- 29 Aralık 2014
- 1.473
- 3.699
- 83
- Konu Sahibi burcubahar0635
-
- #41
Beğenmediğiniz ve yaşı büyük olan biriyle evlenme zorunluluğunuz asla yok.Bi haftadır hiç iyi değildim sırf ailemin evlilik baskılarından ve hiç beğenmediğim yaşı büyük birileriyle kısmet bulmalarından..ki öğretmenim tabiki yuva kurmak istiyorum ama sevdiğim biriyle.gerçekten evlilik böyle mi?
Çoğumuzda evlilik pişmanlığı varken , ben hâlâ evlenmek için acele edenlere akıl sır erdiremiyorum , okuyorsunuz görüyorsunuz bu yazılanları açılan konuları niye evlenmek istiyorsunuzki , şimdiki aklım o zamanlar olsaydı asla ama asla evlenmezdim , valla ömrümü bekâr olarak geçirir prenses gibi yaşardım . İyi bi şey olsaydı adı " koca " değil " gonca " olurdu , isminde meymenet yok " koca " işte koca'ymış ...
Bence de evlenmeyin..
X'in gelini
X'in karısı
X'in annesi...
O kadar çok kalıba sokuluyoruz ki, bi kendimiz olamıyoruz..
Bekarlık özgürlük...
O hayalindeki erkek tipi, sadece dizilerde.yüzde doksan erkekler öyle zaten. birde becerikli hanım buldularmı, sorumluluktan iyice kaçıyorlar. örneğin bunu bıraktın, başka aldın diyelim, onunda sevmediğin başka huyları olacak. eşinin olumlu özellikleri varsa ona yoğunlaş, boş hayallerle kendini hem üzme, hemde kandırma. Bizim kültürümüz öyle ne yazıkki. evlilikte yük kadında daha çok. Bu birazda kadınların suçu, baştan böyle alıştırıyoruz. sonrada yük ağır gelmeye başlıyor. ne çocuklarımıza sorumluluk öğretiyoruz, nede eşlerimize. Eşinede kızma, zaten türk aileleri erkek çocuklarını el bebek, gül bebek yetiştiriyor. maddi zorluları inan her aile yaşıyor, o gördüğün facedeki sahte resimlere kanma. Ben evlilikte kadınların erkeklere sürekli dır dır yapmasını sevmiyorum mesela. erkekler bıkıyor bundan. dediğin şeyleri yaptırmak için farklı yollar denemelisin bence. kızarak, bağırarak söyeldiğin hiçbir şeyi yapmaz erkekler. konuştuğun dilin şeklini değiştirmen lazım öncelikle. sürekli tatlı dil kullanmalısın. ve yaptığı şeylere teşşekkür ederek, ikinciyi tekrar yapmasını sağlamalısın. onu değersiz değil, değerli hissettirmelisin. Aslında eşinden bazı şeyler bekliyorsun, peki hiç düşündünmü acaba, eşin nasıl bir kadın istiyor...O kadar doldum ki biraz içimi dökmek istiyorum...
Az önce instagramda bekar arkadaşlarımdan birinin spor yaptıktan sonra içtiği kahveyle olan fotoğrafını görmemle birlikte yaşlar boşaldı gözümden...Bi anda sinirlerim boşaldı sanırım.
Düşünüyorum da bekarken ne mutluymuşum.Yemeğimi yiyip odama çekilmek, canım istediğinde çıkıp gezmek, faturaları düşünmeden yaşamak, para derdi olmadan, eş, çocuk, akşam ne pişirsem, şu gün temizlik vakti vs gibi düşünceler olmadan ne kadar mutluymuşum.Evlenmek sadece daha çok sorumluluk ve doğal olarak mutsuzluk getirdi.Ne acelem vardı da evlendim üstüne bi de çocuk yaptım.
