Efkargecesi

inaniyorum ki sende birgun mutlu bir konu acacaksin...hayatta hersey oluyor neden muge mitlu olmasın?
 
Sizin daha önceki konularınızda da bu durumda olmanızın asıl nedeninin aldatılmanız boşanmanız değil, kendinizi hayatınızın her alanında 'kaybeden' olarak görmeniz bu şekilde hissetmeniz ve çevreniz tarafından da size öyle hissettirildiğini düşündüğümü yazmıştım. Sizin acı çekmenizin büyük nedeni bence kişiler değil.
Ne zaman ki bu bakış açınızdan kurtulursanız o zaman iyi olacaksınız.
 
İnsanoğlu robot değil. Kimi daha dirayetli olur kimi daha naif. Kimi icinde yaşar acısını; kimi dışa vurur. Ama her acının, her hüznün, her karanlığın son bulduğu bir nokta vardır. O noktayı bilemeyiz. Ama bildiğimiz tek şey o son noktanın var olduğu. Arkadaşlar söylemişler acil servise git, losemili çocuklara bak diye, müge bunun farkındadır zaten. Diyorum ya robot değiliz, beyin de makina değil. Bir gün müge de anlayacak, gorecek mutlu olacak. Herşeyin bir zamanı var. Yaşamanin tadını çıkar . Nefes alıyorsak hala umut var demektir.
 
Keşke güzel yazdığımız yazılar kadar...
Kaderimiz de güzel yazilabilseydi...

Aldatilmanin ardından yere düşenler olduğu kadar...
Düştüğü yerden kalkıp yükselenler de var...

Bosanmanin ardından yanlış seçimler yapanlar gibi...
Durup zamana bırakanlar da var....

Kendine acimayi bırak Müge!
Hayat sandigindan kısa Müge!

Bırak baban kuzeninle öğünsün...
Sen kendinle gurur duyulacak bir geleceğe...
Imzani at artık Müge!
 
Eski konularına şöyle bir baktım. Evliyken de sorun varmış zaten. O tirbuşon kılıklı adam; ilgisiz, bencil bir insanmış özünde. Ve aslında haliyle mutsuzmuşsun. Ozaman da bir depresyon söz konusuymuş.

Ee peki şimdi bunca acı çekmek niye? Şunu anlarım; hazmedemiyorsun. Ama bu kendine acıma noktasın gelip, hayattan vazgeçmene sebep değil. Zaten o seni ve fedakarlıklarını haketmedi, mutsuz etti.
Şimdi güzel günlere yelken açma zamanı.
 
Mugem senin yasadiklarin kolay degil kuzum. Hic biride " uf abarttin" iddiasi edemez. Cunku gercekten zor. Sen burya yazdikca dahada farkediyorum icinde bulundugun girdabi. Ayni o " adin batsin" adli eseri bende zamaninda kendi kendime icimde firtinalar kopar gibi soylerdim. Ama sessizce.. icimden. Kimse duymazdi. O gunler geldi aklima. Ama su an sorarsan bana o sarkilar ne ifade ediyor diye. Guzel sarkiymis derim ama anlam ve yuk yuklemem hic. Cumlelerini duydukca huzunlenmem eskisi gibi. Insallah birgun sende bunu basarirsin.

Senin icin ne lazim diye dusnuyorum. Ve bence sana 1 ufak bavul, bol bol bos tertemiz sayfalar ve tukenmez bi kalem.
Cok sessiz bi yere kafani dinlemeye git. Demistim sana mesela daglara cik. Basbas bagir. Kufret o kisiye anasina bacisina gelmisine gecmisine. Icine atma nolue. Guclu kizi oynama. Bu herseyi icine atmak demek. Icine atma. Daglara taslara savur at icindekini. Ve gun gun bize yazdigin gibi o bos sayfalarada yaz su yasadiklarini. Icini rahatlat.

Istemezmisin? Sessiz sakin bi yerde tek basina kafa dinlemek? Herseyden uzak?
 
