Bu flört mlört işleri çok değişmiş?

Nolur yanlış anlamayın sizi yargilamiyorum ama "ciddi bişey düşünmuyosan hadi eyvallah" dersem de kezban görüntüsü çizecek olmaktan dolayı büyük endişe duyuyorum ben. Bunu nasıl asabilirim ya da aşmalı mıyım emin değilim.

Kezban demesinler diye: kendinden taviz verip ; depresyona girdim, diyenlerle dolu ortalık. Ben MissCherryBlossom MissCherryBlossom u tebrik ediyorum. Kezban demesinler diye evlenmek istediğini erkek arkadaşına söyleyemeyenler gelip kk da konu açıyor sonra ; " kızlar erkek arkadaşımı nasıl evliliğe ikna edebilirim diye ".

Erkekler karşısındakinin tepkisine bakmadan benim tek derdim takılmak , gecelik yaşamak derken sorun yok ; biz istediklerimizi söyleyince mi sorun var ?

En temizi onlar kadar net olmak.
 
Konuyu takip ediyorum yeminle biraz içim rahatladı kızlar kusura bakmayın lütfen. Ben de 1.5 yıl oldu boşanalı, karşıma her çıkan ya her şeyi yaşayalım istiyorum diyor, ya da ben evlilik düşünmüyorum diye giriyor mevzuya. Ben de boşandım siye böyleler sanıyordum. Nefret ettim erkek cinsinden yahu

Sorun sizde değil , içiniz rahat olsun. Bu nasılsa onun ilk beraberliği olmayacak , ne olacak ki gibi iğrenç bir yaklaşıma sahip insanların yarattığı bir bakış açısı.

Böyle bir mecburiyetiniz yok. Modern kadını oynayacağım diye kendinden taviz vermemeli kimse. Modernlik böyle birşey değil bence.
 
Flört işleri değişmedi aslında
Zihniyet değişti
Malum hayat pahalı
Erkekler artık sorumluluk almak evlenmek istemiyor
Ciddi ilişki yasamakta istemiyor
Çünkü o zaman beklentiler devreye giriyor.
İşi gücü olan kişiler zaten kapılmış oluyor
Yani ekonomiyle ilgili bence
O ciddi ilişki istemiyorum diye düşünenler genel olarak maddi durumu olmayanlar bence

Maddi durumla zerre alakası yok bence. Tam tersine otel , tatil vs takılmak isteyenin gideri fazla olur.
 
Flört işlerinde bir zamanlar aşşşırı aktif biri olarak şöyle söyleyeyim, “ciddi ilişki düşünmüyorum” , “evlenmek istemiyorum” lafları tamamen aldatmaca ve yalan. Aslında sizinle ciddi birşey düşünmüyor. Takılırız, seks yapar dağılır hesap vermeyiz bana hiçbir zaman hesap soramaz, arada duygusal boşluklarımla kafasını karıştırabilirim ama hayatımız hakkında söz sahibi değiliz demek. Sizden gerçekten hoşlanan adam bir anda beyaz atlı prens benim moduna girer. Ben bu tarz erkeklerin kadın modeliydim, şimdi evliyim, beyimi çoh seviyorum. İşin özü bu yalan zırtapozlara asla ve asla kanmayın.
Yalan değil arkadaşım. Çoğu insan birebir söylediği şeyi kast ediyor artık. Yok bende öyleydim değiştim veya zamanla değişirler sağlıklı bir önerme olmuyor.

Sonra adam diyor ki kadına : e ben baştan çocuk , sorumluluk , evlilik istemediğimi söyledim ; işine gelirse.

Erkeklerin bir diğer kaçışı da : yok abi , yok . Türk kızları bitmiş , bak yabancılara. Ne trip ne sıkıntı diye birbirlerini gazlıyor çoğu.
 
"Kezbanlık" denilen şeyi o tuhaf bulduğumuz, ilk karşılaşmada " sex mi sizin de?"diye sorabilecek erkekler çıkardı zaten.😝Tercümesi de şu; benim sexle ilgili beklentime ilişki vs gibi ciddi ve sorumluluk doğurabilecek insani ilişki kurmak isteyen kızları toplumda yaftalayayım ve bunu benimseteyim ki taleplerim normal karşılansın. Kezbanlık lugatımıza girdikten sonra yavaşça sevgililiğe geçmek için beş ay flört dönemi yaşamaya geçildi sonra da ilişki istemiyorumcular başladı. Ben buna evet diyen kadınların kendilerinden vazgeçtiklerini düşünüyorum doğrusu. Ve siz nine değilsiniz.☺️ Etrafta olup biten doğru değil asıl. Neyin doğru olduğuna kim karar veriyor diyebiliriz. İnsan ilişki kurarak sağlılklı kalan bir canlı. Bu ilişki cinsellik değil sadece. Sosyal bağlılıklar ve manevi alışveriş beklediğimiz, sizin de istediğiniz bu. Onlar kendileri için neyin doğru olduğunu bilemeyecek kadar kör diye biz onlarına tuhaflıklarını benimsemek zorunda değiliz.Siz doğru kişiyi bulunca kaçıracak gibi durmuyorsunuz zaten, toksik ilişkilerden korunuyorsunuz fena mı🙃
İmza hes kodu kaşe 👏 Ciddi ilişki istemek evlenmek istemek, seks odaklı ilişki istememek Kezbanlıksa, kezbanların ellerinden öperim
 
Yalan değil arkadaşım. Çoğu insan birebir söylediği şeyi kast ediyor artık. Yok bende öyleydim değiştim veya zamanla değişirler sağlıklı bir önerme olmuyor.

