Burada kimse sizin ilişkinizi yargılamadı, kimse sizi suçlamadı, kimse size "niye bakire değilsin?" demedi. Ama "cinsel ilişkiye girmiş bir insanın zarı sağlam da olsa, burada bekâret denilen bir kavramdan söz edilemez." dedi. Sizin de buna bir itirazınız yoktur herhalde. İşte bu yüzden şimdiki 10-15 ilişkinizden sonra "Yahu ben bakireydim?" demenizi anlamı yok, onu söylüyoruz. Siz zaten önceki ilişkinizden itibaren bakire değildiniz, bunun sorgulamasını neden şimdi yapmaya başladınız onu anlamıyoruz. Şu an şurada bakireymişsin, değilmişsin yazarken bile bundan rahatsızım, bu sınıflandırmalardan hiç hoşlanmıyorum, ama madem sizin önemsediğiniz bir şeymiş, durum bu.
Kafanızın bununla ilgili karışık olmasını da anlayabiliyorum, çünkü üniversitedeyken kendini sizin gibi açmazlarda hisseden bir sürü arkadaşım vardı. Bir tarafta arzularınız, diğer tarafta inançlarınız varken birinden bütünüyle vazgeçip diğerine yönelmek mutlaka zordur, seçim yapmanız gerekir. Ama en yanlış seçim arzularınıza kapılıp kendinizce çarpık çözümler bulmanızdır. Burada yanlış derken kastettiğim şey arzularınızla ilgili değil, onlar gayet insani istekler, ama kendi inandığınız değerleri yamultup işinize geldiği gibi uygulamaya kalkarsanız bir yerden sonra bunalıma girersiniz.
Siz de güya dini nikâh kıymışsınız. Yaptığınızın suç olduğu zaten yazılmış, o ayrı, ama siz o nikâhın Tanrı katında geçerli olduğunu zannediyor musunuz gerçekten? Nikâhın amacı iki insanın şahitler huzurunda hayatlarını birleştirmesi, ve bunu çevreye ilan etmesidir. Kendi kendinize evcilik oynarken adamın biri tutup "sizi karı-koca ilan ediyorum, hadi bakalım" dedi diye siz evli mi olmuş oluyorsunuz? Tanrı ile kafa mı buluyorsunuz anlamıyorum. İnsan kendi inandığı değerler ile böyle dalga geçer mi?
Ama geçiliyor biliyorum, görüyorum. Sırf cinsel hayat yaşarken içleri rahat etsin diye nikâhçılık oynayan ve bunun Tanrı katında ilişkilerini meşru kılacağını zanneden insanlar, ona "boş ol, boş ol, boş ol" deyip, "sıradakiiii" diyenler, kafası karışık kızları "biz şimdi sevişelim, evlenirken tövbe ederiz günahlarımız sıfırlanır" diye kandıran erkekler, iğrenç pazarlıklar...
Tanrı affedicidir de, kendini kandırmaya çalışanlar konusunda ne düşünür bilmiyorum.
Bütün bunları yazdığım için bana kızabilirsiniz, önemli değil ama sizi suçladığımı düşünmeyin. İlk ilişkinizden sonra tövbe edip af dilediğinizi söylerken çok samimiydiniz, benim burada demek istediğim, eğer onu hata olarak görüyorsanız, inanın o hatayı yapmaya devam ediyorsunuz. Kendi kendinize nikâh kıydığınızı sanıyor olmanız bunu değiştirmiyor. Erkek arkadaşınız için bir şey söyleyemem, cidden iyi bir insan da olabilir, veya erdemleri varmış gibi yapıp gözünüzü boyuyor da olabilir, ama daha önceki yazımda da söylediğim gibi, önemli olan sizin kendi inandıklarınızın arkasında duruyor olmanız. Eğer siz bir "hata"dan bahsediyorsanız, hata üstüne hata yapmanızı istemeyiz, olan bu. Ama yaşadıklarınız gerçekten içinize siniyorsa, bir şey söylemek hiç haddim değil. Ama sizin gibi düşünüp sonra aldatılan, incitilen, ve hattâ aşağılanan bir sürü kız tanıdım zamanında, o yüzden bunları yazmayı kendime borç bildim. Yoksa sizin ne yaşadığınız hiçbirimizin üzerine vazife değil.