dini paylaşım alanı

4 Madde İle Namazdan Sonra Aşir (Kur’an) Okumanın Fazileti


Hayatın temposuna öyle kapılmışız ki namazları acele ile kılıp bir an önce işlerimize yetişme çabasındayız. Hatta namazlardan sonra tesbih çekmeyi unuttuğumuz zamanlar da olmuştur… Durum böyle olunca namaz sırasında ve namazlardan sonra okunması gereken sureler de unutulmuştur. Bilinir ki namaz esnasında Kur’an okumanın fazileti büyüktür. Hz. Ali (r.a.) şöyle demiştir: “Ayaktayken namazda Kur’an okuyan bir kimse için her harfe karşılık yüz sevap yazılır. Oturarak namazda Kur’an okuyan için, her harfe karşılık elli, namazın dışında abdestli olarak okuyan içinde yirmi beş, ve abdestsiz olarak okuyan için ise on sevap vardır. (Gazali, İhya, 1/282) Burada namazda ve namaz dışında Kur’an okumanın sevabından bahsedilmektedir. Peki namazlardan sonra Kur’an okumanın fazileti nedir? Hangi vakitlerden sonra hangi sureler okunmalı? maddelerle öğrenelim ve ihmal etmeyelim İnşaAllah.


1.Sabah ve Akşam Namazlarından Sonra Lâ Yestevî Okunmalı


Sabah ve akşam namazlarından sonra Lâ yestevî (Haşr Suresi) aşr-ı şerifin okunmasının faziletinden bazı hadisler de şöyle bahsedilmektedir. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem “Kim ki sabahleyin üç kere ‘eûzü billahi’s-semîi’l-alîmi mine’ş-şeytani’r-racîm der ve Haşr sûresinin sonundaki üç âyeti okursa, Allah o kimseye akşama kadar duâ ve istiğfar etmek üzere yetmiş bin melek vazifelendirir. O gün vâdesi yetip ölürse şehit olarak vefat eder. Kim bu ayetleri akşamleyin okursa, aynı mükâfat ve dereceye ulaşır.” (Tirmizî, Fedâil, 22)Yine başka bir kaynakta konu ile iligili şu hadis geçmektedir; İrbad bin Sâriye (r.a.): Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin yatağa girmeden önce Sebbeha, Yüsebbihu ile başlayan sûreleri okur ve ‘Bu sûreler içinde bin âyetten daha hayırlı bir âyet vardır.’buyururlardı. Hadiste bu âyetinLev enzelnâ” ile başlayan Haşr sûresinin sonunda yer alan âyet olduğu izah edilmektedir.



2. Öğle Namazından SonraLekad Sadakallâhu... Okunmalı


Öğle namazlarında sonra “Lekad sadakallahü…” ile başlayan aşır ise Fetih sûresinin son üç âyeti okunur. Fetih suresini okumanın faziletini bildiren hadisler mevcuttur. Hz. Ömer’in (r.a.) rivâyet ettiği bir hadiste meâlen Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurmaktadır:“Bana bu gece öyle bir sûre nâzil oldu ki, o sûre bana, üzerine güneşin doğduğu bütün varlıklardan daha hayırlıdır” buyurdu ve bundan sonra ‘İnnâ fetahnâ leke…’yi okudu.” (Buharî, Tefsir, 48/1)



3. İkindi Namazından Sonra Amme Okunmalı


İkindi namazından sonra Amme suresinin yarısı ya da tamamını okumalıdır. Peygamber efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “İkindi namazından sonra Nebe suresini (vird olarak) okursa, Allahu Teala o kimsenin rızkını artırır (kazancına bereket ihsan eder), ona dünya dağları ağırlığınca iyilikler yazılır. Kıyamet günü yüce Allah her bir kılını nurlu kılar. Dünyadan cennetteki makamını görmeden de çıkmaz.” (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/362) Farklı bir kaynakta da Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmaktadır: “Nebe Suresini öğreniniz ve öğretiniz. Bu sureyi okuyan kimseye Allah’u Teala kıyamet gününde Kevser şarabından içirir.” (Ramuzul-Ehadis, 5462)



