arkadaşım eniştesini anlatırdı sizin eşinizi anlattığınız gibi. zor şartlarda doğuda 12 kardeş büyümüşler, hızlı olanın doyduğu bir ortam. adam devlette çok çok üst düzeyde bir pozisyondaydı ama yeme alışkanlığı o günlerden kalma devam ediyor diyorlardı. tabağındaki yemeğe ortaya konulan, salata, zeytinyağlı, meze bitmeden başlamazmış.
benim eşimde ne bulsa yer, kimseyi düşünmez kafadaydı ilk başlarda. onun geniş ailesinde yemekler tencereyle değil kazanla pişiyor. herkes çok çok iştahlı. evlendikten 3 yıl falan sonra geniş aileyle bir araya gelmiştim ilk defa, yemin ediyorum onlar yedikçe benim midem bulandı. yemek yemiyorlar, yemekle kavga ediyorlar, savaşıyorlar adeta. çıktığı ortamı görünce asilzade oldu gözümde. sevdiği bir şey oldu mu bitinceye kadar rahat etmezdi, ben 2 günlük yapıyorum bir günde biterse yapmam dedim. yapmadımda. kolay sakinleşti eşim, laftan anlar biridir zaten. ama çocuğun hakkını yemek bu gerçekten çok abartı, tahammül edememeniz çok normal.
ben yapmayınca bimde satılan kazandibiyle nefsini törpülüyor bizimki. sizde özenip yaptıklarınızı çocuğunuza saklayın verin ona ucuz dandik tatlıları. çocuğun babam bana bırakmayacak diye tedirgin olması ne fena bir şey yahu.