dini paylaşım alanı

Ne mutlu onlara...
 
aynen öyle yapmayı düşünüyorum ama bu altın işi hiç güzel değilmiş onu anladım :)
Evet mal mülk başa bela canım. Benim hiç altınım yok Allaha şükür. Hepsini eşime verdim askerlik parası için. 3-5 kuruşum var; tüp bebek ve ev için biriktirdim, o da başıma bela oldu :))) Ev mi alcaz tüp mü yapacaz ne yapacaksak yapalım da bi kurtulalım
 
inşallah hayırlısı için nasip olur canım benim
 
Sarah Joseph Mankenlik ajansından İslam lifestyle’e
Annesi mankenlik ajansı sahibiydi. Naomi Campbell gibi ünlü modellerin arasında büyüdü. 16’sında İslamiyet’i seçti. İngiliz Sarah Joseph’in ağabeyinin İslamiyeti seçmesiyle başlayan çarpıcı İslamla şereflenme öyküsü:


Sarah Joseph, İngiliz bir yayıncı. Annesinin mankenlik ajansı sahibi olması vesilesiyle çocukluğunu mankenler arasında geçiren bir genç kızken 16’sında İslam’ı seçmiş. Tabii ailesi ve çevresi onun bu kararına uzun süre anlam verememiş. Joseph, önce ailesinin kendisini olduğu gibi kabullenmesini sağlamış. Sonra Müslümanların modern hayatta İslam’ı nasıl yaşamaları gerektiği konusunda çalışmalara başlamış. Son yedi yıldır İngiltere’de yayımladığı Emel dergisiyle bu ‘emel’ini gerçekleştirmeye çalışıyor. 62 ülkeden abonesi olan dergide iç mimariden yemeğe, ünlülerle röportajlardan, çevre sorunlarına pek çok konu işleniyor.

Joseph, 10 Aralık’ta İstanbul’da başlayacak olan ev sahipliğini Bağcılar Belediyesi’nin yaptığı Uluslararası Medya Sempozyumu’nda kürsüye çıkacak ve katılımcılara medyanın gücüyle insanları ayırmak yerine birleştirmenin nasıl olabileceğini anlatacak. Sarah Joseph “Medya, izolasyonun karşısında durmalı” diyecek. Evli ve üç çocuk annesi Joseph’e sempozyum öncesinde hem kendi hem Emel dergisinin öyküsünü sorduk.

AİLEM YAS TUTTU

• Bir röportajınızda “Yaşadığım yerde herkes zayıf ve güzeldi” demiştiniz. Nasıl bir ortamda büyüdünüz?

Annem, Naomi Campbell, Sadie Frost ve Catherine Bailey gibi isimlerin de model olduğu, dünyanın en önemli mankenlik ajanslarından birinin sahibiydi. 1.80 cm’den kısa erkek, 1.70 cm’den de kısa kadın yoktu büyüdüğüm yerde. Herkes çok güzeldi, makyajla daha da güzelleşirlerdi.

• Sonra?

Herkesin sığ olduğu ortamın bir parçası olmak istemediğimi küçük yaşlarda fark ettim. Genç insanların sürekli nasıl göründüklerinden dolayı eleştirildiği için üzüntü duyuyordum.

• O zamanlar din ile ilişkiniz nasıldı?

Dindar biriydim. İnançlarımı Hıristiyanlık çerçevesinde yerine getiriyordum. Hatta kiliseye rahibe olarak girmeyi bile düşündüm.

• İslamiyet ile nasıl tanıştınız?

Ağabeyim Müslüman bir kadına aşık oldu, İslam’ı seçip onunla evlendi. Onun bir kadın uğruna ruhunu sattığını düşündüm ve kendisi için kazançlı olsa bile düşmanlık hissettim. Bir insanı sevmek, Allah aşkını bulmak için bir kademe ama dinsel değişim kardeşimin yaşam şekline bir etki yapmadı. Fakat benim hayatımı etkiledi. İslam’ı araştırmaya başladım. İslam’ın tüm peygamberleri tanıyıp saygı duyduğunu öğrendim. Bu arada Hıristiyanlık ile ilgili çalışmalarımı da sürdürüyordum. Ancak bu çalışmaları yaparken Hıristiyanlığa karşı inancımı kaybettim. Bu çok acı verici bir tecrübeydi. Tanrıya inancımı kaybettim anlamında söylemiyorum. Dua etmeye devam ettim fakat farkına vardım ki İslamiyet Allah’a mutlak teslimiyettir ve bu benim ezelden beri tek arzuladığımdır. Müslüman olduğumda 16 yaşımdaydım.