Muge hic birsey uzaktan goruldugubgibi degil.
Atama nedirki bir gecede yerle yeksan oldu bir cok kisinin kariyeri.
Sen gurur duyulacak bir diklik gosterdin.bir cok kadinin yapamadigini yaptin.
Aldatildigini ogrendigin gibi herife tekmeyi caktin helal olsun.
Imtihan dunyasi bu adi herifte senin intihaninmis gecti bitti.
Ljtfen kendini suclama yargilama artik sen kimsenin canini acitmadin,baskasinin olani calmadin kimse duymasada ben seninle gurur duyuyorum
 

konunuza bir çok kez denk geldim ama hiç yorum yapmadım ,şuan ki konunuzu da hayata dair söylemlerinize kadar okudum
ve şunu yazma k istedim hayta dair
hayat dediğin kalıcı yaralar bırakan ,geçici hevesten ibarettir

hissettiğin ucube duygularla ,kendi öz benliğini gömmee

buradan görünen kendi istediğin bir şeye odaklanmaman
bu duygulardan kurtarıcı odaklanma senin isteyeceğin,seveceğin bir nokta
 
Kendinizi kurban gibi gormekten vazgecmeden bu ruh haliniz gecmeyecek maalesef. Kendinize acimayi birakin, kurban konumundan cikarin. Siz aldatan kocanizi kapinin onune koyma durusunu gosterebilen bir kadinsiniz, ustelik isiniz yokken.

Hicbir basariniz olmadigini dusunseniz bile kapiyi carpip cikmayi basardiniz, bircok insanin yapmadigi bir sey bu.

Lutfen, birakin artik bunu.
 
Ben yıllardır varimi yogumu siddete ve esitsizlige ugrayan kadınların haklarini korumaya vermis biriyim, hergün bircok farkli berbat hikayeler dinliyorum. Ne kadar destek sunsak bos, kadınların neredeyse hepsi kocalarini bir sekilde kendi vicdanlarinda aklayip tekrar donuyorlar. Ve sonu malum... medyadaki 3. Sayfa haberlerini okuyoruz. Yillardir oyle cok kadin boylece akip gitti mi hayatimdan... ne yaptiysam o kocayi birakma cesaretini göremedigim... sadece bosanabildiginiz icin bile sizinle ben gurur duyuyorum. Bu hakareti sineye cekmediginiz, erkegin her türlü edepsizligine eyvallah demediginiz icin bence siz cok degerli bir kadinsiniz!
 
Yazınız anlatiminiz gerçekten iyi. Kaleminiz güçlü. Daha önce çok kere dendi kitap yazma önerisi ama keşke dikkate alsaniz. Hem size mesgale hem yeni bir iş alani. . ufak bi taslak hazırlayıp baslasaniz ne iyi olur.
 

Çocuğa yazık. Bir o..uyla bir o...u çocuğundan dünyaya gelecek.
 
