aslında öle fazla kilon yok ,, yani boyuna göre iisin ,, ama daha doğum yapalı 6 ay olmuş ,, ben aldığım kiloyu tam bir yılda verdim ,, sen kilolara fazla takılma sağlıcakla bebiş gelsinde toptan veririz kiloları :)
canım bacım evet çok alıştık birbirimize bende sizleri özledim demek çalışmalara başlıyorsun senin adına çok sevindim ama neden böbreklerin ağrıyoki canım idrarda protein çıkması bildiğim kadarıyla pek iç açıcı değil denemelere başlamadan önce tedavilerini tamamla sonra gebelikte çok zor oluyo bende şiddetli derecede enfeksiyon vardı erken doğum sebeplerinden biri olabilirmiş yani dikkat et canım işallah meleğin seni fazla bekletmez hemencecik gelir önce göbüşüne sonrada kollarına konar bacım dualarım seninle çokk öpüyorum canım kendine iyi bak
sevgili ravza 1818 ve sevgili aabeyazmelek,
iyi ki varsınız keşke hiçbirimiz bu acıları yaşamamış olsaytdık ve bu forumda acıyı değil sevinci paylaşsaydık
arkadaşlar gelecek demiştim ya geldiler sağolsunlar
bana ''spor yap aktif ol hayatını yaşa'' gibi son derece faydalı ve rahatlatıcı (!!!) önerilerini sundular ve gittiler az önce.
ben de sessizce göz yaşlarımı içime akıtarak dinledim kendilerini.yine de sağolsunlar ayaklarına sağlık.
bu forumu kuran ve buraya yazıp acılarını acılarımızı paylaşan tüm melek anneleri
iyi ki buradasınız.
canim gecen gun yazdim sana ve hepinize baglantim kopmus ve tum yazdiklarim gitmis vaktim yoktu yeniden yazamamistim.canim insallah oyleyimdir bakalim hayirlisi artik sen nasilsin cnm?Limburgcum canım biz iyiyiz sen nasılsın. Ne zamandır uğramıyorsun. Konu açmışsın orada gördüm hamile misin canım. İnşallah hamilesindir. Bu arada ravza da ne zamandır uğramıyor sen görüştün mü o nasıl.
canim sen nasilsin?dogruda işte napıcaksın milletin agızını kapatamıyorsun malesef
hamile kalamayanlar için hocaya gidiyorsun bakıyor sana beli çekilecekse çekiyor elerinden ayaklarından tutup bir nevi beli oturtuyor canım ama ben hamile kalıyorum çok şükür böyle şeylerle ugraşmak istemiyorum ya sakat kalırsan yani
kimse bilmiyor istedigimi sadece kk biliyor :enbuyukkk: kimseye söylemem ben
kaynanamada öyle dedim zaten daha düşünmüyoruz diye ben söyledim o lafı bir kere hamile kalıyorum diye..
iyiyiz canım sen nasılsın keyfin nasıl..
masallah guzel prensese eee annesi guzel kizida ona benziyorsa...masallah size cnmkızlar , dün randevum vardı...Çok şükür her şey yolundaymış.Doktor ayrıntılıda bütün oganlarınada baktı...Her şey istediğimiz gibi dedi...plesentanın yerleşimide çok iyi dedi...Bebişim 300 gr olmuş teyzeleri...Bu arada iğneye devam dedi...
canim acin cok buyuk biliyorum gecmez gun gectikce daha da artar RABBIMden tek dilgim bol bol sabir versin sanaAllahım hepimize sabırlar versin.bende 32..haftalık doğum yaptım bebeğim 10 gün kaldı solunum cihazında yavrum daha fazla dayanamadı.çok acı nasıl baş edeceğimi bende bilmiyorummm..7 gün oldu yavrumu kaybedelii...
evet cnm kimse bizi anlamaz ALLAH razi olsun burdaki arkadaslardan cok rahatliyor insan RABBIM bol bol sabirlar versinmerhaba melek anneleri,
bebeklerimi daha doğrusu meleklerimi kaybedeli yaklaşık 20 gün oluyor ancak:1closedeyes: acı ve depresyon artıyor galiba.
