Endometriozis ve Beslenme

  • Konu Sahibi Konu Sahibi momi
  • Başlangıç Tarihi Başlangıç Tarihi

momi

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
11 Mayıs 2009
1.355
30
116
Bursa
Merhaba arkadaşlar,

Endometriozisli biri olarak doktorlar her ne kadar çok çok önemsemese de uzun zamandır hastalığımız ve beslenme arasındaki ilişkiyi araştırıyordum.

Ağustos ve Eylül aylarında okuduklarımı kendi üzerimde denedim. 2. tüp bebek denemesinden önce vücut temizlensin endonun etkileri azalsın tedavi için sağlıklı bir ortam hazırlayayım istedim.

En başta beslenme alışkanlıklarımı değiştirdim. Endo için zararlı olabileceği yazanları yemedim. Sağlıklı ve antioksidan yönünden zengin bir şekilde beslenmeye çalıştım. Ve sonuç olarak Temmuz'da yaptırdığımız başarısız bir tüp bebek denemesinden sonra DOĞAL YOLLA hamile kalmışım ve 7 haftalık hamileyim..... Yani tedaviye gerek bile kalmadan doğal yolla geldi mucizem...

Yaptığım tabi maddi manevi başka şeyler de var (soğan kürü yapmak, meryem suresini okumak vb.) ama burada sizinle paylaşmak istediğim konu endo ve beslenme üzerine...

Aşağıdaki yazı başka bir siteden alıntıdır. Bu alıntı haricinde okuduklarımdan not aldığım başka bilgileri de paylaşmaya çalışacağım.

Umarım sizlerinde işine yarar faydasını görürsünüz ve bebeklerimize hep beraber kavuşuruz...
 
--------ALINTIDIR-------

ENDOMETRıOZıS VE DıYET

Endometriozis doğurganlık çağındaki kadınları etkileyen ve sık görülen bir jinekolojik hastalıktır. En sık görüldüğü yaş grubu 30-45 yaş arasıdır. Pek çok şikayet oluşturabildiği gibi jinekolojik bir muayene esnasında tesadüfen de tespit edilebilir. Neden olduğu şikayetler adetlerde sancı, adetle ilişkisiz ve sürekli olane kasık ağrıları, cinsel ilişki esnasında ağrı ve infertilite olarak sıralanabilir. Ağrı ile ilgili şikayetler bayanın çalışabilmesini, sosyal ilişkilerini ve cinsel hayatını etkileyebilecek düzeye gelebilmekte ve böylece yaşam kalitesini düşürebilmektedir.

Son yapılan çalışmalar endometriozis hastalarında beslenme şeklindeki birtakım değişimlerin özellikle adetler sırasındaki ya da sürekli olan kasık ağrısı şikayetlerini azalttığını göstermiştir. Bu konudaki çalışmalar endometriozis hastalığının oluşumunda da beslenmenin etkisi olduğunu ileri sürmektedir. endometriozis hastalığının karın içinde kronik bir iltihabi durum oluşturduğu bilinmektedir. Oksidatif stresin hastalığın oluşumunda potansiyel bir yeri olduğu ve endometriozis lezyonlarının oluşumundaki olaylar zincirini tetiklediği ileri sürülmektedir. Bu oksidatif stres vücudumuzda üretilen reaktif oksijen molekülleri ile antioksidan koruyucu mekanizmalar arasındaki denge bozulduğu vakit ortaya çıkmaktadır. Bazı çalışmalarda endometriozisi olan kadınların karın içi sıvılarında antioksidan enzimlerin ve antioksidan maddelerin (C ve E vitamini gibi) azaldığı gösterilmiştir. Bu sebeple antioksidanların klinik kullanımının endometriozisdeki kronik iltihabi durumu azaltarak ağrı şikayetlerini azaltacağı düşünülmektedir. Yine yeni çalışmalarda diyete vitamin B6, vitamin B1, vitamin E, magnezyum, omega-3 ve omega 6 yağ asitlerinin (balık yağı) eklenmesinin endometriozis hastalarında ağrı kesici ve iltihabi durumu azaltıcı etki gösterdiği ortaya çıkmıştır. Ayrıca endometriozis hastalarında B vitamini, sebze, lif ve antioksidandan zengin bir diyetin uygulanması aşırı vücut yağlanmasına bağlı yüksek östrojenik durumu da azaltacaktır.

