Öncelikle geçmiş olsun. Ama şöyle bir gerçek var;
İzmir depreminde göçük altında kalan aile o binada bile oturmuyordu, disciye gitmisti. Taksim bombasinda vefat eden aile İstanbul'lu bile değildi, küçük kızları görsün diye ilk defa gelmişlerdi.
Yani insanin kaderine depremden zarar görmek yazildiysa gündüz gözüyle gittiği bakkalda bile zarar görür.
Sizin düşünceniz hastalıklı bir düşünce.
İçinizi rahatlatmak için evi kontrol etmeye uzman çağırın,riski varsa taşının.
Eşiniz bir matkap bulsun tüm eşyaları sabitlesin,dolaplara çocuk kilidi takın depremde açılıp dağılmasinlar . Elinizden geleni yapın, duanızı okuyun yatın yani.
Ne kadar annenizde kalacaksiniz ki? Bes hafta mi? Üç ay mı? Annemizin evinin depremde zarar görmeyeceği ya da aylar sonra evinize geçtiğinizde deprem olmayacağı ne malum?
Bu korkuyla, her an bir felaket sizi bulacakmis gibi yaşanmaz.
Hislerinizin boyutu kesinlikle normal değil.. yerinizde olsam evi saglamlastirdiktan sonra devlet psikiyatrine gider bu aşırı korku halim için bir ilaç alırdım (ki bir zamanlar başka bir konu yaşam kalitemi düşürüyordu, gittim devlet hastanesi psikiyatrisine göründüm,ilaç içtim ,iyileştim).
Bence siz de bu yolu seçin. Bir de anne anksiyitesi çocuğa da geçiyor. Benim annem de eski panikatakli. Bizi aşırı üstümüze titreyerek,her şeyden panik Ola ola büyüttü. Bugün bile her seyehat öncesi 'icimde kötü bir his var, gitme' der. Böyle biri oldu da ne oldu? Beni de anksiyite sahibi yaptı. Bu konuda bir zamanlar çok okuma yapmıştım ve bir sürü arastirma gördüm . Çocuğunun üstüne aşırı titreyen, korkan ebeveynlerin çocukları da anksiyite gelistiriyor. En basiti zor durumda kaldığında kendini kurtarmak, kendini düşünmek yerine 'bana bir şey olursa annem mahvolur' dusuncesine takılıyorlar - ki bu da çok sağlıksız.
Sağlıksız anneden sağlıklı çocuk yetişmesi Cook zor. O yüzden lutfen hiç yoktan bu kayginiz için doktora görünün.
Kendinizi de 'herkes kaderini yaşar' diye telkin edebilirsiniz.
İnsanın kaderinde ne yazıyorsa o işler. Bir keresinde babam geç geldiği için treni kaçırmıştık, ikincisini bekledik. Yolda trenimiz bir anda durdu,daha devam edemedik. Meğer bizim yetisemedigimiz tren başka trenle carpismis,vagonlar devrilmiş, ölüler,yaralılar varmış.Biz gerçekten bu felaketten çok kısa bir süre farkla ,babamin işi uzadı diye kurtulduk. Yani bu kaderimizde yokmuş ve bir şekilde bize uğramadan teyet geçti.
sizin de kaderinizde bir trajedi yaşamak yoksa tüm şartlar bir araya gelse de yine onu yaşamazsiniz. İçinizi ferah tutmaya çalışın ve kızınız için psikolojik destek alın. Sizin korkularınız ona tesir etmesin