birazdan arkadaşlar gelecek ama ben bu acıyı tatmayan hiçkimsenin beni anlayamayacağını biliyorum ve kimseyi görmek istemiyorum aslında birtek eşim ve bu forum beni rahatlatıyor.
iste cok basit onlara sorun degil amaaaaaaannnn nolucak canimm bi cocuk giderse bidaha yaparsinn ama insanin icindeki yangini napicaklar nasil sondurecekler bu konuda anlatacagim cok sey var ama neyse ALLAHA havale ediyorum ben onlari canimGüzelim benim aslında kiloya falan taktığım yok. Keşke 100 kilo olsaydım da oğlum yanımda olsaydı. Ama doktor ver dedi işte ne yapalım. Bana da hep böyle kilo takıntılı doktorlar denk geliyor. Ya ben Ebru Şallı mıyım, Çağla Şıkel miyim sanki doğumdan sonra podyuma çıkacağım. Haklısın canım inşallah bir bebişleri sağlıkla kucaklayalım da bi de burada birbirimize kilo verme tiyoları veririz.
Evet canım ben de bu konuyu halletmeden başlamak istemiyorum inşallah önemli birşey çıkmaz. Sen neler yapıyorsun. Sanırım Sermet Sağol'a gidecektin gittin mi, ne dedi. Ben de hamileliğimde problem çıkınca Sermet Bey'e gitmiştim. Konusunda çok iyi, bilgili bir doktor ama tam bir buzdolabı.
Mapcım canım anlamazlar, Allah kimseyi bizi anlayacak duruma sokmasın zaten. Bak sana başımdan geçen bir olayı anlatayım. Benim sıkıntıdan heryerimde birşeyler çıkmaya başlamıştı birgün iş arkadaşım geldi yüzüne ne oldu dedi ben de vücut artık sıkıntıdan dışarıya vermeye başladı dedim bu da aman neye sıkntı yapıyorsun çoluğun yok çocuğun yok dedi ki bu arkadaş benim kısa süre önce bebeğimi kaybettiğimi biliyor ,ben de onu sıkıntı yapıyorum zaten dedim ,bunun üzerine sıkıntı yaptığın şeye bak ne yapacaksın yine çocuğun olur dedi. İşte maalesef etrafımız böyle güzide insanlarla dolu. Onlara göre giden bebek ve bir bebek gider yerine yenisi gelir olur biter ama sana göre giden yavrun, evladın, en kıymetlin, boşluğu dolmaz asla unutulmaz. O yüzden bırak ne konuşurlarsa konuşsunlar bunlar ağlatmasın seni gül geç. Elbette Allah çektiklerimizi görüyor bugün ağlarız acımızı paylaşırız burada, birbirimizin yarasını sarmaya çalışırız ama yarın sevincimizi paylaşacağımız günlerimiz de gelecek. Umut olmadan yaşanmıyor canım.
Angelhope canım hangi testi yaptırdın. Biliyorsun biz seninle hamileliğimizde aynı problemi yaşadık o yüzden senin izlediğin yöntem benim için çok önemli. Kafam gerçekten çok karışık ben de o testten yaptırayım.
ravzacim sen nasilsin cnm ozledim opuyorum cok
sevgili ravza 1818 ve sevgili aabeyazmelek,
iyi ki varsınız keşke hiçbirimiz bu acıları yaşamamış olsaytdık ve bu forumda acıyı değil sevinci paylaşsaydık
arkadaşlar gelecek demiştim ya geldiler sağolsunlar
bana ''spor yap aktif ol hayatını yaşa'' gibi son derece faydalı ve rahatlatıcı (!!!) önerilerini sundular ve gittiler az önce.
ben de sessizce göz yaşlarımı içime akıtarak dinledim kendilerini.yine de sağolsunlar ayaklarına sağlık.
bu forumu kuran ve buraya yazıp acılarını acılarımızı paylaşan tüm melek anneleri
iyi ki buradasınız.