Bebeğimin doğmasıyla birlikte eşimle aramızdaki tüm ipler koptu...Hiçbi şekilde sorumluluk almayan, devamlı zorlamak gereken, bişeyi zorla yapsa da binbir laf eden kronik mutsuz bi insan...Sürekli yesin içsin yatsın, vizyonsuz, amaçsız günü kurtaran bomboş bi adam.
Evlilikte anladım ki insan anlatmaktan çok anlaşılmak istiyormuş.Zaten anlatma işi rutine dönünce birbirinin başını yiyen iki insandan başka bişey kalmıyo geriye.Karşınızda sizi anlayan,zor zamanınızı gören ve siz istemeden destek olan biri yoksa hiçbi zaman aile olamıyomuşsunuz.Biz de aile olamadık maalesef.
Ve anladım ki siz sorumluluk aldıkça yaptığınız tüm fedakarlıklar göreviniz sanılıyormuş ve nankör insan asla değişmiyormuş...Ve içinizde bi kere bişeyler bitti mi o ev artık size zindan oluyomuş...
Allah aşkına bi insanın yaşadığı yeri temizlemesi bi insana yardım etmek olarak görülebilir mi? Ev işleri benim görevim, bebek bakmak benim görevim, para getirmek benim görevim, MTV ödeme zamanını bilip onu bile halletmek benim görevim.Ben ne ara bu kadar eşek oldum indiremiyorum sırtımdan.
Bu kadar mutsuzsan boşan diyebilirsiniz.Maalesef boşanamam çünkü hayat boyu bana destek olan bi ailem olmadı, zaten biraz da onlardan kurtulmak için evlenmiştim.En az 2-3 sene daha bu cehennemdeyim...Ama artık taşıyamıyorum onca yükü.Eve gelip ben bugün yoruldum diyip eşek ölüsü gibi uyuyor.Çalıştığının yarısı da maaşındaki hacize gidiyor.Geri kalan para kendini geçindirmeye bile yetmez.Böyle bi adama sevgi saygı duyulur mu? Eve bunun yerine kedi köpek alsam en azından bana yük olmazdı.
Çok yorgunum, her gece kabuslar görüyorum psikiyatriye gitsem yardımı olur mu bilmiyorum ama son çarem o kaldı...
Çünk0 herkes ben farklı olurum zannediyor.Çoğumuzda evlilik pişmanlığı varken , ben hâlâ evlenmek için acele edenlere akıl sır erdiremiyorum , okuyorsunuz görüyorsunuz bu yazılanları açılan konuları niye evlenmek istiyorsunuzki , şimdiki aklım o zamanlar olsaydı asla ama asla evlenmezdim , valla ömrümü bekâr olarak geçirir prenses gibi yaşardım . İyi bi şey olsaydı adı " koca " değil " gonca " olurdu , isminde meymenet yok " koca " işte koca'ymış ...
6 yıldır evliyim öncelikle onu belirteyim.. spora da giderim kahve mi de içerim.. kız erkek ayırmaksızon arkadaşlarımla zaman da geçiririm.. hergün ne yemek yapcam diye düşünmem canım isterse yaparım istemezse eşime yemekler sende ya dışarı çıkalım ya sen hazırla canım istemiyo derim.. hiç bir zaman ev işlerini yemek yapmayı görev edinmedim kendime evlenmeden öncede böyleydim gerçi.. çünkü ben de insanım ve ihtiyaçlarım var! Sosyalleşmek gibi.. dinlenmek gibi.. sene de en az 3 kere tatile gitmezsem ciddi sorun yaratırım şanslıyım ki eşim de sever gezmeyi.. yani mühim olan bekar hayatı yaşamak değil eşinle o hayatı ne kadar paylaşabiliyosun o önemli.. baştan kendi kişiliğini evliliğine yansıtmazsan herşey senden beklenir ve yorulursun.. bunun evlilikle ilgisi yoktur seninle ilgisi vardır.. ilk evlendiğim de eşimde tam bir tipik türk erkeğiydi anasının kuzusu bir bardak su bile ayağına gitmiş yıllarca annesi geyşa gibi hizmet etmiş ha kötü mü değil sadece tercih meselesi.. ama ben öyle değilim hayat müşterekse eğer işin ucundan tutmak zorunda.. evimize düzenli yardımcı geliyo ama onun dışında iş yapılcaksa o süpürüse ben silerim, çamaşırları ben ütülerim o yerlerine kaldırır, bulaşık makinesini ben doldururum o boşaltır gibi... Bence evlilik çok güzel bişey hayatı paylaşmak çok güzel.. ben 6 yıldır haaala her akşam eşimin gelme saatine yakın heyecan yaparım sen düşün gerisini..O kadar doldum ki biraz içimi dökmek istiyorum...
