Coronasavar


Ben çok yorum yapamıyorum açıkçası AbsolutPromise in ilişkisine pek vakıf olmadığım için ama genel hatları ile kendi tecrübelerimden benzettiklerime baktığımda, biraz yapı olarak benzediğimiz noktalar var. Tamam iyiyim hoşumdur da, ben duygusal insanım abi; küsemem belki ama bir şey olunca o şey kafamdaki yerine oturana kadar arada lastik gibi süner. Bir tartışma tamamiyle her yönü ile duygusal olarak benden geçmiyorsa başka bir tartışma anına taşınırdı. O yüzden abi benim yeri geldiğinde tribimi çekecek adam lazım hayatımda, o tutkuyu geçirecek bana. Her şeyi mantık olmayıverecek. Kavgayla tatmin olan biri değilim ama, kavga da oluyorsa kadınım, benim nazım bi tık geçecek. Her şeyi mantık ve yetişkinlik çerçevesinde çözecek olsaydım ilişki yaşamaz holding yönetirdim yani benim biraz böyledir fıtratım.

Bu yüzden buna uygun birileri olmalı. Çok tecrübem oldu, anladım ki bana gerektiğinde karşımda yumoş ayıcığa bağlayacak biri lazım, ona göre baktım sonra. İlişkileri mantık kurtarmaz, tutku kurtarır. Mantığın bittiği noktada, tutkuyla yaşananlar kurtarır benim anlayışımca. Kahır çekecek adam lazım abi biraz, biraz çocukluğa gelecek, şımartacak, şımarıklığına gülecek saracak, bu kadın bana şımarıyor böyle diye sevinecek bir yapıda olacak. Ben biraz mantık dışıyım ilişkilerde, olgun da değilim bunu kabul edebilirim. Hayatın her alanında olgunum, ilişkimde çocuklaşma lüksüm sonuna kadar olmalı diyenlerdenim. Böyle bir yapıdaysa insan, bunu verebilecek insanla olmalı. Diğer türlü kendini sorgula kırp düzenle, ölç biç parlat sonu gelmez.
 
Ayrılırken bile sesimi yükseltmedim ben mesela.
Benim için o kavga, küsme barışma halleri geçmiş ilişkimden kalan bir travma. Onun da o şekildeydi. O yüzden bu konuda mutabıktık.
Benim için konuşarak çözülmeyen bir şey zaten çözülemez ilişki bitsin şeklindedir.
O yüzden uzun yıllar süren kavgalı bir ilişkim olacağına böyle olsun bitsin daha iyi.
 
İşte bizde de öyleydi. Ben ilişkide onun yanında aşırı çocuklaşıp şımarabiliyordum ve dışarıda duygusuz gibi duran adam da benimle çocuklaşıyordu. Benim kaprisimi, şımarıklığımı hiçbir zaman çekmedi diyemem. Hatta özellikle regl dönemlerimde ben o hallerimden nefret ederken o beni şımartmaya devam etti.
 


Ama kizlar, simarmaninda bir kotasi yok mu? Yani "ben buyum, beni çeksinler" de pek mantikli degil. Karakterine en yatkin birini bulmak tabiki olmasi gereken birsey, ama bu demek degil ki "ben mükemmelim, zinhar degismem" diye. Insan bazen kendini azicik degistirmemelimi? Törpulenmeli mi?

Bende çok duygusal bir insanim. Sevildigimi his etmek istiyorum. Gerekirse her gün söylenmeli, gösterilmeli. Bir dokunus, bir öpücük, ne bilim sevdigim bir sey alinmasi. Bende tabiki ona göre birini bulmaliyim. Ama bu demek degil ki abartayim ve atiyorum her gün adamdan hediye isteyim diye.
 
Sonuçta ilişkinizi en iyi sen bilirsin kuzum, ikiniz için de hayırlısı neyse o olsun. Sen kendine odaklan, nasıl ne şekilde ne sana iyi gelecekse o şekilde iyileşmene bak, gerisini salla gitsin.
 
Ayrılıkla ilgili ilk mesajımda bunun 2 sene önce benzerini yaşadığımızı söylemiştim ya. O zaman da sormuştum. Bak ben buyum değişmem ona göre karar ver diye. O da kabul etmişti. Ben asla kusursuz olduğumu söylemiyorum. Bende aşırı ilgi isteyen biriyim, o da yoğun olduğu zamanlar bile ilgisini gösteriyordu. Ben bunu gördüğüm için ilgi budalası gibi davranmayı azaltmıştım. Törpülendim yani. Ama ona da her zaman dedim bunu benimle tanıştığın zamanı biliyorsun sorunlarım var hepsi birden gitmeyecek. Zamanla azalan azaldı, devam edenler kaldı. Ben onun beni iyileştirmesini beklemedim daha doğrusu zorunlu kılmadım ama beni iyileştirdi, sorunlarımda hep yanımdaydı ama ben buna rağmen yüzde 80nini yansıtıyordum. Çünkü sorunlarım o kadar derin ve boktan ki kimse istemez öyle birini yanında ben kendime tahammül edemezken onu ona maruz bırakmadım.
Sonuçta ilişkinizi en iyi sen bilirsin kuzum, ikiniz için de hayırlısı neyse o olsun. Sen kendine odaklan, nasıl ne şekilde ne sana iyi gelecekse o şekilde iyileşmene bak, gerisini salla gitsin.
Bu ben pes ettim cevabı mı
 
