Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Biraz tuhaf ama kararsızlıkla başa çıkmakta en etkili yol sıklıkla karar vermek! Büyük küçük bir çok konuda ertelemeden,gözünüzde büyütmeden, elinizdeki verilere ve olanaklara bakarak bir karar verin. En “doğru” ve “mükemmel” kararı vereceğim endişesiyle donakalmaktansa bir adım atın. Aksi takdirde bu endişe korkuları tetikliyor. Elinizdekileri değerlendirip iç sesinize de danışarak bir karar verin ve sonra gerekli değişiklikleri ve ayarlamaları yapabileceğinizi kendinize hatırlatarak bunu güvenle ve cesaretle yapın. Kendinize yanlış yapma hakkı da verin çünkü yanlış diye adlandırdığımız şeyin aslında bizim “doğru”yu tanımlamamıza yardımcı olan bir adım olduğunu fark edin.
Cok guzelmis:) elbette paylasimin hepsi guzel ama bu kisim cok etkili
 
ftemiz ftemiz Tam beynimde bunlari sorgularken bu yazinin bana yol gostermesi.Cok sukur, bin sukur.
En kotu karar bile kararsizliktan iyidir.
ah sorma canım, ben de kpss konusunda öyle bir ikilemde kaldım da, araştırıyordum bu yazıyı buldum, karar verememek çok kötü bişey. kafamda bitiriyorum, sonra birşey çıkıyo karşıma, tekrar hooop başa dönüp acaba mı diyorum? Allah hepimize hayırlı kararlar alablme kabiliyeti versin inşallah.
 
Cok guzelmis:) elbette paylasimin hepsi guzel ama bu kisim cok etkili
aynen canım, bir de sonunda bir yazarın cümlesi vardı, kalbinize sorun, hangisi içinizde heyecan oluşturuyorsa o yönde karar alın gibi bişydi, bana çok faydası oldu. kalbime sordum, endişe mi, huzur mu veryor?
 
Yine de iki seçenek arasında bocalıyorsanız, Deepak Chopra’nın şu sözünü hatırlatın kendinize: “İki şey arasında karar veremediğinizde, size huzur veren alternatifi seçin.” Yüreğiniz bilir çünkü doğruyu, yeter ki kulak verin.
işte bu kısmı etkiledi beni de.
 
kedilerden.jpg
 
Kararsızlıkla başa çıkmak
Uyum içinde bir enerji alanınızın olması hayatınızda her şeyin doğru bir şekilde “akışta” olması anlamına geliyor. O yüzden de bu uyumu tehdit eden şeyleri mümkün olduğu kadar yaşantınızdan uzak tutmanız en doğrusu. Endişeler,vesveseler,dedikodu vs derken olumsuzluk yayan şeylerin listesi uzayıp gidiyor. Bu listenin içinde bir şey daha var ki genellikle hafife alınıyor ve gözden kaçırılıyor, yarattığı hasar ve blokaj dikkate alınırsa kesinlikle üstünde durulması gereken bir konu bu. Masum bir ismi ama felç edici bir gücü var.. adı kararsızlık.



Düşüncemizin ve kelimemizin yaratma gücünden artık çoğumuz haberdarız. Olumlu olanı hayatımıza çağırmak için onu hayattan “beklememiz” ve beklerken de geleni karşılamaya hazır yüksek bir frekansta olmamız gerektiğini de biliyoruz. Her şey önce niyetle başlıyor. Ne istediğimize karar verdikten sonra odak noktamızı bu yönde geliştirip eğitebiliyoruz ve başlıyoruz küçük mucizelerimizi yaratmaya… Peki ama ya tam olarak ne istediğimizi bilmiyorsak? Kararsızlığımız yüzünden evrene karışık mesajlar yolluyorsak ne oluyor? Bu durum ne şekilde etkiliyor gidişatı?



Kararsızlığın felç edici gücü “yanlış” yapma korkusundan kaynaklanıyor. Yanlış karar verme korkusundan dolayı karar vermeyi askıya alan kişiler zihinlerinde süregelen daimi bir tartışmanın tohumunu atıyorlar aslında. Bunun zihinde yarattığı çelişki ve rahatsızlık vücudumuzun enerji merkezlerinde blokajlara yol açıyor. Hayatımızı dilediğimiz şekline büründürebilmemiz de bu şekilde imkansızlaşıyor çünkü yaratma gücümüzü devreye sokmak için gereken başlangıç noktasına bir türlü varamıyoruz.