4. Yatsıdan Sonra Âmenerrasûlü Okunmalı


Âmenerrasûlü; Bakara suresinin son iki ayetidir. Bu ayeti okumanın faziletlerinden de hadislerde şöyle bahsedilmektedir: “Beş vakit namaz, Bakara Sûresi’nin son iki ayeti, ümmetinden Allah’a şirk koşmadan ölenlerin büyük günahlarının bağışlanacağı müjdesi.” (Müslim, Îman, 279) “Bakara sûresinin sonunda iki ayet vardır. Kim bunları okursa (dünya ve âhiret maksatları için veya o gecede okuyacağı Kur’ân için) ona yeterlidir.” (Buharî, Fedâilu’l-Kur’ân 10) Unutmayalım ki okunan her Kur’an harfine on sevap vardır. Namazlardan sonra her sure okunulabilir. Fakat bazı sure ve ayetler lafız, mânâ, mâhiyet ve şümûlü ile diğerlerinden farklıdır. Bu yazımızla beş vaktin ardından okunan surelerin faziletlerini sizlerle paylaşmış olduk. İnşaAllah bu sayede tüm okuyanlar bu faziletten nasiplenmiş olur.
 
Kur’ân-ı Kerîm’deki Durak İşaretleri ve Anlamları



Kur’an-ı Kerim’i okurken nerede durulup nerede geçilmesi gerektiğini bize gösteren duraklar mevcuttur. Bunlara “vakıf” denir. Vakıf; Kur’ân’ı Kerim okurken herhangi bir kelime sonunda durup nefes almak, sonra okumaya devam etmektir. Vakıf işaretleri ise Kur’ân ayetlerinin sonunda veya ortasındaki kelimeler üzerine konulan durak işaretleridir. Vakıf işaretine “secâvend” de denilir. Bu işaretlerin her birinin ifade ettiği bir anlam vardır. Şimdi kısaca bu işaretleri ve ne anlama geldiklerini açıklayalım.

Kur’ân-ı Kerîm’deki Durak İşaretleri ve Anlamları

م Mim
Muhakkak durmalıdır. Durmak vâcibdir, durulmayıp geçilirse anlam bozulur.



ط Tı
Durmak gerekir.


ج Cim
Geçmek de durmak da câizdir fakat durmak daha iyidir.


ز Ze
Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir.



ق Gaf
Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir.


لا Lâmelif
Durulmaz! Bulunan yerde durulursa, önceki kelime ile birlikte tekrar okunur. Âyet-i kerime sonunda durunca, tekrar edilmez.


قف Gıf
Durmak daha iyidir.


ص Sad
Durmakta mahzur yoktu.


صلي Sad-Lam-Ya
Geçmek daha iyidir.


.:__:. Üç nokta:
Bu üç noktanın birisinde durulur. Eğer üzerinde üç nokta bulunan birinci kelimede durulursa, üç nokta olan ikinci kelimede durulmaz. Birinci kelimede durulmamışsa, ikincide durulur. Her ikisinde de durmamak veya her ikisinde de durmak câiz değildir. Örnek: Kadr sûresi sonu



ع Ayn
Bazı âyet-i kerimelerin sonunda bulunur. Namazda okunursa bu işaret bulunan yerde rukûya gitmek iyi olur.

ك Kef
Kezalik demektir. Kendisinden önce hangi secavent geçmişse, bu da öyle demektir.

*Bazı Kur’ân-ı Kerîm nüshalarında görülebilen, vakıf yerleri ve işaretlerindeki farklılıklar, bu konudaki uzman alimlerin tercih ve yorumlamalarından kaynaklanmakta ve herhangi bir sorun oluşturmamaktadır.

*Ayrıca, nefes zarureti ile veya vakıf becerisini sınama gerekçesiyle, kelime ortasında olmamak üzere, her yerde vakıf yapılabilir. Kur’ânı Kerîm’de, herhangi bir sebebe bağlı olmaksızın, durulması emredilerek farz olan veya yasaklanarak haram olan hiçbir vakıf yoktur.

*Kısalığı-uzunluğu ve varsa vakıf işareti ne olursa olsun, âyet sonlarında vakıf yapmak, Peygamber Efendimizin (Sallallâhu ‘aleyhi vesellem) yaygın uygulaması olarak sünnettir. Geçmek de câizdir.
Selam ve dua ile…
 
Ayetlerden Ezberlenebilecek 5 Güzel Dua

Duaların en güzeli, muhakkak ki Rabbimizin yüce kelamında zikredilen dualardır. Bu dualarla dua etmek, inşAllah daha faziletlidir. Önce Rabbimizin kelamı, sonra Cebrail’in lisanı ve Peygamberlerin niyazları ile kuvvetlenen ve manaları yükselen pek çok dua ayeti bulunmaktadır. Biz bunlardan 5 küçük örnek sunmak istedik. Bu ayetler aynı zamanda tüm insanların geleceğine yapacağı yatırım ve ortak dertlerinin en güzel izahı olacaktır. Bu ayetleri ezberleyip günlük namazlarımıza dahil edebilsek, kimisini zammı sure olarak, kimisini de tahiyyattan sonra okuyabilirsek, ne mutlu bize. İşte o örnek 5 dua ayeti;

