Durumlar 😢

Kızlar kendimi iyi hissetmiyorum. Konuyu en azından yorumlaşıp birbirimize psikolojik anlamda destek oluruz belki diye açıyorum. Neden iyi hissetmediğimin sebebini yazmama gerek yok sanırım. İzmir'deyim, çok şükür depremlerden etkilenen akrabam, yakınım, tanıdığım vs yok. Yani olması gerekmiyor zaten hepsinin acısını içimde hissediyorum. Tanımakla alakası yok bunun. Çoğumuz aynı durumdayız psikolojik olarak, biliyorum. En ufak bi seste, titreşimde yerimden hopluyorum. Geceleri uyuyamıyorum bile sonra sabah işe geç kalıyorum. Yalnız değilim, annem ve kardeşim var ama onlara rağmen korkuyorum. Hayır bildiğiniz anksiyete gibi bişey bu. Hayatı kendime zorlaştırıyorum. Asla boşveremiyorum. Zaten resimlerden, videolardan kaçmak imkansız. Geceleri kurtarma çalışmalarını izliyorum TV'den, mutlu oluyorum onların adına. Hayatı sorgulamaya da başladım. Hayat o kadar anlık ki, küçük şeylere üzülmeyeceğim bundan sonra diyorum kendime pay çıkarıp. Ama yok yani benim için de hayat durdu. Akşam haberleri izlerken gözlerimin yaşlarına hakim olamıyorum. Yemin ederim olduğu günden beri bir saat bile şöyle rahatça oturmamışımdır. Böyle olan var mı? Nasıl baş ediyorsunuz? Ben ki hep başkalarına verdiği mantıklı tavsiyeler ile sevilirim çevremde. Evet mantıklı düşünüyorum kendim için ama hep duygusal davranıyorum son günlerde. Sizler nasılsınız? Biraz dertleşirsek destek hissederiz belki birbirimizin üzerinde...
Maalesef hiç birimizde psikoloji kalmadı özellikle İzmir depremini yaşadıktan sonra zaten korku içimdeydik
 
Kızlar kendimi iyi hissetmiyorum. Konuyu en azından yorumlaşıp birbirimize psikolojik anlamda destek oluruz belki diye açıyorum. Neden iyi hissetmediğimin sebebini yazmama gerek yok sanırım. İzmir'deyim, çok şükür depremlerden etkilenen akrabam, yakınım, tanıdığım vs yok. Yani olması gerekmiyor zaten hepsinin acısını içimde hissediyorum. Tanımakla alakası yok bunun. Çoğumuz aynı durumdayız psikolojik olarak, biliyorum. En ufak bi seste, titreşimde yerimden hopluyorum. Geceleri uyuyamıyorum bile sonra sabah işe geç kalıyorum. Yalnız değilim, annem ve kardeşim var ama onlara rağmen korkuyorum. Hayır bildiğiniz anksiyete gibi bişey bu. Hayatı kendime zorlaştırıyorum. Asla boşveremiyorum. Zaten resimlerden, videolardan kaçmak imkansız. Geceleri kurtarma çalışmalarını izliyorum TV'den, mutlu oluyorum onların adına. Hayatı sorgulamaya da başladım. Hayat o kadar anlık ki, küçük şeylere üzülmeyeceğim bundan sonra diyorum kendime pay çıkarıp. Ama yok yani benim için de hayat durdu. Akşam haberleri izlerken gözlerimin yaşlarına hakim olamıyorum. Yemin ederim olduğu günden beri bir saat bile şöyle rahatça oturmamışımdır. Böyle olan var mı? Nasıl baş ediyorsunuz? Ben ki hep başkalarına verdiği mantıklı tavsiyeler ile sevilirim çevremde. Evet mantıklı düşünüyorum kendim için ama hep duygusal davranıyorum son günlerde. Sizler nasılsınız? Biraz dertleşirsek destek hissederiz belki birbirimizin üzerinde...
hepimiz aynıyız. bu hemen geçmeyecek bir süreç. boşverme kelimesi zaten cok anlamsız, bunu yapabilmek icin duygusuz olmak lazım. insanoğlu her acıya alışıyor buna da alışacagız ve zamanla hafifleyecek..
 