Biz de bütün bu çalışmalara dayanarak endometriozis hastalarımıza özellikle de daha önce mükerrer tüp bebek tedavi denemeleri ya da endometriozis ameliyatları mevcut ise antioksidan ağırlıklı bir diyet öneriyoruz. Bayanın vücut kitle indeksi, fiziksel aktivitesi ve çalışma şartları da göz önüne alınarak bir diyet (1600-2000 cal) ayarlamaktayız. Diyete bir ayrıca vitaminler (A, B6, C, E), mineraller (kalsiyum, magnezyum, selenyum, demir, çinko), omega-3 ve omega-6 yağ asitleri (balık yağı) ve laktik fermentler (bifidobakteriumlar, laktobasillus asidofilus gibi) de eklenmektedir. Yani antioksidan ajanların kullanımını arttırmayı hedeflemekteyiz.

Bu şekilde bir diyet düzenlenmesi ve en az 6 ay süre ile idame ettirilmesi uzun dönemde adetle beraber veya sürekli olan kasık ağrısı şikayetleri gibi endomeriozise bağlı şikayetlerde de düzelme sağlayabilmektedir. Hatta bazı çalışmalarda endometriozis nedeniyle ameliyat geçiren hastalarda ameliyat sonrası hastanın yaşam kalitesi ve ağrılarının olmaması için uzun süreli hormonal tedaviler yerine bu şekilde bir diyet uygulamanın da uygun olabileceği ve hastalar tarafından da yan etkiler olmadığından daha kolay kabul edilebileceği ileri sürülmektedir.

--------ALINTIDIR-------
 
Kendi notlarımdan sizlerle paylaşabileceklerim de aşağıda....

Özetlemek gerekirse kırmızı et, tavuk eti gibi suni yemle beslenen hayvansal gıdalar, süt ve süt ürünleri, beyaz unlu gıdalar (makarna, bisküvi, ekmek) pirinç, çavdar, şeker ve şekerli gıdalar, katkı maddeli yapay yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor. Özellikle kırmızı et ve hayvansal gıdalarda o suni yemlerden dolayı yapay östrojen oluyormuş bizim endoyu tetikleyen şeylerden biri de buymuş...

Bunların yerine bol balık, taze sebze meyve, bakliyat, kepek ekmeği yemek lazım. Özellikle ve çoook önemli olarak antioksidan kaynağı olan C ve E vitamininden zengin yiyeceklere ağırlık vermek gerekiyor.
Antioksidanlarla ilgili bir doküman daha var onu ayrıca ekleyeceğim....

Taze ananas yemek özellikle ortasında sert yeri de yemek lazım içinde bromelain diye faydalı bir madde var. Endolu hastalara özellikle tavsiye ediyorlardı.
Ayrıca tedavi sırasında da Ananas tüketmek önemli. Yumurta toplama işleminden sonra yani transferden 1-2 gün önce taze ananası 4-5 günlük eşit parçalara bölüp ve her gün bir parçası yeniyor.
ısterseniz 6-7 güne çıkartabilirsiniz ama daha fazlasına gerek yok. Ananas bebeğin tutunmasını kolaylaştırıyor protein çözücü kan inceltici özellikleri de var çünkü. Ama 7-8 günden fazla tüketirseniz bu sefer düşük riski artarmış...

