Muharrem ayının 10. günü olan ve Arapça ”Aşara” diye ifade edilen bugünde, ”Hz. Adem’in günahından dolayı ettiği tövbenin kabul olunduğu, Hz. İbrahim’in doğduğu ve ateşten kurtulduğu, Hz. Yakup’un oğlu Yusuf’a kavuştuğu, Hz. Eyüp’ün şifaya kavuştuğu, Hz. İsa’nın göğe çekildiği, Hz. Nuh’un bindiği geminin tufan bitip sular çekilince Cudi Dağı’na oturduğu” belirtiliyor.
”Aşure’nin yapılışı ise şöyle rivayet ediliyor: ”Tufandan kurtulan Hz. Nuh, gemide kalan çeşitli erzaktan tatlı bir çorba pişirilmesini söylemiş. Tufandan kurtulanlar o günü kutlayarak bayram etmişler ve çorbadan yemişler. Ayrıca Hz. Muhammed’in torunlarından Hüseyin, Kerbela’da yine Muharrem ayının 10. günü şehit edildi. Zamanla aşure, onun ve onunla birlikte Kerbela’da ölenlerin ruhu için pişirilip dağıtılmaya başlandı.”
nasılda canım çekti
Ayşe hanım, aşurelerin yapılıp dağıtılmaya başlandığı bu günlerin geçmişte hangi olayların yıldönümüne denk geldiğini bize de hatırlatmış olduğunuz için teşekkürler size.
Evet, özellikle de İslam tarihinin pek çok üzücü ve kanlı olaylarından biri ve en üzücülerinden olanıdır Peygamber torunu Hz Hüseyin'in hem de daha çok genç bir yaşta böyle üzücü bir şekilde şehit edilmesi olayı.
Günümüze kadar gelen bilgiler arasında, Sevgili Peygamber Efendimiz'in Hz. Hüseyin'e olan düşkünlüğünün çok daha bir başka olduğu yer almaktadır.
O'nu çok daha bir başka sever, çok daha bir başka bakarmış O'na.
Bazen çocuklar öylesine afacanlık yaparlar ki, annelerin tahammül sınırlarını zorlarlar ve yıkarlar. İşte bir gün Fatma Anamız da böyle bir duruma gelmiş ve ister istemez Hz Hüseyin'e el kaldırmak zorunda kalmış. Bu olaya şahitlik eden Sevgili Peygamber Efendimiz'in tepkisi ise çok büyük olmuş. Fatma Anamız mahcubiyetiyle birlikte, tepkinin aslında başkaca bir sebebi olduğunu da farketmiş olmalı ki, bugün sabahtan beridir Hüseyin'e ne laf ne söz geçiremiyorum, ben kaldırıyorum o dağıtıyor, yaptığım hamurları saçıp savuruyor ve daha yaptıklarını anlatmaya devam ediyor, artık dayanamadığını söylüyor. Sevgili Peygamber Efendimiz'in gözleri dolu dolu bir halde, Hz Hüseyin'e dokunmaya bile kıyamaz bir vaziyette ve çok çok üzgün olarak; Fatıma, O na sakın ama sakın kılına bile dokunup incitme, Onun bedeni çok büyük acılara maruz kalacak, tarzında şeyler söylediği gelen rivayetler arasındaymış, ben de kısa bir süre önce ilk defa duymuştum bu olayı.
Tabi ki, geçmişte yaşanan hadiselerle ilgili olarak günümüze gelenlerin ne kadarının tam olarak doğru olduğunu bilemiyoruz. Ve tabi ki gaybı yalnızca ve yalnızca Yüce Allah'tan başka kimse bilemez. Lakin, Yine Yüce Allah'ın, "Sen olmasaydın Alemleri yaratmazdım" beyanı olan Alemlere Rahmet Sevgili Peygamber Efendimiz'in, pek çok olay hakkında kendilerine malum olduğu ve birçok şeyleri önceden bilebiliyor olduğu da yine sağlam kaynaklardan günümüze kadar ulaşan bilgiler arasında olduğu için, böyle canı gibi sevdiği torunuyla ilgili bir hadisenin O mübarek gönüllerinde bilinebilmesi de gayet olağan ve muhtemeldir.
Yüce Rabbimin en kıymetli ve en özel insan olarak yarattığı Sevgili Peygamber Efendimizin hayatındaki her birşeyde aslında bizlere ne büyük ibretler var diye düşündükçe her defasında başka başka yeni bir şeyleri daha hayretle farkedebiliyor insan.
Sevgili babacığını hiç tanımadan kaybediyor, sevgili anneciğini de keza aynı şekilde daha küçücük bir çocukken kaybedip hem öksüz hem yetim kalıyor. Kendine Peygamberlik vahyi geldiğinde ve sonrasında ise nelere nelere maruz kalıyor. Düşmandan gelen bir okun isabet etmesiyle mübarek yanağından yara alıyor, mübarek dişi kırılıyor daha niceleri.
Hani bazen, her ne kadar hamd ve şükür halinde olsak dahi, bir şekilde sanki sıkıntılarımız öylesine ağırlaşıyor ki altında ezilmiş gibi hissediyoruz, bir türlü güç yetiremiyoruz üstesinden gelebilmek için hiçbirşey fayda etmiyor gibi oluyoruz, kimi çok ama çok canımızı yakan olaylar yaşayabiliyoruz. İşte böyle zamanlarımızda Sevgili Peygamber Efendimizin hayatından sadece bir iki şeyi bile düşünebilirsek çok faydalı olacağı kanaatindeyim, kendim için de bunu alışkanlık haline getirmeye çalışıyorum.
Alemlere Rahmet, bizlere model ve rehber insan, Yüce Rabbimin en özel kulu Sevgili Peygamber Efendimiz'e her fırsatta her duamızda olabildiğince her anımızda selam olsun inşallah.
Ve Yüce Mevla hepimizi ve çoluk çocuğumuzu da Onun ahlakıyla ahlaklandırsın. O'nun güzelliklerinden, O'nun sabrından, O'nun sevgisinden, O'nun merhametinden ve daha sayılamayacak tüm güzel özelliklerinden nasiplenmek ve örnek almak kısmet etsin hepimize. O mübarek yüzlerinden hiç eksik olmayan O sevgi dolu güzel tebessümlerinden olabildiğince hepimize nasip etsin inşallah. Ve O'nun hatrına tüm dualarımızı hakkımızda en hayırlı olanından kabul etsin ve dileklerimize bizleri kavuştursun. Ve en önemlisi, O nun şefaatini bizlerden esirgemesin inşallah.
Ayşe Hanım'ın aşure dönemiyle ilgili bilgisini okuyunca aklımdan ve gönlümden geçenleri sizinle de buradan paylaşayım istedim. Umarım sıkıcı olmamıştır.