Sonra adam diyor ki kadına : e ben baştan çocuk , sorumluluk , evlilik istemediğimi söyledim ; işine gelirse.

Erkeklerin bir diğer kaçışı da : yok abi , yok . Türk kızları bitmiş , bak yabancılara. Ne trip ne sıkıntı diye birbirlerini gazlıyor çoğu.
Ben zamanla değişirler demiyorum ki. Biri çıkıp “evlenmeyi düşünmüyorum” diyorsa seninle evlenmeyi düşünmüyordur yarın aşık olursa iki güne başkasına nikahı basar diyorum. Ben ilişki içinde değişmedim, eşim de. Eşim benden önceki hayatında genelde evlilik düşünmüyorum yaaa diyormuş. Değişmiş mi hayır. Ama biz birlikte olduk, beni sevdi ve hayatı paylaşabileceği biri olduğumu düşünüp hemen evlenmek istedi. Gibi gibi. Kimse değişmez, karşı evlenmek istemiyorum diyorlarsa ve evlenmeyi düşünüyorsa kadın hemen topuklamalı ve onunla evlenmeyi isteyecek biriyle olmalı.
 
Ben zamanla değişirler demiyorum ki. Biri çıkıp “evlenmeyi düşünmüyorum” diyorsa seninle evlenmeyi düşünmüyordur yarın aşık olursa iki güne başkasına nikahı basar diyorum. Ben ilişki içinde değişmedim, eşim de. Eşim benden önceki hayatında genelde evlilik düşünmüyorum yaaa diyormuş. Değişmiş mi hayır. Ama biz birlikte olduk, beni sevdi ve hayatı paylaşabileceği biri olduğumu düşünüp hemen evlenmek istedi. Gibi gibi. Kimse değişmez, karşı evlenmek istemiyorum diyorlarsa ve evlenmeyi düşünüyorsa kadın hemen topuklamalı ve onunla evlenmeyi isteyecek biriyle olmalı.
Siz evlenmek istemiyorum derken gönlünüzden geçen başkaymış demek ki. Keza eşiniz de öyle.

Ancak bu bir genelleme değil ; bu bir yanılgı. Başkasının yerine düşünüyoruz bazen ; o da sağlıklı olmuyor. Yok o dengini bulamamıştır vs diyorsun mesela.
Çok aşık olsa da evlilik bana ters ; ben beraber yaşamak istiyorum diyenler de var. Ve öyle de yaşıyorlar.

Sizin mesajınızdan bir kişi dahi kendine bir umut görüp bak işte sonradan fikirler değişebiliyor derse ve değişmediğini görürse daha çok yıkılacak insanlar olabilir.

Evliliğin başında çocuk istemeyen sonra karısı hamile kalınca ; asla istemiyorum ya o ya ben diyenler bile var , Allah korusun.
 
Siz evlenmek istemiyorum derken gönlünüzden geçen başkaymış demek ki. Keza eşiniz de öyle.

Ancak bu bir genelleme değil ; bu bir yanılgı. Başkasının yerine düşünüyoruz bazen ; o da sağlıklı olmuyor. Yok o dengini bulamamıştır vs diyorsun mesela.
Çok aşık olsa da evlilik bana ters ; ben beraber yaşamak istiyorum diyenler de var. Ve öyle de yaşıyorlar.

Sizin mesajınızdan bir kişi dahi kendine bir umut görüp bak işte sonradan fikirler değişebiliyor derse ve değişmediğini görürse daha çok yıkılacak insanlar olabilir.

Evliliğin başında çocuk istemeyen sonra karısı hamile kalınca ; asla istemiyorum ya o ya ben diyenler bile var , Allah korusun.
Hanımefendi benim mesajımı okuyup umut besleyecek kişiye bol bol kitap okuyup algısını açmasını önerebilirim sadece zira orada eşek kadar sizi sevmiyor sevse evlenmek isterdi yazıyor:)) buna umut besleyen de artık…
 
Hanımefendi benim mesajımı okuyup umut besleyecek kişiye bol bol kitap okuyup algısını açmasını önerebilirim sadece zira orada eşek kadar sizi sevmiyor sevse evlenmek isterdi yazıyor:)) buna umut besleyen de artık…

İncir çekirdeğini doldurmayacak umutlara sarılan kızlar var. Kk da aynı konuyu 5 profille açıp farklı bir yanıt almak isteyenler olduğu gibi.

Niyetim size muhalefet olmak değil. İnsanların bazıları tam da söylediklerini yaşıyor unutmayın diyorum sadece.

Mesela Candan Erçetin ve sevgilisi. İlk günden beri aynı kararlılıklarını koruyor ; hatta bireysel evlerini dahi birleştirmiyorlar.
 
