- Konu Sahibi MelegimveAskim
-
- #501
Yaşadıklarımız aynı ama verdiğimiz tepkiler ne kadar farklı. Senin en azından gidebilecek bir mezarın var. Ben oğlumu patolojik olarak incelettim ve zavallım labaratuarlarda kobay oldu. Bir mezarı bile yok. Ben sizler kadar güçlü değilim ne yapayım???? Gerçek bu... Kullandığım ilaçlar kan pıhtılaşması için yanlış anlamayın her şeye rağmen acımı yaşamaya sonuna kadar devam edeceğim. Kendimi uyuşturmaya hiç niyetim yok.yerimseniben
Kızlar benn yazıyorum da yazdıklarımla sizi üzüyorum zannedersem böyle olunca içim hiç rahat etmiyor. olumunekankayizsmile Hiçbirinizi üzmek istemem.
senağlama senağlama senağlama senağlama
arkadaşım, sen de anne kuzuzusun kim bilir anneciğin de seni kaybetme korkusuyla bu zamana kadar ne fedakarlıklar yapmış ne dualar etmiştir oysaki sana sorulsa bunları yaşamaktansa bebekken ölmeyi tercih ederdin değil mi? ve annen seni ne kadar severse sevsin acı çekerken sana yardımcı olamayacaktır,yalnızım diyorsun, senin kızlarında belki senin çaresiz kalacağın sıkıntılar yaşayacaklardı hayatları boyunca ama şimdi öyle mi ikisi de cennet ehli ve dünya_ahiret adına hiç bir sıkıntı çekmeyecekler....kendini paralasan da parçalasan da netice değişmeyecek yavrularımız uçtu,ama hayat devam ediyor bi süre sonra tekrar dene fakat isyan etme canım,olumsuz şeyler düşünme çünkü bu durumun sadece seni daha çok çıkmaza ve bunalıma sürükler,hepimiz acı çekiyoruz,unutma yalnız değilsin,,,,
canım yazdıkların çok güzel anlaşılıyoki sen çok güçlüsün bunun sebebini biliyorum çünkü allaha sığındın ibadetini yapıyosun oda sana ferahlık rahatlık veriyo keşke bende yapabilsem ben şunu çok merak ediyorum üzüleceksin ama ilk bebeğini kaybedişini tepkilerini yazar mısın
sabahın 6 sında aradılar eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....
sabahın 6 sında aradılar eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....
eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....
canım çok güzel anlatmışsın yaşadıklarını allah bize sabır versin uyandığımdan beri ağlıyorum şimdi yazını okurken daha çok ağladım benimde yaşadıklarım geldi aklıma bu kadar acıyı yaşamışken hala nasıl yaşıyorum bilmem nasıl dayanıyorum
sabahın 6 sında aradılar eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....
Yaşadıklarımız aynı ama verdiğimiz tepkiler ne kadar farklı. Senin en azından gidebilecek bir mezarın var. Ben oğlumu patolojik olarak incelettim ve zavallım labaratuarlarda kobay oldu. Bir mezarı bile yok. Ben sizler kadar güçlü değilim ne yapayım???? Gerçek bu... Kullandığım ilaçlar kan pıhtılaşması için yanlış anlamayın her şeye rağmen acımı yaşamaya sonuna kadar devam edeceğim. Kendimi uyuşturmaya hiç niyetim yok.yerimseniben
Kızlar benn yazıyorum da yazdıklarımla sizi üzüyorum zannedersem böyle olunca içim hiç rahat etmiyor. olumunekankayizsmile Hiçbirinizi üzmek istemem.
senağlama senağlama senağlama senağlama
sabahın 6 sında aradılar eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....
RABBIM SEVDIGI KULUNA DERT VERIRMIS BILIYORMUSUN PEYGAMBER EFENDIMIZ HZ.MUHAMMED(SAV)e EVLATLARI 1 TANESI HARIC HEPSI ONDAN ONCE VEFAT ETMIS COK SABIR GOSTEREN PEYGAMBERIMIZIN YOLUNDAN GIDELIM BOL DUA ILE TEZ ZAMANDA KUCAKLARIMIZI DOLDURSUN RABBIM BU MUBAREK CUMA GUNUNUN YUZU SUYU HURMETINE INSALLAH:Saruboceq::Saruboceq::Saruboceq::Saruboceq:
tabıkı zaman zaman buraya azılan mektuplardan etkılenıp cok agladıgım zamanlar olmustur ama aglamak uzulmek kar saglamıyor ınsana malesef ınsallah yuzlerımız tez zamanda guler allahım kucaklarımızı doldursun ınsallah...Amin arkadaşım amin allah tüm melek annelerin dualarını kabul eylesin..