Başedemiyoruz yavrum günlerdir dışarı çıkmamıştım dün çıkmam gerekti o kadar yürümüşüm ki butün bacaklarımın heryeri et kesmiş ağırıyor bende izmirdeyim sonumuz aynı diyorum maalesef
bugün ben de dışarı çıktım, eve yeni geldim, kafam dağıldı. iyi geldi. insan içine karıştım, sahiden iyi geldi. alt kattaki gürültücü, hiç sevmediğim komşum bir süredir evde yoktu. eve gelmişler, başlamışlar yine gürültüye. nedense çok "normal" hissettirdi bu durum bana.

hafta sonu çalışmıyor bizim şirket. ama bir müşteri bişey sormuş, derdine düştüğü şey öyle sinirimi bozdu ki anlatamam. pazartesi kontrol edeceğim dedim hala bik bik ötüyor, darlamak istiyor kendince. Cevap yazmıyorum bile artık. İnsanlar da ne sa*lak özür dilerim ama. ne zaman deprem olsa izmirde, iş arkadaşlarımızla dalga geçtiğimiz bir konu var. allah göstermesin ama enkaz altında kalsak bile yine iş yaptırmak isterler diye. düşünsenize ben belki öldüm o an ama müşterinin derdi "wurstria hanıma ulaşamıyorum, acil ilgilenir misiniz şu işle???!!!" diye ötekilere mesaj atmak olacak. :KK53:
 
Ara sıra psikologlardan destek almisligim var. Ancak beni bu felaketten sonra psikiyatrist paklar. Gördüğüm görüntüler ileride nasıl etkileyecek beni, ben ekrandan izlerken böyle oldum ya yaşayan insanlar ne olacak.Birde öyle yorumlar var ki... Cevap yazıp yazıp siliyorum.(korkudan) . Az önce Instagram da önüme Yeliz Yeşilmen in videosu düştü . Kadın ağlıyor yakınlarım enkaz altında diye.ya ne yorumlar ...inanamıyorum.
 
Ara sıra psikologlardan destek almisligim var. Ancak beni bu felaketten sonra psikiyatrist paklar. Gördüğüm görüntüler ileride nasıl etkileyecek beni, ben ekrandan izlerken böyle oldum ya yaşayan insanlar ne olacak.Birde öyle yorumlar var ki... Cevap yazıp yazıp siliyorum.(korkudan) . Az önce Instagram da önüme Yeliz Yeşilmen in videosu düştü . Kadın ağlıyor yakınlarım enkaz altında diye.ya ne yorumlar ...inanamıyorum.
mümkün mertebe kafa dağıtıcı şeyler yapmak lazım, ben artık böyle düşünüyorum. ilk birkaç gün zaten olayın şokundan ve taze olmasının etkisiyle istesen de hayatına devam edemiyorsun ama biraz zaman geçtikçe hayat seni devam etmeye zorluyor. çünkü yaşama isteği her şeyden çok ağır basıyor.

bir örnek vereceğim, asla kıyas yapmıyorum zaten tırnağı bile olamaz, gelecekte de olmasın da inşallah ama kasım ayında gece vakti izmirde deprem oldu. merkezüssünde olduğumuz için 4.9'luk bir depremi kısa da sürmesine rağmen çok daha fazla şiddetli hissettik. herkes kendini dışarı attı, bütün sokak. ve 2 gün asla kafamdan atamadım. sonra hayatta kalma isteğim ağır bastı ve ben garip bir şekilde deli gibi dışarıda gezmek, eğlenmek istedim. o hafta sonu cumartesi gecesi evde kalmadım, pazar gecesi de çok geç döndüm. o süreçte ben dışarıdayken gündüz artçılar olup duruyordu, evde olsam hissedip yalnız olmanın verdiği etkiyle de korkacaktım. ama dışarıda olduğum için hissetmedim bile. sonraki günler de normale döndüm. rutinlere dönmek sanırım böyle olaylardan sonra bize en iyi gelebilecek şey. en azından kayıp vermeyenler, hasar almayanlar için hayat istesek de istemesek de devam ediyor ve rutinlerin arasında bi şekilde unutmak zorunda kalıyoruz. bi de şu açıdan düşünmek lazım, geride kalanlar için güçlü olmak zorundayız. çarkları döndürmek zorundayız.
 
hepimiz aynıyız. bu hemen geçmeyecek bir süreç. boşverme kelimesi zaten cok anlamsız, bunu yapabilmek icin duygusuz olmak lazım. insanoğlu her acıya alışıyor buna da alışacagız ve zamanla hafifleyecek..
mecburen rutinlerimize döneceğiz, hayattaki sorumluluklarımız kendimizi salmamıza fırsat vermiyor.
 