Biraz tuhaf ama kararsızlıkla başa çıkmakta en etkili yol sıklıkla karar vermek! Büyük küçük bir çok konuda ertelemeden,gözünüzde büyütmeden, elinizdeki verilere ve olanaklara bakarak bir karar verin. En “doğru” ve “mükemmel” kararı vereceğim endişesiyle donakalmaktansa bir adım atın. Aksi takdirde bu endişe korkuları tetikliyor. Elinizdekileri değerlendirip iç sesinize de danışarak bir karar verin ve sonra gerekli değişiklikleri ve ayarlamaları yapabileceğinizi kendinize hatırlatarak bunu güvenle ve cesaretle yapın. Kendinize yanlış yapma hakkı da verin çünkü yanlış diye adlandırdığımız şeyin aslında bizim “doğru”yu tanımlamamıza yardımcı olan bir adım olduğunu fark edin.



Bunun için en basit örneği alışverişten yola çıkarak vereceğim.Farklı modellerde, renklerde ve bedenlerde birçok kazağın bulunduğu bir tezgahın karşısındasınız diyelim. Size en çok yakışacak ve zevkinize uyacak olanını nasıl bileceksiniz? Varsayın ki bedeninizin de ne olduğunu tam kestiremiyorsunuz o markada. Nasıl bir bakışta karar verebilirsiniz hangisinin size uygun olduğuna? Ne kadar uzun bakarsanız bakın denemeden göremezsiniz değil mi? Deneyince “yanlış”bedenden yola çıkarak doğrusunu bulursunuz. “Yakışmayan” rengi giyince doğru renge ulaşırsınız. Uymuyorsa bir başkasını denersiniz, ya sonunda istediğinizi bulursunuz ya da tamamen vaz geçersiniz satın almaktan. İlk kararınız “denemektir” yani. Denemek ve görmek..İşte hayatta her şey için geçerli bu.



Tabii ki hata kaldırmayan çok önemli konular için bu kadar basit olamayabiliyor kararlar. Ama bu konuda da duyduğum en iyi tanımı sizinle paylaşmak istiyorum. Karar dediğimiz şey yaptığımız seçimle diğer bütün alternatifleri “o an için” elimine etmekmiş. Burada anahtar kelime “o an için”. Yani o anki şartların ve zamanın gerektirdiği şekilde, o an için doğru olan seçimi yapmak bütün konu. Elimizden gelenin en iyisini yapıp korkulara yenilmeden bir adım atmak…



Yine de iki seçenek arasında bocalıyorsanız, Deepak Chopra’nın şu sözünü hatırlatın kendinize: “İki şey arasında karar veremediğinizde, size huzur veren alternatifi seçin.” Yüreğiniz bilir çünkü doğruyu, yeter ki kulak verin.


Muhteşem bir yazı üzerine her satırdan yorum yapabilirim : )))) Resmen şevke getirdi,ilham yaptı :) Şimdi kararsızlığımızın en önemli aslında ne biliyor musunuz? Kendimizi nasıl hissetmemiz gerektiğini bilmemek.Mesela bir alışverişe çıktınız,yada yeni bir işe başlangıç yapacaksınız ya da her ne ise...Asıl verilmesi gereken karar bize ne hissettirecek.Kıyafet için diyelim misal.Kıyafeti giydiğimizde aynaya baktığımızda kendimizi ne kadar zarif,ince,alımlı...olduğumuzu göstermeli ve başkasından da bunu duymalıyız imajinasyon ya da kalıp olarak.İnanın gerisi teferruat,bilinçaltınız size neye yönlendireceğini neye çekeceğini biliyor.Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi :) Hemen örnek vereyim doktor randevum vardı, arabayla geçerken bir bina gözüme çarptı ama önce eşimi alacamktım;randevuyu eşim almıştı.Eşimle binaya yaklaştık,sakın şu bina deme dedim.Evet o bina dedi ki orası ordaki sıradan onlarca binalardan biri.Ama o gözüme öyle bir ilişti ki yaldır yaldırdı.İşte bu kıyafette öyle olacak.Yaldır yaldır parlayacak.Ya da işiniz.İş önce sizde ne hissettirecek ona odaklanmak lazım gerisi kolay.Zaten bilinçaltı sizin için hemen şekillendiriyor,hızına göre.Kızımla ilgili imajinasyonum o kadar çabuk gerçekleşti ki anlatamam.Ne hissetmek istediğime karar verdim, resmen bir görüntü geldi.Ordan devam ettim.
Hemen şunu da ekleyeyim :halay:Ünlü ressamlara,yazarlara soruyorlar nasıl üretiyorsunuz diye .Hepsinin hemen hemen ortak cevabı görüntü geliyor demek olmuş.Aslında yaptıkları şey bilinçaltına mesaj göndermek.O da emriniz başım üstüne deyip cevapları gönderiyor.Yeter ki bilinçaltına güvenelim,kendimizi iyi motive edelim bize en uygun seçenekleri sunuyor.Hem de ikileme bile düşmeden :KK200:
Bu arda Deepak Chopra bir bir tanedir.Bu ara habire onu okuyorum:KK200::KK200:
 
