Ya işte, bu yüzden arkadaşlığını her önüne gelen hak etmiyor, kendini korumak görevi de sana düşüyor.
Ben arkadaşlıklarımda artık "Ben olsam ne yapardım" diye bile düşünmeyecek otomatikliğe geldim (Düşün ki bu otomatiklik için lezzetiyle beni benden alan, dadına doyamadığım kazıklardan ne kadar yedim

) biri ile arkadaşlığa mi girdim, bazen hareket değil, bir olayı anlatışı, bakışı bile yetiyor gerçek arkadaşlığımı görmeye layık biri olmadığını anlamaya. Ha o zaman da işte ya yol ya mesafe ya geçiştirmece...
Bu dediğim de şöyle anlaşılmasın, biz arkadaşlık anlayışı en mükemmel insanlarız hiç hatamız olmuyor, hayır, demek istediğim bu insanların, arkadaşlık anlayışı daha hassas insanları görünce suistimal edebilir hale geliyor olması, böylesine bir bozukluk.
İşte kendini de arkadaşına göre ayarlayacaksın, bazen tek kalemde silip atacak hali göreceksin vs vs... İşte insan ilişkileri yani edebiyat parçalamanın da bir manası yoktu aslında bu kadar ama şöyle tüüüm arkadaşlık serüvenlerimin üzerinden bi geçiverdiğim için konunla beraber, kendimi tutasım gelmedi, saldım yazdım