Biliyormusunuz..Ben hamile kalmadan önce tüp denemeleri topiğindeydim ve orda arda arda kalan hamile arkadaşlarımızın mesajları ve listeleri dolanıyordu..Birgün hamile kaldım müjdeyi arkadaşlarıma verdim ve her gün her gece yatarkan dua ederken allahim ben muradıma erdim sende tüm anne olmak isteyen herkese ve kadınlar kulübündeki tüm arkadaşlara tez zamanda müjdeli haberleri verip hamile kalmalarını nasip eyle ya rabbim dedim..
Bebeğimi kaybedince çare aramak için bu topiğe geldim ve yazdım..bir ara ara verdim çünkü her gelen yeni yazılarda çok kötü oluyordum ağlıyordum ve kabus dolu günler geçiyorudum henüz kendimi toparlıyamamıştım her yeni arkadaşı okuduğumda ağlama krizlerinden eşim beni görmek istemiyordu bile..
şimdilerde biraz daha iyi olduğumdan yine buralardayım...ve bu topikdeki arkadaşlarımızın birer birer hamile kaldıklarını ve listelerin dolaştığını görünce ..zaman ve sabır tek ilacın olduğunu düşündüm..ve bebeğime bir kaç adım yaklaştığıma inanmak isteyerek burda arkadaşlarımla yazışıyor onları takip etmeye karar verdim...
Onların pozitif enerjileri bana iyi geliyor.
TÜM ARKADAŞLARA ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM..opuyorumnanaktan
inşallah rabbım kımsenın kucagını bos koymasın....canım başın sağolsun allahım sabını bol eylesin.inan ağlamaktan mahvoldum yaşadıklarım geçti gözümün önünden hepimizde var bi yara...allahım verdi allahım aldı yapacak hiçbirşeyimiz yok.inşallah kavuşacağız meleklerimize.
canımm tez zamanda ınsallah okadar ıstıyorumkı bebegımın kardesı olsun kucagımı doldursun yarama bır nebzede olsa tuz bazsın dıye rabbım tez zamanda ınsallah daha fazla bekletmeden:Saruboceq::Saruboceq:tanımasam da göremesem de sizleri hem çok seviyor hem de dualarınız için çok teşekkür ediyorum,rabbim bu dünyada meleklerimizin kardeşleriyle en yakın zamanda kucaklarımızı doldursun ve ahirette de bu dünyada hasretiyle kavrulduğumuz bebeklerimizi kucağımıza versin,...
ELİF TUANA MİNİK YAVRUM GÜZEL KIZIM,
Bugün yokluğunun 50. Günü ve annen yine yapayalnız şu hayatta.şu an karnımda olman gerekirken sen ya da kucağımda 49 gündür kara toprağın bağrındasın .ben sana dokunmaya kıyamadan yoğun bakımda seni delik deşik ettiler kızım sen hayatta kal diye doktor amcalar cihaz takılmadık yerini bırakmadılar son nefesini verirken sen iki elin ,iki ayağın ,burnun ve ağzında senin zorla kalbinin atmasını sağlayan cihazlar vardı.minik kuzum o minik bedenin bu kadar acıya nasıl dayandı.annen 25 yıl boyunca ilk ameliyatını senin doğumunda yaşarken sen dünyadaki 2.gününde ciğerlerine tüp takıldı.sana hiç zıbın giydiremedim.dünya namına ilk giydiğin şey senin cansız bedenini sardıkları hasta bezi oldu.ve ben sana zıbın değil ,gelinlik değil sadece kefen giydirebildim kızım.sana giydirdiğim ilk ve son şeydi beyaz kefenin.dayının aldığı havluyu beğenmiyordum sert diye sana kullanmak istemiyordum , yumuşacık tenini acıtır diyordum.oysaki seni ilk ve son yıkayışım kanlı, kaskatı kesilmiş buz gibi bedenindi en sert havlu bile teninden yumuşak kalırdı belki de.oysa ki ne hayallerim vardı.seninle gezecektik alışverişler yapacaktık.saçına tokalar takacaktım.sana aldığım mini etekleri giydirecektim.babaannenin ördüğü yelekleri giydirecektim.teyzen sürekli sana ciciler alıyordu ikinizin adı da elifti çünkü seni görmeden sevdi teyzen ama sen onu göremedin.hep merak ediyorum acaba sesin nasıldı nasıl ağlıyordun içimde uhde olarak kalacak .sesini 1 kere bile duyamadım .yeni doğan bebeklerin hep çirkin olduklarını düşünürdüm ta seni görene kadar cennetten gelip cennete gideceğin için beklide çok güzel bir yüzün vardı babana çok benziyordun.seni kaybettikten sonra uzun bir süre babanın yüzüne baktıkça hep seni gördüm sen diye babanın yüzünü okşadım.affet beni kızım güçlü olmam lazım ağladığıma kızma ne olur .artık gözyaşlarımı içime akıtamıyorum.
Seni çok seviyorum anneciğim, sana bir gün kavuşmak ümidiyle …
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?