1. Bakara Suresi - 250. Ayet: Sabır ve Güç İçin

وَلَمَّا بَرَزُوا لِجَالُوتَ وَجُنُودِه۪ قَالُوا رَبَّنَٓا اَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْراً وَثَبِّتْ اَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَۜ
Ve (Talut’un askerleri), Calut ve onun askerlerinin (ordusunun) karşısına çıktıkları zaman şöyle dediler: “Rabbimiz üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı (düşman karşısında) sabit kıl ve kâfirler kavmine karşı bize yardım et.”

2. İbrahim Suresi - 40. Ayet: Neslimiz İçin

رَبِّ اجْعَلْن۪ي مُق۪يمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّت۪يۗ رَبَّـنَا وَتَقَبَّلْ دُعَٓاءِ
Rabbim, beni ve zürriyetimi namazı ikame edenlerden kıl. Rabbimiz, duamı kabul buyur.

3. Ta ha Suresi - 25-26-27-28-29. Ayetler: Konuşma Yaparken ve Bir Yardımcı İçin
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ ﴿٢٥﴾ وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ ﴿٢٦﴾ وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ ﴿٢٧﴾ يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ ﴿٢٨﴾ وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يراً مِنْ اَهْل۪يۙ
(Musa A.S): “Rabbim benim göğsümü şerhet (yar, aç).” dedi. Ve bana işimi kolaylaştır. Ve dilimden düğümü (peltekliği) çöz. Sözlerimi idrak etsinler. Ve ailemden bana bir yardımcı kıl.

4. Furkan Suresi - 74. Ayet: Hayırlı Eşler İçin

وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّـنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَاماً
Ve onlar: “Rabbimiz, eşlerimizden ve zürriyyetimizden bize göz aydınlığı bağışla ve bizi muttakilere (takva sahiplerine) imam kıl.” derler.

5. Mü'min Suresi - 8-9. Ayetler: Ahiret Sıhhatimiz İçin

رَبَّنَا وَاَدْخِلْهُمْ جَنَّاتِ عَدْنٍۨ الَّت۪ي وَعَدْتَهُمْ وَمَنْ صَلَحَ مِنْ اٰبَٓائِهِمْ وَاَزْوَاجِهِمْ وَذُرِّيَّاتِهِمْۜ اِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُۚ ﴿٨﴾وَقِهِمُ السَّيِّـَٔاتِۜ وَمَنْ تَقِ السَّيِّـَٔاتِ يَوْمَئِذٍ فَقَدْ رَحِمْتَهُۜ وَذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ۟
Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâha ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz’sin, Hakîm’sin (hüküm ve hikmet sahibisin).

Onları kötülüklerden koru. Ve Sen, kimi izin günü seyyiatlerden (günahlardan) korursan o zaman onlara rahmet etmiş olursun. Ve işte o, fevzül azîmdir (en büyük kurtuluştur).
 
Dua Kardeşim” Kampanyası

Rabbimize yakınlaşmanın en önemli araçlarından biri de Dua’dır! Allah yüce kelamında şöyle buyuruyor; (Ey Muhammed!) De ki: “Duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin! …” [Furkan 77] Yine Rabbimiz bize Kendinden bahsederken şöyle diyor; “Kullarım, beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerçekten ben (onlara çok) yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler.” [Bakara 186] Rabbimiz bize duanın usulünü öğretirken de şöyle buyuruyor; “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin. Çünkü O, haddi aşanları sevmez.” [A’râf 55] Nasıl dua etmemiz gerektiğini de yine Rabbim bizlere bildiriyor; “En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.” [A’râf 180]

Tüm bunlardan sonra bizim en güçlü silahımız duamız kardeşlerim. Öyleyse bu silahı çok iyi korumalı ve kullanmalıyız. Cimri olmamalıyız. Çünkü sonu olmayan, gelmeyen bir silah bu. O halde kendimize bu konuda yeni yeni kapılar açmalıyız. Bizde sizler için duanıza güzellik katacak yeni bir kampanya hazırladık. “Dua Kardeşim” Kampanyası. “Peki nasıl Dua Kardeşi bulacağız?” diye bir soru soruyorsanız, başlayalım.