Omega3, balık yağı, keten tohumu çok faydalı, Fındık yağı, zeytinyağı gibi yağları tüketmek lazım. Yediklerimizi daha faydalı hale getirmek için yukarıdaki yazıda LAKTıK FERMENTLER diye geçen turşu, zeytin, sirke gibi yiyecekler faydalıymış.

Beslenmemi değiştirdiğimde her akşam bol elma sirkeli zeytinyağlı yeşil salata yiyordum. Ama sadece marul değil, maydonoz, nane, roka, tere, dereotu, tazesoğan domates, yeşil biber...

Alkol, kafein ve sigara.... yumurtalık rezervine ve yumurta kalitesine en baş üç düşman. Unutmayın koyu çay ve çikolata gibi yiyecekler dahil kafein dolu.

birde anti-inflamatory (yani yangı azaltıcı) etkiye sahip olan yiyecekler de endonun ağrılarını azaltmak için yararlı. Bunların en başında balık, balık yağı, yeşil yapraklı sebzeler, ıspanak, brokoli, maydonoz, roka, tere, soğan, sarımsak, biberin her çeşidi, acı tatlı kırmızı yeşil hepsi çok yararlı vb.....

Genel olarak notlarım böyle ilgilenen denemek isteyen olursa bilgim ve okuduklarım dahilinde yardımcı olmaya çalışırım.
 
--------ALINTIDIR-------


Antioksidan türleri

Antioksidan özelliği keşfedilen birçok farklı madde vardır. Bu maddelerin bir kısmını diyetimizde (özellikle bitkilerden) alırken, bir kısmını vücut kendisi, serbest radikallere karşı bir savunma sistemi olarak üretir. Vücudun serbest radikallere karşı savunma olarak ürettiği antioksidanlar; katalaz, glutatyon peroksidaz, ve SOD (superoksit dismutaz) gibi enzimlerdir.

• Alfa tokoferol (E Vitamini) - E vitamini içinde alfa, beta, gama ve delta tokoferolleri bulunur. Bunların içinden özellikle Alfa tokoferol önemli bir antioksidandır. Özellikle buğday, mısır, darı, pirinç gibi tahıllarda çok bulunur. Bunun dışında ayçiçek yağı, mısırözü yağı, pamukyağı gibi yağlarda, ceviz, badem ve yerfıstığı gibi kuru yemişlerde ve yeşil sebzelerde bulunur. E vitamini aynı zamanda pişirmeye ve sıcağa dayanıklıdır, böylece pişirilme esnasında tahrip olmazlar. E vitamini dışında farklı maddelerde bulunan tokoferoller ise rahatça tahrip olabilir. Fakat, yağda kızartma ve tahılların öğütülmesi esnasında E vitaminleri de tahrip olur, ve çoğu bozunur. Bu yüzden E vitamini ihtiva eden ürünleri yağda kızartmadan pişirmek, ve özellikle beyazlatılmadan geçmemiş tahıl ürünlerini (kepekli ürünler gibi) tüketmek daha akıllıca ve sağlıklı olur.
• Askorbik Asit (C Vitamini) - Turunçgiller, domates, yeşil yapraklı sebzeler (brokoli, ıspanak vb.) ve patates gibi sebze ve meyvelerde bulunuyor. Fakat, C vitamini çok çabuk oksidize olduğu için pişirirken ve hazırlarken bulunan C vitamininin çoğu işe yaramaz hale geliyor. Bu yüzden C vitamini ihtiva eden besinlerin hafif pişirilmesi, yenilebiliyorsa çiğ yenmesi ve hazırlarken de kesildikten kısa bir süre sonra tüketilmesi öneriliyor.
• Beta-caroten- Vücutta depolanarak A vitaminine de dönüştürülen bu kırmızımsı-turuncu pigment çok güçlü bir antioksidandır. Güçlü bir antioksidandır ve birçok kanser türüne yakalanma riskini azaltmasıyla ünlüdür. Havuç, ıspanak ve brokoli gibi yeşil yapraklı sebzeler ile kayısı ve şeftali gibi meyvelerde fazlasıyla bulunur.
• Flavonoid - Bir çok meyve ve sebzede yüksek oranlarda bulunan sarı-beyaz pigmentlerdir. Bitkilerin çoğunda bulunan bu antioksidan, yine antioksidan olan C ve E vitamininden çok daha fazla miktarlarda bulunduğu için özellikle meyve ve sebze ağırlıklı bir diyet ile vücuda fazla miktarlarda alınabilir. Elma, çilek, üzüm gibi meyveler, çikolata ve özellikle çay, belli oranlarda flavonoid ihtiva eder.
• Koenzim q- Özellikle kanser ve belli nörolojik hastalıklara olan pozitif etkileriyle uzun süredir gündemde olan koenzim q önemli bir antioksidandır. Vücut tarafından üretilir, diyet yoluyla da alınabilir. Her ne kadar ciğer, kalp ve böbrek gibi et ürünlerinde ve balıkta yüksek oranda bulunsa da, diyete takviye amaçlı alınan koenzim q hapları ile vücuda alınması daha etkilidir.
• Likopen - Beta-caroten ve lütein ile aynı ailenin üyesi olan likopen birçok meyveye kırmızı rengi veren maddedir. Kardiyovasküler hastalıklar ve kansere karşı etkileri ile bağışıklık sistemine olan pozitif etkileri yüzünden uzun süredir gündemde olan bir maddedir. Antioksidan özelliği kanıtlanmıştır. Özellikle domateste çok büyük miktarlarda bulunmaktadır. Prostat ve kalın bağırsak kanserlerinin risklerini büyük oranda düşürdüğü laboratuvar çalışmalarıyla kanıtlanmıştır.