Maalesef hiç birimizde psikoloji kalmadı özellikle İzmir depremini yaşadıktan sonra zaten korku içimdeydik
2020'deki mi?
eğer oysa, ben onda inanılmaz soğukkanlıydım ya. şimdi düşününce bu ben miyim falan diyorum. ilk başlarda her zamanki sallanmalardan biri zannedip mutfaktaki yemeğime devam etmem ve durmayıp daha da şiddetlenmesi üzerine son saniyelerinde ciddiyetini farkedip masa altına girmem (ki masa yanı olmalıydı, altına girerek yanlış yaptım) deprem bitince evdekileri alıp, tek başına yakalanan karşı komşuyu da sakinleştirip hep beraber aşağı inerken "sakin ama hızlı bi şekilde aşağı inelim, anahtarını, cüzdanını, telefonunu unutmasın kimse" demem, inerken de bina duvarlarında sorun olmadığını gördükçe yanımdakileri "bakın binada sorun yok, evet bu çok iyi bişey" falan diye sakinleştirerek iyi bir stres yönetimi yaptığımı düşünüyorum. ki uzun süren, şiddetli önemli bir depremdi. bayraklıda kaç bina yıkıldı, bizim binada tabak bile devrilmedi. açıkçası onu öyle yaşamış olmak, hasar almamış olmak zeminine ve civardaki evlere güvenmemi sağladı.
 
Gaziantepteyim 10 gündür yikanmadim pek uyumadim isyerimin konferans salonunda yerde uyuyorum. Hataydaki is arkadaşlarım bazilari öldü cesetlerini filan belirledik. Sosyal medyaya ben de bakmıyorum çünkü suçluluk dışında bir şey hissettirmiyor. Hayatta kaldığım icin evim zarar görmediği için su an elektrikli internetli yemek bulabildiğim bir yerde oldugum bazen suçlu hissediyorum ama neselenmeye çalışıyorum. Deprem anlarını yeni yeni hatırlamaya başladım 2si de hafızamdan silinmişti çok uzak geliyordu. Calisiyorum işimi yapiyorum bana verilen is neyse onu yapıyorum yardım için banka hesaplarına destek oluyorum yapamadığım şeyler için suçlu hissetmemeye çalışıyorum. Suçluluk hissi çaresizlik hissi bazen geliyor ve en kötü his o. Ama sucluluk duygusunun çok işime yaramadığını fark ettim ve sosyal medyadan uzak duruyorum. İstanbul'daki erkek arkadaşıma da dedim lütfen bana bir süre negatif şeyler deme sürekli aramami ve depremden konuşmamı bekleme çünkü arada normal hayat hissini yaşamaya ihtiyacim var dedim. Sakalasiyorum bazen aynı yerde kaldığım kişilerle cocuklarla oynuyorum nese bence güzel bir duygu. Ve yas sürecinin bir parçası olduğuna inanıyorum. Sürekli deprem düşünmek ve kendimize işkence etmek zorunda oldugumuza inanmıyorum elimizden geleni yapıp aşırı düşünme kaygı vesvese gibi şeylerden biraz uzaklaşmak bence.
İyi olmana çok sevindim, giden her can bizim olsa da bildiklerimiz çok daha başka. Geçmiş olsun, güzel günler yakınında olsun inşallah
 