Son düzenleme:
buttrfly buttrfly iyi misin canım, kaç gündür yazmıyorsun, umarım bir sorun yoktur.

Teşekkür ederim canım iyiyim çok şükür her şey yolunda;hepimiz için her şeyin en hayılırı en güzeli her zaman inşallah :KK200: bazen gerçekten çok ilginç bir şekilde bazı paylaşımlar görülmüyor.Sonradan başka birisi alıntıladığında farkediyorum,Nasıl ben görmedim yahu diyorum,Belki sen de görememişsindir tatlım yazıları.
 
http://utkuoguz.typepad.com/
kızlar yazı çok uzundu, sıkılırsınız belki diye sadece bu paragrafı ekledim. isteyen linkten açıp devamını okuyabilir.
A) Gündelik yaşama ilişkin (dünyevi ya da pratik) amaçlar:

  1. Zihni sakinleştirmek, beyni düşüncesizleştirerek, bilinçli olarak beyni tam olarak dinlenmeye almak: Bilindiği üzere beyin uykuda dahi hiç dinlemeyen bir organdır. Uyuduğunuzda iç organlarınız büyük ölçüde dinlenir ama beyniniz asla ! Çünkü beyniniz uykuda rüya görür, problem çözmeye devam eder, paralel zamanlarda seyahatler eder, geçmiş yaşamlarınızdaki yarım kalmış öykülerini tamamlamaya çalışır...vs...vs.. Ayrıca bilim adamları zihnimizden günde 60 ila 80 bin düşünce geçtiğini hesaplamaktadırlar. Pekiyi, beyin kendi kendine aynen iç organların yaptığı gibi gece uykusunda TAM OLARAK dinlenemiyorsa, o halde beyni nasıl dinlendireceğiz? İşte MEDİTASYON tam da bu konuda çok ciddi bir seçenek olarak karşımıza çıkmakta... Nörologlar kafamızdan geçen düşüncelerin büyük bir çoğunluğunun ise hep tekrarlanıp duran benzer düşünceler ve hiç susmak bilmeyen "iç diyaloglar"dan oluştuğunu belirtiyorlar. İç diyalogların büyük çoğunluğu ise genellikle ya geçmişle sürekli hesaplaşma hali, ya da geleceğe ilişkin korku ve kaygılardan oluşuyor. Oysa ki aslında geçmiş ya da gelecek yoktur ; tek zaman "şimdi"dir. Zaten uzayda ''zaman'' diye de mutlak bir kavram da yoktur; zaman sadece bizim kendi bulunduğumuz gezegen ile güneş arasındaki etkileşimlere referansla insanlar tarafından yaratılmış sanal ve matematiksel bir bölümlemedir.
 
ftemiz ftemiz Ben artik dua ederken Allahim bana dogrulari, hakkimda hayirli olanlari idrak etme gucu ver gibi seylerde soyluyorum.
Isaretler her zaman gozumuzun onunde ama gorecek idrak lazim.
Birseyi istiyorsak yada istemiyorsak bir sekilde mantikli bi kilifa sokup beynimizi kandirmya calisiyoruz. Gormek istedigimiz gibi goruyoruz.Nefsimiz 24 saat mucadele etmemizi bekliyor.
Ben yinede isaretleri gorecek kalp gozu icin dua ediyorum.
 