En güçlüsü olsa da tek bir antioksidan madde almak yerine çeşit çeşit antioksidanı bir arada alıyor olmak daha iyidir. Çünkü bu maddeler serbest radikallerle savaşta birbirlerini desteklerler. En çok ve en eski bilinen antioksidanlar A vitamini, E vitamini, C vitamini, selenyum ve çinkodur.
Üzüm çekirdeği şu ana dek bulunan en güçlü antioksidan maddenin taşıyıcısı olarak literatüre yazılmıştır. (Özellikle kırmızı şarabın kalp hastalıklarından koruduğunu hatırlayın). Brokoli ve aynı familyadan karnabahar, lahana ve brüksel lahanasının ve bunun yanında havucun, semizotunun, kerevizin, soğanın, sarımsağın güçlü antioksidan kombinasyonları olduğunu artık biliyoruz.

Genel olarak daha koyu ve canlı ve parlak renkli sebze ve meyvelerin daha çok antioksidan taşıdığını artık biliyoruz. Domateste en çok olan ve diğer kırmızı sebzelere de rengini veren likopen isimli güçlü antioksidanla hepimiz tanıştık. Fermente edilmemiş çay olan yeşil çay güçlü bir antioksidan olarak hayatımıza girdi. Ceviz, badem, fındık, kabak çekirdeği, ayçiçeği, kabuklu hububat, tohumların diyetimizde çok önemli olduğunu artık biliyoruz. Diyetimizde genellikle eksik olan ve balık yağında veya keten yağında bulunan omega-3 yağları antioksidan özellikleriyle daha da önemli hale geldi. Kivinin, çileğin, mürdüm eriğinin, böğürtlenin, yaban mersininin, kuşburnunun önemini artık daha iyi biliyoruz. Değişik bitki çaylarının, en bilinenlerini saymak gerekirse, kekiğin, biberiyenin, adaçayının, nanenin veya zencefil, zerdeçal gibi baharatların şaşırtıcı derecede güçlü antioksidan kombinasyonları olduklarını gördük…