Siz evlenmek istemiyorum derken gönlünüzden geçen başkaymış demek ki. Keza eşiniz de öyle.

Ancak bu bir genelleme değil ; bu bir yanılgı. Başkasının yerine düşünüyoruz bazen ; o da sağlıklı olmuyor. Yok o dengini bulamamıştır vs diyorsun mesela.
Çok aşık olsa da evlilik bana ters ; ben beraber yaşamak istiyorum diyenler de var. Ve öyle de yaşıyorlar.

Sizin mesajınızdan bir kişi dahi kendine bir umut görüp bak işte sonradan fikirler değişebiliyor derse ve değişmediğini görürse daha çok yıkılacak insanlar olabilir.

Evliliğin başında çocuk istemeyen sonra karısı hamile kalınca ; asla istemiyorum ya o ya ben diyenler bile var , Allah korusun.
Bu konuda haklısınız, ben evlenmek istiyorum diyen kadınlar da ne Hikmetse adam evlenelim diyince hemen evleniyorlar :)

Zamanında İclal aydın ın bi kitabında şunu diyordu ; ‘kadınlara sordum; en beğenmediğim adam bile evlenme teklifi etse düşünürüm diyorlar, evlilik kadınlar için sosyal bir statü olarak görüyorlar.

Yani okuyan olursa diye yazıyorum aklınızda evlenme düşüncesi varsa evleneyi düşünmüyorum diyen erkeklerle birlikte olmayın kırılırsınız, taktik de yapmayın, Türkiye de bi kadın bir erkekle beraberse evlilik düşünür. Ben düşünüyordum sevgilim ısrar etti diyenlere inanmayın, evlilik düşünmeyen kadını kimse ikna edemez zira evliliğe
 
Issız adamları bırakın kızsız adam olsunlar. Hemen kaçın, yüz vermeyin, fuckbody tarzı ilişki isteyen olursa, beni ananla bacınla karıştırma diyip kaçın.
Dünyada harika erkekler var, bu boş tiplerle bir saniye bile kaybetmeyin, bir kez dünyaya geliyoruz.
Zaten tüm kadınlar böyle davransa ıssız adam falan kalmayacak ortada 😂
 
Bu konuda haklısınız, ben evlenmek istiyorum diyen kadınlar da ne Hikmetse adam evlenelim diyince hemen evleniyorlar :)

Zamanında İclal aydın ın bi kitabında şunu diyordu ; ‘kadınlara sordum; en beğenmediğim adam bile evlenme teklifi etse düşünürüm diyorlar, evlilik kadınlar için sosyal bir statü olarak görüyorlar.

Yani okuyan olursa diye yazıyorum aklınızda evlenme düşüncesi varsa evleneyi düşünmüyorum diyen erkeklerle birlikte olmayın kırılırsınız, taktik de yapmayın, Türkiye de bi kadın bir erkekle beraberse evlilik düşünür. Ben düşünüyordum sevgilim ısrar etti diyenlere inanmayın, evlilik düşünmeyen kadını kimse ikna edemez zira evliliğe
bence evlilik düşünmenin ya da düşünmemenin karşıdaki adamla da çok ilgisi olmuyor. evlilik bir fikir ise kadının hayatında biri olsun ya da olmasın kafasında evlilikle alakalı şey "günün birinde evlenirim" ya da "evlilik bana göre değil, evlenmem" şeklinde ikiye ayrılıyor. benim üniversitedeyken yaşlar çok genç olmasına rağmen bazı arkadaşlarım direkt evlilik kafasındaydı. o dönem hayatında kimse olmayanlar da 29-30 gibi evlenmek isterim çünkü çocuk için de fazla geç kalmamalıyım diyorlardı. yani koca adayı ile ilgisi yok kendi adına öyle düşünmüş, o kararda, o istekte. ben 29 yaşındayım, 20li yaşların başında da kafamda evlilik yoktu hala yok. bunda, ailemde boşanmaların olması etken açıkçası. zaman zaman annem konusu açtığında sinirlerim zıplıyor. evlilik fikri bir insanın sinirini zıplatabilir mi ya? benim zıplıyor yani. e sen hep yalnız mı kalıcan, çocuk da mı yapmıcan falan diyor. kavga ediyorum ben annemle. en son geçenlerde çok net biçimde uyardım, bana asla bu konuyu açma, sana defalarca istemiyorum dedim ayrıca bu benim hayatım, kimsenin karışmaya hakkı yok, dedim. evlilik benim için annemi bile kırmaktan çekinmediğim bir konu. 18-19 yaşlarımda bayramda seyranda akrabalar büyüdüğümü görünce ooo gelinlik çağına gelmişsin kocaman olmuşsun dediklerinde başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. annem esnaf, bazen müşterilerle ya da iş ortamında "biri 19 diğeri 28 yaşında kızlarımın" dediğinde büyük kız bekar mı diyorlar mesela o da beni rahatsız ediyor. onu sormalarındaki neden tamamen yaş. çünkü bizim kutsal toplumumuz böyle şeyleri yaşla ilişkilendirmeye bayılır. 19 yaşında da rahatsız olurdum şimdi de rahatsız oluyorum. zamanında çok sevdim, çok aşık da oldum. hiç de öyle aa bundan iyi koca olur hem çok da seviyorum, acaba evlenir miyiz diye düşünmedim.
 