hayatdevamedecek hayatdevamedecek nefsimiz demişken hemen bir şey yazmak istiyorum.
Nefsimiz bizim egomuz.Sürekli dırdır yapıyor.Aynen çocuğumu düşünüyorum deyip çocuğuna sürekli tehlikeyi hatırlatan,korkuları oluşturan,iyilik yapim derken kötülüğün alasını yapıp çocuğun kanatını kolunu kıran anne gibi gibi dırdır yapıyor.Bakın kk derdim var, yapılan yorumlara.Çoğu sorunu kendi yönetmelerine göre önerilerde bulunur.Seslerin çoğu da kendi döngüşerinin kaynağı olan egodan geliyor.O da karşıdakinin resmen egosunu besliyor,yine güya yardım oluyor.Empatiyi karşı taraf üzerinden yapmıyorlar genelde,hep derdi olan kısım tarafından yapıp ezik olanı daha da eziyorlar.Halbuki karşı tarafı kendi yerine koysa cevaplar derdi olana benlikten gidecek.Evet ya saygı duymak lazım diyecek,çok normal kabul edecek.Olayı allayıp pullamayacak.Mesela bir tanesinde demiş işte çok klasiktir bu,adam der seninle şu an seninle evlenmek istemiyorum der.O anda kız yerine değil de adam yerine koysa kendisini cevap veren; kendisi hazır olmadığı bir evliliğe evet diyebilir mi yani ? Ben olsam ve etrafımda bir sürü boşanmış çift görsem mutsuz olan illa evlenecem diye tuturmam misal bu şekilde empati yaparım.belki de erkeğin de böyle sorunları var derim. yok o beni kullanıyor gidip başkasıyla evlenir zaten gibi güya öneri veren kişilerin cümleleri girerse ego çok fena kışkırır, hırs yapar.Sonra her defasında aynı olaylar ve insanlar girer,Çünkü kabullenmedi açık bıraktı enerji akışını.

Her neyse diyeceğim o ki içimizdeki sesleri eğitmemiz lazım.Ego sesini kısıp benlik sesini yükseltmemiz lazım:KK200::KK200:
 
hayatdevamedecek hayatdevamedecek nefsimiz demişken hemen bir şey yazmak istiyorum.
Nefsimiz bizim egomuz.Sürekli dırdır yapıyor.Aynen çocuğumu düşünüyorum deyip çocuğuna sürekli tehlikeyi hatırlatan,korkuları oluşturan,iyilik yapim derken kötülüğün alasını yapıp çocuğun kanatını kolunu kıran anne gibi gibi dırdır yapıyor.Bakın kk derdim var, yapılan yorumlara.Çoğu sorunu kendi yönetmelerine göre önerilerde bulunur.Seslerin çoğu da kendi döngüşerinin kaynağı olan egodan geliyor.O da karşıdakinin resmen egosunu besliyor,yine güya yardım oluyor.Empatiyi karşı taraf üzerinden yapmıyorlar genelde,hep derdi olan kısım tarafından yapıp ezik olanı daha da eziyorlar.Halbuki karşı tarafı kendi yerine koysa cevaplar derdi olana benlikten gidecek.Evet ya saygı duymak lazım diyecek,çok normal kabul edecek.Olayı allayıp pullamayacak.Mesela bir tanesinde demiş işte çok klasiktir bu,adam der seninle şu an seninle evlenmek istemiyorum der.O anda kız yerine değil de adam yerine koysa kendisini cevap veren; kendisi hazır olmadığı bir evliliğe evet diyebilir mi yani ? Ben olsam ve etrafımda bir sürü boşanmış çift görsem mutsuz olan illa evlenecem diye tuturmam misal bu şekilde empati yaparım.belki de erkeğin de böyle sorunları var derim. yok o beni kullanıyor gidip başkasıyla evlenir zaten gibi güya öneri veren kişilerin cümleleri girerse ego çok fena kışkırır, hırs yapar.Sonra her defasında aynı olaylar ve insanlar girer,Çünkü kabullenmedi açık bıraktı enerji akışını.

Her neyse diyeceğim o ki içimizdeki sesleri eğitmemiz lazım.Ego sesini kısıp benlik sesini yükseltmemiz lazım:KK200::KK200:

Amerikalıların ve diğer gelişmiş ülkelerin uzun yaşam sırları bu bence...Çok sevdiğim japon arkadaşımdan ve diğer milletten tanıdıklarım için biliyorum :) İçselleştirmiyorlar,kişiselleştirmiyorlar.Adamlar kendi zevklerini başkalarından üstün tutmuyor.Ben olsam istemeyebilirim diyor karşıdakinin de istemeyebilir olacağını kabul ediyor ve diğer seçeneklere yelken açıyor hem de daha çok isteklerine yönelerek.Benliğe daha da yaklaşarak:KK200:
 
ftemiz ftemiz Ben artik dua ederken Allahim bana dogrulari, hakkimda hayirli olanlari idrak etme gucu ver gibi seylerde soyluyorum.
Isaretler her zaman gozumuzun onunde ama gorecek idrak lazim.
Birseyi istiyorsak yada istemiyorsak bir sekilde mantikli bi kilifa sokup beynimizi kandirmya calisiyoruz. Gormek istedigimiz gibi goruyoruz.Nefsimiz 24 saat mucadele etmemizi bekliyor.
Ben yinede isaretleri gorecek kalp gozu icin dua ediyorum.
Amin inşallah canım. Çok haklısın, Rabbim hepimize doğruları görme anlama şükretme kabiliyeti versin.
 