--------ALINTIDIR-------
 
bende de var çikolata kisti 5 yıldır hemde 7 cm.allahıma bin şükür bi oğlum var 2.ye yeni hamileyim.tamamen normal yolla kaldım.dr lar hiç uğraşma çocuğun olmaz normal yolla dediler.hiç birine inanmadım sadece hislerine inandım.dr normal yolla çocuğun olmaz dediği andan itibaren 7 ay denedik ve 7.ayın sonunda hamile olduğumu öğrendim.2.de normal yolla oldu.çok şükür bana hiç bir zararı yok bu kistin.ne ağrısı var nede gebe kalmama engel.tabi her kadında iyi sonuçlar vermiyor.sezeryan olacağımdan bu kisti aldırıcam.paylaşımın için teşekkürler.
 
merhaba sutlu gayfe rabbim hem oglunu hem karnındakini bağışlasın.... kist zaten her zaman yüzde yüz engel olur demiyor doktorlar. diyenler de halt etmişler.

bende bildiğim kadarıyla hiç kist olmadı. endolu olmak için kist şart değil zaten...

gittiğim doktorlardan biri tüplerimden birinin tamamen kapalı diğerininde yarı kapalı ve yapışık yani işlevsiz olduğunu söylemişti. hamile kalsan bile dış gebelik yaşarsın demişti. o yüzden ümidimiz çok azdı ve tüp bebek denedik... tutmadı sonra rabbim kendiğinden gönderdi mucizemi...

ama dediğin gibi inanınca olumlu düşününce elinden gelen herşeyi yapınca insan oluyor işte rabbim geri çevirmiyor duaları....
 

sevindim canım kendiliğinde olmasına.
yürekten inanmak gerekiyor,pes etmemk gerekiyor.
canım allah sana bağışlasın yavrunu.
 
selam arkadaslar tekrar,

size guzel bir haber vermek istiyorum. cok yakin bir arkadasim yillardir endometriosis ve çikolata kistleri yüzünden ameliyat, aşılama, tüp bebek tedavisi vs. uğraşıyordu. 3 negatif aşılama 2 negatif tüp bebek denemesi var.

geçtiğimiz 2 ay boyunca beslenme şeklini sizlere yazdığım şekilde değiştirdi. yani tedaviden 1 ay önce başladı. omega 3 ve vitamin takviyelerini aldı. yememesi gerekenleri azim ve irade ile yemedi. transfer oncesi ve sonrası ananasları tuketti...
gecen ay 3. tüp bebek tedavisine basladi. simdiye kadar en iyi yumurta sayısı ve kalitesini yakaladı.

yumurta ve emb. kalitesi çok iyi olduğu için 5. gün blastokist transferi yapıldı. sadece 2 emb. transfer edildi. kalanlarda donduruldu.

şu anda hamile ve test sonuçları çok güzel ve yüksek o yüzden muhtemelen 2 emb. nun ikisi de tuttu diye düşünüyoruz. yani ikiz bebek geliyor.

bu sekilde beslenip hamile kalan 3 kisi olduk.

umarım sizin icinde ise yarar en kısa zamanda...
 
Canım paylaşımın için cidden çok teşekkürler ben Endo için beslenmenin etkili olduğunu daha önce hiç duymamıştım bende 3 aydır Endolu olduğumu biliyorum kurban bayramında şiddetli sancı ile acile kaldırıldım o zaman sağ yumurtalıkta kitle olduğu ortaya çıktı Manisa da birçok doktora gittim onlar hemen ameliyat dedi ancak ben bekarım ameliyat riskli emin olmadan bıçak altına yatmak istemedim o nedenle ızmir de Ege üniversitesine ve dokuz eylülde çalışan bir profösöre gittim. Prof kesinlikle ameliyatı önermiyorum bu her adet döneminde yenilenecek her zaman ameliyat yapamayız kesin sonuç değil ama Yasmini deniyeceğiz yalnız onu 2 yıl gibi uzun süreli kullaman gerekiyor dedi.Ben normalde Yasmin 6 aydan fazla kullanıldığı zaman kısırlık yapabiliyor diye duymuştum bunu doktora sordum oda hayır yok öyle bir şey o halk arasında yanlış bir inanış dedi.Ama sonuçta vücuda dışarıdan sürekli hormon verilecek ve bu ilacın birçok yan etkisi de var o nedenle ben 2 yıllık ilaç tedavisine çok sıcak bakmıyordum.ınşallah beslenmenin ciddi anlamda katkısı olur da bende kurtulurum hem şu kitlelerden hemde şu rahatsızlıktan. Buarada canımcım bende Ca 125 değeri de çok yüksek çıkıyor adete yakın 180 adetten sonrada 90 oluyor :bbo:
Senin hamilelik nasıl gidiyor canımcım inşallah hayırlısıyla bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına almayı nasip eder Rabbim.:Saruboceq:
 
