Ekonomi çoh mu eyi

Cileklivanilinn

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
7 Aralık 2018
7.441
19.082
248
28
Son zamanlarda ekonomik sıkışıklık ve birikim üzerine düşünüyorum. Uzun süredir iş kurmayı düşünüyordum ve nihayet bu yönde adımlar attım. Bir ortağım var masrafları beraber karşılayacağız. Bir yandan gelir gider hesaplıyorum bir yandan da kara kara düşünüyorum.
Çevremdeki insanlar genelde ekonominin çok kötü olduğundan, hayatın pahalı olduğundan şikayet eder. Geçen gün yeni evlenen erkek bir arkadaşımı ziyarete gittik. Eşi çalışmıyor kendisi de özel sektör çalışanı ve lise mezunu. Evlerindeki mobilyalar inanılmaz pahalı. Diğer arkadaşım da çok şaşırdı. Bildiğimiz kadarıyla aileden destek almıyorlar zaten zengin aile çocukları da değiller. Arkadaşımın eşinin çantası vakkodan aşağı değil.
Bir başka arkadaşımız 6 aydır çalışmıyor fakat her hafta tatilde. Bu kısımlar bizi ilgilendirmez fakat örnek olsun diye söylüyorum ve acaba birikim işini mi beceremiyorum diye sorguluyorum. Yapı olarak borç seven biri değilim. Kredi çekmek borcu borçla kapatmak vs kafam bu tip şeylere pek çalışmaz. Acaba bu işin sırrı bu mu diye merak ediyorum. Biliyorsunuz pandemi dönemi pek çok insan fırsattan istifade edip kredi çekti. Maddi konuşarla ilgili püf noktaları bilmek istiyorum ama dediğim gibi yüklü borca girmek de biraz rahatsız edici hissettiriyor. Siz bu işleri nasıl yapıyorsunuz? Birikim yapmak ya da parayı yönetmek için taktikleriniz var mı? Bir yerden tutsam bir yer eksik kalıyor sanki. Uzun süredir çalışıyorum ve 2 senedir tatile çıkmadım bile.(bu dert mi diye düşünebilirsiniz belki ama ihtiyaç oluyor)
 
Gırtlağa kadar borçtalar merak etme. Ha mesela kadın 10 çanta yerine 1 vakko çanta alıyordur onu bilemem.
 
Bir arkadaşım ve eşi (karı koca memur), yeni ev aldılar (kız ev olmazsa evlenmem dediği için 10 yıllık kredi çekip 2 araba sattılar) sonra evin borçları varken 3 ay sonra tekrar araba alıp üstüne bir de tatile gittiler. Ama içinde bulundukları durumu ben yaşasam o ödemelerden, o kredi kartlarından gece uyuyamam. Sürekli eksi hesapta yaşıyorlar. Her şey taksitte. Bir kredi bitiyor yenisini çekiyorlar. Borcu borçla kapatıyorlar. Üstlerindeki kıyafetler kullandıkları aksesuarlar ticaret ehlinde yoktur. Ben bu yaşam şeklini sevmiyorum. Nasıl tat alıyorlar anlamıyorum. Galiba instagrama story atmak en büyük motivasyonları.
 
Komşunun oğlu boşanıyor. 3milyon borç yapmışlar karı-koca. Sonra da strese dayanamayıp ayrılmaya karar vermişler. Millet borçla Bali’ye nasıl ve neden gidiyor hiç anlamıyorum.

Ama haklısınız. Geçen biriyle konuştum. Yeni ev almış. Hadi ev olsun diyelim 30milyın kaba haliyle. Villa olduğuna verilir diye düşünüyorum. 11milyon dolap ve kapılar için teklif gelmiş. 11milyona dolap ve kapı! ev elınıyor o paraya. Zaten piyasada para yok. Bilmiyorum millet nasıl döndürüyor.

Birikime gelirsek az çok demeyin altın atın kenara, minik minik birikir
 
Geçen gün bir eczacı arkadaşım nöbet gecesinin ertesinde hasılatını kuyumcuya götürmüştü. 50 gram altın aldı.
Yani biz para falan kazanmıyoruz.
Ölmeyecek kadar kazanabiliyoruz belki de.

Bir de kısmet sanki? Kimisi dükkanını kapatıyor, kimisi o işten milyonları götürüyor.

Uzun lafın kısası depremde babamın 3 evi yıkıldı. 3 sene geçti daha TOKİ çıkmadı. Yaşıyorlar diye seviniyoruz.
Dünya malı için çok da kasmamalı insan.


