Vayyyy ne ilginç düşünceler varmış ya. Kapitalizme kadar gitmiş mevzu. Dünya kapitalist bu yüzden, kendi ihtiyaçlarını kendin üretmiyorsan sen de düzenin bir halkasısın. Ev hanımı arkadaşımız çıkmış kapitalizme laf atmış. Kendi toprağını işleyen, hayvanını otlatan, yağını, kaymağını yapan biriyse özür dilerim ondan.
Benim için çalışmak, daha kaliteli bir yaşama ulaşmak için sosyalleşmek ve para kazanmak demek. Evimize giren para; şişkin bir birikim hesabını, para hesabı yapılmayan büyük alışverişleri, istediğim zaman istediğim tatile gidebilmeyi, ev araba ve yazlık kombosunu en az bir tur tamamlamayı sağlamadığı sürece çalışmayı bırakmayı düşünmem. İş alanım hobi olarak da yapılabilir belki o zaman işime o şekilde devam ederim. Sosyalleşmeyi farklı şekillerde sağlayabilirim.
Kadının ya da erkeğin çalışması, daha az ya da daha çok para kazanması diye bir kavram yok bende. Kim kazanıyorsa kim para getiriyorsa onunla geçinilir, birikim yapılır. Kadın çalışıyorsa parasını saklamalı ya da gizli birikim yapmalı diyenlere şaşıyorum. Herkes mi boşanmaya ramak kalmış şekilde yaşıyor? Bu nasıl bir evliliktir?
Kadınlar hem çalışıp hep ev işlerini dört dörtlük yerine getiremez zaten. En kötü ayda 1 temizlik için yardımcı almak çok zor olmamalı.
Ev hanımlığı övülmüş ama hiç meziyet değil bence. Yapmayın hanımlar ezmiyor kimse sizi ama allah aşkına evimde gül gibi kendimin hizmetçisiyim çocuk bakıyorum demek çok komik. İki yıllık ücretsiz izindeyim. Ev hanımlığı rahata alışmaktır. Hele bir de düşük yaşam standardı beklentisine karşılık orta düzeyde eş geliri varsa tadından yenmez. Gül gibi çocuk bakıyorum denir, özgürüm ben çalışmama kararı bana ait denir. Kocam herseyimizi karşılıyor evimiz pek bereketli denir. Gül gibi geçiniyoruz denir. Çocuğuma da sizin deyiminizle Gül gibi baktım. Kreşe başlamadan arada iki sene var. Bundan dolayı mı gül gibi bakamamış olacağım? Gül gül öldüm yemin ederim:))
Not: Küçük şehirde/ilçede yaşayıp mesleğine uygun iş bulamayanlara lafım yok tabi ki. Ev hanımlığını övenlere sözüm...