BANA YARDIMCI OLURMUSUN MOMı?tam olarak nasıl beslenmem gerektiğini günlük sabah öğlen akşam nasıl beslenmem gerektiğini yazarmısın?liste şeklinde olabilir.et çikolata çay çok tüketiyrm küçük çikolata kistlerim var ve hamile kalamıyrm.beslenmemi değiştirmeliym
 
merhaba güleysa

malesef sana böyle bir liste vermem mümkün değil sonuçta ben diyetisyen değilim. kendi araştırmam ve uygulamamla buldum bu yolu.

yemen yada yememeye dikkat etmen gerekenleri konunun en başındaki yazılarımda detaylı yazmaya çalışmıştım.

kırmızı et ve hayvansal gıdalar, şeker, beyaz un, katkı maddeli hazır yiyecekler, kimyasal içeren yiyecekler vs. hepsi zararlı sonuçta. katı yağ yerine zeytinyağ kullanmak gerekli (ayçiçek veya mısır bile o kadar iyi değil)
balık, balık yağı hapı, yeşil yapraklı sebzeler, antioksidanı yüksek sebze meyveler vb bunları çok tüketmen lazım. keten tohumu zencefil kimyon gibi baharatları seviyorsan tüketmende fayda var.

olabildiğince doğal, kimyasallardan tarım ilaçlarından koruyucu katkı maddeli yiyeceklerden uzak duracaksın.

umarım faydasını görürsün. :)
 
superisi merhaba

doktorun bence de haklı ameliyat hemen hamile kalman gerekliyse o da bir ihtimal iyi olabiliyor. benim doktorum da hemen bebek istememe rağmen ameliyata olumlu bakmadı. her adet döneminde yenilecek bir sıkıntı endo ile ilgili olanlar.

beslenme birebir çare değil belki ama endo yu ve kistleri tetikleyen faktörleri azaltmaya yardımcı olur sadece.
benim hamilelik iyi gidiyor. şimdilik bir sıkıntı yok çok şükür bakalım bebek sağlıklı gelsin diye bekliyoruz.
 
bende burada yazanlardan yararlanmaya çalışıcam 2 kez ameliyat oldum , halan kocaman kistim var. ve hamile kalmaya çalışıyorum . teşekkürler yazılanlar için
 
valla bu endometriozis benim başıma bela oldu hamile kalan nasıl kalıyo bilmiyorum ama ben 5 senedir uğraşıyorum.1 kez açık ameliyat oldum 4.evre endometriozisten ve 6 tane kist çıkarıldı.aradan 2 sene geçti yine gebelik oluşmadı 3 gün önce laparoskopi oldum yine 2-3 tane endometriozis kalıntısı temizlendi ve yakıldı yine.bilirsiniz içi kan dolu siyah lekeler henüz kistleşmemişti ama yinede zararlıydı.bunlar içimde birsürü yapışıklığa sebep oldular.ilk ameliyatımda tüplerin tıkalı dediler normal yolla hamile kalamazsın dediler tüp bebek denedik oda tutmadı.sonra rahim filmi çektirdim tüplerim açık çıktı.en son laparoskopi olduğumndada yine yapışıklıklar olduğunu onları açtıklarını ve tüpleride yumurtalığın yakınına koyduğunu söyledi.bakalım bundan sonra nolacak.
 