Konudan konuya atlamışım
 
Benim bir akrabamda (annemin akranı) Vakko dan aşağı giyinmez. Ama kocasının fabrikası var. Yurtdışına çalışıyor. Onun için normal çünkü gelirleri giderlerinden fazla.

İnsanların harcamalarının maaşları ölçüsünde olması gerekir. 3 lira kazanan bir insan, 6 lira harcarsa elinden sonunda batar. Çevremin çoğu bu şekilde yaşıyor. herkes kazandığı ölçüde harcıyor.

Bir arkadaşım kirada, 2 çocuk var, kız ev temizliğine gidiyor eşine destek olsun diye am eşi iPhone istiyormuş. beyaz yaka filanda değil asgari ücretin biraz üstünde alıyordur. Arkadaşım kızıyordu eşine ama en oldu sormadım.
 
Eve giren maaşla alakalı bence,karı koca memur ya da ticaret yapıyorlarsa borç korkutmaz, çünkü geliyor her ay,tek maaş asgari olmayıp memur da olsa yetmiyor,birikim yapılmıyor anca yaşanıyor
 
Şu ortamda tl borçlanmaktan korkana gülerim. Uzun vadeli tl borçlanmak yapılabiliyorsa yapılacak en mantıklı şeydir.

3 sene önce ev alırken evin toplam gelirinin %75’i kadar ödemesi olan kredi çektik. Tam yıl sonuydu. 2 ay sonra ödemeler rahatladı, şimdi kuş kadar kaldı. Aynı şeyi 1.5 sene önce araba sıfırlamak için yaptık. Şu an için birikim yapamıyoruz ama güzel bir evimiz ve arabamız var. Sıkıntı çekmeden, borçlanmadan bir şey elde edilmez. En azından benim gelir düzeyimde böyle.

Vakko çantalara gelince, pek hoşlandığım bir marka değil ama aynı kalitede çantalarım var. Alıyorum ve yıllarca kullanıyorum. Düşündüm en son 2 sene önce çanta almışım. 10 tane ordan burdan alacağıma 1 tane kalitesine güvendiğim çanta alır 10 sene kullanırım. Ayakkabı ve kıyafette de aynı şekilde. Ucuz alacak kadar zengin değilim diye bir söz var. Mottom budur.

Tatil insan için bir lüks değil ihtiyaç. Bunu neden lüks gibi görüyorsunuz bu kısmı hiç anlamıyorum. Evet borca girer tatile giderim, sonra çalışır o borcu paşa paşa öderim. Bu sene 2 kez gittim, kredi kartından ikisini de 9’a böldürdüm. Bu ay itibariyle 3 taksidi ödendi bile. Keyif aldım, dinlendim, eğlendim, tazelendim. İnsanlar tatil parasını sizden istiyormuş gibi davranmanın bir anlamı yok bana kalırsa.

Para biriktirip bir şeyler yapmak şu devirde tabiri caizse şapşallıktır. Senin birikimin enflasyona yetişemez yatırım konusunda çok bilgili ve becerili bir insan değilsen. Önce borçlanır istediğini yapar sonra ödersin. Tl borçlanmak mantıklı olandır. Varsa paranı yatırımda tutar, tl ile borçlanıp ödersin.
 
Orta sinif yok oldugundan gelirler arasi ucurum var artik. Kendinizi orta sinif saniyorsaniz yoksulsunuzdur. Yani ya zenginsiniz ya yoksul. İnsanlar gercekten, maasli calisiyor olsalar bile cok kazanabiliyorlar. Ama biz bu maaslari bilmiyoruz. Kalanlarinin da biraz hirsli olanlari ayni dediginiz gibi borc icinde yuzerek ev, araba, tatil aliyor. Ben bu stres yapmadan borca batan insanlari takdir ediyorum. 10 yil sonra hem ev, hem arabalari oluyor hem de bol bol tatil anilari. Onlari kinayan insanlar da “ama borc yapmadik, stressiz yasadik” deseler bile 10 yil sonra ev kirasi oderken ter dokuyor. Ayrica bu mal mulk cocuklara da kaldigi icin onlarin cocuklari ev kirasi vermez, onun yerine 2. Evin kredisini oderken, benim gibiler tum maasini kiraya verip asla mulk edinemeyecek duruma geliyor, onlarin cocuklari calismadan yasayabilsin diye her gun ise gidiyorum mesela. O yuzden i <3 borc. Enflasyonun boyle oldugu ulkelerde borca batmaktan saha mantikli veya daha karli bir sey yok.