bence evlilik düşünmenin ya da düşünmemenin karşıdaki adamla da çok ilgisi olmuyor. evlilik bir fikir ise kadının hayatında biri olsun ya da olmasın kafasında evlilikle alakalı şey "günün birinde evlenirim" ya da "evlilik bana göre değil, evlenmem" şeklinde ikiye ayrılıyor. benim üniversitedeyken yaşlar çok genç olmasına rağmen bazı arkadaşlarım direkt evlilik kafasındaydı. o dönem hayatında kimse olmayanlar da 29-30 gibi evlenmek isterim çünkü çocuk için de fazla geç kalmamalıyım diyorlardı. yani koca adayı ile ilgisi yok kendi adına öyle düşünmüş, o kararda, o istekte. ben 29 yaşındayım, 20li yaşların başında da kafamda evlilik yoktu hala yok. bunda, ailemde boşanmaların olması etken açıkçası. zaman zaman annem konusu açtığında sinirlerim zıplıyor. evlilik fikri bir insanın sinirini zıplatabilir mi ya? benim zıplıyor yani. e sen hep yalnız mı kalıcan, çocuk da mı yapmıcan falan diyor. kavga ediyorum ben annemle. en son geçenlerde çok net biçimde uyardım, bana asla bu konuyu açma, sana defalarca istemiyorum dedim ayrıca bu benim hayatım, kimsenin karışmaya hakkı yok, dedim. evlilik benim için annemi bile kırmaktan çekinmediğim bir konu. 18-19 yaşlarımda bayramda seyranda akrabalar büyüdüğümü görünce ooo gelinlik çağına gelmişsin kocaman olmuşsun dediklerinde başımdan aşağı kaynar sular dökülüyordu. annem esnaf, bazen müşterilerle ya da iş ortamında "biri 19 diğeri 28 yaşında kızlarımın" dediğinde büyük kız bekar mı diyorlar mesela o da beni rahatsız ediyor. onu sormalarındaki neden tamamen yaş. çünkü bizim kutsal toplumumuz böyle şeyleri yaşla ilişkilendirmeye bayılır. 19 yaşında da rahatsız olurdum şimdi de rahatsız oluyorum. zamanında çok sevdim, çok aşık da oldum. hiç de öyle aa bundan iyi koca olur hem çok da seviyorum, acaba evlenir miyiz diye düşünmedim.
Aynı şeyi düşünüyoruz belirli bir yaştan sonra sevgilisi olan kadınlar evlenmeyi düşünürler. Hiç ben istemiyorum yaaaa demesin kimse. Bekar olmak isteyen hayatına birini almaz. Ha sevgisi olup evlenmeyi düşünmeyen kadın da sevgilisinin maddi durumunu beğenmediği için düşünmüyordur anca daha iyisi gelince ona geçerim düşüncesiyle
 
Bana da çok iyi geldi valla, "ilişki düşünmüyorum" ya da "ömür boyu flört edelim" erkeğini alt etmenin yolunu bulan olursa buradan paylassin pls, bilgi paylastikca güzel 😂

Siz ne yaşadınız demsun demsun

Yaaa yazdıktan sonra fark ettim epey uzun oldu ama neyse artık :) Okumak isteyen buyursun.

Çok sevdiğim erkek arkadaşımdan ayrılmıştım. Çünkü artık ilişkiyi iteklemeye mecalim kalmamıştı. Nedenine girmiyorum. İkizler erkeği idi. Sanırım anlaşılmıştır. :KK70: Ben de tabi kendimi sanal aleme vurdum ama ayrılalı 1 yıl olmuştu. Toparlamıştım yani. Biriyle tanıştım. Bir sohbete başladık aman Allah'ım. Geyik kafamız o kadar uydu ki. Çok eğleniyorduk. Rahatsız edici hiçbir tavrı yoktu. Ve konuştukça ortak tanıdıklarımız çıktı. Hatta kurumsal olarak da dolaylı şekilde iş yapıyormuşuz meğer. "Aaaa şu programda sen de mi oradaydın? Aaaa demek aynı anda kaç kez aynı yerdeymişiz ama tanışamamışız" falan derken ben onu kendime gittikçe yakın hissetmeye başladım. Hatta bir iş sebebi ile onun kurumu ve benim kurumum bir proje yaptı bizim tanıştığımız süreçte. Bu yüzden internet tanışıklığının verdiği o şüphe, soğukluk, acaba kimdir nedir tedirginliği pek olmamıştı ben de. Sanki senelerdir arkadaşız gibi davranıyorduk. Her gün mesaj atıyor, arıyor. Gayet normal bir iletişim sürdürüyorduk. O sırada ben yüksek lisans yapıyordum. Son dönemdeydim. O da yeni başlamıştı. Tecrübe paylaşıyordum. O kadar tatlı gidiyordu ki her şey. Instagram'dan da takipleşmeye başlamıştık. Tabi biraz stalk yapmıştım o zaman ben :KK70: Arkadaş listesi kalabalık değildi. Ama takipleştiği bir kız dikkatimi çekmişti. Kızın profili açıktı herkese. Aynı semtte oturuyorlardı. Kız hemşireydi. Biz konuşmaya devam ederken o kız bir ara arkadaş listesinden çıktı karşılıklı olarak. Bizim sohbet iyi gidiyordu ama bana biraz görgüsüz gelmeye başlamıştı. Aşırı lüks düşkünü ve bunu göze soka soka gösteren tavırlar seziyor ama o öyle yaptıkça ben ilgilenmiyordum. Anlattıkça "hııı evet, anlıyorum" deyip geçiyordum.