Muhteşem bir yazı üzerine her satırdan yorum yapabilirim : )))) Resmen şevke getirdi,ilham yaptı :) Şimdi kararsızlığımızın en önemli aslında ne biliyor musunuz? Kendimizi nasıl hissetmemiz gerektiğini bilmemek.Mesela bir alışverişe çıktınız,yada yeni bir işe başlangıç yapacaksınız ya da her ne ise...Asıl verilmesi gereken karar bize ne hissettirecek.Kıyafet için diyelim misal.Kıyafeti giydiğimizde aynaya baktığımızda kendimizi ne kadar zarif,ince,alımlı...olduğumuzu göstermeli ve başkasından da bunu duymalıyız imajinasyon ya da kalıp olarak.İnanın gerisi teferruat,bilinçaltınız size neye yönlendireceğini neye çekeceğini biliyor.Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi :) Hemen örnek vereyim doktor randevum vardı, arabayla geçerken bir bina gözüme çarptı ama önce eşimi alacamktım;randevuyu eşim almıştı.Eşimle binaya yaklaştık,sakın şu bina deme dedim.Evet o bina dedi ki orası ordaki sıradan onlarca binalardan biri.Ama o gözüme öyle bir ilişti ki yaldır yaldırdı.İşte bu kıyafette öyle olacak.Yaldır yaldır parlayacak.Ya da işiniz.İş önce sizde ne hissettirecek ona odaklanmak lazım gerisi kolay.Zaten bilinçaltı sizin için hemen şekillendiriyor,hızına göre.Kızımla ilgili imajinasyonum o kadar çabuk gerçekleşti ki anlatamam.Ne hissetmek istediğime karar verdim, resmen bir görüntü geldi.Ordan devam ettim.
Hemen şunu da ekleyeyim :halay:Ünlü ressamlara,yazarlara soruyorlar nasıl üretiyorsunuz diye .Hepsinin hemen hemen ortak cevabı görüntü geliyor demek olmuş.Aslında yaptıkları şey bilinçaltına mesaj göndermek.O da emriniz başım üstüne deyip cevapları gönderiyor.Yeter ki bilinçaltına güvenelim,kendimizi iyi motive edelim bize en uygun seçenekleri sunuyor.Hem de ikileme bile düşmeden :KK200:
Bu arda Deepak Chopra bir bir tanedir.Bu ara habire onu okuyorum:KK200::KK200:
Ay canım benim, ben de dün ve bugün o yazarı araştırdım biliyor musun? Yine müthiş bir eşzamanlılık. Kitapları da varmış, hatta dün yazmıştı arkadaşlar listeyi ama orada göremedim. Bence onun da kitaplarını listemize eklemeliyiz.
 
Teşekkür ederim canım iyiyim çok şükür her şey yolunda;hepimiz için her şeyin en hayılırı en güzeli her zaman inşallah :KK200: bazen gerçekten çok ilginç bir şekilde bazı paylaşımlar görülmüyor.Sonradan başka birisi alıntıladığında farkediyorum,Nasıl ben görmedim yahu diyorum,Belki sen de görememişsindir tatlım yazıları.
Evet ya görmedim mesajlarını, şimdi tekrar 2-3 sayfa kontrol edeceğim. Allah her daim iyikikler nasip etsin inşallah hepimize.
 
ftemiz ftemiz Ben artik dua ederken Allahim bana dogrulari, hakkimda hayirli olanlari idrak etme gucu ver gibi seylerde soyluyorum.
Isaretler her zaman gozumuzun onunde ama gorecek idrak lazim.
Birseyi istiyorsak yada istemiyorsak bir sekilde mantikli bi kilifa sokup beynimizi kandirmya calisiyoruz. Gormek istedigimiz gibi goruyoruz.Nefsimiz 24 saat mucadele etmemizi bekliyor.
Ben yinede isaretleri gorecek kalp gozu icin dua ediyorum.
Cok mantikli. Ben de ona benzer bir dilekte bulunmaya calisiyordum. Bu cumleler tam oldu. Tesekkur ederim:KK200:
 
Back
X