Baska bir acidan, iki kisi calisiyorsa ikisi de digerine guvenip daha fazla para kazanma hirsina girmiyor, ozellikle erkek rahatlayip tembellesiyor, kadin da hem is hem ev derken kendini yipratiyor. Tek kisi calisan ailelerde ise erkek yuk benim omuzlarimda diyerek bir yerden para bulmaya ve karisini rahat yasatmaya calisiyor. Arayan da buluyor bir sekilde.
 
Beniö bir arkadasım da anlattıgınız gibi sadece eşi çalışıyor kendisi hamile. Geçen buluştuğumuzda longchamp çanta aldı kendine cocuguna enn kötü kıyafet zaradan hmden alıyor, yıl içerisinde iki kere Mısıra tatile gittiler ama krediyi krediyle kapatıyor. Ben birikim yap derken off babannem bi daha mı grleceğiz dünyaya diyor ahhaahah. Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi olmuyor. Bu devirde borçsuz da bana göre olmuyor çünkü para biriktirirken alacağımız şeyin fiyatı iki katı oluyor. Ederinde borçla bir şeyler yapabiliyorsun.
 
Biz de ev araba sahibi olduk ama hep ayağımızı yorganımıza göre uzattık.Evet borçlandık fakat gelir gider dengemize göre.Diğer türlü borçlanıp borçlanıp ağlayanları hiç anlamıyorum ben de zaten.
 
Ekonominin iyi olması ile ne ilgisi var. Keşke iyi olsa ancak insanlar artık borçla yasamaya, icralık olmaya alıştı.
Eski dönemde insanlar parası kadar yaşardı. Gıdayı bile parası kadar alırdı. Bakkallar yarım sucuk satardı ya. Adamın parası ne kadar varsa o kadar alırdı. Parasına göre yaşardı.
Borcunu ödememek, eve haciz gelmesi falan büyük olaydı. İnsanlar sözle borç verirdi. Karşı tarafta oderdi. Bunu kötüye kullanan yok muydu derseniz tabiki vardı ancak böyle yapana kötü gözle bakılırdı. Şimdi insan dolandırmak, borc alıp ödememek, icralık olmak normaleşti. Yasal düzenlemeler ile insanların icra yolu ile hakkını alması da zorlaştı. Millet artık borçla yaşıyor, kendi cevresini dolandiriyor.
Şu ülkede çalana, dolandırıcıya , etrafına borç taka taka zengin olana. gösterilen hürmet senelerce dirsek çürüten uzman doktora öğretmene gosterilmiyor. Bir bayan toplumsal çürüme demisti ya aynen öyle oldu
İnsanlar da artık ihtiyaca ve bütçesine göre değil, sosyal medyaya göre hayat yaşıyor, borç mu var icra mi var kimsenin umrunda değil artık. Yani o yaşamlar varlıktan değil.
 
Gözü kara diyelim gözlemlediğiniz kişilerin.

Yani borç ile borç kapatılmaz kafasında olanlardanım.

Kötü bir alışkanlık ama param yoksa tatile gitmem ev de iznimi geçirebilirim.

Günü birlik kaçamaklarla misal

Ve en kötü huyum bir şey lazımsa (elzem olmayanlar dışında) onun için şartları oluşturmaya çalışıp aylarca bekleyebilirim.

Minimum borçla yaşamaya çalışıyoruz (borçsuz insan az bence )

He siz buna yaşamak bu mu diyebilirsiniz belki ben de ileriyi göremediğim için aldığım önlemler derim.

Herkese mutlu olacağı bir hayat dilerim.
 
Etrafınızdaki herkesin motivasyonunun ve hikayelerinin farklı olduğunu düşünüyorum.

Ev eşyaları çok pahalı olan arkadaşınız; yüksek borç altına girmiş ve gelirlerinin çoğunun borca gitmesinden dolayı sık sık kavga ediyor olabilir. Veya çok akıllı biridir aile evinde giderleri azken bekarlığı boyunca kazancını çok iyi değerlendirmiş, evlilik harcamalarını bu birikimle dengelemiştir.

6 aydır tatillerde olan belkide kredi üstüne kredi çekiyor işe başladığında maaşını bunları kapatmak için sarfedecek. Yada geleceğe dair umutsuzluktan bunalmış birikimini savurarak bir süre günübirlik yaşamak istiyor. Veya işe başladığında borcunu rahat kapatacağına güveniyor.
Veya giderlerini karşılayacak kira geliri var.

