- 1 Haziran 2017
- 636
- 700
- 53
En çok kendimden özür dilerim,
En çok kendimden af dilerim..
Nasıl da kendimi yıpratmışım, nasıl da kendimi hırpalamışım, nasıl da öte giden koca dağı kucaklamaya çalışıp, o dağın beni defalarca ittirmesi ile bile bırakmamışım...
71 gün önce Nişanlılığım sona erdi. Düğüne 1 ay kalmıştı üstelik.. Evimiz eşyalarımız dahi hazırdı.. Ama işte Rabbim nasip etmedi.. Suçlu Annem, Nişanlım ve Bendim..
Annemin hatalarını kabul etmemesi, benim ona müdahale edememem ve Nişanlımın yersiz abartmaları ve basende haklı sebepleri sebepti..
Çok yıprandım, çok hırpalandım, çok çaresiz yalnız kimsesiz kaldım. Dişimle tırnağımla kazıya kazıya kurduğum yuvada kanadı kırılmış kuş gibi kaldım..
Karşımda o kadar acımasız o kadar bambaşka adam vardı ki, sanki huzursuz olduğumda göğsüne sokulmamışım, başı ağrıdığında acısını dindirmemişim, dertli olduğunda dermanı olmamışım, bencilmişim nankörmüşüm kıymet bilmezmişim gibi hissettiren..
Vazgeçtim be adam,
Vazgeçtim ellerinden, gözlerinden, saçlarından, kokundan, dişinden tırnağından..
Üşüdüğün de titreyen ellerinden,
Hiç ısınmayan ayaklarından,
Altın saçlarından,
Güzel gözlerinden,
Her şeyinden..
71 gün önce yüreğim öyle bir yanmıştı ki, defalarca sordum kendi kendime gerçekten bunu haketmiş miydim, gerçekten kötü bir insan mıydım, gerçekten ona yetemedim mi, çirkin miydim bakımsız mıydım şefkatli değil miydim diye..
Defalarca milyonlarca kez hep kendimi suçladım, hep hep..
Hatalarımın bedelini en dibine kadar ödedim..
Elimden gelen her şeyin fazlasını yaptım onu Yuvamıza döndürmek için ama olmadı...
71 gün sonra bugün, yüreğimin ateşi sönmüş,
Hayallerim kurdağımda kalmış,
Artık sevmek değil de hissizlik beslediğim ve vazgeçtiğim bir adam olmuş..
Hani burda okuduğum bazı konular da, aşk acısı geçer mi? Boşanıyorum ama mutsuzum, Şu acım nasıl hafifler diye teselli arıyorsunuz ya,
O yazıları okurken içim bir kez daha yanıyor ve size tüm samimiyetimle söylemek isterim ki, Geçiyor geçiyor geçiyor..
Sen yuvanı kurtarmak adına elinden geleni yapmışsan,
Hatanı kabul edip tüm değerlerinden vazgeçip, o yaralı halinle bile bir kuş gibi çırpındıysan onu geri kazanmak adına, üstelik bunlara karşılık bir hatan da yoksa,
Herkesten vazgeçip ona sarıldığın halde seni elleriyle uçuruma ittiyse,
Ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsa,
Geçiyor canlar geçiyor..
Evet acısı oluyor ama eskisi gibi yanmıyor artık.
Eee şimdi senin derdin ne derseniz, o kadar uzun dertlerimi paylaştım ki burada, bu da böylece kalsın yıllar sonra okuyup "vay be Özge" diyerek hayatıma yeni girecek ve seveceğim vefalı adamın elleri elimdeyken okuyup güleyim istiyorum..
Önünüze bakın, hayatınıza bakın, ailenize bakın, size yürekten değer veren ve sizden vazgeçmeyen insanlara bakın..
Gerisi hallolur.
Şimdi dökülen gözyaşlarımda son olsun.
Birdaha ağlamayacağım kendime, söz veriyorum..
