dini paylaşım alanı

1 AYET: ''(Yer) üzerinde bulunan her canlı yok olcaktır. Ancak azemet ve ikram sahibi rabbinin zatı baki kalacaktır.'' (RAHNAN:26-27)

1 HADİS: ''Her insan hata yapar hata yapanların en hayırlıları tevbe edenlerdir.'' (TİRMİZİ)

1 DUA: ''Ey ALLAH'ım (c.c) Beni islam'a hidayet etmişken beni ondan,onuda benden ayırma,ta ki müslüman olarak ölene kadar.'' (ABDULLAH B.ÖMER R.A)
 
“İyi arkadaşla kötü arkadaşın misâli; misk taşıyanla körük çeken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan ikram eder veya sen ondan satın alırsın. Körük çekene gelince; o, ya senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirâyet eder.” (Buhârî, Buyû, 38)
 
inşirah suresi

Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla
(Ey Muhammed!) Senin göğsünü açıp genişletmedik mi?﴾1﴿ Belini büken yükünü üzerinden kaldırmadık mı? ﴾2-3﴿Senin şânını yükseltmedik mi? ﴾4﴿ Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. ﴾5﴿ Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. ﴾6﴿ Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. ﴾7﴿ Ancak Rabbine yönel ve yalvar. ﴾8﴿
 
Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma
(25. Kur'an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
26. (Hâl böyle iken) nereye gidiyorsunuz?
27,28. O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.)
 
Günaydın herkese hayirli ramazanlar ilk defa yazıyorum bu bölüme. Kendimi iyi hissedemiyorum sürekli beynim sorgu halinde ve imanim zayıflıyor sanki. İbadetlerden kopmamaya çalışıyorum ama aradığım huzur yok içimde anneyim hep aklıma kötü şeyler geliyor. Baş edemiyorum ahiret inancı özellikle nasıl güçlenir? Okuyorum ama kime inanacagimi da bilmiyorum o kadar farklı görüşler var ki... Bunalttiysam kusura bakmayın. Hakkınızı helal edin.
 


öncelikle mesajını yeni gördüm arkadaşım..
hşgeldin aramıza..

bunalma daralma daima oluyor maalesef..
Kur anı okuyalım inanılacak en doğru adres o ..
 
Allah'ın selamı üzerinize olsun arkadaşlar...
Buraya ilk kez yazıyorum. Aslında bütün sayfaları okuyup öyle yazmak isterdim ama beklemek istemedim. İnşallah vakit buldukça mesajları da okuyacağım. Ben de zaman zaman ibadetlerinden zevk alamayanlardanım, bu durum beni fazlasıyla üzüyor. Belki şeytan bu açığımı gördüğü için beni daha çok buradan vuruyor bilemiyorum. Ne yapmam lazım sizlere danışmak istedim. Öyle 1-2 gün süren geçici bir durum değil. Sanki gafletim üzerime ölü toprağı serpiyor. Namazlarımdan zevk almıyorum bazan, içimden dua etmek gelmiyor. Neden böyle olabilir ve ne yapmam lazım görüşlerinizi, önerilerinizi ve dualarınızı bekliyorum.
 
La havle vela kuvvete illa billahil Aliyyül Azim (Yüce ve büyük Allahtan başka güç ve kudret sahibi yoktur.)’ zikrinin çok büyük sırları vardır. Peygamberimiz (s.a.s) bu zikrin 99 derde deva olduğunu söylemiştir.
 

İbadetleri yaparken isteksiz olmamızın bazı nedenleri vardır:

1.
Yaptığımız ibadetlerin kıymetini ve değerini tam anlayamadığımızdan olabilir.

Bu konuda bize ibadetlerin mahiyetini anlatan eserlerden istifade etmek gerekir.

2.
Bulunduğumuz ortamlar manen çok kötü olabilir.
Nitekim leş bulunan bir yerde burnumuz rahatsız olur. Bunu gibi, haramların çok işlendiği bir yerde ruhumuz rahatsız olacağı için ibadetlerden zevk alamayabiliriz.

3.
Hasta bir insan yediği ve içtiği şeylerden tam zevk alamaz.
Örneğin dili yaralı olan biri yediği yemeğin tadına ve lezzetine varamaz. O halde tadavi olmalıdır. Biz de işlediğimiz günahlarla kalp ve ruhumuzu yaralıyor ve hastalandırıyoruz. Bu nedenle ruhun gıdası olan ibadetleri yaparken tam zevk alamıyoruz. Onu için tedavi olmak gerekiyor. Ruhun tedavisi önce tövbe ve istiğfar, sonra da bir daha günahlara girmemeya çalışmaktır.

Burada önemli bir konu var. Hasta insan yediği gıdalardan zevk alamaz, ama yine de yemeye ve içmeye devam eder. Çünkü gıda almaya mecburdur. Biz de ibadetlerimizde zevk almasak da devem etmeliyiz. Çünkü, ruhumuz gıdaya muhtaçtır. İnşallah zamanla zevk almaya başlayacağız ve yaptığımız ibadetlerde biz günahlardan koruyacaktır.
 
Evet üç husus da doğru ama en çok üçüncüsü vardı benim aklımda. Yani daha sorarken sebebin bu olduğunu düşünerek sormuştum. Ama günahları terk etmek ifadesi benim için çok belirsiz bir ifade. Şimdi hangi dini kaynağı açsam günahlara tövbeden bahseder, o kadar aşinayız bu kavrama evet ama günlük hayatta hangi davranışımızın günah olduğunun farkında da değiliz bir yandan. Ben işte bu farkındalık nasıl oluşur ve artar biraz bunun derdindeyim. Bir ara gündemimde dedikodu vardı ve çevremdeki herkesin konuşmasına dikkat ediyordum, aman allahım gördüm ki inanılmaz derecede dedikodu yapıyoruz. Oysa sorsanız çoğu insan dedikodu yapmadığını iddia ediyor. Dedikoduyu nedense apartman penceresinde mahalle bekçiliği yapan teyzelerle sınırlamışız, maşallah kime sorsan dedikodu yapmıyor. Burada mesela günahın tanımını bilmemek var. Böyle bir durumda acaba günahın ne olduğunu mu öğrenmekle başlamalıyız? Yoksa her gün "günahlarıma tövbe ediyorum allahım" demenin pratikte bir faydası olamıyor insana. Veya da ne bileyim diyetteki insanların yedikleri her lokmayı yazdıkları gibi bir defter tutup o günkü görebildiğimiz günahlarımızı mı not etmeliyiz? Böylece "çok yiyormuşum da farkında değilmişim" misali ne kadar günahlar içerisinde kaldığımızı fark edebiliriz. Ne bileyim pratikte neler yapılabilir ben bunları düşünüyorum, yoksa "günahlara tövbe"yi duymayan mı kaldı günümüz teknolojisinde?
Sahihuban senin de fikirlerini merak ediyorum doğrusu...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…