Bir daha hiç mutlu olamayacağınızı bilseydiniz.
Hiç bir şeyin sizi sevindirmeyeceğini, aldığınız hiçbir haberin iyi haber olamayacağını, yediğiniz içtiğiniz hiçbir şeyin tadının hoşunuza gitmeyeceğini, güneşin ısıtmayacağını, rüzgarın serinletmeyeceğini, çiçeklerin hep başkaları için açacağını ve şarkıların başkalarını coşturacağını bilseydiniz. Nasıl hissederdiniz kendinizi? İşte ben böyle hissediyorum.
Bomboş kaldı içim. Hayallerim, umutlarım ve güzel rüyalarım hep birlikte bir anda terk ediverdiler beni. Bu kadar sevinmeye, mutlu olmaya hakkın yok dediler.
Şimdi hak ettiğimi yaşıyorum. Kötü kaderim bir kez daha hatırlattı kendini bana. Dur bakalım biraz, ben burada durdukça (ki o hep orda), sen mutlu falan olamazsın dedi. Dediği gibi de oldu. Elimi uzatsam tutacaktım mutluluğu o kadar az kalmıştı ama yine aynı son: ÖLUM
Şimdi ölümün soğuttuğu evimizde kötü kaderime ortak ettiğim eşim ve ben birbirimize sokulup ısınmaya çalışıyoruz ama soğuk işte hep soğuk giderek daha soğuk bu ev, bu hayat.
Yitirdiklerimle birlikte bir daha geri dönmemek üzere beni terk eden umutlarım. Nerdesiniz?
Acılarımız bu kadar ağırken, yaralarımız bu kadar derinken, yüreğimizin orta yeri kanayıp dururken güzel günlerin gelmesini ummak ne kadar anlamsızsa, geçmişi özlemek geçici mutluluklarımızı hatırlayıp avunmaya çalışmak da o kadar saçma geliyor şimdi.
Bırakmak zorunda kaldığımız minicik elleri tekrar tutabilmek mümkün değilse, hayal ettiğimiz hiç bir şey gerçeğe dönüşmeyecekse, gittiyse giden, kaldıysa geriye koca bir boşluk nasıl umutlanır insan? Nasıl bir gün yeniden sevinebileceğini, en azından iyi hissedebileceğini düşünür? Hayat bize gri gölgelerinden başka neyi sunabilir artık?
Kaderin bize vereceği tek güzel şey başka bir dünyada meleklerimizin minik ellerini tutacağımız o vuslat günüdür. Gözlerimizin önünden silinecek o gün tüm bu gri tonlar ve yerlerini çocukken okuduğumuz masalların renkleri alacak. O gün bir masal günü olacak aslında. Masal kadar güzel, masal kadar masum ve berrak olacak. Gerçeğe dönüşen bir masal olacak bizimki. Bütün gerçekliğiyle yaşanacak. Bunu bir tek biz bir de melekler görecekler. O minicik ellerle buluşunca ellerimiz, kapanacak yüreklerimizdeki kanayan yaralar. İşte o zaman hatırlanacak sevinmek ve umut etmek. Doya doya koklayınca onları ne güzel kokarmış aslında çiçekler diyeceğiz. Saçlarını okşayınca ne güzelmiş dokunmak diyeceğiz. İlkbaharın renkleri olacak her tarafta. Sarılıp sonsuz özlemle bağrımıza basınca işte yaşamak diyeceğiz.
O masal günü elbet gelecek. Sessizce akan gözyaşlarımızla bekleyeceğiz. O gün bu dünyadaki kaderimiz bu dünyada kalacak artık bizi mecburen rahat bırakacak.
Sonrası sonsuz sevinmek olacak. O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.
Hiç bir şey azaltmayacak sevincimizi. Karabulutlar sarmayacak mutluluğumuzu. Birden ölüme kesmeyecek hava. Üşümeyeceğiz, hep ilkbahar olacak. Korkmayacağız yitirivermekten. Hep birlikte olacağız, hep güleceğiz, oynayacağız. Boşluktan ibaret olmayacak içimiz. Kalbimiz dolu dolu neşeyle çarpacak. Bize anlamlı bakan minik gözler olacak Gözgöze olacağız.