Sevgiyle kalın :)
En çok kendimden af dilerim..
Nasıl da kendimi yıpratmışım, nasıl da kendimi hırpalamışım, nasıl da öte giden koca dağı kucaklamaya çalışıp, o dağın beni defalarca ittirmesi ile bile bırakmamışım...
71 gün önce Nişanlılığım sona erdi. Düğüne 1 ay kalmıştı üstelik.. Evimiz eşyalarımız dahi hazırdı.. Ama işte Rabbim nasip etmedi.. Suçlu Annem, Nişanlım ve Bendim..
Annemin hatalarını kabul etmemesi, benim ona müdahale edememem ve Nişanlımın yersiz abartmaları ve basende haklı sebepleri sebepti..
Çok yıprandım, çok hırpalandım, çok çaresiz yalnız kimsesiz kaldım. Dişimle tırnağımla kazıya kazıya kurduğum yuvada kanadı kırılmış kuş gibi kaldım..
Karşımda o kadar acımasız o kadar bambaşka adam vardı ki, sanki huzursuz olduğumda göğsüne sokulmamışım, başı ağrıdığında acısını dindirmemişim, dertli olduğunda dermanı olmamışım, bencilmişim nankörmüşüm kıymet bilmezmişim gibi hissettiren..
Vazgeçtim be adam,
Vazgeçtim ellerinden, gözlerinden, saçlarından, kokundan, dişinden tırnağından..
Üşüdüğün de titreyen ellerinden,
Hiç ısınmayan ayaklarından,
Altın saçlarından,
Güzel gözlerinden,
Her şeyinden..
71 gün önce yüreğim öyle bir yanmıştı ki, defalarca sordum kendi kendime gerçekten bunu haketmiş miydim, gerçekten kötü bir insan mıydım, gerçekten ona yetemedim mi, çirkin miydim bakımsız mıydım şefkatli değil miydim diye..
Defalarca milyonlarca kez hep kendimi suçladım, hep hep..
Hatalarımın bedelini en dibine kadar ödedim..
Elimden gelen her şeyin fazlasını yaptım onu Yuvamıza döndürmek için ama olmadı...
71 gün sonra bugün, yüreğimin ateşi sönmüş,
Hayallerim kurdağımda kalmış,
Artık sevmek değil de hissizlik beslediğim ve vazgeçtiğim bir adam olmuş..
Hani burda okuduğum bazı konular da, aşk acısı geçer mi? Boşanıyorum ama mutsuzum, Şu acım nasıl hafifler diye teselli arıyorsunuz ya,
O yazıları okurken içim bir kez daha yanıyor ve size tüm samimiyetimle söylemek isterim ki, Geçiyor geçiyor geçiyor..
Sen yuvanı kurtarmak adına elinden geleni yapmışsan,
Hatanı kabul edip tüm değerlerinden vazgeçip, o yaralı halinle bile bir kuş gibi çırpındıysan onu geri kazanmak adına, üstelik bunlara karşılık bir hatan da yoksa,
Herkesten vazgeçip ona sarıldığın halde seni elleriyle uçuruma ittiyse,
Ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyorsa,
Geçiyor canlar geçiyor..
Evet acısı oluyor ama eskisi gibi yanmıyor artık.
Eee şimdi senin derdin ne derseniz, o kadar uzun dertlerimi paylaştım ki burada, bu da böylece kalsın yıllar sonra okuyup "vay be Özge" diyerek hayatıma yeni girecek ve seveceğim vefalı adamın elleri elimdeyken okuyup güleyim istiyorum..
Önünüze bakın, hayatınıza bakın, ailenize bakın, size yürekten değer veren ve sizden vazgeçmeyen insanlara bakın..
Gerisi hallolur.
Şimdi dökülen gözyaşlarımda son olsun.
Birdaha ağlamayacağım kendime, söz veriyorum..
Sevgiyle kalın :)