cok rahatlatici:)Yeni videolardan çok beğendim buttrfly ❤sağolsun bize yıllardır imajinasyonun ne kadar önemli olduğunu surekli söyler :) videoda altın kurallardan birisi imajinasyon(olmus gibi hissetme, hayal etme)
Karsilama komitesi gibi oluyoruz:)Merhaba hoşgeldiniz :) olumlamalar ve affetme için doğru yerdesiniz incelemediyseniz topicde güzel paylaşımlar var
Karşılama komitesiKarsilama komitesi gibi oluyoruz:)
Ben bu aralar biraz bosladimyeni katilan arkadaslari gordukce gecen seneki halim aklima geliyor:) Nasil heyecanliydim, paniktim, bilgisizdim... guluyorum simdi o zamanlara. Bilmeden istedigim, istemedigim her seyi hayatima cekmisim. Simdi bilincli yapiyorum her seyi
En son bugun yasadigim seyi anlatayim. Teyzemlerle carsiya ciktik. Her yer kalabalik. Gidecegimiz magazaya yaklastigimizda teyzem park yeri bul da park et dedi. Ben de magazanin onunde bulacagim dedim veeeee tam onunde park yeri buldumaksama yazayim topikcanlarima dedim:)))
Bu yasadigim kucuk bir seymis gibi gorulebilir. Aslinda bir kanit. Istedigimiz her seyi hayatimiza cekebiliriz. Yeter ki inananlim.
hayatdevamedecek hep der once temizlik
Yeni baslayan arkadaslarimiz once bilincaltimizi temizleyelim. Cok guzel meditasyon videolari var. Sonra cekim yasasi ile ilgili kitaplari ve makaleleri okuyalim. Sonra gun icinde yasadigimiz mucizeleri gorelim...
Bir de ben topigi ilk sayfadan itibaren okumaya basladim. Hem guncel sayfayi hem baslari ayni anda okudum. Arkadaslarimizin degisimlerini, kendi degisimlerimi gordumCogu arkadasimiza zor geldi bastan okumak bence siz yine de deneyin. Hatta pdf olarak cikartabilsek diyoruz
Son olarakbuttrfly geldigin belli oluyor. Sahra- yine paylasimlarin cok guzel hayatdevamedecek bende saldim gibi. Negatif dusunmeye basladigim zaman hemen ceviriyorum pozitife. Sacmalama hayallerimgercekoldu diyorum. En azindan bunu birakmadim
Eki Görüntüle 2183272 Huzurlu mutlu akşamlar kızlar, bayram sonrası ve yaz yoğunluğuyla ben bu aralar zihinsel bir temizliğe başladım okuduklarımı paylaşmak istedim belki uygulayan olur topicde bulunsun Sevgiler
****
Geçmişte kendini ifade etmemiş, dönüşmemiş enerjiler travmalar karşımızdaki kişilerin bize karşı davranışları olarak ortaya çıkar.
Karşımıza çıkan kişilere her tepki verdiğimizde bizde dönüşmemiş bir enerji var demektir. Bu hali çocukluğumuzda öğreniriz.
Çevremizdeki insanlarda hep aynı şeyleri yaparlar, tepki gösterir ve şuçlarlar.
Bu davranış şeklini öğrenmemeyi seçtiğimizde yani olanın kendi sorumluluğumuz olduğunu kabul ettiğimizde tepki gösterme hali tamamen ortadan kalkar.
Tepki göstermek ateşe benzin dökmek gibidir. Sorumluluk almak ise ateşe su atmak anlamına gelir. Tepki göstermek enerjiyi boşuna kullanmak demektir.
Sizi üzen olay aslında sizi üzen bir durum değil de size hazırlanan bir sınav niteliğindedir. Bu durum ilk defa olmuş ta değildir.
Tepki vermenin ingilizce anlamı “reaction=reaksiyon yani tekrar aksiyondur.
Verdiğiniz tepki yeni değildir. Eskinin tekrarı gerçekleşiyordur.
Siz farkedene kadar benzer durum tekrarlanır durur. Ve siz her seferinde tepki verirsiniz. Çünkü bu çocukluğunuzda ailenizden ve/veya çevrenizden öğrendiğiniz bir şeydir. Bunlar hücrelerinizde kodlanmış durumdadır.