1. Öncelikle Bir Dua Grubu Kurun
Bir grup arkadaşınızla anlaşın. Onlara bu fikrinizden bahsedin. Grubun kaç kişilik olduğu önemli değil. Mühim olan sözüne sadık olabilecek kimseler olmaları. Eğer bir grup oluşturamazsanız bir arkadaşınızla da anlaşabilirsiniz. Ama bir grup olması gizlilik ilkesine uygun olacaktır. Hem de muhabbeti arttırır. Kimseyi bulamazsanız Allah rızası için gönlünüzden bir arkadaşınızı seçin.

Soru: Neden başkalarına dua edelim ki?
Cevap:

  • “Bir Müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona,‘Duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin.’ diye dua eder.” (Müslim, Zikir 87, 88; İbni Mâce, Menâsik 5)
  • “Sizden biri kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe kâmil imana sahib olmuş olmaz.” (Buhârî Îmân 7; Müslim Îmân 71)
2. Çekiliş Kağıtları Hazırlayın
Tüm grubun isimlerini yazın. Karıştırarak herkesin bir tane isim çekmesini sağlayın. Ama kimse bu isimleri ifşa etmesin. Çünkü kimse kimin kime dua ettiğini bilmezse, daha samimi dualar edilebilir. Diğer türlü ısmarlama dualar sorunu yaşanabilir.

3. Dua Kardeşliğinizin Zamanını Belirleyin

Daha fazla kişiye dua etmek, grubu döndürmek, aktif kılmak için ayda bir veya haftada bir çekilişi yenileyin. Yani çekilişten evvel bu dua kardeşliğinin süresi 1 hafta/1ay vs, diye belirleyin. Böylece grup içinde herkes herkese dua etmiş olur. Bir süre sonra samimi dualar ezberlenmiş dualara dönmez ve inşAllah kalpten olur. Hem dileyenler yeni Dua grupları kurabilir.

Soru: Ne zaman dua edelim?
Cevap:

  • “Bir farz namazını huşu’ ile edâ eden kimsenin o namazın akabinde vaki’ olacak(meydanan gelecek) bir duası müstecâb(kabul) olur.” (Buhârî, Cihâd, 180; Müslim, îman, 39; Ebû Davud, Zekât, 5; Tirmizi. Zekat, 6; İbn Mace, Zekat, 6;Darimi, Zekat 1; Mu-vatta, Da’vetü’l-mazlûm, 1; İbn Hanbel, Müsned, 1/333.)
  • Ebû Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Derdi ki: “Ey Allah’ın Resûlü! En ziyade dinlenmeye (ve kabule) mazhar olan dua hangisidir?” “Gecenin sonunda yapılan dua ile farz namazların ardından yapılan dualardır!” diye cevap verdi.” Tirmizî, Daavât 80.
4. Grubunuzu Hareketlendirin

Sadece bir çekiliş yapıp sonra bırakmayın. Özellikle uzun süreli devam edecekler için buluşmalar düzenleyin. Sohbetler yapın. İnternetten veya mümkünse zahiren görüşün. Grupça yapılan sohbetlerdeki konuşmalardan fark ettirmeden dua kardeşinizin sorunlarını anlamaya çalışın. Ona göre duanızı yönlendirebilirsiniz. Böylece Müslüman bir kardeşinizle de hemhal olmuş olursunuz.

Soru: Ama benim duamın kabul olacağı ne malum?
Cevap:

  • “Allah”a dua eden herkese Allah cevap verir. Bu cevap, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek sûretiyle olur. Yeter ki günah taleb etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.”(Tirmizî, Daavât 145)
  • “Biriniz acele ederek: Ben dua ettim fakat kabul olunmadı demedikçe duası kabul edilir” buyurdu. Sahih-i Müslim’deki hadis numarası: 4916
5. Dua Kardeşliği Sonu

Grubunuzla belirlediğiniz süre bitince bir görüşme yapın. Belki herkes küçük hediyeler alabilir. Sırayla hediyeleri dua kardeşlerine vererek, “Sen benim kardeşimdin.” der. Böylece hem hediyeleşmek gibi bir sünneti de ihya etmiş olursunuz. Hem de güzel bir sohbet ortamı olur. Ancak ayrılmadan diğer kardeşliğin çekilişini yapmayı unutmayın.
 
Duanın Kabul Edileceği 9 Vakit


1- Gecenin son üçte birinde

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:

– Hangi dua daha çok kabul edilir? diye sordular.

“Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua” buyurdu.

[Tirmizî, Daavât 79]

2- Ezan okunurken

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“İki şey vardır, asla reddedilmezler: Ezan esnasında yapılan dua ile, insanlar birbirine girdikleri savaş sırasında yapılan dua.

