Güzel bir yazı paylaşmak istedim, aslında yazının özeti kırmızı ile işaretlediğim cümle ama yaşanmış ve birileri tarafından deneyimlenmiş örnekler her zaman, herhangi bir yazıdan daha fazla motivasyon artırıcı oluyor.
BİR KADIN HAYATINA NASIL HÜKMEDEBİLİR.
Bir keresinde, tüm yaşamı stres dolu olumsuz bir ortamda geçmiş bir kadına danışmanlık yapmıştım. Laura hayatı
boyunca düşündüğü ya da yaptığı hemen her şey için suçluluk duyduğunu kabul etmişti. Bana, kocası hiçbir uyarıda
bulunmadan onu boşadığı için gelmişti. Umutsuz, çaresiz bir haldeydi. Bunun kendisi için çok büyük bir şok olduğunu
söylüyordu. "Bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim," dedi önce. Ancak az sonra, olaylardan kolayca etkilenen bir yapısı olduğunu kabul etti ve ne zaman bir boşanma haberi duysa, "Kocam beni boşarsa ne yaparım?" diye düşündüğünü söyledi.
Bu olasılığı birçok kez düşünmüş, her seferinde de terk edilmenin ve yalnızlığın dehşetini duymuştu. Daha önce bana
boşanma olasılığını asla düşünmemiş olduğunu söylemesine rağmen, derinlerden gelen bu korkuyu yıllardır yaşadığı
ortaya çıkmıştı. Evliliğinde bu korkuyu haklı gösterecek bir şey olmamasına karşın "korktuğu başına gelmişti".
Zihinsel olarak aynı anda iki yöne gittiğini anlamaya başlamıştı yavaş yavaş. Bilinçli olarak boşanmayı hiç düşünmediğini
iddia ederken, bilinçaltında boşanma korkusuyla doluydu. Zihninin hislerle ilgili derinliklerinde boşanmayı bir olasılık olarak kabullenmekle kalmayıp düşüncelerine de bu şekilde yön vermeye başlamış ve sonunda boşanma olayını
yaşamıştı.
Laura ve ben, ona yeni bir zihinsel yapı kazandırmak gerektiği konusunda fikir birliğine vardık. Yeni bir zihinsel
başlangıç yapabilmesi için psikojenez prensibini uygulayarak hayata karşı yeni bir bakış açısı kazanması gerekiyordu.
Ancak nereden başlayacağını bilmiyordu. Bir kırtasiyeciye gidip kendisine büyükçe bir defter almasını önerdim. Olumsuz
düşüncelerinin farkına vardıkça bunları yazmasını istedim. Daha sonra bunları analiz edecek ve olumlu karşılıklarını
bulmaya çalışacaktı. Herhangi bir konuda kendisini suçlu hissettiğinde bunu da günlüğüne yazması konusunda
anlaştık. Böylece her suç konusu, kendini suçlama olmaktan çıkarılıp kendini kabullenmeye dönüştürülecekti.
Aradan birkaç hafta geçti. Günlüğünü getirdiğinde, yazdığı olumsuz düşüncelerin bir kısmını tartıştık. Hayatındaki
hemen her şeye karşı olumsuz düşünceler geliştirme eğiliminde olduğunu görmeye başladı. Örneğin, avukatı hisse senedine yatırım yapmasını önerdiğinde, hemen bunun parayı sokağa atmak olduğunu düşünmüştü. Arkadaşları ortam değişikliğinin onu mutlu edeceğini düşünerek tatile çıkmasını önerdiklerinde, hemen bir kaza olasılığını düşünmüştü. Yeniden evlenmek konusunda ise şöyle düşünüyordu: "Bir daha asla evlenmeyeceğim. Uzun, yalnız bir hayat uzanıyor
önümde."
Ve şimdi, defterini okudukça Laura gülmeye başlamıştı : "Nasıl bu kadar olumsuz olabiliyormuşum?"
Birlikte yeni, olumlu bir "kendini-yönetme" plânı üzerinde çalıştık. Yeni bir zihinsel yapının çatisıydı bu. Hayata olumlu bakmanın olumsuz bakmak kadar kolay ve çok daha üretken olduğunu görmeye başladı. Günlük, pek çok şeyi ortaya çıkarıyordu. Eğer siz de hoş olmayan düşünceleri aklınızdan söküp atmak istiyorsanız, bu sistemi tavsiye ederim. Bir gün Laura şöyle dedi: "Düşündüğüm şeyler zamanla gerçeğe dönüşüyorsa, sadece gerçekleşmesini istediğim şeyleri düşünmem akıllıca olur."