Tepki ( reaction) gösterdikten sonra 2.aşama “Şuçlama” dır. İngilizcede suçlama “ blame” demektir. “Be Lame” kelime anlamı ise “ “sakat olma” dır.
Suçlayarak dikkatimizi kendimizden uzaklaştır ve başkalarına yönlendiririr. Kendimizi özürlü, aciz duruma sokarız. Hayatımızda olanların sorumluluğunu almadıkça bu süreç hep böyle devam edecektir. Suçlama= Blame içimizde olanların yansımasıdır. Ve bu durumun tabii ki sonuçları olacaktır. Karşımızdakini suçlayarak kendimizi kurban rolüne sokar ve gücümüzü inkar ederiz.
Bir sonraki aşama ise; Suçlu hissetme, utanma ve pişmanlıktır. Birini suçladığımızda bilinçsizce kendimizi de suçlu hissederiz. Başkalarını suçlayarak kendimize ihanet etmiş oluruz.
Çünkü başkalarını suçladığımızda ruhumuzun gücünü göz ardı etmiş oluruz.
Yani olanların ruhumuzun kontrolü dışında olduğunu kabul etmiş oluruz. Bu şekilde “ cause=neden” and=ve “ effet=sonuç” kanunu da gözardı etmiş oluruz. Tepkili davranışlar hiç bir şekilde bize hizmet etmezler.
Duygusal olarak hücrelerimize işlemiş olarak bu davranışlar nasıl öğrenildi ise öğrenilmemiş hale de gelebilir. Kendinize güvenin ve emin olun. Unutmayın; hayatınızda terse giden, sizi sinirlendiren olayları bilinçli olarak size sunulmaktadır.
Kendinizi huzursuz hissettiğinizde” duygusal temizlenme rituelini” yapabilirsiniz.
.....
.....
••
Öncelikle karşınıza çkıpta dengenizi bozan kişilerin kesinilikle olan olaylardan haberi yoktur. Onlar sadece “mesaj” getirenlerdir. Onlar geçmişle bütünleşmek için hatıraların yüzeye çıkmasıdır. Bu yüzden “mesaj getiren”lere”saldırmak sonuç vermez. Evrenin limitsiz “mesaj getiren”leri vardır. Burada yapılacak ilk şey “mesaj getiren”i bir kenara bırakmak ve onu unutmaktır. Onlara verdikleri muhteşem hizmet için sadece teşekkür edebilirsiniz. Tepki göstermek yerine tek başınıza kaldığınızda bunun üzerine çalışmak için kendinize söz verebilirsiniz. Emin olun bu tarz bir davranış çok cesaret ister.
Sonra fiziksel, duygusal ve zihinsel drama içine girmeden“ Mesajı Alın” yani mesajın farkına varın. Ve gelen mesajın ne olduğunu hissedin. Ve kendi kendinize “ Ben üzgünüm”, Ben incindim”, “Kendimi çok yalnız hissediyorum” “Kendimi çok kızgın hissediyorum”, Kendimi çok üzülmüş hissediyorum” v.s. İçinizdeki hissin gerçekte bunlardan hangisi olduğunun farkına varın.
Duygusal tepkiyi çağrıştıran duyguları hissetmeye çalışın. Örneğin Kızgınsanız ; elleriniz titreyebilir, solar pleksusunuz sıkışabilir, yüzünüz kızarır. Gerçek hissi tamamıyle tesbit ettiğinizde 2.aşamada bitmiş olur. 3. aşamada gelen hisleri hiç bastırmadan iyice içine girin.Bastırmayın, yok saymayın sadece keşfedin. Bu duygu ile kalın, o anda kalın.
Duyguyu yargılamadan ,herhangi bir sonuç çıkarmadan sadece hissedin. Sonra aynı geçmiş duyguları ne zaman hissettiğinizi düşünün ve bunların dikkatinize gelmesi için izin verin, güvendesiniz, yapabilirsiniz.
Duygusal blokajları bedenizi fiziksel olarak iyice hissettiğinizde son aşama için hazırsınız demektir. Şimdi gelen duygulara bana doğru gelebilirsiniz, korku ve kısıtlama ile karşılaşmayacağını ve yargılamayacağınızı söyleyin.