biozard merhaba

bence beslenme şeklini değiştirmeyi denemelisin. ameliyat laparoskopi vs. hepsi olanları temizlemek için ama yeniden oluşmasını engelleyecek birşeyleri yok.

beslenme ile yeniden oluşumu engellemekten ziyade var olan endo odaklarının (bahsettiğin içi kan dolu küçük lekeler) ve daha büyük endo kistlerinin rahim içinde, tüplerde veya karın boşluğunda toksik etkisini azaltabiliyorsun bence.

benim hiç kistim olmadı ama çok sayıda odağım ve yapışıklıklarım olduğunu biliyorduk. daha önce yazdıklarımı okuduysan tüplerden biri tamamen diğeri de işlev göremeyecek kadar tıkalı dediler.

endo odakları ve kistleri prostoglandin diye adlandırılan hormonlardan ağrı ve yangı yapan tipinin salgılanmasına sebep oluyormuş. bu hormon benzeri prostoglandinler ve bunun gibi diğerleri de dediğim gibi toksik etki yaratıp yumurtanın spermle döllenmesini döllense bile rahimde tutunmasını engelleyebiliyor.

tüplerin açıksa bence en az 6 ay kadar beslenmene dikkat et derim. bakarsın toksik etki azalınca hamile kalma şansın da artar.

allah inşallah isteyen herkese anne baba olma duygusunu tattırır.
 
amin sağolasın.aslında dediklerini yemeye çalışıyorum ama hayvansal gıdalara biraz düşkünüm ben onları yememem lazım sanırım.sen en çok neleri yedin?
 
kırmızı eti neredeyse hic yemedim. tavuk urunlerinide zorda kalmadigim surece yemedim. ofiste ogle yemeklerinde falan ciktiginda minik bir iki parca attim agzima.

balik yagi hapini ve vitamini her gun duzenli olarak ictim.
en cok yediklerim ise hergun aksam nane, maydanoz, taze sogan,tere, roka, marul, havuc, mevsimi oldugu icin bol domates, biber (biberin her cesidi) ve antioksidani cok olan sebze meyve yedim.

tam mevsimiydi mesela bogurtlen karadut yemistim. nar yine cok guclu antioksidan.
yani bol balik, meyve ve sebze....

umarım hayvansal urunlerden vazgecebilirsin. cunku hayvanlar suni yemlerle besleniyor. katki maddesi, koruyucu vs. iceriyor. hayvanlarin etleri ile onlarda bize geciyor malesef. kirimizi etin ozellikle vucuda agri ve yangi yapma yetenegi var. birde bunlar eklenince tam gaz endo tetikliyor yaniii
 
canım öncelikle Allah bebişini sağlıkla kucağına almanı nasip etsin güzel şeyler paylaşmışsın beslenme ilgili ama ilk alıntı yaptığın yazı endometrios ile ilgili hatalı belirlemeler içeriyor yerli yabancı çok kaynak okudum ama endometrios hiçbirinde iltihabi kabul edilmiyor bu iltihap enfeksiyon değil yani

aslında endometiros bağışıklık ile ilgili kabul ediliyor ve bahsettiğin beslenme sisteminin bağışıklık güçelnedirici yöneleri çok fazla muhtemelen bu nedenle sana çok iyi geldi

yalnız ben bişi anlamadım et ürünü ben de çok tüketmem zaten problem değil ama süt ve süt ürünlerini hayatımız boyunca tüketmeme şansımız yok ayrıca hamileliğe girmeden önce demir ve kalsiyum rezervlerimizin çok iyi olması bir avantaj bahsettiğin gibi süt ürünlerinden yoksun beslenerek bunları yapmamız mümkün olmaz gibi geldi bana

bir de alıntı yaptığın site kime ait adres paylaşamasan da isim vardır sanırım gerçekten doktor mu bunları yazan
 
guzel dileklerin icin tesekkur ederim. allah isteyen herkese bekletmeden kolaylikla evlat sahibi olmayi nasip etsin insallah.