Bir gün sözleştik ve buluşmaya 2 gün kalmıştı. Ses yoktu beyimizden. Mesaj atıp kesin görüşüp görüşmeyeceğimizi sordum ve bana cenazesi çıktığını söyledi."Şehir dışına çıktım" dedi. "Çok üzgünüm erteleyelim" dedi. Haber vermeyip ben sorduğumda anca yazması tuhaf geldi. Aslında ben o an hissetmiştim bunda bir şeyler olduğunu ama "tamam" dedim, geçtim. Ondan sonra ortadan kayboldu. :KK57:Ne aradı ne sordu. Baktım o kızla yeniden takipleşmeye başlamış. O ara hatta bir fal baktırmıştım ve falcı bana tip olarak o kızı tarif etmiş, ismindeki harfleri bile vermişti. "Ne cenazesi, cenaze falan yok. Eskisi geri dönmüş ama yine bitecek. Sana dönecek" demişti. Hatta "at gibi giden it gibi döner" diye bir laf etmişti falcı :KK70:
Tam da dediği gibi oldu. Birkaç ay sonra bu bana yeniden ve sanki hiçbir şey olmamış gibi yazmaya başladı ısrarla görüşmek istiyor hatta benim iş yerimin yakınlarına gelip "iş çıkışı seni alayım" falan diyordu. Bir gün yine gelmişti emrivaki yapıyordu. Ve bu odunluğu beni deli ediyordu. Artık zaten onunla olma gibi bir hevesim de, heyecanım da kalmamıştı. Ama buna bir ders vermem gerekiyordu. İşten çıkmama yarım saat kala beni aradı. "Daha önce haber vermen gerekirdi. Alışverişe gideceğim çıkışta" dedim. O kadar bozulmuştu ki "ne yani çok mu önemli alacakların o kadar yol geldim görüşmeyecek misin benimle" dediğinde "evet daha önemli çünkü bana geleceğini söylemedin ve ben planımı bozmak istemiyorum" demiştim. :KK70: Böyle iki kez daha reddettikten sonra bir yaz akşamı evde tektim ve kunduz vazgeçmiyordu. :KK70: Mesaj attı ve bende yalnız olduğumu söyledim. "Dışarı çıkalım mı" dedi. Kabul ettim. Bütün cool ve seksi kadın havamı takınıp süslendim çıktım. Artık köprüden önce son çıkıştı. Bir açıklama bekliyordum kendisinden. Öyle ya da böyle bana kendisini nasıl savunacak bu konuda merak ediyordum. Bir anda ortadan kaybolmasını neye bağlayacaktı? Ama yok yani adam 5 dakika normal ise peşine mutlaka bir kekoluk geliyordu. O böyle oldukça ben bütün realistliğimle kesinlikle istemediğime daha da emin oluyordum. Arabanın sunroof'unu bile açarkan bana bakış atıyordu adam ya. "Aloo bak sunroof da var ha boru değil"der gibi falan okuyordum ben adeta o bakışları. :KK70: Her tavrı bana batıyordu. Ağır bir parfüm kokusu vardı arabada. "Çakma mı bu parfüm yoksa sen şişenin içine mi düştün ne kadar ağır kokuyor içerisi yaaa" dedim. :KK70: Tabi bunu bilerek yaptım normalde demezdim ama görgüsüzlüğü Allahu Ekber dağlarına çıkaran kendisiydi. O bakışı şu an bile hatırımda. Yüzü düştü bir an. "Çok mu kötü yaaa. X marka arkadaşıma özellikle getirttim yurt dışından. Ya ciddi misin gerçekten mi beğenmedin” dedi. "Pek tarzım değil. Tabi sen beğenmişsin bir şey diyemem ama biraz az kullanmanı tavsiye ederim. Ama camı biraz açalım mı hava girsin içeri dedim. :KK70:
Sonra bir yerde oturduk. Muhabbet devam ederken hemşirelik mesleğinin ne kadar zor olduğundan falan bahsetmeye başladı. :duduk: Nöbetleri falan anlatıyordu. Ben kafamdaki parçaları artık iyice birleştiriyordum. :kahve: Tatlı yemeyi teklif etti. Ben toktum sadece kahve içmek istediğimi söyledim. O zaman bir tane alalım. Seninle bir şeyleri paylaşmak çok güzel deyip gülümsedi ve göz kırptı. :işsiz: Garson geldiğinde siparişi verirken "bir tatlı, iki servis ve hanımefendiye bir kahve getiriyorsun" dedi. O kadar kaba ve oduncaydı ki. Adamı ezer bir ses tonuyla. Ya sen kimsin, ne biçim konuşuyorsun insanlarla. Ben ne istediğimi söyleyemez miyim? Hadi sen söyledin insan gibi konuşsana.

