sanırım su an nısanlı degılsın. bıde nısanlan herkezden ayrı laf cıkıyor o dıyor bunsuz olmaz o dıyor sunsuz olmaz. nısanlanınca onlar warya nasıl batacak gozune bılıyormusun. hatta belkı kk dan benı bulup dertleşmek isteyeceksin. inş olmaz yınede dıyeyımde yasanıyor bunlar. cok yadırgadılar dedıklerımı ama annemın hıtap sekıllerı dawranıslarını bılmedıklerı ıcın oyle dıyorlar bende kırılmıyorum. annem bana resmen emredıyor yanı. neyse bozmuycam sınırleırmı daha fazla ..
elbet eskıycek ama yenı gelın olarak eskımıs seylerle yerlesmek var. benı emınım su an en fazla nısanlı olanlar anlar bunu anladım. bı bana gosterseydı cok mu sey ıstıyorum yaa.. bı kızım suna bak nasıl begendın mı alalım mı deseydı ne olurdu sankı bende dugunume az kala bole aglamasaydım...
soyle dıyeyeım sadece sana ütümü, misafr tepsili çay bardak takımımı, yatak ortusu 2 tane bunları sadece ben begendım we aldım. digerlernin hepsiniben ortaokuldayken lısedeyken ve unideyken almıs koymus hepsını. daha bugun gordugum o kadar cok seyım warkı anlatamam. aglamamak ıcın kendımı zor tutyorum dısardan cok basıt duruyor konu ama cok gergınım
benim annemde daha ben doğduğumda yapmaya başlamış çeyizimi mutfak eşyası dışında herşeyi almıştı falan nevresimler yatak örtüleri oyalar hepsi en az 15 yıllıktı evlenirken azar azar istediklerimi aldım bi odamı şark odası yaptım eski oyaları örtüleri orada değerlendirdim
evlendikten sonra bu fikirlerin çok değişecek eminim şimdi bi yazı paylaşıyorum okumanız dileğiyle
abah bulaşık yıkarken ellerimin annemin ellerine ne kadar benzediğini
fark ettim.
Benzemekten de öte; tıpatıp aynısı olmuşlar..
Ergenlik çağlarımda (hakikaten çekilmez bir yeniyetmeydim) annemin
ellerine sinir olurdum.
Ya da şöyle diyelim: Sinir olduğum bir milyon sekiz yüz kırk altı şeyden
biri de annemin elleriydi.
Kadıncağızın beni sinir etmek için ellerine özel olarak yaptığı bir şey de
yoktu.
Uzun kırmızıya boyanmış cadı tırnakları falan veya lime lime olmuş tırnak
etleri gibi bir durum da yoktu.
Sadece şekilsizdi. Yani güzel değildi. Ve ben buna sinir olurdum.
"Hah" dedim kendi kendime "şimdi senin de bir sıpan olsaydı o da sinir
olacaktı ellerine. Yeterince güzel değilmiş diye.."
Şimdi ise o eller biraz daha elimin içinde kalsın diye ne numaralar
çekiyorum...
Yok üşüdüm, tutsana elimi, yok kremi fazla sürdüm, alsana birazını,
tırnakların uzamış, törpüleyeyim mi..
Aslında düşününce, eller dışında da anneme her geçen gün daha çok
benziyorum.
Eskiden çok umurumda olmazdı şimdi evde ufacık bir dağınıklık olsa
sıkılıyorum.
Sabah kalkar kalkmaz temizlik yapmaya başlıyorum.
Hesapça çay demleninceye kadarki vakti değerlendirmiş olacağım.
Çay zift oluyor, ben hâlâ bir yerleri siliyorum.
Aynı annem gibi ben de masa örtülerini düzeltmeden yanlarından geçmiyor,
hoh yapıp silmeden aynalara bakmıyor, yerden gübür toplamadan
ilerleyemiyorum artık.
Aynı onun gibi sabah kalkınca uzun uzun camdan dışarıya bakmadan güne de
başlayamıyorum.
Esnafla iki kelimenin beli kırmazsam aynı onun gibi eksik iş yapmış
sayıyorum kendimi.
Daha az süsleniyor ama tıpkı onun gibi daha çok bakım yapıyorum.
Eskiden tek bir nemlendiriciyi üç kereden fazla kullanamayan ben artık her
gün sabah akşam sürüyorum.
Üstelik fındık tanesi kadar miktar, oldu artik ceviz tanesi kadar! Rimel
ise kurumak üzere..
Bu kadarla kalsa yine iyi.. Arkadaşlarımdan çok bitkilerimle konuşmama ne
diyorsunuz?
Ya da yalnızsam on iki dedi mi en şahane filmi bile seyrediyor olsam
kapatıp cup yatağa giriyor olmama?
Veya çantamda vızıldayan bir çocuğa verilmek üzere BONBON taşımaya
başlamama?
Ben de şaşırıyorum ama gerçek.
Annemde dalga geçtiğim ne kadar şey varsa hepsini ben de yapıyorum
artik!...
Tek kaygım şu: Bir gün ben de YOĞURT KAPLARINI biriktirmeye başlayacak
mıyım acaba?
Aklımın almadığı tek şey bu. Bütün dolap içleri yıkanmış, kurulanmış
yoğurt kaplarıyla dolu.
Hepsi küçük kuleler şeklinde üst üste dizilmiş, kuzu kuzu bekliyorlar. .
Kapakları da elbette mevcut.
Onlarca değil yüzlerce!
Ne diyeyim...
Bir gün elimdeki yoğurt kabını deterjanlarken anlarım herhalde kap
biriktirmenin esbab-ı mucibesini.. .
***
Bu yazıyı geçen sene yine bu günlerde yazmıştım..
Çünkü hatırlatmak istedim ki annelerimizde kızdığımız, kırıldığımız, dalga
geçtiğimiz, hafife aldığımız, lüzumsuz gördüğümüz, saçma bulduğumuz ne
kadar huy, alışkanlık, arzu, istek varsa bir gün hepsini kendimiz de
edineceğiz . şakanızı, siteminizi yaparken bunu unutmayın istedim.
Üstelik bazen sadece alışkanlıklar değil bahtlar da annelerden kızlara
miras kalabiliyor.
İyi veya kötü..
Onları eleştirirken, yargılarken bunu da düşünün istedim..
Çünkü..
Ben..
Artık..
Yoğurt kaplarını biriktirmeye başladım..
alıntı
__________________
Ne güzel bir yazı bu böyle paylaşım için teşekkürler ..
Çok fena oldum ama ben annemi çok özledim bugün geliyor çok şükür ay valla bak şimdi çok fena oldum
Mutluyum bir tanecik anamın kalbini kırmadıgım her sn duasını aldıgım için..
Kurban olurum sana anam sen meleksin
okuduğunuz için ben teşekkür ederim kırmayalım annelerimizi demi bizim beğenmediğimiz şeyleri onlar kuruş kuruş para biriktirerek kendi ihtiyaçlarını görmezden gelerek alıyorlar alın evinize koyun kullanmasanızda ben çoğunu kullanmıyorum ama bazzen öyle bi an geliyoki ihtiyacınız oluyor mesela dün kızım hastaydı defalarca istifra etti yatağıma tüm nevresim takımlarım kirlendi :):) en sonunda annemin yaptığı kenarı oyalı nevresim takımına kaldım
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?