Bir süre sonra yazdıklarını okuyunca sen de anlayacaksın canım, küçücük sorunları nasıl da büyütüp
içinden çıkılmaz hale getirdiğinizi.
Hep böyle olur zaten, bir kaşık suda fırtınalar koparıveririz. Stratejilerimizi ilişkiyi yıpratmak için
geliştirmek yerine, yapıcı - onarıcı olmak için geliştirmeye başlamamızın zamanı gelmedi mi?
Peki hayatım... sen bilirsin... haklısın... diyebilmek ne kadar zorlaştı.
Pimi çekilmeye hazır bombalar gibi dolaşır olduk. Hayatın kocaman tokadını yemeden kendimize
gelemez olduk.
Ahhh... Ah... Sorunları çözmeye değil de, sorun üretmeye yönelik yaşamayı tercih ettiğimizde,
hayatın durduran eli çok ağır oluyor maalesef. Bir elbise değil, bin elbise de feda etseniz,
yere yapışmaktan kurtulamıyorsunuz.