Kalktık beni eve bırakma vakti geldi. Hala bir açıklama yapmamıştı ve bana şu cümleyi kurdu. "Demsun, o kadar cool ve kendinden emin bir kadınsın ki. Senden uzak kalamıyorum. Çünkü beni kendine çekiyorsun ve ben buna engel olamıyorum. Ama ben seni üzerim. Kendimi biliyorum" dedi. Paşama bak sen yaa.. Hadi hadi söyle. Sen daha iyilerini hak ediyorsun. Ben sana layık değilim de. Sen harika bir kadınsın ama ben p*çin tekiyim de. De hadi de deeee:KK70:

Ben de bana açıklama yapmak zorunda olmadığını, aniden muhabbeti kesip yeniden ortaya çıkmış olmasına rağmen kendisinden bir beklentimin olmadığını güzel bir akşam geçirdiğimi söyledim. "Nasıl yani bana kızmadın mı dedi?:-) "Yoo. Neden kızayım. Sen benim erkek arkadaşım değilsin. Yani aramızda bu kopuşu sorgulamam için bir bağ zaten yok ki. Ben o kadar kendi işlerimle meşguldüm ki görüşmediğimiz süre nasıl geçti anlamadım. :pZaten sonra da sen aradın. (Yani ipe ipe geldin kapıma bebeğim. Sen geldin sen! asdjjdjdffjhk) Ve şu an buradayız. Sorun yok. Hadi beni eve bırak" dedim.

Sonra nasıl oldu hala anlamıyorum saniyeler içinde dudaklarıma yapıştı ve ben olayı idrak ettiğimde biz öpüşüyorduk. Aynı bir film sahnesi gibi oldu ve onu bütün gücümle geri ittim. :KK70: "Bunu sakın bir daha deneme" dedim. :KK70: “Neden böyle bir şey yaptın?” dedim. Napiyim sen de bana gelme diyen bir tavır var evet ama sana gelmem gerektiğini hissettiren de bir enerjin var dedi. "Yani sen şimdi bu geceyi benimle geçirmek istiyorsun öyle mi dedim. Pat diye Evet dedi yaa :KK70: Kunduz bastığı yeri bilmiyor düşeceği ağa doğru ilerliyordu. :KK70: Ama sonra çok komik bir şey oldu kızlar. Taş varmış bunda. Böbreğinden bir sancı girdi mi? :KK70: Beni bir gülme aldı mı? :KK70: Bir yandan içimden gülüyorum bir yandan korkuyorum. Araç kullanıyor dedim gel hastaneye gidelim. Yok ama sanırım seni eve bırakmam gerekecek duracak gibi değilim dedi :KK70: Hayaller, hayatlar derken o ağrı sızı içinde beni eve bıraktı bir süre bilerek yazıştım. Rahatsızlığını falan sordum ve tıpkı onun bana yaptığı gibi de sonra birden ortadan kayboldum. Cevap vermeyi kestim. Bütün mecralardan bana ulaşmaya çalıştı. Çünkü yatacaktık ya sözde. Parmağına çalınan bal yarım kalmıştı. :KK70: Hatta sosyal medya hesabıma attığı mesaj diğer kutusuna düşmüş ve ben bunu 10 ay sonra fark ettim ve hesabına baktığımda evli ve çocukluydu. Fotoğraflar vardı profilde. Şok oldum. Bana mesaj attığı süre içinde biriyle birlikte olup evlenmesi, çocuk yapması ve çocuğun doğması imkansızdı. Yani bu evlilik süreçleri devam ederken de bana yazmaya devam etmiş. Şimdi arasam eminim gelir. Karaktersizliğinden bir şey kaybetmediğine o kadar eminim ki...

İşte böyle.. Ondan sonra yok niye bilendin, yok herkes bir değil. Yok duvar örme. Gel de örme. :KK70:
 
Yaaa yazdıktan sonra fark ettim epey uzun oldu ama neyse artık :) Okumak isteyen buyursun.