Duyguya “ şevkat” gösterin. Sevgi ile kucaklayın . Şevkatin ingilizce anlamı” compassion” kelimeyi açarsak “ come pass on” kelimelerini çağrıstırır. Bunun anlamı ise “gel ve devam et”tir. Duygulara aynen böyle söyleyin. Gel, nel olursan gel, ben buradayım. Mevlana da böyle söylememiş midir ? “Gel Ne olursan Gel” Bu teknik dışarıdaki dünyayı deneyimlediklerimiz aslında içimizdeki duygusal durumdan kaynaklanmaktadır.
Barışı hayatımıza almamız, dışarısı ile bağlantımızın olmadığını anlatır. Sevgi ve şevkat kalbinize giden kapının tekrar açılması için kullanacağınız anahtardır.
Bu ritüeli arzuladığınız zaman kullanmayı gözardı etmeyin.
Ben de işe yaradı, yaramaya devam ediyor...
Michael Brown
*****
Geçmişte kendini ifade etmemiş, dönüşmemiş enerjiler travmalar karşımızdaki kişilerin bize karşı davranışları olarak ortaya çıkar.
Atalarımızdan,dedelerimizden sadece genleri almıyoruz ki aslında onların huylarını karakterlerini de alıyoruz. Bazı huylar karakterler; bence işte bu "kendini ifade edememiş ,dönüşmemiş enerjileri" de barındırıyor.Karşımıza çıkan insanlar, olaylar sadece araçlardır bu enerjileri değiştirp dönüştürmemiz için.Dönüştürmediğimiz zaman hala o hisleri,o enerji alanını barındırmaya devam ederiz.Kısır döngü gibi tekrar tekrar aynı olayları yaşar,duyar,görürüz.O olay yada kişilere ne zaman nötr olur hatta pozitifleşirsek o zaman alanımızdan çıkıp giderler;burda yerimiz yok derler : ) Mesela kadın,çocuk tacizlerine içimizden çok tepki veriyoruz,lanet ediyoruz,iğreniyoruz...Ama bu tacizleri yapan insanların yaşadıkları olayları yaşasanız,onların doğduğu ortamlarda yaşayıp o çevrde yaşasanız (akıl noksanlığı,küçükken tacizle geçen hayat,insanlara kin nefret ya da sadece madde duygusuyla yaklaşma...) aynı şeyleri belki de sizler de yapacaksınız.Çünkü o alanda, o enerjide yaşamış olacaksınız. Örnekler çoğaltılabilir...Böyle haberler,olaylar duyduğumuzda içimizden edeceğimiz küfürler,nefret duyguları,... hisler zaten negatif olan duruma negatiflik katar.Zaten negatiflik,sevgisizlik kaynağı o enerjileri sadece pekiştirir.O yüzden ya negatif duygu barındırmamak (bu bende yok diyerek ) ya da en iyisi öylesi olaylara hem yaşamaya hem de yaşatmaya maruz kalmış insanları sevgi dolu,şefkat duyguları ile toplumla barışık mutlu bir şekilde imajinasyon yapmak...Bu cümleler çoğunuza uzak gelecek ama duyguların,enerjilerin mutlak iyiliği ya da doğruluğu yok.Sadece tepkileri var,oluşturdukları alan var.O alana ya yenilerini hatta daha beterlerini katarlar ya da sönerek tükenirler...
merhabalar. ben de geldim. bir suredir olumlama yapiyorum. geçmişi ve insanlari affetmeyle ilgili
harika bir bakis acisiHoşgeldiniz,topiği başından başlayarak okumanızı tavsiye ederim.Zamanla kavrayacaksınız ki affedemediğim geçmişim,insanların hepsi aslında benmişim...Onlar sadece bana aynalık etmiş diyeceksiniz.Başardığınızda o insanları bırakın affetme hissini teşekkür edeceksiniz,şu enerjimi dönüştürmemde bana aracı olup,görevini gerçekleştirdiğin için diye.
Harikasın canim ... kötü yorum yaparak enerjiye çapa atarız bizim hayatımızı da etkiler en iyisi dediğin gibi nötr kalmakGeçmişte kendini ifade etmemiş, dönüşmemiş enerjiler travmalar karşımızdaki kişilerin bize karşı davranışları olarak ortaya çıkar.