Yıllar önce 24 yaşındayken, yani 11 sene önce.. ilk defa aşık olmuştum. Deli gibi sevdim, sevildim ne oldu ne bitti bilmiyorum, Amerika'ya gitti. Bu kısımlar uzun hikaye.. Son zamanlarda yaşanılanlar kabus gibiydi benim icin. Pat diye beni bırakıp gitti birgün, gittiğinden haberim yoktu, sans eseri arkadaşından öğrenmiştim. O uçağa binerken, aramalarıma cevap vermiyorken ve tek bir mesaj dahi atmamisken ben de iyivegucluol'u bir köşede bıraktım. Orada aslında bir daha asla eskisi gibi olmayacağımı anlamıştım, ben öldüm sandım ama aslında değişmiştim zaman içinde anlayacaktim. İçiyor kardeşime sarilmis ağlıyordum, beni bırakıp gitti artık yaşayamam diye. Nitekim öyle de oldu. 3 sene boyunca yaşayan ölüydüm. Önce annemler beni yarı baygın buldular yatağımda, apar topar acile kaldırıldım. Yaşamaktan vazgeçmiştim ve yemek yemiyordum.
Çok hızlı kilo vermiştim ve tum kanım vucudumdan çekilmişti. Anneme sarılıp ağlıyordum geri kalan zamanda da uyuyordum.
Annem ki o gururlu burnundan kıl aldırmayan kadın onun annesini aramis. Kızım çok kötü yardım edin, ölecek kızım söyleyin arasın yalvarırım demiş.
Aramadı.
Kara sevda dedikleri şeyi yaşadım. Onu değil bendeki hayalini sevmeye baslamistim artık.
Her gün cigerim, kalbim, tüm vucudum paramparça halde kalkıyordum, ağlıyordum uyanırken bile. Hicbir teselli cümlesi fayda etmiyordu. İlaçlar fayda etmiyordu. Tam anlamıyla aklımı yitirmiş gibiydim.
Su an dusundukce etim çekiliyor sanki kemiklerimden, ölümü tercih ederdim o acıyı yaşamaktansa.
Ki ben arabesk duygulardan nefret eden bir kadın oldum her zaman. Ama dedim ya o, hayallerindeki uçağa binerken beni değiştirerek gitti, bir daha asla eskisi gibi olmadim.
Sonra ne mi oldu? Klasik tedavi ise yaradı. Zaman yarama ilaç oldu. Bir gün uyandım ve acı hissetmiyordum, alışmıştım. Hayatıma bakmam gerek dedim, o gitti, ben bittim ama kaldığım yerden devam etmem gerekliydi. Devam ettim.
Bir daha asla dediğim şey oldu sevdim. Hem de daha çok sevdim. Ama bu sefer daha güçlüydüm. Hayatımda en çok esimi sevdim ama bosandim. Bu sefer kimsenin arkasından olmedim. Çünkü dersimi almıştım.
Ona ne mi oldu? Pişman oldu. Yıllar içinde defalarca ozur diledi. Affetmedim. Boşandığımı anlamış bana ulaştı. Evlenmemis, beni sevdiğini, unutamadığını, benim vebalimde yasadigini söyledi.
Kılım kıpırdamadı. Gerek yok bunları söylemene, ben artık seni seven kisi değilim, ne olup bittiği umurumda değil, lutfen vicdan muhasebeni benden uzak bir yerde yap dedim.
24 yaşımdayken gelmiş olsa ucardim, kanatlarım çıkardı, o gelmis nasıl kabul etmem :)
Zaman her şeyin ilacı. En büyük örneklerinden birini de bu bedende taşıyorum. Üzüleceksin evet , ne dersek diyelim geçmeyecek gibi geliyor biliyorum ama gececek. Sabret. Bu yaşadıkların seni değiştirecek ama daha güçlü olacaksın. Kimse seni yıkamayacak bir daha. Kimseye izin vermeyeceksin.
 
Kalpler ancak Allah i anmakla huzur bulur.

Bunun yanında :
Mutlaka işe gir,
Kitap oku,
Yemek -pasta yap,
Spor.

Daha ne olsun. Boşver o mutlu gozukenlere bakma . Her şey Allahın ol demesine bağlı. Yarın birgün devran tersine döner. Ayrıca kimsenin mutluluğu senin mutsuzluk sebebin değil
 
Dilerim tüm sıkıntıların en kısa zamanda geçer gider öyle bir mutlu olursun ki dönüp bunları okuduğunda bu da geçti be mükafatı buymuş dersin
 
Mügişim,
Ağzıma .ıçtın yine.
Niye bu kadar güzel ifade ediyorsun ki kendini yaa.
Ben yaşadım sanki hepsini.
Pissin kadın pissin işte
 
Gel hadi bırak sigarayı da rakı koyayım sana içelim hazır yağmur da yağıyor iyi gider sen şiir okursun ben dinlerim seni
 
Müge kızmıssin ama o hafif sert yorumlar aslinda tamamen senin iyiligin icin, seni silkelemek icin yapilmis. Bence bir daha oku. Sıkıldıkları icin yazmamislar, yada derdini kucumsediklerinden degil bence. Neyse ben yorumumu cok sevdigim bir yaziyla tamamlamak istiyorum :)

Üzülme!
Üzülebiliyorsan bir kalbin var demektir. Kalpsizler üzül(e)mezler ki. Ne mutlu sana ki, üzülebiliyorsun. Dokunan var demek ki kalbine. Ya dokunulmasaydı kalbine. Ya hüznün gönül toprağını karmasına izin verilmeseydi. Demek ki gözden çıkarılmadın. Demek ki sen hâlâ bir umut tarlasısın.

Üzülme!
Üzülüyorsan, Biri var ki cılız varlığını düştüğü çamurdan kaldırmak istiyor. Onun için dokunuyo...r kalbine. Kıymetini bil ki, üzmeye değer görüyor seni. Hüzünlerin kalbinin toprağını allak bullak ediyorsa, sen ekilmeye layık bir topraksın demektir. Kaygıların vuruşuyla tuz buz oluyorsa taş katılığında büyüttüğün güvencelerin, yarılan göğsüne umut fidanları dikiliyor demektir.