O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.a.s.
Bir daha hiç mutlu olamayacağınızı bilseydiniz.
Hiç bir şeyin sizi sevindirmeyeceğini, aldığınız hiçbir haberin iyi haber olamayacağını, yediğiniz içtiğiniz hiçbir şeyin tadının hoşunuza gitmeyeceğini, güneşin ısıtmayacağını, rüzgarın serinletmeyeceğini, çiçeklerin hep başkaları için açacağını ve şarkıların başkalarını coşturacağını bilseydiniz. Nasıl hissederdiniz kendinizi? İşte ben böyle hissediyorum.
Bomboş kaldı içim. Hayallerim, umutlarım ve güzel rüyalarım hep birlikte bir anda terk ediverdiler beni. Bu kadar sevinmeye, mutlu olmaya hakkın yok dediler.
Şimdi hak ettiğimi yaşıyorum. Kötü kaderim bir kez daha hatırlattı kendini bana. Dur bakalım biraz, ben burada durdukça (ki o hep orda), sen mutlu falan olamazsın dedi. Dediği gibi de oldu. Elimi uzatsam tutacaktım mutluluğu o kadar az kalmıştı ama yine aynı son: ÖLUM
Şimdi ölümün soğuttuğu evimizde kötü kaderime ortak ettiğim eşim ve ben birbirimize sokulup ısınmaya çalışıyoruz ama soğuk işte hep soğuk giderek daha soğuk bu ev, bu hayat.
Yitirdiklerimle birlikte bir daha geri dönmemek üzere beni terk eden umutlarım. Nerdesiniz?
Acılarımız bu kadar ağırken, yaralarımız bu kadar derinken, yüreğimizin orta yeri kanayıp dururken güzel günlerin gelmesini ummak ne kadar anlamsızsa, geçmişi özlemek geçici mutluluklarımızı hatırlayıp avunmaya çalışmak da o kadar saçma geliyor şimdi.
Bırakmak zorunda kaldığımız minicik elleri tekrar tutabilmek mümkün değilse, hayal ettiğimiz hiç bir şey gerçeğe dönüşmeyecekse, gittiyse giden, kaldıysa geriye koca bir boşluk nasıl umutlanır insan? Nasıl bir gün yeniden sevinebileceğini, en azından iyi hissedebileceğini düşünür? Hayat bize gri gölgelerinden başka neyi sunabilir artık?
Kaderin bize vereceği tek güzel şey başka bir dünyada meleklerimizin minik ellerini tutacağımız o vuslat günüdür. Gözlerimizin önünden silinecek o gün tüm bu gri tonlar ve yerlerini çocukken okuduğumuz masalların renkleri alacak. O gün bir masal günü olacak aslında. Masal kadar güzel, masal kadar masum ve berrak olacak. Gerçeğe dönüşen bir masal olacak bizimki. Bütün gerçekliğiyle yaşanacak. Bunu bir tek biz bir de melekler görecekler. O minicik ellerle buluşunca ellerimiz, kapanacak yüreklerimizdeki kanayan yaralar. İşte o zaman hatırlanacak sevinmek ve umut etmek. Doya doya koklayınca onları ne güzel kokarmış aslında çiçekler diyeceğiz. Saçlarını okşayınca ne güzelmiş dokunmak diyeceğiz. İlkbaharın renkleri olacak her tarafta. Sarılıp sonsuz özlemle bağrımıza basınca işte yaşamak diyeceğiz.
O masal günü elbet gelecek. Sessizce akan gözyaşlarımızla bekleyeceğiz. O gün bu dünyadaki kaderimiz bu dünyada kalacak artık bizi mecburen rahat bırakacak.
Sonrası sonsuz sevinmek olacak. O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.