Atalarımızdan,dedelerimizden sadece genleri almıyoruz ki aslında onların huylarını karakterlerini de alıyoruz. Bazı huylar karakterler; bence işte bu "kendini ifade edememiş ,dönüşmemiş enerjileri" de barındırıyor.Karşımıza çıkan insanlar, olaylar sadece araçlardır bu enerjileri değiştirp dönüştürmemiz için.Dönüştürmediğimiz zaman hala o hisleri,o enerji alanını barındırmaya devam ederiz.Kısır döngü gibi tekrar tekrar aynı olayları yaşar,duyar,görürüz.O olay yada kişilere ne zaman nötr olur hatta pozitifleşirsek o zaman alanımızdan çıkıp giderler;burda yerimiz yok derler : ) Mesela kadın,çocuk tacizlerine içimizden çok tepki veriyoruz,lanet ediyoruz,iğreniyoruz...Ama bu tacizleri yapan insanların yaşadıkları olayları yaşasanız,onların doğduğu ortamlarda yaşayıp o çevrde yaşasanız (akıl noksanlığı,küçükken tacizle geçen hayat,insanlara kin nefret ya da sadece madde duygusuyla yaklaşma...) aynı şeyleri belki de sizler de yapacaksınız.Çünkü o alanda, o enerjide yaşamış olacaksınız. Örnekler çoğaltılabilir...Böyle haberler,olaylar duyduğumuzda içimizden edeceğimiz küfürler,nefret duyguları,... hisler zaten negatif olan duruma negatiflik katar.Zaten negatiflik,sevgisizlik kaynağı o enerjileri sadece pekiştirir.O yüzden ya negatif duygu barındırmamak (bu bende yok diyerek ) ya da en iyisi öylesi olaylara hem yaşamaya hem de yaşatmaya maruz kalmış insanları sevgi dolu,şefkat duyguları ile toplumla barışık mutlu bir şekilde imajinasyon yapmak...Bu cümleler çoğunuza uzak gelecek ama duyguların,enerjilerin mutlak iyiliği ya da doğruluğu yok.Sadece tepkileri var,oluşturdukları alan var.O alana ya yenilerini hatta daha beterlerini katarlar ya da sönerek tükenirler...
Mevlana "ne olursan ol gel" der bende sendeki negatife ait yer yok,onlara karşı alan yok zaten der.Gel ki kabule geç,alanından çık benim alanıma pozitife geç,sevgiye geç, sonsuza geç,Yaradana geç der
Rica ederim canım ne mutlu banaSahra- çoook teşekkür ederim bu harika paylaşımların için nasıl ilhamlar,enerjiler çıkartıyor içimden
dedikodu da bunun icine girer sanirimEki Görüntüle 2183514
****
Yeni gelen arkadaşlara ve bizlerede hatırlatma olsun. Enerjiye çapa atmak kalıbının açıklaması canlar ....
Evet en kötülerinden... Hatta siz yorum yapmasanız o ortamda bulunsaniz bile çöp kokusu gibi üzerinize sinebilir enerjisi ( biraz kötü bir benzetme oldu kusura bakmayin arkadaşlar ama uzak durmak için akılda kalıcı olur) en iyisi konuşmamak hatta o ortamdan mümkün olduğunca uzak durmak ... Ben eğer o ortamdan ayrılamıyorsam içimden ben bu enerjinin dışındayım diyorum sürekli ve kendimi bir su baloncugunun içinde hayal ediyorum :)dedikodu da bunun icine girer sanirim
dedikodu sevmem de yapmam da. ama isyerinde toplantilarda vs. cok yapiliyor. susturamiyorsun da karşındakini konuyu degistiriyorum firsat bulabilirsem.Evet en kötülerinden... Hatta siz yorum yapmasanız o ortamda bulunsaniz bile çöp kokusu gibi üzerinize sinebilir enerjisi ( biraz kötü bir benzetme oldu kusura bakmayin arkadaşlar ama uzak durmak için akılda kalıcı olur) en iyisi konuşmamak hatta o ortamdan mümkün olduğunca uzak durmak ... Ben eğer o ortamdan ayrılamıyorsam içimden ben bu enerjinin dışındayım diyorum sürekli ve kendimi bir su baloncugunun içinde hayal ediyorum :)
İlla dedikodu olması gerekmez ayrılamadiginiz bir ortam, sevmediginiz içinize sinmeyen konular konuşulurken de aynısı yapılabilir.