Üzülme!
Yüzün yerde geziyorsan, ellerin boynuna sarılı ise, içini ısıtacak haberlerin mürekkebi damlıyor olmalı ömrünün defterine. Kar yağıyorsa güvendiğin dağlara, yarının ovalarında rengârenk çiçeklerin olacak demektir. Hırçın fırtınalar sarsıyorsa sevinçlerinin zirvesini, rüzgârlar dövüyorsa umudunun yamaçlarını, bir yüce dağsın sen demek ki, az bekle, eteğinden serin pınarlar akmaya başlayacak demek ki…

Üzülme!
Üzülüyorsan, şımaramazsın. Kibrin kirli tuzağına düşemezsin. Kendini beğenmişliğin çamuruna dolaşmaz ayakların. Uzak geçersin isyanlı yollardan. Heveslerinin ardı sıra düşüp nisyan uçurumlarının başına sürüklenmezsin. Seni Biri yakınlığına çağırıyor demek ki… Gözden çıkarmamış olmalı seni.

Üzülme!
Üzülüyorsan, bir kutlu teselli kapısının önünde bekletiliyorsun demektir. Gözlerini kaldır vefasız dünyanın eşiğinden. Gönlünün elinden çıkar sebeplerin boş avuntularını. Umudunu kes sahte doymalardan. Yüreğini küstür coşkulardan. Kapı açıldı açılıyor demektir.

Üzülme!
Üzülüyorsan, kaybedeceğin bir şeyler var demek ki… Kaybedeceği bir şeyi olanlar çoktan kazanmışlardır. Eline geçmeyenleri saymakla tüketme nefesini, elindekileri saymaya başla. Hepsini saysan bile, nefesini saymaya nefesin yetmeyecek demektir. Bak işte zenginsin.

Üzülme!
Seni bir "İşiten" var. Seni senin kendini bile sevmenden önce O sevdi seni. Senin kendini bile bilmediğin unutuş kuyularından çekip çıkardı seni. Çektiğin acılara habire meşgul çalan telefonlar gibi kör ve sağır değil O. Yüreğinin her yangınına O yetişiyor. Ayrılıklarına ve sıkıntılarına metal soğukluğundaki plazalar gibi umursamaz değil O. Yitirdiklerinin hepsini sana iade edeceğine söz veriyor. Sevdalarına ve özlemlerine çok seçenekli sınav kâğıtları gibi tatsız ve tuzsuz formüller sunmuyor. Seni herkesten çok anlıyor, seni senin kendini düşündüğünden çok düşünüyor. Gözyaşlarınla imzalayasın istiyor yakarışlarını. Bir ebedî çerçevenin içinde, gösterişsiz bir kullukla fotoğraflamak istiyor seni. Dağılıp giden ömür kırıntılarının arasından sıcacık bir kardelen ümidi devşiresin istiyor. Keyfinin çatlak kabuklarının arasından sonsuz teselli pınarları akıtmak istiyor.

Üzülme!
Varlığının tenine çiziktir her hüzün. Varlığından haber verir üzüntün. Hatırlar mısın, bir zamanlar hatırlanmaya değer bir şey bile değildin? Hiç umursanmadan çöpe atılabilecek kirli bir su iken sen, yüzüne bir tek O baktı. Kimselerin arayıp sormadığı, önemseyip adını bir kenara yazmadığı o günlerde, senin adını ilk O andı. Hatırını bildi. Seni yanına aldı. Hep yanında oldu. Sen seni unutup da başını yastığa koyduğunda bile, seni her defasında sabaha çıkardı. Sen Onu defalarca unuttun ama O seni asla unutmadı.

Üzülme!
O’nun en sevdiği kulu da yalnız kaldı. Taşlandı. Sürüldü. Yaralandı. Aç susuz kaldı. Yuvasına uzaktan gözleri yaşlar içinde baktı. Mağarada yapayalnız ve korunmasızdı. Senin gibi üzülen yol arkadaşına sonsuz müjdeler veren tebessümüyle fısıldadı: "Lâ tahzen, innAllahe meânâ." ÜZÜLME ALLAH BİZİMLE....

Üzülme!
Kaldır yüzünü yerden. Omuzlarından sarsıp kendine getirmek istiyor seni Sevgili. "Rabbin sana küsmedi ki…" Gözlerinin içine içine bak sevdiklerinin. "Rabbin seni unutup yalnız bırakmadı ki…"
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…