Annemin halası evlenmeden önce Vakko'dan giyiniyor. Evlendikten sonrada giyimini herkes konuşurmuş. Ama ben annemden biliyorum; iyi markaların asıl mağazasından daha uyguna satıldığı bir yer biliyor, bazen oradanda alıyor evlendikten sonra. Karı koca iyi meslekleri vardı ama mesleğin başında o kadarda kazanmıyorlar. Yani kimse bilmiyor mesela nereden giyindiği detayını. Sadece şıklığını ve kalitesini konuşuyorlar.
Sizin Vakko olarak gördüğünüz çanta iyi bir replikada olabilir mesela.

Azınlık kesime mensup bir aile tanıyorum. Giyimleri çok iyi. Kızında yeni bir çanta görüp soruyorlar 'güzelmiş nereden aldın?' 'Annemin liseden kalma çantası' diyor. Hırkayı soruyorlar 20 yıllık. Varlıklı olan (zengin demiyorum) insanlar yeteri kadar iyisini alır, yıllarca kullanır. Tüketim döngüsünde mantıklı bir matematik bu.
O halamın koltukları 50 yıllık. 40 yıllıkken ailesi sürpriz yapıp değiştirdi. Son on yıldır yazlıkta kullanıyor ve sapasağlam.
Varlıklı olmayan insan içinde yapabildiği miktarda ve yapabildiği alanlarda çok mantıklı bu tercih.

Sizden öyle bir ima veya his hiç almadım, ama diğer türlü insanların bütçeleri üzerinde harcama yapmalarıda bazen haddinden fazla eleştiriliyor. Kendinden başkasına zararı olmayanlardan bahsediyorum. Bir felsefe konferansında profesör hanımın ifadelerini paylaşmışlar bakış açısını çok beğendim.
"Yoksulların bazen bütçeleri üzerinde şeyler almasını kibirle yargılamayın. Acı dolu hayatlarını hafifletmek için bazen kendilerini ve çocuklarını mutlu etmek isterler.
Bu anlık 'şımarma' hissi aslında yarını belirsiz hayatlarını yaşanılır kılar. Yoksulluğun ne olduğunu anlamazsanız, kibir içinde kör bir yargıç olursunuz.'

Yani bence ne 'herkes' 'onlar' tamamen doğru. Nede siz yanlışsınız. Biraz risk alma oranıyla, biraz tüketim alışkanlıklarıyla, biraz gelir miktarıyla alakalı.
 
Birikimle alakalı birçok enstrüman var. Benim tercihim fiziki altından yana. Diğer türlü genel bilgiler paylaşacağım.
Geliri veya birikimi artırmak için daha fazla çalışmanız (yani daha çok zaman akıtmanız) gerekiyorsa bu iyi veya yeterli bir yöntem değildir. Ve birikim gideri kısarak değil geliri artırarak yapılmalıdır. Diğer türlü hayat kaliteniz düşer.
Bunun iyi bir yolu pasif gelir/ler. Ancak mevcut durumda yazdıklarımda yazacaklarım da yazıldığı gibi kolay değil ve belki gayet bildiğiniz genel bilgiler en baştan bunu da kabul edeyim. Fakat bana zamanında bakış açısı kazandıran şeylerdi.

Umarım yeni işle beraber geliriniz artar. Geliriniz artsa bile harcama miktarınızı %10'dan fazla arttırmayıp geri kalanı birikime veya girişiminizi büyütmeye kullanmalısınız bir süre.
Ticaret geliri artırmak için en organik yollardan biri. Bir tüccar tavsiyesi;
Para kazanmak istiyorsan al, sat. Daha çok kazanmak istiyorsan üret sat. Daha çok kazanmak istiyorsan almadan sat.

Ticaret için dedemin ölçüsü bir işe girerken kar odaklı değil zarar odaklı girmekti. "Bu işin altından kalkamazsam ne kadar zararı tolere edebilirim? Ne kadar zararı kaldırabilirim?"

Yeni işinizde hayırlı, bol bereketli kazançlar, neticesindede iyi birikimler dilerim.
 