[Muvatta, Nidâ 7, (1, 70)]

3- Ezan ile kamet arasında

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ezan ile kamet arasında yapılan dua reddedilmez.”

[Ebû Dâvûd, Salât 35]

4- Secdede

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!”

[Müslim, Salât 215]

*Hanefilere göre bir kimsenin namazı esnasında insanların alalade sözlerine benzeyen sözler ile dua etmesi caiz değildir. Mesela “Allah’ım bana şunu ver, bunu ver.” demek gibi. Yahut insanlardan elde edilmesi mümkün olmayan: “Allah’ım bana falanca hanımı ver.” demek gibi. Bu tahrimen mekruhtur.

Hanefiler bu konuda şu hadise dayanmaktadır: “Bu namazda insanların sözlerinden bir şey söylemek caiz olmaz. Namaz ancak bir tesbih, tekbir ve Kur’an okumaktır.” (Müsned, 5/447-448; Nesaî, Sehv, 20; bk. Müslim, Mesâcid, 35; Ebû Dâvûd, Salât, 174)

5- Farz namazlardan sonra

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e:

– Hangi dua daha çok kabul edilir? diye sordular.

“Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua” buyurdu.

[Tirmizî, Daavât 79]

6- Yağmur yağarken

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman kişi için üç vakit vardır, onlarda dua ederse, sıla-i rahmi kıran ve günah olan bir şey taleb etmedikçe, kendisine mutlaka icabet edilir: Namaz için müezzin ezan okurken susuncaya kadar, savaşta iki saf karşılaşınca Allah aralarında hükmedinceye kadar, yağmur yağarken kesilinceye kadar.”

[İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları:6/524]

7- Yolculukta iken

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Makbul olduğunda şüphe bulunmayan üç dua vardır:

Mazlumun duası; misafirin duası; babanın çocuğuna duası.”

[Ebû Dâvûd, Vitr 29]

*Allah katında makbul dualardan üç tanesine işaret eden hadisimizin Riyazüs Salihin’de Yolculukda Dua bölümünde zikredilmesi, misafirin duası ile ilgili kısmından dolayıdır.

8- Ramazan ayında

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ramazan`ın ilk gecesinde Cennet kapıları açılır. Her gece sabaha kadar bir münadi seslenir: Günahlarının affedilmesi için istiğfar eden yok mu? Tevbe eden yok mu? Allah tevbesini kabul buyursun. Dua eden yok mu? Cevap verilsin. Kendisi için bir şey isteyen yok mu? isteği hemen karşılansın.”

[Müsned, 4:22]

9- İftar ederken

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Oruçlunun iftar vaktindeki duası reddedilmez.”

[Tirmizi,Daavat,129]

Unutmayınız!

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’a dua eden herkese Allah icâbet eder. Bu icâbet, ya dünyada peşin olur, ya da ahirete saklanır, yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun, ya da acele etmemiş olsun.”
 
5 Maddede Müslümanın Gece Hayatı

1. Vitr Biter Gece Başlar

Yatsı namazından sonra müslümanın gece hayatı başlar. Tabi bu bir eğlence mekanında alkol ve günah eşliğinde vakit geçirmek değil =) Çay gibi helalinden bir içecekle aile ve dostlarla sohbet etmek, istişare etmek olabilir. Konuştuklarımızın da önemi büyük tabi; gıybete düşmeden faydalı konularda sohbet etmeli.

2. Bir Ayet Bir Açıklama

Akşamları yatmadan bir miktar Kur’an okumalı. Gündüz kaçımız fırsat bulup bir ayeti okuyabiliriyoruz? meali ve tefsiri ile anlamaya çalışıyoruz. Her gün en azından bir ayeti okumaya ve anlamaya çalışmak için akşamları iyi bir fırsattır.” Ey örtünüp bürünen (Peygamber);! Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt. Yahut buna biraz ekle. Kur’ an’ ı ağır ağır tane tane oku.” (Müzzemmil 1-4. Ayet) Ayette Allahû Tealâ peygamber efendimize sallallâhu aleyhi ve sellem geceyi ibadet ile geçirmesini ve Kur’ an okumasını emretmişken bizler bütün geceyi uyuyarak mı geçirmeliyiz !?

3. Hesapla Kazaları Öde Borçları

Geçmiş döneme ait kaza namazları kılınabilir. Kendimize bir plan çıkartabiliriz. Gün, ay ya da yıl olarak kılmadığımız namazları hesaplayıp, her akşam bir kısmını kılabiliriz. Böylelikle borçlarımızı da ödemeye başlamış oluruz.