• Din değiştirme kararınıza aileniz ne tepki verdi?

Kabullenmeleri zor oldu. Sonradan anladım ki yas tutmuşlar. Din değiştirmem sonucu onların benimle ilgili tüm umutları, özlemleri ölmüş. Başörtüsü taktığımda annemin mankenlik ajansında çok tuhaf görünüyordum. O dönemde çok fazla kilo kaybettim. Sonunda anneme ‘Seninle Allah arasında bir seçim yapmak zorunda olsam Allah’ı seçerim’ dedim. Anladı ki zamana ve sevgiye ihtiyacım var, üstüme gelmedi. Din değiştirdikten beş yıl sonra evlendim. Düğünümde büyükannem 500 kişinin önünde ‘Senin yaşam tarzını seviyorum’ demişti. Bu an benim için çok özeldir çünkü sonunda inancımı kabul etmişlerdi.

2003’te en güçlü Müslüman seçilmişti

• Geçmiş yıllarda Ürdün’deki Kraliyet Stratejik Araştırmalar Merkezi ve Washington’daki Georgetown Üniversitesi tarafından ‘En güçlü Müslüman’ seçilmiştiniz. Güçlü olduğunuzu düşünüyor musunuz?

2003’te ‘En güçlü Müslüman’ listesinde yer almıştım. Çünkü Müslümanların hayat tarzında devrimci bir iddia sunmuştuk. İslam’ın sadece ibadet ve dini gelenek olmadığını, günümüzü derinden nasıl etkilediğini, hayatın her kademesinde bir medeniyet yarattığını anlatmaya çalıştık. Bunu da Emel dergisiyle yaptık. Bu yüzden seçildim.

Beyaz başörtüsünün nedeni annem

• Sürekli beyaz başörtüsü takıyorsunuz. Bunun bir sebebi var mı?

İslam’ı seçince ve bir de başörtüsü takınca annem için kabul etmek zor oldu. Beyaz başörtüsü kullanmamı sevdiğini anlayınca, onu mutlu etmek için bunu seçtim. Şimdi de başka renklerde başörtüsü taktığımda kendimi rahat hissetmiyorum. Başörtülerimi Türkiye’ye geldiğimde İstanbul’da Eyüp Camii’nin yanındaki pazar yerindeki küçük bir dükkandan satın alıyorum. Çünkü kendime en uygun ve rahat olanları orada buluyorum.

62 ülkede dergi abonemiz var

• Emel dergisininin yayın öyküsü nedir?

Bundan 10 yıl önce aklıma geldi. Müslümanlar için onların hayatına ilham verecek bir dergi yoktu. Yayınların çoğu dinsel dogma ve politika içerikliydi. Oysa Müslümanlar, aileleriyle hayatın içinde olmalılar, şartlarını iyileştirmelilerdi. 11 Eylül saldırısından sonra şüpheli topluluk olarak görülüyorduk. Müslümanların reaksiyonu ise hep kendilerini savunmaya yönelikti. İnsanlara Müslümanların aslında nerede durduğunu, İslam’ın bir toplumdaki iyiliklere nasıl katkı yapıldığını gösterme ihtiyacını hissettim. Emel, modern dünyada otantik dini değerleri koruyarak İslam’ı nasıl yaşayacağınıza dair önerilerde bulunuyor. Dergimiz insanlara etik, sürdürülebilir ve müşfik bir hayat için perspektif sunuyor.

• Ne zamandan beri yayımlanıyor?

İlk sayısı 2003’te çıktı. İlk iki yıl dergi iki ayda bir yayımlanıyordu. 2005’ten itibaren ise aylık oldu.

• Dergiyi, içeriğini bilmeyenlere nasıl anlatırsınız?

İçeriğimiz çok çeşitli. Örneğin Canterbury Başpsikoposu, Yusuf İslam, Kudüs Başpsikoposu, İngiltere Başbakanı David Cameron ve Sami Yusuf gibi isimlerle röportajlar yayımladık. Yeme-içme, moda, iç mimari, bahçe ve finans konularında yazılarımız var. Biz gerçek hayata ve gerçek insanlara odaklanıyoruz. İslam’ın hayatı tamamlayan bir yol olduğunu, bu nedenle insanların günlük aktivitelerini kısıtlamaması gerektiğine inanıyoruz. İnanç, hayatınızı tartışmalar, ne giydiğiniz ya da nasıl dua ettiğinizle değil neşeyle de doldurmalı.

