dini paylaşım alanı

RABBİM HAYIRLISIYLA TEKRARDAN ARAMIZA GELMENİ NASİP EDER İNŞALLAH HUZURLU SAĞLIKLI MUTLU İMANLI BİR ÖMÜR DİLİYORUM SANA RABBİM DOĞRU YOLDAN AYIRMASIN
 
BEN OLACAĞINI SANMIYORUM BENDE OKUMUŞTUM DAHA ÖNCE KARIŞTIRIP TEKRAR OKUDUĞUMDA OLMUŞTU SONUÇTA RABBİM NİYETİNİ BİLİYOR NEDEN OLMASIN Kİ
 
meraba arkadaşlar,
ben uzun zamandır çok büyük bir arzum olan kur'an ı kerimi okumayı öğrendim. ve tecvid uygulamasına geçtim. ancak hala zorla okuyorum yani zorlanıyorum kelimeleri birleştirmek ve name yaparak okumak ne kadar zaman alıyor. yani benim gibi sıfırdan başlayıp günde ancak yarım saat çalışabilen biri olunca çok mu zor başaramaz mıyım
 
canım başaramayacak bişey yok düzenli olarak çalışsan 2 3 aya kalmadan istediğin seviyeye yaklaşırsın.. yıllarca okuyanlar biraz ara verse unutuyor önemli olan devamlı olarak okumak
 
canım başaramayacak bişey yok düzenli olarak çalışsan 2 3 aya kalmadan istediğin seviyeye yaklaşırsın.. yıllarca okuyanlar biraz ara verse unutuyor önemli olan devamlı olarak okumak
teşekkür ederim canım ama sanki bana hiç ilerleyemiyorum gibi geliyor, yardım alacak kimsem de yok küçük bebeğimde varistediğim kadar zaman ayıramıyorum, inşallah başarırım ama hevesim kırılmaya başladı başaramazsam çok üzülücem
 
Kayacans, sen de hakkını helal et.
İnsallah ciddi bir şey yoktur.
En kısa zamanda bekliyoruz.
Konun bize emanet, elimizden geldiğince paylaşımlarımıza devam ederiz insallah.

Allah muvaffak eylesin
 
Ablalar, kardeşler, ben dinimizi öyle çok çok iyi bilen biri değilim. Bazı sorularım var. Biriniz bana özelden yazabilir mi?
 
Çok hoşuma gitti ve paylaşmak istedim:

Fatma İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi
isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını
sorduğumda:
"- Fatma" dedi, hiç de çekinmeyen bir tavırla...
Ve ekledi:
"- Eğer beni hafız yapmazsanız, kayıt yaptırmak
istemiyorum."
Böyle tehdit edercesine konuşması, onu
yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle:
"- Korkmayın küçük hanım, siz isteyin hafız da
yaparız, hoca da!"
O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi:
"- Hocahanım, çocuk işte, kusuruna bakmayın.
İlle de hâfız olacağım der, başka bir şey demez.
Bizim köyün hocasından duymuş.
Peygamber Efendimiz, "Hâfız olanlara cennette
taç giydirilecek!" buyurmuşlar herhalde. Siz
daha iyi bilirsiniz ya, biz bu kadar duyduk
anladık!"
Kendisini teselli etmek ihtiyacı hissettim:
"- Tabii teyze, ne demek! Keşke herkes sizin
gibi duyduklarını hemen kabul etse de teslim
olsa... Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce
Allah'a sonra bize emanet!.."
Kadıncağız elime yapıştı. Öpecekken ellerimi
geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini
öptüm. Gözleri yaşardı.
"- Hocahanım bu eller, gözler hep günahlı, asıl
sizinkiler öpülmeye layık!.."
"- Estağfirullâh teyze!" dedim . "O âhirette belli
olur."
Bu konuşmadan sonra kaydını yaptığımda
Fatma'nın Erzurum’lu olduğunu öğrendim. Bir
an düşündüm.
"- Küçük nasıl kalacak, bu kadar uzaklarda..."
Zaman ilerledikçe Fatma'nın edepli tavırları
daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri
uykusunun arasında ayetleri sayıklarken
görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken
arada bir bana gelip çeşitli sorular soruyordu.
Birgün:
"- Hocam hâfız olmak için Kur'ân'ı bitirmek mi
lazım?" diye sordu.
Ben de:
"- Tabii ki hepsini ezberleyeceksin ki, "hâfız"
adını alacaksın."
Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey
demek istiyordu sanki... Teşekkür etti ve döndü
arkasına gitti.
Derslerim arasında onlara sürekli Kur'ân
ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka
içindekileri uygulamanın gerektiğini
hatırlatıyordum. Talebelerden biri:
"- Hocam" dedi. "Fatma'nın annesi, abdestli
olmayanların hâfızlara dokunamayacağını
söylemiş. Bu doğru mu?" diye sordu.
Çok ilginçti doğrusu. İçimden "mâşallâh!"
dedim. Ve onların sorularına da cevap vermek
için, "Osmanlı zamanında atalarımız Kur'ân'a
ve hâfıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış."
dedim.
Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi âdetâ
kendilerini ulaşılması zor, vitrindeki altın gibi
görüyorlardı.
"Görsünler" dedim kendi kendime... Bu yaşta,
buralara gelmişler. Allah'ın kelâmını
ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu.
Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve
revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatma'nın
morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu.
Birgün dersini 2 kez aksatınca sormak zorunda
kaldım:
"- Ne oldu, yoksa anneni mi özledin?"
Sert bir şekilde bana döndü. Solgun yüzüne bir
ciddiyet gelmişti:
"- Hayır", dedi.
"- Öyleyse neden moralin bozuk? Sık sık da
hasta oluyorsun!" dedim.
Yalvarır gibi oldu. Gözleri dolmuştu:
"- Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip
de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum.
Allâh'ımdan çok korkuyorum. Buraları terk
edersem, bana âhirette hesabını sormaz mı?"
Dilim dudağım bağlandı. Bir şey diyemedim.
Suçlu bile hissettim, kendimi. O küçük kalbte bu
ne îmandı, Yâ Rabbi! Onu hayranlıkla
izliyordum.
Birgün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek
zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra,
arkadaşım olan doktor hanım:
"- Hocahanım, derhal bu talebeyi ailesinin
yanına gönder." dedi.
Şaşkınlıkla:
"- Neden?" diye sordum. Bana:
"- Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın ama,
bu talebe "kanser!..".
Âdeta başımdan aşağı kaynar sular
dökülmüştü.
Hastâneden ayrılırken Fatma'ya hiç bir şey
diyemedim. O ise hâlimi anlamış gibi, bana
sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu.
Kulağıma eğilerek:
"- Hocam" dedi. "Azrail insanların canını
alırken nasıldır?"
Ağlamamak için zor tutum kendimi:
"- Mü'min kullara karşı çok güzel bir
sûrettedir." dedim. Mırıldandı:
"- Belki hafız olamam, ama Elhamdülillah
mü'minim!" diye.
Hâfız olmak için Kur'an'ı bitirmek gerektiğini
söylediğimde neden üzüldüğünü şimdi
anlamıştım. Demek ki hastalığını biliyordu.
Bir kaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya
başladık. Çünkü artık dayanılmaz acılar içinde
kıvranıyordu. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi
geldi. Fatma yanıma gelerek, mahcûbiyetle:
" - Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim
belki kursa almazdınız!.."
" - Ne demek!.. Nasıl kızarım sana.." dedim.
"Hem sonra, sakın üzülme hâfızlığımı
bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim
seni hâfızlar zümresinden yazmıştır inşâallâh!"
dedim.
Öyle sevindi ki! Sarıldı boynuma:
"- Gerçekten ben şimdi hâfız sayılır mıyım?
Anne bak duydun değil mi?" Hüngür hüngür
ağlıyordu.
Ya Rabbi, bu ne aşktı!
Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu
Fatma, ne güzel bir kul olurdu.
Böylece Fatma'yı gözyaşları ile Erzurum'a
uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra
ailesi ağırlaştığı haberini verdi. Bu bir iki hafta
içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep
hâfızlık tâcını merak ettiğini, bunun rüyalarına
bile girdiğini yazıyordu.
Birgün sabah namazından sonra telefon çaldı.
Fatma'nın annesiydi karşımdaki ses...
Ağlamaklı bir sesle:
" - Hocahanım Fatma'yı uğurladık. Rica etsem
bir hatim okur musunuz?" deyince, ben de
dayanamadım ağlamaya başladım.
Annesi beni teselli edercesine telefonu
kapatmadan:
" - Size ölmeden önce şunu söylememi istedi",
dedi. Hıçkırarak:
"- Anneciğim, hocama söyle!.. Azrâil
söylediğinden de güzelmiş."
"Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan,
yoluna yapışıp kelâmına sımsıkı sarılan kulunu,
sen son nefesinde yalnız bırakır mısın hiç?"↓
 
