- 2 Ağustos 2013
- 1.277
- 2.459
- 133
Kendi dünyasında iç huzuru bulamayan insanlar, huzursuzluğunu bu şekilde başkalarına zulüm ederek çıkarır. O içindeki gel-gitleri sana yansıtmış. Bir iyi olmuş bir kötü. gülü seven dikenlerini görmezmiş. Ruhunda denge olduğunda senin sadece gül kısmını görürken, ruhu huzursuz olduğunda dikenlerini görmüş hep. Hangimiz kusursusuz ki? Ama önemli olan herkesi olduğu gibi kabul edebilmek.
Psikolojisi normal olmayan biriyle berabermişsin, senin de psikolojini alt üst edip gitmiş. Yeniden kendini onarma zamanın. O kız için üzül bence. o da onun yeni kurbanı. Şimdi gülünü görüyor ama kısa sürede ona da sana yaşattığı zulümleri yaşatacak emin ol, çünkü mutsuz. Mutlu olmayı bilmeyenlerden. Şükretmeyenlerden o.
Şimdi için yanabilir, normal. Ama sonra geçecek.
Sebepsiz ayrılmış çünkü aslında ayrılığına bir sebep o da bulamamış. Bahanesi yokmuş aslında. Bazıları uzun süreli ilişkilerin adamı değildir. Belki o da öyledir. Kimi incitmez ki kafanda bir sürü soru işaretleriyle bırakılmak? Ama kendinde suç arama. Şu an dönse, içindekileri döksen, konuşsan; yine de kafandaki soruların cevabını bulamayacaksın. Kendini onun istediği gibi değiştirseydin (ki asla bunu kimse için yapma) bile o yine ayrılacaktı. Çünkü hasta ruhlu biri o.
bir gün iç huzuru olan biriyle gerçek sevgiyi yakaladığında, aslında şu yaşadıklarının ne kadar da hastalıklı olduğunu işte o zaman göreceksin ve iyi ki kurtulmuşum diyeceksin.
Hayat tekamülümüz için sanırım herkesin karşısına böyle birilerini çıkarıyor, dersimizi alalım diye. İnan bu tipler hiç bitmeyecek. Sen gerçek sevgiyi bul, bırak o kendi iç huzursuzluğunda boğulsun.
Forumda takip ettiğim birisiniz. Yazdıklarınızdan öğrendiğim hayat hikayeniz beni çok etkilemişti, çok güçlüsünüz bence. Takdir edilesi birisiniz. Umarım çok mutlu olursunuz her zaman..
Evet bu kişi bana hem ders, hem sınav oldu. Onun yüzünden ve onun sayesinde farklı yönlerimi keşfettim. Yararlı da oldu, zararı daha çok olsa da.
İçinde huzursuz olduğunu biliyorum, geçmişinde ağır travmalar yaşamış. Ama beni anlamadı, anlamak da istemedi. Ben sevgime, şefkatime yenik düşüp kıyamadım ona. Ama o acımasız olmaktan çekinmedi.
Kısacası ben onun için kıymetli değilim, olmasam da olur. O bende sevilmeyecek yönler görüyor ve beni istemiyor.
Bu gerçekleri biliyorum ama başkasına değer vermesi yine de canımı acıtıyor.
Bu değer verme, sevme, hissetme olayı ister kısa sürsün ister uzun.. Yine de benim hayal ettiğim, ulaşamadığım her şeyi başkalarına yaşatması canımı yakıyor. İster uzun yaşatsın, ister kısa..
Sanırım bu durumları yuta yuta alışacağım..
Çok teşekkürler bakış açınız için, söyledikleriniz çok yararlı oldu..