• Derginizin adını çok beğendim. Bu ismi seçmenizin özel bir nedeni var mı?

Müslim Life demek istedik ama çok uzundu. Sonra bu iki kelimenin baş harfini aldık ‘ML’. Bu iki harfi okuyunca; M=em, and L=el, ortaya Emel çıktı.

• Tirajınız nedir?

Ülke çapında yayın yapıyoruz, ayrıca 62 ülkede abonemiz var. Başka ülkelerde de olmak istiyoruz, mesela Türkiye. Pek çok okuyucumuz meslek sahibi. Okuyucularımızın yüzde 15’i ise Müslüman değil.
 
Michael Jackson’ın büyük kardeşinin hikayesi

Michael Jackson’ın kardeşi Jarmine Jackson 11 Aralık 1954 yılında Hindistan’da dünyaya geldi. Yahova Şahitleri cemaatine mensup olan ailesinin yanında yetişti. Kardeşleriyle birlikte bir müzik grubunda yer aldı. 1989 yılında Orta Doğu’ya yaptığı geziden sonra ihtida ederek Müslüman oldu.İslamiyet’e yolculuğunuz nasıl başladı?


1989 yılında kardeşimle birlikte Orta Doğu’da birkaç ülkeyi gezmeye karar verdik. İlk olarak Bahreyn’e gittik. Orada bizi çok sıcak bir şekilde karşıladılar, Allah onlardan razı olsun. Büyüklerle de konuşma imkânımız olmuştu ama beni nedense oradaki çocukların tavırları daha çok etkilemişti. Aramızda klasik bir diyalog geçmişti. Bana; adımı, nereden geldiğimi ve bunun gibi sorular sordular.
‘İslam’a bağlılıklarından etkilendim’


Dinimi sorduklarında “Ben Hıristiyan’ım” dedim. Ortamda bir sessizlik olduktan sonra ben de onlara aynı soruyu yönelttim. Birkaç saniye sessizlikten sonra hepsi bir ağızdan İslam dediler. Bu çocuklar Müslüman oldukları için çok gururluydular. O masum ifadeleri ve din hakkındaki kısa sohbetimizdeki dinlerini tanıtma çabaları beni gerçekten çok etkilemişti. İşte bu benim İslamiyet ile ilk karşılaşmam olmuştu.

Belki de birçok insana önemsiz gelebilecek bu kısa sohbet, beni büyük bir araştırmaya itmişti. İslam âlimlerine sorular sordum, araştırmalar yaptım. Beynimde Müslüman olma fikrinin dalga dalga yayıldığını hissediyordum ancak bu fikrimi kimseye açamıyordum. Hatta kendime itiraf etmem bile zor olmuştu. En sonunda aile dostumuz olan Ali’ye düşüncelerimden bahsettim. Ali beni Arabistan’ın başkenti olan Riyad’a götürdü. Oradan da Mekke’ye gittik. Önceden kendi kendime başlayan Müslüman olma sürecimi, şahitlerin huzurunda şehadet getirerek insanlara ilan etmiş oldum.
‘Müslüman olmakla yeniden doğdum’
Müslüman olduğunuzu ilan ettikten sonra kendinizi nasıl hissettiniz?


Tam anlamıyla kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim. Hıristiyanlıkta ve diğer dinlerde bulamadığım soruların hepsine İslam, insanı tam tatmin eden bir şekilde cevap veriyordu.

Hayatımda ilk defa din konusunda ikna olmuştum, artık dini meseleleri düşünürken bir huzursuzluk veya bir şüphe hissetmiyordum. Çünkü bu dinde her soruya cevap vardı ve hepsi de akla uygundu. Mesela Yahova Şahitleri cemaatine dâhil olanlar cennete sadece yüz kırk dört bin kişinin gideceğine inanıyorlardı. Bunları düşündükçe dinime olan güvenim, imanım daha da güçleniyordu. Dualarımda ailemin de bu gerçekleri görüp, bu duyguyu yaşamasını istiyordum.
Amerika’ya döndükten sonra tepki aldınız mı?


Ailemden hiçbir tepki almadım. Ailem bizlere insanlara dinlerine ve ırklarına bakmaksızın sevmeyi öğretmişti. Bu nedenle kimse kimsenin dini tercihine herhangi bir müdahalede bulunmazdı. Amerika’ya döndüğümde annem Müslüman olduğumu haberlerden öğrendi. Bana tek sorusu şu oldu; “Bu ani alınmış bir karar mı, yoksa üzerinde derinlemesine düşündüğün bir karar mıydı?”