Çok sevdiğim erkek arkadaşımdan ayrılmıştım. Çünkü artık ilişkiyi iteklemeye mecalim kalmamıştı. Nedenine girmiyorum. İkizler erkeği idi. Sanırım anlaşılmıştır. :KK70: Ben de tabi kendimi sanal aleme vurdum ama ayrılalı 1 yıl olmuştu. Toparlamıştım yani. Biriyle tanıştım. Bir sohbete başladık aman Allah'ım. Geyik kafamız o kadar uydu ki. Çok eğleniyorduk. Rahatsız edici hiçbir tavrı yoktu. Ve konuştukça ortak tanıdıklarımız çıktı. Hatta kurumsal olarak da dolaylı şekilde iş yapıyormuşuz meğer. "Aaaa şu programda sen de mi oradaydın? Aaaa demek aynı anda kaç kez aynı yerdeymişiz ama tanışamamışız" falan derken ben onu kendime gittikçe yakın hissetmeye başladım. Hatta bir iş sebebi ile onun kurumu ve benim kurumum bir proje yaptı bizim tanıştığımız süreçte. Bu yüzden internet tanışıklığının verdiği o şüphe, soğukluk, acaba kimdir nedir tedirginliği pek olmamıştı ben de. Sanki senelerdir arkadaşız gibi davranıyorduk. Her gün mesaj atıyor, arıyor. Gayet normal bir iletişim sürdürüyorduk. O sırada ben yüksek lisans yapıyordum. Son dönemdeydim. O da yeni başlamıştı. Tecrübe paylaşıyordum. O kadar tatlı gidiyordu ki her şey. Instagram'dan da takipleşmeye başlamıştık. Tabi biraz stalk yapmıştım o zaman ben :KK70: Arkadaş listesi kalabalık değildi. Ama takipleştiği bir kız dikkatimi çekmişti. Kızın profili açıktı herkese. Aynı semtte oturuyorlardı. Kız hemşireydi. Biz konuşmaya devam ederken o kız bir ara arkadaş listesinden çıktı karşılıklı olarak. Bizim sohbet iyi gidiyordu ama bana biraz görgüsüz gelmeye başlamıştı. Aşırı lüks düşkünü ve bunu göze soka soka gösteren tavırlar seziyor ama o öyle yaptıkça ben ilgilenmiyordum. Anlattıkça "hııı evet, anlıyorum" deyip geçiyordum.

Bir gün sözleştik ve buluşmaya 2 gün kalmıştı. Ses yoktu beyimizden. Mesaj atıp kesin görüşüp görüşmeyeceğimizi sordum ve bana cenazesi çıktığını söyledi."Şehir dışına çıktım" dedi. "Çok üzgünüm erteleyelim" dedi. Haber vermeyip ben sorduğumda anca yazması tuhaf geldi. Aslında ben o an hissetmiştim bunda bir şeyler olduğunu ama "tamam" dedim, geçtim. Ondan sonra ortadan kayboldu. :KK57:Ne aradı ne sordu. Baktım o kızla yeniden takipleşmeye başlamış. O ara hatta bir fal baktırmıştım ve falcı bana tip olarak o kızı tarif etmiş, ismindeki harfleri bile vermişti. "Ne cenazesi, cenaze falan yok. Eskisi geri dönmüş ama yine bitecek. Sana dönecek" demişti. Hatta "at gibi giden it gibi döner" diye bir laf etmişti falcı :KK70:
Tam da dediği gibi oldu. Birkaç ay sonra bu bana yeniden ve sanki hiçbir şey olmamış gibi yazmaya başladı ısrarla görüşmek istiyor hatta benim iş yerimin yakınlarına gelip "iş çıkışı seni alayım" falan diyordu. Bir gün yine gelmişti emrivaki yapıyordu. Ve bu odunluğu beni deli ediyordu. Artık zaten onunla olma gibi bir hevesim de, heyecanım da kalmamıştı. Ama buna bir ders vermem gerekiyordu. İşten çıkmama yarım saat kala beni aradı. "Daha önce haber vermen gerekirdi. Alışverişe gideceğim çıkışta" dedim. O kadar bozulmuştu ki "ne yani çok mu önemli alacakların o kadar yol geldim görüşmeyecek misin benimle" dediğinde "evet daha önemli çünkü bana geleceğini söylemedin ve ben planımı bozmak istemiyorum" demiştim. :KK70: Böyle iki kez daha reddettikten sonra bir yaz akşamı evde tektim ve kunduz vazgeçmiyordu. :KK70: Mesaj attı ve bende yalnız olduğumu söyledim. "Dışarı çıkalım mı" dedi. Kabul ettim. Bütün cool ve seksi kadın havamı takınıp süslendim çıktım. Artık köprüden önce son çıkıştı. Bir açıklama bekliyordum kendisinden. Öyle ya da böyle bana kendisini nasıl savunacak bu konuda merak ediyordum. Bir anda ortadan kaybolmasını neye bağlayacaktı? Ama yok yani adam 5 dakika normal ise peşine mutlaka bir kekoluk geliyordu. O böyle oldukça ben bütün realistliğimle kesinlikle istemediğime daha da emin oluyordum. Arabanın sunroof'unu bile açarkan bana bakış atıyordu adam ya. "Aloo bak sunroof da var ha boru değil"der gibi falan okuyordum ben adeta o bakışları. :KK70: Her tavrı bana batıyordu. Ağır bir parfüm kokusu vardı arabada. "Çakma mı bu parfüm yoksa sen şişenin içine mi düştün ne kadar ağır kokuyor içerisi yaaa" dedim. :KK70: Tabi bunu bilerek yaptım normalde demezdim ama görgüsüzlüğü Allahu Ekber dağlarına çıkaran kendisiydi. O bakışı şu an bile hatırımda. Yüzü düştü bir an. "Çok mu kötü yaaa. X marka arkadaşıma özellikle getirttim yurt dışından. Ya ciddi misin gerçekten mi beğenmedin” dedi. "Pek tarzım değil. Tabi sen beğenmişsin bir şey diyemem ama biraz az kullanmanı tavsiye ederim. Ama camı biraz açalım mı hava girsin içeri dedim. :KK70:
Sonra bir yerde oturduk. Muhabbet devam ederken hemşirelik mesleğinin ne kadar zor olduğundan falan bahsetmeye başladı. :duduk: Nöbetleri falan anlatıyordu. Ben kafamdaki parçaları artık iyice birleştiriyordum. :kahve: Tatlı yemeyi teklif etti. Ben toktum sadece kahve içmek istediğimi söyledim. O zaman bir tane alalım. Seninle bir şeyleri paylaşmak çok güzel deyip gülümsedi ve göz kırptı. :işsiz: Garson geldiğinde siparişi verirken "bir tatlı, iki servis ve hanımefendiye bir kahve getiriyorsun" dedi. O kadar kaba ve oduncaydı ki. Adamı ezer bir ses tonuyla. Ya sen kimsin, ne biçim konuşuyorsun insanlarla. Ben ne istediğimi söyleyemez miyim? Hadi sen söyledin insan gibi konuşsana.