Az önce instagramda bekar arkadaşlarımdan birinin spor yaptıktan sonra içtiği kahveyle olan fotoğrafını görmemle birlikte yaşlar boşaldı gözümden...Bi anda sinirlerim boşaldı sanırım.
Düşünüyorum da bekarken ne mutluymuşum.Yemeğimi yiyip odama çekilmek, canım istediğinde çıkıp gezmek, faturaları düşünmeden yaşamak, para derdi olmadan, eş, çocuk, akşam ne pişirsem, şu gün temizlik vakti vs gibi düşünceler olmadan ne kadar mutluymuşum.Evlenmek sadece daha çok sorumluluk ve doğal olarak mutsuzluk getirdi.Ne acelem vardı da evlendim üstüne bi de çocuk yaptım.
Bebeğimin doğmasıyla birlikte eşimle aramızdaki tüm ipler koptu...Hiçbi şekilde sorumluluk almayan, devamlı zorlamak gereken, bişeyi zorla yapsa da binbir laf eden kronik mutsuz bi insan...Sürekli yesin içsin yatsın, vizyonsuz, amaçsız günü kurtaran bomboş bi adam.
Evlilikte anladım ki insan anlatmaktan çok anlaşılmak istiyormuş.Zaten anlatma işi rutine dönünce birbirinin başını yiyen iki insandan başka bişey kalmıyo geriye.Karşınızda sizi anlayan,zor zamanınızı gören ve siz istemeden destek olan biri yoksa hiçbi zaman aile olamıyomuşsunuz.Biz de aile olamadık maalesef.
Ve anladım ki siz sorumluluk aldıkça yaptığınız tüm fedakarlıklar göreviniz sanılıyormuş ve nankör insan asla değişmiyormuş...Ve içinizde bi kere bişeyler bitti mi o ev artık size zindan oluyomuş...
Allah aşkına bi insanın yaşadığı yeri temizlemesi bi insana yardım etmek olarak görülebilir mi? Ev işleri benim görevim, bebek bakmak benim görevim, para getirmek benim görevim, MTV ödeme zamanını bilip onu bile halletmek benim görevim.Ben ne ara bu kadar eşek oldum indiremiyorum sırtımdan.
Bu kadar mutsuzsan boşan diyebilirsiniz.Maalesef boşanamam çünkü hayat boyu bana destek olan bi ailem olmadı, zaten biraz da onlardan kurtulmak için evlenmiştim.En az 2-3 sene daha bu cehennemdeyim...Ama artık taşıyamıyorum onca yükü.Eve gelip ben bugün yoruldum diyip eşek ölüsü gibi uyuyor.Çalıştığının yarısı da maaşındaki hacize gidiyor.Geri kalan para kendini geçindirmeye bile yetmez.Böyle bi adama sevgi saygı duyulur mu? Eve bunun yerine kedi köpek alsam en azından bana yük olmazdı.
Çok yorgunum, her gece kabuslar görüyorum psikiyatriye gitsem yardımı olur mu bilmiyorum ama son çarem o kaldı...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?