Gözlerim sürekli lambada, oturduğum her yerde, başımı yastığa koyduğum her yerde sürekli toprak kayıyormuş gibi hissediyorum. Evde çoğunlukla yalnız kalıyorum. Eşim sürekli işte, haftada iki gün gündüz, kalan günlerde ya 4-12 ya da gece vardiyasında. Yalnız kaldıkça kuruyorum. Deprem bölgesine çok yakındayım ama güvenli bölge denen yerdeyim. Neye göre güvende bilmiyorum. Şu an için şehrimde yıkım yok, zihnen darmaduman haldeyim. Kendimi kitaplara verdim, delirmiş gibi sürekli kitap okuyorum. Hiçbir şey anlamadığımı fark ediyorum bazen, baştan başlıyorum. Sanki zihnimi serbest bırakırsam, sürekli felaket senaryoları yazacak gibiyim. Şu yaşıma kadar izlemediğim kadar çok TV haberi izledim. Televizyonu kapatamıyorum.
Sesini kıssam da gözüm hep orada bir yandan. Sürekli ağlıyorum, sürekli bir umut bekliyorum. Zeynep, Hilal, Kamil, Ali...
Enkazdan çıkarılan her can için ağlayarak seviniyor, ölenlere ağlayarak kahroluyorum.
Evimde kullanmadığım ne varsa topladım hepsini Akut'a götürdüm. Bilmiyorum nasıl toparlayacağız halimizi. Kendim için değil bu sorum, ben delireyim dert değil, nasıl düzelteceğiz bunca yok oluşu halklar olarak, bilmiyorum. Tarihler yol oldu, kentler yok oldu. Bin yıldır ayakta duran yapılar yok oldu.
Bütün yaz hayalini kurdum bu kentleri gezmenin. Urfa, Mardin, Maraş, Diyarbakır, Adıyaman...
Hepsini tek tek gezelim dedim eşime. Neye heves ettiysek, yok oldu gitti hepsi.
Bunları unutturacak daha büyük dertlerden uzak olsun insanımız artık.
Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Geçmiş olsun güzel ülkem.
 
Bende kaygıdan , üzüntüden çok agresif ruh halimle mücadele ediyorum, bir elimde tansiyon aleti bir elimde telefon...
 
Bana göre duyarli olan tüm türk halki su anda travma yasiyor. Depremi yasayanlardan farkli tabi. Onlarin ki bambaska bir boyut. Ama deprem tehlikesi en agir sekilde herkesin gözü önüne geldi. Görüstügüm herkesin üstünde bir korku var su anda. Insanimizin bu durumda olmasi ve elden fazla birsey gelmemesi insanlari derinden sarsti. Kaldiklari evlere bile güvenleri kalmadi.
Cok garip bir duygu oturup hickira hickira aglayasim var, bir tarafim da uyusuk hissediyor. Ben yurtdusundayken böyle hissediyorum, Türkiyedeki insanimizi düsünemiyorum bile. Allah herkesin yardimcisi olsun.
 
2020'deki mi?
eğer oysa, ben onda inanılmaz soğukkanlıydım ya. şimdi düşününce bu ben miyim falan diyorum. ilk başlarda her zamanki sallanmalardan biri zannedip mutfaktaki yemeğime devam etmem ve durmayıp daha da şiddetlenmesi üzerine son saniyelerinde ciddiyetini farkedip masa altına girmem (ki masa yanı olmalıydı, altına girerek yanlış yaptım) deprem bitince evdekileri alıp, tek başına yakalanan karşı komşuyu da sakinleştirip hep beraber aşağı inerken "sakin ama hızlı bi şekilde aşağı inelim, anahtarını, cüzdanını, telefonunu unutmasın kimse" demem, inerken de bina duvarlarında sorun olmadığını gördükçe yanımdakileri "bakın binada sorun yok, evet bu çok iyi bişey" falan diye sakinleştirerek iyi bir stres yönetimi yaptığımı düşünüyorum. ki uzun süren, şiddetli önemli bir depremdi. bayraklıda kaç bina yıkıldı, bizim binada tabak bile devrilmedi. açıkçası onu öyle yaşamış olmak, hasar almamış olmak zeminine ve civardaki evlere güvenmemi sağladı.
Evet 2020 deki ben 18. Kattaydım bayraklı da yıkılan binalara sadece bir sokak ötede :KK43:
 
Mersin'deyim ben de depremin ilk olduğu gece artık tesadüf mü uyandim tam yatağa uzandım hafif başladı geçecek şimdi derken öyle bir şiddetlendi Altan Altan bina yan tarafa gitmeye başladı evin için den eşyaların sesleri geliyor düşmesi artık buraya kadarmış dedim yıkılacak şimdiye kadar hiç böyle olmamıştı çünkü sonra yavaş yavaş azaldı dışarıya çıktık .