Kalktık beni eve bırakma vakti geldi. Hala bir açıklama yapmamıştı ve bana şu cümleyi kurdu. "Demsun, o kadar cool ve kendinden emin bir kadınsın ki. Senden uzak kalamıyorum. Çünkü beni kendine çekiyorsun ve ben buna engel olamıyorum. Ama ben seni üzerim. Kendimi biliyorum" dedi. Paşama bak sen yaa.. Hadi hadi söyle. Sen daha iyilerini hak ediyorsun. Ben sana layık değilim de. Sen harika bir kadınsın ama ben p*çin tekiyim de. De hadi de deeee:KK70:

Ben de bana açıklama yapmak zorunda olmadığını, aniden muhabbeti kesip yeniden ortaya çıkmış olmasına rağmen kendisinden bir beklentimin olmadığını güzel bir akşam geçirdiğimi söyledim. "Nasıl yani bana kızmadın mı dedi?:-) "Yoo. Neden kızayım. Sen benim erkek arkadaşım değilsin. Yani aramızda bu kopuşu sorgulamam için bir bağ zaten yok ki. Ben o kadar kendi işlerimle meşguldüm ki görüşmediğimiz süre nasıl geçti anlamadım. :pZaten sonra da sen aradın. (Yani ipe ipe geldin kapıma bebeğim. Sen geldin sen! asdjjdjdffjhk) Ve şu an buradayız. Sorun yok. Hadi beni eve bırak" dedim.

Sonra nasıl oldu hala anlamıyorum saniyeler içinde dudaklarıma yapıştı ve ben olayı idrak ettiğimde biz öpüşüyorduk. Aynı bir film sahnesi gibi oldu ve onu bütün gücümle geri ittim. :KK70: "Bunu sakın bir daha deneme" dedim. :KK70: “Neden böyle bir şey yaptın?” dedim. Napiyim sen de bana gelme diyen bir tavır var evet ama sana gelmem gerektiğini hissettiren de bir enerjin var dedi. "Yani sen şimdi bu geceyi benimle geçirmek istiyorsun öyle mi dedim. Pat diye Evet dedi yaa :KK70: Kunduz bastığı yeri bilmiyor düşeceği ağa doğru ilerliyordu. :KK70: Ama sonra çok komik bir şey oldu kızlar. Taş varmış bunda. Böbreğinden bir sancı girdi mi? :KK70: Beni bir gülme aldı mı? :KK70: Bir yandan içimden gülüyorum bir yandan korkuyorum. Araç kullanıyor dedim gel hastaneye gidelim. Yok ama sanırım seni eve bırakmam gerekecek duracak gibi değilim dedi :KK70: Hayaller, hayatlar derken o ağrı sızı içinde beni eve bıraktı bir süre bilerek yazıştım. Rahatsızlığını falan sordum ve tıpkı onun bana yaptığı gibi de sonra birden ortadan kayboldum. Cevap vermeyi kestim. Bütün mecralardan bana ulaşmaya çalıştı. Çünkü yatacaktık ya sözde. Parmağına çalınan bal yarım kalmıştı. :KK70: Hatta sosyal medya hesabıma attığı mesaj diğer kutusuna düşmüş ve ben bunu 10 ay sonra fark ettim ve hesabına baktığımda evli ve çocukluydu. Fotoğraflar vardı profilde. Şok oldum. Bana mesaj attığı süre içinde biriyle birlikte olup evlenmesi, çocuk yapması ve çocuğun doğması imkansızdı. Yani bu evlilik süreçleri devam ederken de bana yazmaya devam etmiş. Şimdi arasam eminim gelir. Karaktersizliğinden bir şey kaybetmediğine o kadar eminim ki...

İşte böyle.. Ondan sonra yok niye bilendin, yok herkes bir değil. Yok duvar örme. Gel de örme. :KK70:
Ay inanmiyoruuuum soğuk kanliliginiza hayran kaldım bi doz ben de istiyorum sizden taktik öğrenmem lağziiiim 😱😂 ya sizin verilmiş sadaka biz varmış Allah'ım bu ne, tabiri caizse yavvvvsak bir adam yaaa okurken tiksindimmm 😂
 
X