4. Bir İhtimal Daha Var; Kitap Okumak

Vakit namazlarını kıldım, Kur’an da okudum artık teheccüd ve sabah namazına kalkmaya niyet edip uyuyayım mı? Yoksa şu dizinin tekrarını mı izlesem? diyorsunuz =) Eğer birinci ihtimali seçmediyseniz dikkat! İkinci ihtimal bu dünya hayatına dalıp; bizlere hiçbir faydası olmadığı gibi haram, zina, gıybetle kalbimizi tahrip edip, günaha düşmekten başka birşey değildir. Değerli olan vaktimizi, bol bol kitap okuyarak, araştırmalar yaparak yani ilmimizi geliştirmek için harcamalıyız.

5. Huşunun Tavan Yaptığı Zaman 'Teheccüd Vakti'

Gün içerisinde çeşitli meşgaleler dolayısıyla vakit namazları dışında çok fazla huşuyu yakaladığımız bir zaman olduğu söylenemez. İşte teheccüd vaktinde günün tüm stres ve kargaşasından uzaklaşmış, Allah’a yakınlaştığımız zamandır. Uzlete çekilip, kalpten duaların yapıldığı ve belkide Allah’ı en çok andığımız zamandır. En güzel andır aslında duaların kabulü için günahların kefareti için bir fırsattır. Uzun uzun secde etmeli, namazlar kılınmalı tesbih edilerek. “Yoksa geceleyin secde ederek ve kıyamda durarak ibadet eden, ahiretten çekinen ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse ( o inkarci gibi) midir? (Resûlüm!) De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak akıl sahipleri bunları hakkıyla düşünür.” (Zümer 9. Ayet) Uzun uzun dualar edilmeli, gözyaşı ile tövbe edilmeli Allah’ a yalvarmalı günahların affı için.” Allah korkusunda ağlayan göze ve bir de Allah yolunda uykusuz kalan göze cehennem haram edildi.” ( Râmuz El-Ehadis 274:10)
 
Kuran Okumak İçin 8 Sebep


1) Okuyana Kıyamet Günü Şefaatçi Olacaktır


Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i:

“Kur’an okuyunuz. Çünkü Kur’an, kıyamet gününde kendisini okuyanlara şefaatçı olarak gelecektir” buyururken işittim, demiştir.

| Müslim, Müsâfirîn 252. Ayrıca bk. Ahmed İbni Hanbel, Müsned, V, 249, 251

2) Hastalıklara Şifa Kaynağıdır


Ey insanlar! İşte size, Rabbinizden bir öğüt, gönüllerdeki dertlere bir şifa, müminlere doğru yolu gösteren bir hidayet ve rahmet geldi.

| Kur’an-ı Kerim, Yûnus 10/57

Hz. Âişe’den (ra) söyle rivâyet edilmiştir:

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hasta olan akrabalarının üzerine okuyarak sağ eliyle onları sıvazlar ve şöyle derdi: Ey Allah’ım, ey insanların Rabb’i, şu hastalığı gider, şifâ ver, şifâ veren Sensin. Senin vereceğin şifâdan başka şifâ yoktur. Hastalığı ortadan kaldıracak bir şifâ ver.

| İbn Mâce, Tıb, 35, 36

[Şifa kaynağı olması bedeni hastalıklarda doktora gitmememiz anlamına gelmemektedir. Peygamberimiz tedaviyi her zaman önermektedir.]

3) Okuyanın Rehberi Olur


Allah, adaleti, hattâ adaletten de fazla olarak ihsanı (en güzel davranışı), muhtaç oldukları şeyleri yakınlara vermeyi emreder. Hayasızlığı, çirkin işleri, zulüm ve tecavüzü yasaklar. Düşünüp tutasınız diye size öğüt verir.

| Kur’an-ı Kerim, Nahl 16/90

İşte Kitap! Şüphe yoktur onda. Rehberdir muttakilere.

| Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi 2/2

Gerçekten bu Kur’ân, insanları en doğru yola, en isabetli tutuma yöneltir..

| Kur’an-ı Kerim, İsrâ, 17/9

4) Her Harfine On Sevap Vardır

Rahmeti sonsuz Yüce Yaratıcı (c.c.), insanlara verdiği sayısız nimetler yanında, ayrıca yaptıkları iyi işlere de kat kat sevap ve mükâfat vermektedir. Kötülükler bir misliyle karşılık gördüğü halde, iyiliklerin karşılığı on, yüz veya daha fazla katını bulabilmektedir.