Yeni zihinsel yapının her an kullanılmaya hazır beklediğini söyleyebilmeyi isterdim, ama bu o kadar basit değildi. Eskisini söküp atmak oldukça zaman aldı. Laura'nın günlüğü bir gün önce olumsuz düşüncelerle doluyken bir gün sonra yeni ve olumlu bir yaklaşıma sahip olmadı. Düşünce bahçesi yabani otlarla kaplıydı ve bunlar bir gecede sökülüp atılmadı.
Sökülüp atılması gereken eski korkular, eski suçluluk duygulan bilinçaltının derinliklerine yerleşmişti çünkü.
Örneğin, "hayatın artık ondan geçtiği", yeniden evlenme şansına sahip olmadığı gibi bir düşüncesi vardı. Geçmişteki
başarısızlığından dolayı kendini bağışlayamıyordu bir türlü. Bazı gizli kalmış yeteneklerini bugün ortaya çıkarıp geliştirebileceğine inanmakta güçlük çekiyordu.
BİTİRİLMİŞ RESİM ÜZERİNDE ÇALIŞMA
Böylece, yeni bir amaç listesi oluşturduk ve bitirilmiş resim diye adlandırdığım şey üzerinde çalışmaya başladık. Bugünkü yalnızlığını, suçluluk duygularını ve yetersizliğini düşünmek yerine tüm dikkatini yaşamayı arzuladığı yaşam biçimine vermeye başladı. Ne zaman eski olumsuz yanıtlar ortaya çıksa kendilerini yavaş yavaş etkisizleştiren olumlu yanıtlarla karşılaştılar. Olumlu yaklaşımlar giderek güçlendi ve nihayet olumsuz biçimleri yendi.
Laura günlüğünün arka tarafına amaçlarını şöyle sıralamıştı:
1. Kendini ifade etmek
2. Arkadaşlık
3. Mutlu bir evlilik
Bugün, tüm bu amaçların gerçekleştiğini söylemekten mutluyum. Oysa Laura onları ilk kez yazdığı zaman hepsinin olanaksız göründüğünü söylüyordu. Laura şimdi, bir zamanlar dansa sarıldığı arzu ve şevkle yağlı boya resme başlayan usta bir sanatçı. Geçenlerde açtığı kişisel sergiyi gezerken birçok tablosunun "satıldı" etiketi taşıdığını gördüm. Resimleri büyük ilgi topluyor ve sürekli talep ediliyor. Kafasını kendinden ve sorunlarından kurtardığından
beri de dostluğu aranan bir kişi oldu. işi nedeniyle sanat çevrelerinde birçok ortak zevkleri olan arkadaşlar edindi. İkinci amacının ilkinin bir yan ürünü olarak gerçekleştiği
söylenebilir. Çalışması sürerken, güzel tablolarından etkilenip kendisine yaklaşan dul bir ressamla tanıştı. Adam bir arkadaşına, "Onu mutlaka tanımalıyım", demişti , "tabloları yaşama
duyduğu coşkulu sevgiyi yansıtıyor. Resimlerini seyrederken öylesine haz duyuyor ki insan; harika bir kadın olmalı bu..."
Tanıştılar ve daha ilk görüşte birbirlerinden hoşlandılar. Altı ay içinde evlendiler ve bugün mutlu olup olmadıklarını sorduğumda bana, "Adeta cennette yaşadıklarını" söylüyorlar.
Evet, üçüncü amaç da gerçekleşmişti. Size Laura'nın önceki ve sonraki resimlerini gösterebilmeyi isterdim. Bugün o ilk karşılaştığım kadın değil asla. Artık geçmişe bakmıyor,
kin duymuyor ya da kendisini suçlamıyor. Zihinsel yapısını düzenlediği zaman, dünyasını her açıdan yeniledi. Kendisi için belirlediği amaçlar, hakkında konuştuğumuz zihinsel
kalıplardı. Evrensel Düşünce hepsini doldurdu.
Alıntı: %100 düşünce gücü kitabından