'bunu anneme söylersem çok üzülür' dedi, üstüne birsey diyemedim. 6 ay her sabah asık suratla, memnuniyetsizce geldi evime, su içtiği bardağı bile tezgaha bırakırdı. Ben öğlen işten gelir, sofra hazırlar, sofrayı toplar, akşam için yemek yapar, gerekiyorsa temizlik yapardım, o da içeride el kadar bebeğimle bağır çağır oyunlar oynardı. Asla kendimden büyük birinden iş beklemem, Allah şahidim kendim için bir lokma birsey istememişimdir ondan. Ama 'kızım, sen çalışıyorsun zaten, çocuğuna hasret kalma, gel şunu da ben halledeyim' diye teklif etsin. Ama yok.. Ama sorsan beni kızı gibi severler. Hiç kimseye hiçbirşey belli etmeden aylarca devam ettim. Bir tek annemle dertleşirdim, o da 'kızım kadın çocuğuna bakıyor, görmezden gel' dedi hep. Olduk olmadık zamanlarda kardeşlerinin olduğu şehre giderdi, anneme emrivaki yapıp çağırırdık, 2-3 hafta kalır dönerdi. Annemin şöyle bir huyu var, aklından geçeni hemen söyler. O yüzden tehlikeli bir insan değildir çünkü ne düşündüğünü bilirsin. Mesela bana 'kızım o kazakla dışarı çıkma' der ama aslında 'hava soğuk, üşürsün' demek ister. Neyse böyle böyle 2 yıl geçti. Annem bize supriz yapıp ziyaretimize geldi, 3 gün kalıp dönecek. Biz o şehirde 2 aile yaşıyorken, 2 arabamız varken ben annemi el gibi taksiyle uğurladım otogara. Arayıpta bir güle güle bile demedi hiçbiri. Eşimle konuşmaya çalıştığımda annen bizi ve bizim yaptıklarımızı beğenmiyor diyip duruyordu (çocuk için yaptırdığımız hediyelik süs koyduğun yerde durmuyordu mesela düşüyordu, annemde 'hediye çok güzel olmuş, keşke birde düşmese' demiş, bir yelek gelmişti onlar tarafından hediyelik, yelek bordo bildiğin amca motifleri 'bebek yeleği için niye böyle renk kullanmışlar ki' demişti, pasta yaptırmıştık şeker hamurundan, annemde ilk defa yemişti 'şeker hamuru sertmiş ama içi çok güzel olmuş' demişti gibi gibi) kıyamet annemi gönderdikten sonra koptu, çünkü ben evlenmeden önce, hatta ilk görüşmeye başladığımız günlerde 'senden 3 isteğim olacak, eğer bunlardan birini bile yaparsan çeker giderim. 1-bana vurmayacaksın, 2-beni aldatmayacaksın, 3-aileme saygısızlık etmeyeceksin' demiştim, o da bana sonuna kadar güven vermişti. Kavga büyüyünce ailesi dahil oldu. Beni kenara çektiler ve ne dediler biliyor musun? Annen yüzünden. Çünkü senin annen şöyle yaptı, böyle yaptı.. Hiç bilmediğim olaylar.. Annemin asla kurmayacağı cümleler ve bana, benim 35 yıllık annemin aslında anlattıkları kadın olduğuna inanmam için resmen yalanlar söylüyorlar. Ağzımı açmadım biliyor musun.. Aynı mantık, 'derin, annenden de dinlemeden yorum yapma'. Sadece dedimki, 'ben anneme, istersen onlarla görüşmek zorunda değilsin dediğimde onlar senin hayatındayken suratıma sövenler güler geçerim demişti, siz şimdi karşıma geçmiş çocuk gibi şikayet ediyorsunuz bana'. Ertesi gün annemden dinledim, annem ağladı ben hayatımda bu kadar art niyetli insan görmedim diye, o ağlayınca ben daha çok ezildim. Benim ailem artık eşimi görmek istemiyor, bende artık onun ailesini değil görmek, seslerini bile duymak istemiyorum. Bu olaydan sonra zaten olması zor.. Çizgilerim çok keskindir çünkü, ben ta evlenmeden onu uyarmıştım. Ama ama ama.. Farkettimki en çok ailesinin gazına gelmiş, onların dolduruşuyla güç almış. Yazık. Gitsin anasının dizinin dibine diyorum çoğu zaman ama ah evladım. Azıcık daha baba kokusu çeksin içine diyorum sonra. Ne uzattım, kusura bakmayın nolur