Kim Allah’a güzel bir işle gelirse, iyilik işlerse, ona on misli verilir; kim de bir kötülükle gelirse, sadece kötülüğüne denk bir ceza görür ve hiç kimseye haksızlık edilmez. (En’âm 6/160) âyeti bu gerçeği ifade etmektedir.

Şüphesiz ki işlerin en hayırlısı ve değerlisi, Cenab-ı Hakk’ın Kelâm sıfatından gelen Kur’ân-ı Kerim’in okunup anlaşılması ve yaşanmasıdır. Onun her bir cümlesi, kelimesi, hattâ harfi Allah Teâla katında ayrı bir kıymeti haizdir ve karşılığı en üst seviyeden verilecektir. Bu hususu Allah Resûlü şu açık beyanlarıyla ifade etmişlerdir:

Kur’ân-ı Kerim’den tek bir harf okuyana bile bir sevap vardır. Her hasene on misliyle değerlendirilir. Ben “Elif lâm Mîm” bir harf demiyorum. Aksine “Elif” bir harf, “Lâm” bir harf, “Mîm” de bir harftir.

| Tirmizî, Sevabü’l-Kur’ân, 16

Zorlanarak Okuyana 2 Katı Sevap Vardır

Kur’ân-ı Kerim’i maharetle okuyan bir insan, Kirâmen Kâtibin melekleri seviyesinde olur. Onu o seviyede beceremeyen fakat halis bir niyet ile okumağa çalışan, okurken de kem küm edip dili dolaşan ve Kur’ân’ı okumak ona zor geldiği halde okuyan insana da iki sevap vardır.

| Buharî, Tevnid, 52; Müslim, Müsafirûn, 244

5) Okunan Evin Kıymeti Artar

Kur’ân, okunduğu yere huzur, mutluluk ve bereket getirir. Okuyan kimselere sevinç verir. Gam ve tasalarını dağıtır, ümitsizliklerini siler, onları canlı ve aktif bir hale getirir. Her türlü vesvesenin o insanlardan ve okunan yerlerden kaçmasını sağlar. Cinnî ve insi şeytanlara karşı onları korur.

Allah Resûlü Kur’ân’ın bu yönünü şu benzetmeyle anlatır:

Kur’ân okunan evin hayrı artar; oturanları sıkmaz. Böyle evlere melekler toplanır, şeytanlar uzaklaşır. İçinde Kur’ân okunmayan ev oturanlara dar gelir; böyle evlerin hayır ve bereketi az olur; melekler uzaklaşır; şeytanlar üşüşür. İçinde Kur’ân okunan, anlam ve yorumuyla meşgul olunan ev, yıldızların yeryüzünü aydınlattığı gibi, sema ehli için aydınlatılır.

| Darimî, Sünen, 2/429-430; Heysemî, Mecma’üz-Zevaid, 7/171

6) Kur'ân Okunan Yere Melekler, Rahmet ve Sekîne İner

İlâhî kelâm, öyle büyük bir te’sire sahiptir ki, okunmasıyla sadece insanlar değil, melekler de etkilenir ve onu dinlemek için gelir, okunan yer bir rahmet ve sekînet (huzur-güven) ortamına döner. Bütün toplumun Kur’ân’la içli-dışlı olduğu düşünülürse, böyle bir toplum, emniyet ve güvene, meleklerin korumasına lâyık bir kıvama gelmiş demektir.

Hz. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), bu hususu şöyle ifade buyurur:

Bir topluluk Kur’ân’ı okuyup, onu aralarında müzakere etmek üzere Allah’ın evlerinden birinde bir araya toplandıklarında, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah’ın rahmeti bürür. Melekler de onları kanatlarıyla sararlar. Allah Teâlâ da, onları huzurunda bulunan yüce topluluğa (meleklere) anar.

| Ebu Davud, Salât, 349; Müslim, Zikir, 38

7) Görev Vermede Tercih Sebebidir

Kur’ân’ı okuyan ve içindekileri yaşayan kimseler, insanların hak ve hukûkuna riâyet etme, kendi görev ve sorumluluklarını muhakkak yerine getirme, hüküm ve davranışlarında adaletten ayrılmama gibi çok önemli hasletlere sahip olacaklarından dolayı Hz. Peygamber birtakım görevlendirmeler yapacağı zaman bu hususu bir ölçü olarak kabul etmiş ve böylelikle Kur’ân’ı bilmeye dikkatleri çekmiştir.