Ben önce kalbime sonra da aklıma yatacak kadar çok sebebim olduğunu söylediğimde onun da bir tereddüdü kalmadı. Kız kardeşimin bu konuda endişesi vardı, bunları cevapladığımda o da İslam’ın sorularımıza cevap olan din olduğunu gördü.

Müslüman olmayan insanlar, özellikle batı dünyası Müslüman bayanların aile içinde veya sosyal yaşamda hiçbir değeri olmadığını düşünüyor. Aslında bunu topluma böyle göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Hâlbuki ben Müslüman bayanları incitilmemek için korunmuş çiçeklere benzetiyorum. İslam dinindeki kadın haklarını bilseler eminim birçok insan da bugün benim gibi düşünür.
Amerika’da popüler bir ailesiniz. Medyanın bu konudaki tepkisi ne oldu?


Ancak Amerikan medyası bu konuda gerçekten üzerimize gelmişti. Amerikalı Yahudiler, Müslümanları diğer insanlardan nefret eden kimseler olarak göstermek istiyorlardı. Bu sebepten tehdit mesajları bile aldık. Bu konudan çok fazla bahsetmek istemem ama bu tehdit mesajları ailemde bazı insanları İslam’a yakınlaştırdı diyebilirim. Bir insan dinini seçebilir bu tehdit mesajlarına anlam veremeyen ailem bana bu dönemde oldukça destek oldu.
Michael Jackson Müslüman oldu mu?
Kardeşiniz Michael Jackson’ın da sizden sonra Müslüman olduğu konusunda haberler çıkmıştı, bu konuda ne söylemek istersiniz?


Ben Mekke’den birçok kitap getirmiştim. Benden o kitapları istedi. Okuduktan sonra da böyle bir dini seçtiğim için benimle gurur duyduğunu söyledi.

Bana attığım her adımda destek oldu. Daha önce de söylediğim gibi ailemizde kimse kimseyi yargılamazdı veya dini ile ilgili herhangi bir soru sormazdı. Ben de Michael ile öyleydim.
 
Fatiha’nın ilk ayeti, besmeledir. Bismillahirrahmanirrâhim’deki B harfi, Allah’ın isim ve sıfatlarının bir vücutta tecelli etmesidir. Hangi vücutta? Peygamberin vücudunda. B vücuttur ve zulmani harftir. Eğer B’den geçersek, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) âyette dendiği gibi “Attığın zaman sen atmadın ama Allah attı” denecek kadar maddi varlığımızdan temizlenirsek B’nin altındaki nokta oluruz. Bu Hz. Nokta bismillahın mânâsını bize idrâk ettiren Ali makâmıdır. İşte elhamda bu makâma hamd ediyoruz. Bu makâm öğreticidir, bizi tefekküre götürür. Allah peygamberi ile Rahman yağmuru ve Râhim tecellisi ile Bir olur. Râhim tecellisi Peygamber’in mânâsını hâl edip o mânânın içinde korunmaktır. Bu korunma sanki dünya içinde ahirette yaşamak gibidir.

Elhamdülillahi Rabbilalemin; Fatiha’nın sırlarından bir tanesi bu üç kelimenin içindedir. Bir kere Alemlerin Rabbine hamd, hamdla başlıyor iş. Yani aslında burada bana hamdı öğret diye bir niyaz var. Hamdda çok önemli iki nokta var hamd şükrün daha üstünde bir makâm.

Hamd acı, sıkıntı, belâ, Allah’tan her gelenden memnun olma halidir. Ben her gelenden memnun oldum, ey Sevgilim diyor Allah’a ama Allah’ın hangi ismine diyor Rab sıfatına diyor
 
Allahım
Yol boyunca
Bırakma elimi
Düşerim sonra

Allahım
Niçin halkettinse beni
Kalbime söyle iyice
Engellerden arınsın yolum

Allahım
O güzeller güzeli
Hangi iyilik diledi senden
Dilerim ben de öylelerini

Allahım
Peygamber efendimiz
Hangi şerlerden sığındıysa sana
Upuzak tut benden de onları

Allahım
Yol boyunca
Tarih boyunca
Başıboş bırakma bizi

Cahit Zarifoğlu,
 
ÜRE İSİMLERİ VE SIRALARINDAKİ HİKMETLER:

Kur'an'da sûre isimlerinin sıralarının, hatta seçilen kelimenin büyük hikmeti vardır Bu konuda örnekler sonsuzdur
Kur'an Allah'a hamd emri ile başlar Nâs; yani insan kelimesi ile biter Fatiha, Kur'an'ın başında bir özet, Kur'an âyetlerini çözmek için bir şifredir Zaten Fatiha ismi; lûgat anlamı olarak da bilinmezi çözen demektir
Bundan sonra Bakara ile Kur'an konusuna başlamaktadır Bakara ismi hem bu sûrede geçen Samîri'nin buzağısına, hem de ünlü Bakara olayına bir hatırlatmadır
İnsan mizacının dünya çıkarlarına ne denli bağlı olduğunu, gerçekleri nasıl göz göre göre inkâr ettiğini vurgular
Hemen hemen bütün sûrelerin isimleri, o sûre içinde anlaşılması zor âyetlere anahtar görevi görür Bunlardan bir kaç örneği bu kitap içinde vereceğiz
Sûre sıralanışlarındaki hikmet de pek incedir Bir örnek olsun diye, son 20 sûrenin sıralanış hikmetini açıklamak istiyorum: Sûre-i Duhâ ve İnşirah, Fahr-i Kâinat efendimizin hilkatteki özel sırrını açar Sûre-i Tin insanın neden yaratılmışların en seçkini olduğunu ve efendimize ilgisini bildirir Zilzâl, mahşer hesabını, Âdiyat Sûresi, nankör insanla fedakâr kul arasındaki inceliği dile getirir Ve Kâria Sûresi, kıyameti, Tekâsür Sûresi, insanın hesap vermedeki zorunlu iddianamesini dile getirir
Hümeze, insanın nefs eleştirisini anlatır ve Asır sûresi, her devirde insanın kendini nasıl mutsuzluğa mahkum ettiğini dile getirir Sûre-i Fil ve Kureyş, Allah'ın Kureyş'e, onun kavramında İslâm ülkelere nasıl yardım yaptığını anlatır Sûre-i Mâûn, İslâm dininin temel yapısının yardımlaşma olduğunu, yardımlaşmaya uymayan insanın namazının da olmayacağını dile getirir Sûre-i Kevser, efendimizin evrendeki yüce sırrını, Nasr Sûresi, O'nun madde dünyasından manâ alemine intikal sırrını anlatır
Tebbet, efendimize karşı çıkanın kim olursa olsun, âkıbetini dile getirir Sûre-i İhlâs Allah'ın kendi kendini tarifidir Nâs ve Felâk sûreleri, insanların tüm şerlerden kurtulmaları için Allah'a dua biçimini tâlim eder
 
AMİN 4 HARFTİR. ALLAH AMİN DİYENİ 4 BELADAN KORUR:

1) İmanın kalbden ayrılması

2) Hesab gününün korkusu

3) Sıratı geçememe endişesi

4) Cehennemden aşağı inen basamaklarda ebediyyen kalma belalarından korur.

Fatiha Suresi ile sırra erişilir. Arzuladığına hemen kavuşursun, şeref ve makama sahip olursun. Fakirlik, kötülük ve korkulardan emin olursun. Dünya ve ahiret saadetine kavuşursun.

Fatiha Suresinde bin zahir, bin de batın olmak üzere toplam iki bin hassa vardır. Ayet sayısı 7 dir. Fatiha 25 kelimedir. Kimi alimlere göre 123, kimine göre 125, bazısına görede 130 harf dir.
Hasta üzerine 41 Fatiha okunursa hasta şifa bulur.

Her gün Sabah namazının farzı ile sünneti arasında 41 defa Fatiha okuyan kişi; makam ve mevki sahibi olur. Fakirlik görmez, hastaysa şifa, zayıfsa kuvvet bulur. Emniyet içinde bulunur. Kısırsa çocuğu olur. İzzet ve şeref elde eder.

Her farz namazlarının ardından 7 Fatiha okuyan kişiye hayır kapıları açılır.

25 Estağfurullah, 11 İhlas, 7 Fatiha, 33 Selatü Selam okuyup; Peygamberimizin (s.a.v.), evliyanın, ashabı kiramın ruhlarına hediye edip, onların yüzü suyu hürmetine şifa isteyen kişiye Allah şifasını verir.

Farz namazları arkasından 20 defa Fatiha okuyan kişinin rızkı genişler, durumu düzelir, iç alemi nurlanır.
Sabah namazı ardından 125 Fatiha okuyan istediği şeyi elde eder.