786 defa “Bismillahi’r-Rahmani’r-Rahim.”ve 613 defa “Selamün kavlen min Rabbin Rahim.”

Bu tertip niyet edilerek 3-5-7-11 veya 21 gün okunursa,bir kimsenin kalbini istedigin yöne çevirmek sevgisini kazanmak mümkündür.Özellikle aileler arası sevgi ve bağlılıklar için daha etkilidir. Diye bir yazı okudum bunu uygulayan varmı ve hiç konuşmadan bir keredemi okumam gerek
 
selamün aleyküm arkadaşlar :))



قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا شَيْءٌ أَثْقَلُ فِي مِيزَانِ الْمُؤْمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ وَإِنَّ اللهَ لَيُبْغِضُ الْفَاحِشَ الْبَذِيءَ. (ت)“Kıyâmet günü mü’minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır hiçbir şey yoktur. Allâhü Teâlâ, çirkin hareketler yapan, çirkin sözler söyleyen kimseyi sevmez.”(Hadîs-i Şerîf, Sünen-i Tirmizî)
 

Başarabilirsiniz elbette Allah sabredenlerle birliktedir
Kuran emek istiyor şöyle sular seller gibi okumak kabe imamlari gibi name yapmak istiyor insan :) hergün yarim saat tekrar etmek bile hem ogrendiklerinizi kalici hale getirir hem de hizlanmanizi saglar bebek gibi yani hemen kosmak mumkun degil Kuran-ı kekeleyerek zorlukla okuyana da iki sevap vardir demis peygamberimiz. biz yavaş yavaş tane tane tertipli şekilde okuyalim inşallah
youtube da Dersimiz Kuran-i Kerim diye aratirsaniz cok guzel bir program var sureler uzerinden anlatiliyor, en cok yaptigimiz hatalari gösteriyor benim çok işime yaramişti inşallah size de faydasi olur, başarı Allah'tan...
 
Son düzenleme:
çok teşekkür ederim yazınız bana cesaret verdi, bu programada en kısa sürede bakıcam sağolun :)
 
قَالَ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ الْهِجْرَةَ خَصْلَتَانِ إِحْدَاهُمَا أَنْ تَهْجُرَ السَّيِّئَاتِ وَالْأُخْرَى أَنْ تُهَاجِرَ إِلَى اللهِ وَرَسُولِهِ. (حم) “Hicret ikidir. Biri günahlardan hicret (günahları terk etmek)tir. Diğeri de Allâh’a ve Resûlüne hicret etmektir.” (Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…