Gerçekten çok teşekkür ederim, anlatmak istediklerimi ne kadar güzel anlatmışsınız. Dava açmak gerçekten gerçekten kolay, ama ya sonrası. Hele ki velayet davası, çocuk şuan 7 yaşında o da gelecek mahkemeye, ona da sorulacak bazı şeyler. Mahkeme koridorları gergindir, soğuktur. En sakin insanı bazen zıvanadan çıkartır. Biz bu ortamlar yaşanmasın istedik, kimse yıpranmasın. Ben yıpranıcam, eşim yıpranacak bu da her iki çocuğa da yansıyacak ister istemez. Son bir deneme yapacağız, yine aynı sorunu yaşarsak maalesef bu zor yola girip dava açmak durumunda kalacağız.
Çokça söyledim ama tekrar söyliyim, kavga çıkarsa çıksın demek o kadar kolay değil maalesef. Hırsını alamayıp benim annemi-babamı-kardeşimi arıyor. Farklı farklı numaralardan gecenin 2'si 3'ünde. Yaşlı insanlar annem ve babam. Biri kalp-tansiyon diğeri şeker hastası. Siz tahmin edin o saatte telefonları çaldığında yaşadıklarını. Her kim olursa olsun, sebep her ne olursa olsun kimsenin benim aileme bunu yaşatmaya hakkı yok. Eşim tabi ki huzur düşünecek, iki evladı var birini görmezden gelip, diğeri için herşeyi göze alamaz. Daha doğrusu böyle bir seçim şansı yoktur. Aman birini göreyim, evde huzursuzluk olursa olsun, eşim ağlasın, eşimin ailesi huzursuz olsun , evdeki 14 aylık bebek bu huzursuz ortamda büyüsün diyemez. 5 ay görmedi evladını, gözünde ki hüzne, evde kızımızla oynarken dalıp gitmelerine ben şahidim. Az dayanalım belki düzelir dedi ama olmadı. Gidecek görecek kızını, yine getirecek yanımıza ama tekrar aynı olaylar yaşanmaya devam ederse , bu sefer mahkeme salonları olacak kızıyla buluşma yeri.
Benim çocuklar arasında bir yarış yaptırma durumum yok. İkisi de eşimin gözbebekleri, ben eşimin kızı için evimizde çocuk odası düzenlerken kendi kızıma sadece bir park yatak aldım. Eşim yok olmaz, ikisinin de odası olsun dedi ama benim kızım daha ufak şuan 14 aylık, ne anlar odadan büyüsün ablası gibi alırız ona da. Yeter ki huzurumuz olsun artık.
Velayet davaları eğer inatlaşma varsa zorlu geçer, yıpratıcıdır. Gidersiniz gelirsiniz, çocuğu çağırırlar, çocuğu pedagog görmek ister, sizi görmek ister. mahkeme koridorlarında kavgalar çıkar. velayet değişirse karşı taraf vermemek için direnir. Polisle gidersiniz kapıya, çocuk ağlar, polis alır...Hani filmlerde göründüğü gibi değildir herşey. Mahkeme uzayabilir, geçici velayetle çocuğun yeri değişir, sonra bir daha değişir. Çocuk başta olmak üzere herkes yıpranır. Umarım mantıklı bir şekilde çözülür bu olaylar da, daha tatsız şeyler yaşanmaz. Teşekkürler.
Süper tespitler, teşekkürler..Umarım dava açmaya gerek olmadan çözülür herşey.
Neden mecbur çekeceğim, hadi ben çektim diyelim bu kavgaları,gürültüleri,hakaretleri. Benim ailemin ne suçu var? Benim kalp-tansiyon hastası babamın, şeker hastası annemin ne suçu var. Kardeşimin ne suçu var. Bakın kadın sahte bir face hesabı açıyor, oradan kardeşimi ekliyor. Kardeşimin paylaşımlarından kardeşimin erkek arkadaşını öğreniyor, sonra ona facebook'tan mesaj atıyor. "Bu kızın ne mal olduğu belli değil, ablası da annesi de böyle bunların. Ben dostum, kimle yattığı kalktığı belli değil......vs.vs" diye. Gecenin saat 2'si 3'ü annemlerin ev telefonundan arıyor. "sizin kızınız o..., kocası evde yokken eve erkek alıyor, belki torununuz bile damadınızdan değil....." diye. Benim bozulan psikolojim, bozulan psikolojimin kendi çocuğuma yansıması, en son kavgada sütüm gitti, kızımı sadece 8-9 ay emzirebildim. Bunun hesabını kim verecek peki??? "Adama bak ya nasıl dayanıyor" diye düşünmek yerine, "adam yeni hayatıyla, deli kadın arasında kalmış" diye düşünmeniz gerekirdi. Evet eşimin kızını seviyorum, velayeti bizde olsa hiç erinmeden bakarım güller gibi, ama söz konusu kendi kızım, annem, babam , kardeşim olursa kralını da tanımam. Bu kavgaları çekmek zorunda falan değilim yani, ya o kadın aklını başına toplar yada açarım gerekli davaları, bir süre çoluk çocuk mahkeme salonlarında sürünürler alırım velayeti sonrasını kadın düşünsün artık. Ben bunlara gerek olmadan ne yapılabiliri sormak için konu açmıştım zaten.