Bu arada çok uzun fake bir hikaye okumak isteyenler... Tek üzüldügüm sey, Özgecani profil resmi yapmasi. Sanki meshur bir insanmis gibi

 

Bu öyle bir şey değil. Ben ilişkiler konusunda hiç eşitlikçi değilim öyle bir şey, yani sevmem böyle "Erkek dediğin, kadın dediğin"li cümleleri ama, ilişkilerde (En azından ben böyle olduğum için) şımarıklığım tolere edilebilmeli bir miktar daha, erkeğinkini ben çekemem yakıştırmam, erkek beni çeksin. Ben bunu isterim yani, bu olmayınca da olmam. Bu hediye alsın gelsin, ayağıma masaj yapsın, beni sırtında taşısın değil, duygusal olarak histerik olabilme, bazen ne istediğimi bilemediğim zamanlarımın tolere edilebilmesi, duygusal yapımın bilinmesi ve görülmesi demek. Bunları bana münhasır bir sevimlilik olarak yorumlayabilmesi demek. Cilvemi yaparım şunumu aldırırım, cilvemi nazımı yaparım parmağımda döndürürüm değil zaten bunu bir ilişki değil bir gütme biçimi olarak görürüm. Dediğim ben duygusalım, olgunuz mantıklıyız şapkasını giyinmesin "Koca kadınsın şöyle de yapma" diyemesin, yaparım. Özümdür, ona göre yanımdadır, baştan da açık kartımdır, yanımdaysa ona göre yanımdadır budur yani.
 
Canın sağolsun. Biliyorum bir süre sonra bu yazdıklarıma şaşıracağım ama napayım

Bu bir süreç, inkar, kabullenme, pazarlık bla bla; bunları hızlı, yavaş, derin ya da daha az hissedilir geçeceksin.
Sadece "Geri dönersem-dönerse" hesabını yapma. Lyanna Mormont 'nın dediği gibi, sen öz olarak iyileşmene bak, bunlar hep bir tecrübe hep bir "Ne istiyorum, ne olmalıydı, bana ne lazım, ben ne kadar törpülenebilirim" muhakemesi. Genceciksin daha. Ben kadar olma da yani eski sevgili denince benim raad bi 10u geçer. :) Bunlar kendini keşifte birer adım, öyle gör ve "Neden, nasıl, niye" kısmını çabuk geçmeye bak canım benim.
 
Çoğu zaman olduğu gibi yine benzer fikirlerdeyiz aryacığım.
Ben kimsenin nazını çekmeye gelmediğim gibi, kimse de benim nazımı çekmek zorunda değil diye düşünüyorum (acaba ondan mı bekarım? ) Buradaki naz çekmeme konusu elbette robot gibi olmak demek değil, daha ziyade piremseslikten bahsediyorum.

Yani ben şımarmayı, nazı kaprisi abarttığımda -ki nazlı kaprisli değilimdir zaten- adam bana dönüp "lyanna abarttın sen de ha" dediğinde "beni tolore etmen lazım" demem "harbi abarttım mı ya" diye bir dönüp kendime bakarım ben mesela.

Ama işte bunlar hep kişilik ve ilişki dinamiği meselesi. Karşımızdaki kişi bizim özelliklerimizi kabul edip ilişkimiz buna göre yürüyorsa kimsenin bir şey demeye hakkı yok. Bdvde mesela "sevgilin/kocan seni nasıl çekiyor" dediğimiz çok kadın var ama bir şekilde eşleri çekiyor bu kadınları, demek ki onların ilişkileri de böyle.
 

Cıks, "Abartıyorsam ilgi istiyorumdur, ver, ilgimi ver bana veeerr al beni alll" diyeceksin. Hata bu.
 
Ay yok hiç öyle zorla ilgi isteyemem adamdan. Zaten yapı olarak kapris yapabilen bir yapım yok. Bir iki naz yapayım dedim kendimden soğudum
Ben böyle iyiyim, düz insanım ben.

Benim bir ilgi isteme şekillerim var, bir ilgi alırım; adam kendine gelemez gülmekten. Durur durur "Sev beniğğğ, seevv" derim. "Hah geldi yine halleri" der. Sevmezse kedi gibi sürtünür "Seöv beniğğ" diye adama huzur vermem. Benim arada böyle "Sev beniiğğ şimdi seevvv" krizlerim var.
 
Daha ilk cümleden fake, güya adam altı sene birinci sınıfı okuyup sonra birincilikle mezun olmuş. Kafalar pırıl pırıl.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…