Sanırım sabah 8 gibi eve geçtik sonra 2.deprem oldu oda şiddetli idi kapılar çarpmaya başladı vs dışarı çıktık bizim ev yüksek kat bir tanidigimiz bu gece biz de kalın dedi onun evi müstakil bahçeli orada kaldık .

Burada yıkım olmadı ama psikolojik olarak çöktük.

Rabbim bir daha yasatmasin inşallah
 
Aile dostlarımız komşularımız var Hatay, Kahramanmaraşli Adıyaman li bir sürü akrabası vefat eden yada enkaz altında olan hala.
 
Ne kadar da yalnız değilmişim 😔 Allahım sen aklımıza mukayet ol ben öyle kötü bir yerdeyim ki psikolojik olarak oğlumsuz tuvalete gitmiyorum, olurda benden ayrı kalır deprem olur o başka oda da ben başka odada korkusu iliklerime kadar titretiyor beni kafayı yemek üzereyim 😔
 
Kızlar kendimi iyi hissetmiyorum. Konuyu en azından yorumlaşıp birbirimize psikolojik anlamda destek oluruz belki diye açıyorum. Neden iyi hissetmediğimin sebebini yazmama gerek yok sanırım. İzmir'deyim, çok şükür depremlerden etkilenen akrabam, yakınım, tanıdığım vs yok. Yani olması gerekmiyor zaten hepsinin acısını içimde hissediyorum. Tanımakla alakası yok bunun. Çoğumuz aynı durumdayız psikolojik olarak, biliyorum. En ufak bi seste, titreşimde yerimden hopluyorum. Geceleri uyuyamıyorum bile sonra sabah işe geç kalıyorum. Yalnız değilim, annem ve kardeşim var ama onlara rağmen korkuyorum. Hayır bildiğiniz anksiyete gibi bişey bu. Hayatı kendime zorlaştırıyorum. Asla boşveremiyorum. Zaten resimlerden, videolardan kaçmak imkansız. Geceleri kurtarma çalışmalarını izliyorum TV'den, mutlu oluyorum onların adına. Hayatı sorgulamaya da başladım. Hayat o kadar anlık ki, küçük şeylere üzülmeyeceğim bundan sonra diyorum kendime pay çıkarıp. Ama yok yani benim için de hayat durdu. Akşam haberleri izlerken gözlerimin yaşlarına hakim olamıyorum. Yemin ederim olduğu günden beri bir saat bile şöyle rahatça oturmamışımdır. Böyle olan var mı? Nasıl baş ediyorsunuz? Ben ki hep başkalarına verdiği mantıklı tavsiyeler ile sevilirim çevremde. Evet mantıklı düşünüyorum kendim için ama hep duygusal davranıyorum son günlerde. Sizler nasılsınız? Biraz dertleşirsek destek hissederiz belki birbirimizin üzerinde...
Konunuzu okurken bile gözlerim doldu. Gözümüzün yaşı dinmiyor ki. Zor günler geçiriyoruz, gündüzler bir şekil geçiyor. Hava kararinca heleki gece uzanacagimiz zamn büyük korkular başlıyor. Havanin biran önce aydinlanmasini istiyoruz. Psikolojimiz iyi degil. Allah'ım hepimizin yardımcısı olsun. 🤲🏻
 
Yorumlara şöyle bi baktım da, ben de depremden çok korkuyorum o kısım bambaşka bir konu ama daha çok korktuğum şey sevdiklerimin başına bir şey gelmesi. Hayattan hiç umudum kalmadı benim. Enkaz altında olup ve o an can verenlerden daha çok canımı yakan şey , saatlerce enkaz altında yardım bekleyen insanlar, enkaz altında sevdiği olup da dışarda nefes alan insanlar...


Hiç yakinim akrabam yok deprem bölgesinde. Ama evden sanki cenaze cıkmış gibi ben bi tarafa baygın yatıyorum annem bi tarafa.


Günlerdir evde yemek pismedigini farkettik . Acıkmıyoruz. Uyku yok. Uyumuyoruz doğru dürüst. Okulların tatil olması hiç iyi olmadı.

Ben çok depresyonda hissediyorum. Nasıl atlatacağız bu acıları ?

Nasıl toparlayacağız? Benim mantığım bitti. Hiç yaşama enerjim kalmadı.
 
X