Insaniz bazen o konuşmanın içinde buluveriyoruz kendimizi önemli olan hemen fark etmek kendimizi korumak ben de dikkat etmeye calisiyorum.
Haklısın bazen insan hem ortamdan kaçamıyor ya da karşıdaki devamlı konuşuyor. Evet guzel yöntem bir yerde okumuştum o yöntemi hatırlayamadım kaynağını simdi.
Alintilayamamisim ilk mesajda.dedikodu sevmem de yapmam da. ama isyerinde toplantilarda vs. cok yapiliyor. susturamiyorsun da karşındakini konuyu degistiriyorum firsat bulabilirsem.
soyledigin yontemi deneyeyim. su balonu, harika bir fikir!
Hastaneden geliyorum yazmissiniz. Oncelikle gecmis olsun. Umdugunuzdan cok daha guzel sonuclar alirsiniz insallah.Bilincaltimda farkindalik , dikkati oraya yoneltme icin dun paylastigin videodaki teknikleri not almistim.
dun kendime bir amac listesi yaptim. suan en cok ihtiyacim olan "korkmamak". videoda belirlediginiz amac uzerine 3 gun boyunca yazin diyordu.
dun epey yazdim. dun esim eve gelmedi isyerinde kaldi. gecen hafta eve gelmediginde epey zor bir gece gecirmistim.
bu gece ise rahat gecti. evdeki çıt pıt seslerden ürkmedim. kafayi koyunca uyumuşum.
bugun bindiğim dolmus otobanda aslinda hiz siniri icinde ama bana gore hızlı kullanip sıkça sollamalar yapti. bense sofor yaninda idim. normalde gogus arama bicak saplanmasi ve derin bir korku hissi olurdu. icimden "ucuyoruz heyyyy" dedim ve kendimi koltuga biraktim. hastaneden geliyordum ac ve uykusuzdum. onun da etkisi olmus olabilir ama neticesinde "korkmadim"
eve gelince bedenimle ilgili bir degisiklik biran tansiyonumun düşüp sendelememe neden oldu. derken o his geldi. toparladim. mantiga sarıldım. kanser olma ihtimalin dusuk bu hormonlarin etkisi diyerek sakinlestirdim kendimi.
suan dinleniyorum. eski ben olsa idim epey eziyet ederdim kendime.
aldigim enerji seanslari, duzenli yapamasam da yaptigim olumlamalar işe yariyor.
Allaha sığınıyorum artık. bunun verdiği teminat hissi bambaşka. ne şükür cok şükür
guzel enerjilerle...
not: lavanta keseleri yaptim, hem güve,bocek vs gelmemesi için hem negatiflerin evden uzaklasmasi icin. ve kaya tuzu koydum kaselere, 1 hafta önceki yaptigim kaseyi görmeliydiniz, buzdan heykele dönmüştü! bugun yenisini yaptim yerlestirdim olumlamalar ile... gitsin negatifler, gelsin tebessümler.