Hiç bir şey azaltmayacak sevincimizi. Karabulutlar sarmayacak mutluluğumuzu. Birden ölüme kesmeyecek hava. Üşümeyeceğiz, hep ilkbahar olacak. Korkmayacağız yitirivermekten. Hep birlikte olacağız, hep güleceğiz, oynayacağız. Boşluktan ibaret olmayacak içimiz. Kalbimiz dolu dolu neşeyle çarpacak. Bize anlamlı bakan minik gözler olacak Gözgöze olacağız.
O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.a.s.
Bir daha hiç mutlu olamayacağınızı bilseydiniz.
Hiç bir şeyin sizi sevindirmeyeceğini, aldığınız hiçbir haberin iyi haber olamayacağını, yediğiniz içtiğiniz hiçbir şeyin tadının hoşunuza gitmeyeceğini, güneşin ısıtmayacağını, rüzgarın serinletmeyeceğini, çiçeklerin hep başkaları için açacağını ve şarkıların başkalarını coşturacağını bilseydiniz. Nasıl hissederdiniz kendinizi? İşte ben böyle hissediyorum.
Bomboş kaldı içim. Hayallerim, umutlarım ve güzel rüyalarım hep birlikte bir anda terk ediverdiler beni. Bu kadar sevinmeye, mutlu olmaya hakkın yok dediler.
Şimdi hak ettiğimi yaşıyorum. Kötü kaderim bir kez daha hatırlattı kendini bana. Dur bakalım biraz, ben burada durdukça (ki o hep orda), sen mutlu falan olamazsın dedi. Dediği gibi de oldu. Elimi uzatsam tutacaktım mutluluğu o kadar az kalmıştı ama yine aynı son: ÖLUM
Şimdi ölümün soğuttuğu evimizde kötü kaderime ortak ettiğim eşim ve ben birbirimize sokulup ısınmaya çalışıyoruz ama soğuk işte hep soğuk giderek daha soğuk bu ev, bu hayat.
Yitirdiklerimle birlikte bir daha geri dönmemek üzere beni terk eden umutlarım. Nerdesiniz?
Acılarımız bu kadar ağırken, yaralarımız bu kadar derinken, yüreğimizin orta yeri kanayıp dururken güzel günlerin gelmesini ummak ne kadar anlamsızsa, geçmişi özlemek geçici mutluluklarımızı hatırlayıp avunmaya çalışmak da o kadar saçma geliyor şimdi.
Bırakmak zorunda kaldığımız minicik elleri tekrar tutabilmek mümkün değilse, hayal ettiğimiz hiç bir şey gerçeğe dönüşmeyecekse, gittiyse giden, kaldıysa geriye koca bir boşluk nasıl umutlanır insan? Nasıl bir gün yeniden sevinebileceğini, en azından iyi hissedebileceğini düşünür? Hayat bize gri gölgelerinden başka neyi sunabilir artık?
Kaderin bize vereceği tek güzel şey başka bir dünyada meleklerimizin minik ellerini tutacağımız o vuslat günüdür. Gözlerimizin önünden silinecek o gün tüm bu gri tonlar ve yerlerini çocukken okuduğumuz masalların renkleri alacak. O gün bir masal günü olacak aslında. Masal kadar güzel, masal kadar masum ve berrak olacak. Gerçeğe dönüşen bir masal olacak bizimki. Bütün gerçekliğiyle yaşanacak. Bunu bir tek biz bir de melekler görecekler. O minicik ellerle buluşunca ellerimiz, kapanacak yüreklerimizdeki kanayan yaralar. İşte o zaman hatırlanacak sevinmek ve umut etmek. Doya doya koklayınca onları ne güzel kokarmış aslında çiçekler diyeceğiz. Saçlarını okşayınca ne güzelmiş dokunmak diyeceğiz. İlkbaharın renkleri olacak her tarafta. Sarılıp sonsuz özlemle bağrımıza basınca işte yaşamak diyeceğiz.
O masal günü elbet gelecek. Sessizce akan gözyaşlarımızla bekleyeceğiz. O gün bu dünyadaki kaderimiz bu dünyada kalacak artık bizi mecburen rahat bırakacak.