20li yaşlardayken de, 30 başındayken marka olsun diyerek çanta (ya da eşya genel olarak) almıyordum ama hoşuma gittiyse bu renk de olsun, bu spor olsun bu C-level toplantıya da kullanılsın ya da tatile giderken iyi olur, ay bulunsun kenarda dursun vs diye diye alıyordum. pek kullanmadığım bişey de olmadı, hepsini yeri zamanı geldi kullandım.

ama ben eşyalarımı çok temiz titiz kullanıyorum (ya da o zamanlar kalite mi yüksekti?) zaten uyduruk çantalarımı da 10+ sene kullandım şimdiye kadar, şimdi yaş olmuş 40+ herhalde artık alsam ömrümün sonuna kadar kullanırım bi 30-40 sene (bunu diyip yarın küt diye ölürmüşüm).

ama şu anda aldığımı 50-60 yaşında kullanmak isteyecek miyim ki? işte bundan artık emin değilim. hayat garipleşti.

o yüzden ileride kullanırım diye bişey almıyorum ben artık. şu anda istiyorsam, bugün hemen kullanacaksam alıyorum. onun için de pek bişey ihtiyacım yok şu anda.

tek çanta değil genel olarak kıyafet aksesuar vs. pek almıyorum.
çünkü çok arada bir yerdeyim daha böyle "kadın" "kadın" (ya da business neyse) şeyler alsam yaşım müsait, ama tarzım müsait değil. gençlerin giydiği yeni moda şeylere de (crop vs) ben pek sıcak bakmıyorum, bence bana uygun değil.
benim sabit bir stilim var şu anda, şort-tişört, %100 pamuklu/keten kumaşlar, boydan elbiseler vs. böyle geziyorum ben çok günlük/spor, vakko çanta bu kombine uymaz.
ayda yılda bir ağır giyinsem de zamanında alınmışlar çok.
olanı kullansam yeter, eksikliğini çektiğim bişey çıkarsa alırım. daha çok kullanmadıklarımı vermeye ya da atmaya filan çalışıyorum.

bize kurumsalda çalışırken yıllar yıllar önce vakkodan hediye çeki verilmişti. alacak bişey bulamamıştım...anneme kazak almıştık galiba.

belki bu bahsekonu kadınların tarzı oturmuştur, daha kadınsıdır (ya da adı neyse artık) alıp ömür boyu kullanıyorlardır. marka aidiyetleri yüksektir, tercihleri böyledir. ya da hayatlarındaki alışveriş çılgınlığı zamanlarıdır. olabilir.

bir de bazı kadınlar için "evlenmek" çok büyük bir statü değişikliği. tüm gardrobunu yenileyeni, markalarını değiştireni filan var. "evli kadın gibi olmak" diye birşey var bu coğrafyada, var böyle işler. bana da acaip uzak davranışlar ama, var yani. bütçe müsade etmese de evlemekle ilintili olarak yapılan şeyler çok bu ülkede. dönemsel diye bakmak lazım belki.

ha aynı anda hem ev araba vb. alıp hem sürekli tüketim yapıp, gezip eğlenip hem de borca batmadan maaşlı (ya da sabit gelirli) çalışan nasıl geçinir o konuda bir fikrim yok.
ben çok tükettiğim/harcadığım zamanlar çok çalışıyordum çok kazanıyordum hayatımda ev kredisi hariç hiç borcum olmadı. ama ben hep bekardım aile desteğim de yoktu, mesela. karı-koca çalışan, ailesi ev filan vermiş olan böyle +ları olan kişiler, çok daha gözükara riskler alabilir. çok karlı da çıkabilir.
 
Ben çoğunun ailesinin zamanında geçmişte iyi kazanan birikim yapan ailelerin çocukları olduklarını düşünüyorum. Benim babam gençliğinde köye ev yapmak ve babadan kalma tarlalar dışında bir taşı bir taşın üzerine koymamış bir adam. Borçtan korkardı halen de öyle. O yüzden biz hermes çantalarla gezemiyoruz. Kendi kazandıklarımız da aylık masraflarımıza gidiyor. Fakat babamın aksini yapan kişilerin çocukları gayet iyi şartlarda. Ya da malum cenahtan faydalanan yalaka tipler.
 
mesela eczacı arkadaşınızın kendi işletmesi var yani para bir şekilde dönüyor. sabit maaşla çalışan biri değil. bu yüzden mantıklı geliyor. işi ilerlettikten sonra borçlanmak koymaz diye düşünüyorum. ama şu an yolun başındayım. cepten yemektense ya da eksiye girmektense vâr olanı nasıl artırabilirim kafam hep o kısma gidiyor. tam anlatamadım gerçi:d
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…