Fatiha Suresini 125 bin defa okuyana büyük faydaları vardır.

Her gün Fatihayı 313 defa okuyanın isteği ve arzusu yerine gelir. Tembellik ve korkudan kurtulur. Allah okuyanın içini ve dışını temizler.

Yatarken Fatiha ile 3 İhlasla, Felak ve Nas surelerini okuyan herşeyden güven içinde olur.

İçi su dolu kaba 40 Fatiha okuyup, hastanın bedeni o su ile yıkanırsa hasta şifa bulur.

Haceti, isteği olan, akşam namazının ardından 40 Fatiha okuyup dileğini Allah'dan isterse dileğine kavuşur.
Rızık için, yeni ayın pazar günü aya bakılır ve 70 Fatiha okunur. Pazartesi 60, salı 50, çarşamba 40, perşembe 30, cuma 20, cumartesi 10 olarak 7 gün okunur ve buna her ay devam edilir.
Fatiha Suresini seher vakti 41 defa okumayı adet haline getirene Allah rızık genişliği verir, işlerini kolaylaştırır.

Hayır için veya bir musibetten kurtulmak için günde 313 defa okunur veya 3 günde 1000 defa okunur.
Bir kişiden itibar görmek veya zalim kişinin yanına gitmek zorunda kalan kimse, 19 defa Fatiha okuyup, o kişinin yüzüne üflerse, onun şerrinden emin olur, itibar görür.
Hastaya ve büyüye maruz kalana Fatiha Suresi, Ayetel Kürsi ve 4 İhlas; 7 şer defa okunur.

Bir ölünün ardından 1 Fatiha 11 İhlas okuyup öncelikle Peygamber Efendimizin S.A.V. mübarek ruhlarına, peygamberlere, ashabı kirama, evliyaya ve ölen kişinin ruhuna hediye etmek çok faydalıdır. Hem ölüye, hemde okuyana hayır getirir.
 
Hayırlı sabahlar arkadaşlarım

Sizleri çok özledim

Pek yazamıyorum kusuruma bakmayın

Malum bilg da değilim tel den zor oluyor

Hem de K validemlere de olunca pek mümkün olmuyor

Burası çok sıcak bazen nefes darlığı yaşıyorum

Yavaştan da ağırlaşmaya başladım sanırım

Bebek ve benim için hazırlıklara yavaştan hız vermek gerek sanırım

Hatmim fena değil ama burada pek okuyamadım

Ortak hatip için de dönüşte başlayalım diyorum
Siz ne dersiniz

Okuyabilecekler yazarsa sevinirim

Sizleri çok öpüyorum
 
okuruz hep beraber inşallah canım benim
 
Vahiy meleği Cebrail insanları manevi açıdan temizleyen ilahi emir ve yasakları iletmesi ve hiç günah işlememesi sebebiyle “Ruhu’l Guddûs” diye isimlendirilmiştir.
 
ya bariu: Her şeyi muhtaç olduğu aza, tabiat ve özellikte en iyi, en uygun şekilde, örneği olmaksızın yaratan, var edendir.

  • Bu ismi sürekli okuyan kişi işlerinde daima başarılı olur, başarılarına kendileri bile şaşırır. Sanatçıysa muhteşem eserler yaratır, doktorsa hastalarını mucizevi şekilde şifaya kavuşturur, öğrenciyse iftihar listelerine geçer.
  • Çocuğu olmayan kadın 7 gün oruç tutat ve her iftarda 21 kere bir bardak suya “Ya Halig, Ya Bariu, Ya Musavvir” diye okuyup bu suyla orucunu açarsa Allah’ın izniyle çocuk sahibi olur.
  • Pankreas ve şeker hastalıkları için okunur.
hanımlar bunu buldum ama bi araştırın isterseniz BEYAZ KURT
 
He duydum onu canım da bir türlü 7 gün arka arkaya oruç tutmak nasip olmadı. Deneyeceğim ama aklımda
 
cnm paylaşımın cok guzel etkili Rabbim müslüman alemini çoğaltsın inşallah
 
cnm senindemi bebiş olmyor nekdar çok var olmayan yaaa nekdar zamndr olmuyor
 
kuzum sorun varmı peki tüp için erken dha yaa aşılama yaptrsanz önce bi
Daha fazla beklemek istemiyorum. Doğal yollarla olabilir dedi doktor ama özel hastane olduğu için ne zaman istersen tüpe de başlarız dedi. Aşılamada şans düşük. %15 falan. Tüp bebek daha yüksek ihtimal
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…