Sonrası sonsuz sevinmek olacak. O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.
Hiç bir şey azaltmayacak sevincimizi. Karabulutlar sarmayacak mutluluğumuzu. Birden ölüme kesmeyecek hava. Üşümeyeceğiz, hep ilkbahar olacak. Korkmayacağız yitirivermekten. Hep birlikte olacağız, hep güleceğiz, oynayacağız. Boşluktan ibaret olmayacak içimiz. Kalbimiz dolu dolu neşeyle çarpacak. Bize anlamlı bakan minik gözler olacak Gözgöze olacağız.
O masal günü elbet gelecek. Biz o günü göreceğiz.a.s.
inanki seni çok ii anlıyorum benim bebeğim 10 gün kaldı yoğun bakımda yıkıldım resmen onu hergün öyle görmek dayanılmazdı yavrum çekiyordu çünkü.sende sabırlı davranmışsın cnm başımız saolsun.allahım en kısa zamanda bzlere sağlıklı hayırlı evlat versin.sanırım biliyorsun başımdan geçenleri...
27 haftalık doğum..135 gün yoğun bakım...1 sene oldu kaybedeli..1 sene de geçse unutulmuyor siz ne hissediyorsanız eşinizle aynısını bizlerde yaşadık ve yaşıyoruz..ben bebekleri elliyemiyorum bile uzaklaşıyorum hemen ne yazıkki kimse bunu anlayamıyor aslında anlamalarınıda beklemiyorum ben böyle hissediyorum ve yapamıyorum ne acı...
Umutun ölümünden sonra araştırma yaptırdık genetik test vs...kanımda pıhtılaşma çıktı o yüzden beslenememiş..bende tekrardan anne olmak istiyorum hemde çok..içimde hayaller kurup duruyorum...ne zaman kısmet olacak bilmiorum belkide hiç olmıcak...(tüp bebek)....yaptırmam gerekior zaten umutta tüptü...ayrıntılarla daha da sıkmıyayım benim durumum bu...
Acımızı nasıl bastırdınız dersen sabır la hep sabır dedim ..herkes hayranmış bana yeni duyuyorum ne kadar sabırlı biri die konuşuyorlarmış bende kendimde bu huyumu da geç fark ettim...unutma ki allah sevdiği kullarnı unutmazmış ve bizler bana göre seçilmiş annnelerizz kim ne derse desin...
premetecim sende de heterizigot vardı sanırım..
hemotoloji doktorun ek olarak yaptırdığı testler:
1- Lupus Anti Koagülani
2- Homosistein
çok şükürki sonuçlar temiz çıktı ve doktor ileride gebelik oluşursa iğneye gerek görmüyorum dedi ancak riske atmamak için gebelik öncesi ve gebelik boyunca çok düşük dozda iğne verilebilir dedi.
Lupus anti koagülani kesinlikle negatif çıkması gerekiyormuş bende de negatif çıktı ve ağır bi sorun yok dedi.kaydirigubbakcemile5
premete canım benim avatarda görülen resim kızımın yağmurumun resmi teyzesi resmini orda görmek beni mutlu ediyor
Evet canım benim de mthfr 1298 heterozigot. Tahlil sonuçlarıma baktım da ben o testleri yaptırmışım zaten benim de lupus negatif. Benim asıl sorun heterozigottan değil de PAI 4g\4g ondan kaynaklı sanırım çünkü bu damar içi tıkaçlar oluşturuyormuş ve sonuç plesatal yetmezlik ve İUGR. İşin komiği genetikçiler hariç diğer doktorlar bunu bilmiyor ve bu değeri sallamıyor. Senin PAİ değerin ne.
benim değerlerimde ;MTHFR A 1298C geninde heterozigot mutasyon saptanmıştır,,PAI-1 5G/5G genotipi ve ACE Ins/del genotipi saptanmıştır APO E 3/3 bulunmuştur yazıyor ,, doktorum bunu aşırı folik asit eksikliği olarak değerlendirdi.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?