bahsettigin yazi cocuk istiyorum diye bir site var tup bebek tedavileri ile ilgili cok kapsamli bir site. dernek ayni zamanda oradan alinti .

endo icin genelde muamma hastaligi da denir. neden oldugu nasil olustugu hala belli degil. bagisiklik sistemi ile ilgili olma ihtimali tezlerden biri diye biliyorum bende. iltihap enfeksiyondan ziyade iceride yangi ve agri yapmasi onemli bence.

bahsettigim beslenme tipi de nutritiondata.com sitesinden bakarsan antiinflamatory yani yangi engelleyici yiyeceklerin agirlikli oldugu yangi yapanlarin minimize edildigi bir beslenme tipi.
 
beslenme ile ilgili konuşuyoruz hep ama hamile kalmadan once 2 ay hatta hamile kaldığım ve fark etmediğim icin 3 ay boyunca düzenli olarak ibrahim saracoglunun soğan kürünü uyguladım. bence onunda çok faydasi var.

incir kürünü de yapacaktım ama tam incir mevsimi olduğu icin kürü yapmaktansa bol bol incir yemiştik eşimle çok severiz çünkü :) haftada 2-3 kilo özellikle siyah taze incir yiyorduk belki o da etkilemiştir.

Soğan kürü ve incir kürü varmış bende uğraşmayın diye hemen buraya ekliyorum.

ıbrahim Saraçoğlunun sitesinden alıntıdır.
-----------------------
Soğan Kürü
ıki bardak klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatınız. Orta boy yemeklik kuru soğanın en dış açık kahverenkli ince kabuğunu soyduktan sonra dörde veya altıya bölüp kaynamakta olan suyun içerisine atınız. Ağzı kapalı olarak beş dakika kaynattıktan sonra ocaktan indirip ılımaya bırakınız. Ilıyınca, süzülür ve ılık olarak bir su bardağı öğle yemeğinden on dakika önce içilir. Aynı şekilde akşam yemeğinden önce tekrar taze olarak hazırlanıp on dakika önce içilir. Bu küre onbeş gün devam edilir ve kür sonlandırılır.

Dikkat: Kırmızı veya mor soğan amaca uygun değildir. Uygulanacak olan soğan kürünün taze hazırlanması ve ılık olarak içilmesi şarttır. Soğuk olarak veya beklemiş haşlama suyu içilmemelidir.

ıNCıR KÜRÜ
Yumurta çatlatıcı ve kolay hamile kalma

Yarım litre kaynamakta olan klorsuz suya onbeş-onaltı adet kuru inciri ilave ediniz ve yirmi dakika ağzı kapalı olarak kaynatınız. Yirmi dakika tamamlandıktan sonra ılımasını bekleyiniz. Ilıdıktan sonra süzülür. Üçe veya ikiye bölerek öğünlerden on-onbeş dakika önce aç karına içilir. Bu kürün uygulaması,

2x21U+7A

U; 21 gün uygulanır
A; 7 gün ara verilir

şeklindedir. Bu formülün anlamı, iki defa yirmibir gün uygulanır ve her yirmibir gün tamamlandığında yedi gün ara verilecektir. Toplam uygulama süresi kırkiki gündür. Uygulama sürelerine yedi günlük aralar dahil değildir. Her defasında günlük hazırlanması gerekir. Kuru incirleri bir kere koparıp veya bıçakla bir kez kestikten sonra kaynamakta olan suya ilave ediniz. Kuru incirlerin dışında beyaz pudrası var ise, soğuk su altında önce yıkayıp sonra ilave ediniz.

-------------------------------------------------------
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…