hiç şaşırmadım desem, sadece böyle bir tipoloji varmış ve sandığımdan daha yaygınmış bunu öğrenmiş oldum. nev daha neler göreceksin, 1 aya kadar yine ağlayarak gelip senden merhamet dilenecek, belki yine değişti sanacaksın ama yine aynı davranışlarını da sürdürecek diğer tarafta. aklın sınırlarını zorluyor bu dengesizlikler ama var böyleleri de, nedense bize denk geldiler... saatlerce ağlayıp kendine zarar vermekte tehdit ederken 2 saat sonra facebook arkadaş listesini kapatıp yeni insanlar ekleyenini gördüm ben, bensiz yaşayamaz derken sadece yarım saat sonra bitti diyebileni. tüm pislikleri ortaya döküldüğünde pişkince sadece özel hayatıma ne karışıyorsun diyeni ya da şifre kırmak suçtur, hırsızlıktır etik değildir diye ahlak dersi vereni! Dostoyevski'nin çok sevdiğim bir sözü vardır: Edepsizlikte aşırılığın bir son düzeyi vardır ki o düzeye ulaşan insan artık hiçbir şeyden de korkmaz. Her tür rezaleti göze alan insan bu durumundan mutlu dahi olabilir. demek ki çok iyi bir gözlemin eseriymiş bu söz de, tam da onların davranışlarını karşılayan, özetleyen...onların yaşam tarzı olmuş artık bu, şu anda seni tamamen kaybettiğini düşünüyor ondan bu hoyratlığı, yine boşluğa düştüğünde koşacağı insan da sen olacaksın. acaba yeniden kandırabilir miyim diye düşüneceği. biliyorum ki şu saatten sonra artık tuzağa düşmezsin sen. ama o bunu bilmiyorum, umarım sinirlerini daha fazla bozmadan, canını acıtamadan tamamen hayatından çıkar ve kendi hayatını kurarsın da bu yaşadığın acı tecrübe de hafızandan silinir gider. lütfen sana ulaşmasına izin verme, mail ya da telefonla, şu süreçte söyleyeceği her kelime daha fazla canını acıtmaktan başka bir işe yaramayacak...