Hoş geldin canım benim. kendi adıma söyleyeyim seni özlemişim. Yazdıklarını okurken gülümsüyorum ve mutlu oluyorum. İçindeki enerjiyi, heyecanı hissediyorum. Sen hep yazSelamlar topikcanlar
Bana seslenmişsin canım geldim hemen :) Çekim yasası aleyhimize ya da lehimize sürekli çalışıyor her zaman.Yani hem iyi yönde hem de kötü yönde.İyi kötü zaten bizim nitelediklerimiz, başka bir coğrafya da başka bir zamanda bizim iyi dediklerimizin hepsi belki de çok kötüdür; mesela evlilik bizim için harika süperdir pembe panjurdur; başkası için mazoşistliktir : DDD Ya da tersi durumlar, ama hepimizin bilinçaltı evrenseldir doğrular yanlışlar bizim onlara yüklediğimiz anlamlar,duygulardan ibarettir...Duygularımız,hislerimiz hepimizde ortaktır;mutlu olduğumuzda ya da heyecanlandığımızda salgılanan hormonlar ve üretttiğimiz enerji türleri ortakdır. İşte bunlarla başlar çekimlerimiz...Evliliğe,sevgililiğe pek çok anlam yükleriz; bu yaştan yaşa, bölgeden bölgeye bile değişiyor biliyoruz zaten.Hayat sadece an'dan ibaret ve o an'dan başka bir an yok,ne geleceğe ne geçmişe gidebiliyoruz.Ama zaman hologramik olduğu düşüncesine ben inanıyorum, yani o an'la geçmiş gelecek tüm an'larımızı etkileyebiliyoruz.Yani şu anda verdiğin değişim kararı tüm zamanlara doğru etkisini gösterecek.Zaten öyle değil midir geçmişte yaşadığımız bazı olayları şu an gülerek hatırlarız, o zamanın enerjisi ile bile oynuyorsunuz,bu gelecekteki seçimlerini bile değiştiriyor.Çok yakın zamanda bilim adamları ispat etmiş ki sadece geçmiş geleceği etkilemiyor;gelecekte geçmişi etkiliyor. An'da verdiğimiz kararlar çoook değerli ve çok önemli,geleceğimizi etkileyip geçmişimizi dönüştürecek kadar.O yüzden tüm çekimler kararda başlar.Evlilikle ilgili sevgiyle ilgili belki neler duyduk nelere inandık.Belki başkasının yaşadığı kötü evlilikler yüzünden böyle olacaksa hiç evlenmeyeyim dediniz de tüm olasılıkları kötüye çevirip evlenmeme kararına vardınız.Bu karar tek bir haberle bile olabilir,ya da çok güvendiğiniz bir insanın tuhaf evlilik düşüncesiyle de olabilir.Önce bu düşünceleri tamamen iptal edip yaratımlarını yıkmak lazım.Yaratımları neler mi;tabi ki kötü eş adayları olacak,ya da kötü evliliklere sahip insanlar olacak.Eğer evlilik,aş konusunda kendimizi iyiye harikaya açarsak hep böyle insanlar dolacak çevremiz evren görünür kılacak önce,bilinçaltı eeee işte aynen böyle olur evlilik der gibi onaylayacak.İçinizde de sadece imrenme olacak,güzel harika duygular uyanacak ki bunlar size de ait çünküVe istediğiniz gibi işleyecek çekim yasası...Önce nerde pürüz var temizlemek lazım işte, ben başkasının aşk hayatına ayyy ne güzel mi diyorum yoksa ığğğğ ne yapış yapış ya da yalan dolan mı diyorum...Yalan dolan ya da yapış yapış bile olsa öyşe ilişkilieri kalıplı bilinçaltınız çekti, sorun var demektir.Düzeltmek lazım.Evet benim en büyük çekimim eşim hala da öyle binlerce şükür ama ben o zaman 15 yaşımdaydım bilinçaltım evliliğe karşı tertemiz ve tozpembeydi.Yani şu an ruh eşimi istesem tertemiz kalıplarım olmayabilir, etrafın baskısı üstümde olabilir mesela hadi evlenmeliyim zaman geçiyor diye tıhaf iç sıkışmam olabilir.Beklentim yüksek olabilir illa şu geliri olsun şu evi arabası olsun...Ama bakayım bu beklentileri hırsla mı istiyorum yoksa coşkuyla keyifle mi; yani olmasa da olur ya diyebiliyor muyum? Ya da olduğunu düşünüp aklıma yok şu filan filan da gününü görür benim de bir kocam sevgilim var işte diye düşünüp enerjiyi bozuyor muyum : ))) Yani gerçekten o kişi gününü görecek kadar kötü bile olsa enerjiyi bozar bu düşünceler çekim yasasında.İşte ne bileyim aklıma gelenler bunlar, imajinasyonlar bütünün hayrına olacak şekilde diye düşünülüp yapılmalı, ben istiyorsam o isteğim zaten benimle deyip enerjiyi serbest bırakmak lazım.O kişi en harika kişi bile olsa o değilmiş gibi davranıp sadece an a odaklanılmalı,değeri hep en önce kendimize vermeliyiz.Hadi bakalım bana o hakettiğim evliliği,aşkı verebilecek misin düşüncesinde,enerjisinde olunulmalı
Bu kastettiklerim sadece evlilik için aslında eğitim,kariyer,aile,maddi manevi tüm hayatımız için geçerlidir tatlışlarım.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?