Bu konuyla ilgili pek çok örnek bulmak mümkündür. Meselâ, imamlık gibi son derece önemli bir görevde, Kur’ân’ı en çok bilenin tercih edilmesini tavsiye buyurmuş, (Müslim, Mesacid, 289-291; Tirmizî, Salât, 60) Allah Resûlü’nün Yemen’e gönderdiği heyetin başına yaşça en küçük olmasına rağmen Kur’ân’ı iyi bilen birini başkan seçmiş (Heysemî, 7/161) ve değişik görevlendirmelerde aynı yolu takip etmiştir. (İ. Hacer el-Askalânî, Metalibü’l-Âliye, 2/208-209) Bütün bu uygulamalar, Kur’ân okumanın ve incelikleriyle onu bilmenin önemini gösteren hususlardır.

8) Kur'ân, Okumayana ve Amel Etmeyene Kıyamet'te Şikayetçi Olacaktır

Kıyâmet günü bir adam getirilir. Kur’ân, bu insanın karşısına bir insan kılığında çıkar. Getirilen bu adam, Kur’ân’ın farzlarını zayi etmiş, yasaklarımı çiğnemiş, yap dediklerini yapmamış, yapma dediklerini yapmış biridir. Kur’ân, bu kişiyi Allah’a şöyle şikayet eder: “Ya Rabbi, benim âyetlerimi ne kötü ezberledi, sınırlarımı çiğnedi, farzlarımı yapmadı, bana uymayı terketti, günah saydığım şeyleri işledi.” Kur’ân, ortaya deliller koyarak davasını sürdürür. Bunun üzerine Yüce Allah: “Al bu adamı, ne hali varsa görsün” buyurur. Kur’ân, onu elinden yakalar ve yüzüstü Cehennem’e atıncaya kadar peşini bırakmaz. (Heysemî, 7/160) Başka rivayetlerde de, Kur’ân’ın kıyamet gününde insanların leh ve aleyhlerinde delil olacağı belirtilmiştir. (Müslim, Taharet, 1; Tirmizî, Deavât, 85)

Netice itibariyle, Yüce Yaratıcı’nın rahmet vesilesi olarak gönderdiği İlâhî Kelâm, okumamız ve anlamamız gerekli olan bir konuma sahiptir. O, hem dünya hem de âhiretimiz açısından kurtuluş vesilemizdir. Dünyada bizler için önemli bir nasihat, dertlerimize şifa, hidayet kaynağı ve rahmettir. İnsanlığın dertlerine reçete olup, onları en doğru yola iletir. Kur’ân’ın okunduğu yeri melekler ziyaret eder ve orada huzur olur. Kur’ân’ın okunup anlaşılması, Allah katında insanlara üstünlük kazandırır. Kur’ân, kabirde bir nûr olur. Zorlanarak öğrenip okuyanın mükâfatı iki kat verilir. Okunan her harfi için, en az on sevap vardır. Kur’ân’dan uzaklaşılınca, o, âhirette uzaklaşanlardan şikayetçi olur. Onu unutma büyük bir vebal olup, emanete sahip çıkmama anlamına gelir. Kur’ân, insana ve topluma huzur ve güven getirir.
 
Canim buradaki gruplar cok guzel dua kardesligi yapiyorlar masallah. Burasi cok guzel bir platform o acindan da. Birbirini tanimayan insanlar ne guzel birlesip tek yurek oluyorlar
 
Bugün yeni kararlar günü
Ayın ilk günü
Daha önce yapılan hatalar veya yapılmayan güzellikler veya yapılan olumlu davranışların hesap günü
Hedefler belirleme günü
Sil baştan Başlama günü

Hadi durma dedim kendime
Ömür geçiyor
Yaş 25 İ geçiyor
Uykudan uyanmak için her gün Bi fırsat
Rabb E yakınlaşmak için güzel bir gün

Ömrüm berrak olsun Rabb im
 
Masallah nr guzel yazilar ne guzel kararlar
Elle yazilinca daha akilda kalici daha ozenli oluyor degil mi ?
Rabbim hakkiyla yerine getirmeyi nasip etsin


Düşündüm taşındım hedeflerimi belirledim hayallerimi düşündüm be verdim kararımı biiznillah


Şimdi eşe kahvaltı hazırlama ve yarının yemeğini yapma aşamasındayım

Dediğin gibi akılda kalmıyor ama yazı çok cezbedici oluyor
 
hayırlı sabahlar arkadaşlarım :)

bin şükür ki toparlandım..

dün bir cüz okudum .. 12.cüze geçtim


kurallarımı uygulamaya başladım daim olsun inşaallah

zikrimi çektim ..

evimi temizledim

aile ziyaretimi yaptım desteğimi oldum
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…